3 Haziran 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

3 Haziran 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Katırla seyahat Yirmi otuz kişilik bir kafile e- şekle Avrupa seyahatine ç mak istemişler ve kendilerine yo. gös- termesi için (Turing klüp)e müra- caat etmişler. Beynelmilel bir teşkilâta bağlan- wuş bulunan Turing klüp bu eşek- çi kafilesine şu cevabı vermişti — Bizim teşkilâtımız otomobille seyahat edenler için hazırlanmış- tır böyle bir eşek kervanma yar- lirâ dım edecek ahır, palan yem ve- imi gübre tesisatı ile alâkmız yoktur! Avrupa ile teması artırdığımız İ halde çul ve step hayatından vaz dek geçmek istemiyenlerin hâlâ mev- cut olduğunu görüyoruz. Bu eşek kafilesini teşkil edenler eğer Ame- rikanvari bir maskarahık fikrile bareket etmiyorlarsa bu teşebbüs- #8 lerini hamirru halk suretinde ka- Mİ bul etmek lâzımdır. Bu takdirde onlara gösterilecek yol Avrupanın çip caddeleri değil, Şeceristan, ürdistan, Dağısı ibi Bk gıstan gibi şark w- Gariptirki mucit ve kâşif diye or- taya çıkanlarımız Con Ahmetlik. ten ileri gidemedikleri gibi böyle Endir! an böy gösterenlerimiz ie LETV: . balm olmaktan kur. Bu mevsimde Avrupanın her kö- şesinde büyük turizm hareketleri başlar. Fransada iki büyük gaze- tenin ve beynelmilel turizmi heyet- lerinin tertip ettikleri uzun otomo- bil seyahatleri oluyor. Fransa turu, cenubi Avrupa tu- ru gibi ilin işti. râk ettiği bu müsabakalar büyük bir zevk ve muvaffakiyetle devam ediyor. / Seyahat için saatte yüz elli, iki Yüz kilometre yapan otomobillerin icat edildiği ve her işin makine ve motorla yürüyeceği bir sürat © ve hareket devrinde katırla eşeği yan yana katarak otuz kişilik ker- van halinde Avrupa içine dalmak gülünç olmaktan çok ileri bir mas- karalıktır. Bu katır kafilesinin bo- Yunlarında çıngırakları, alınların- w mavi boncukları, başlarında kıl paybeleri, ayaklarında demir nal- arı ile cilâlı parke döşeli Paris bul- Ayasofya mozayikleri M-Witemur Ayasofya mozayi larmı meydana Riiziek yer var ise başladığını Müzeler ida- dirmiştir. mimarı Macit Beyin ri- bir heyet Ayasofyada ya tetkik etmiştir. 102 Jalu Hisse 2510 5130 Sir. hariye Telefon Prağ Viyana Madrit f Berlin Varşora Paşte Belgrat 91348 : > 2 ağ 5m Bükreş ". Moskova NUKUT (Satış) 7, 108095 1 Çerneveş 1 Alım 1 Mecidiye Banknot İ cibince tüccar elindeki afyonların ihra- itiş teşkil edilecek olursa bol İ ihracat yapacak derecede kap | li terliklere od Ekonomi Dolar Amerikada enflasyon ve altın kaydı meselesi 18 Nisanda Amerikanın altın esası- nı terketmesini takip eden haftalar zar- fında dolar kıymetinden “4 14 kadar kaybettikten sonra © seviyede sahit kal- mıştır. Daha fazla sukut etmesinin ise Mr. Roosevelt'in, enflasyon ve ziraat ha- | nunları ile kendisine verilen salâhiyeti is ee derecesine bağlı olduğunu yazmış tı O vekitanheri Mir, Roosevelt verilen salâhiyetleri hiç kullanmamış ve enflas- yon yerine deflasyon başlamıştır. Altın esası terkolunduğu gün — 18 Nisan — Amerikada tedavülde bulunan banknot, Federal Reze-v not ve müma- sil tediye vasıtaları yekünü 6.068 mil. yon dolara baliğ oluyordu; o vakittenbe- ri 5.852 milyon dolara düşmüştür, Bu tenezzül oldukça mühimdir. Ticaret ve sanayiin bankalardan is- konto talepleri gitgide azalmakta ve lombardaj da tenskus etmektedir. Ban- kaların piyasadan külliyetli miktarda hazine tahvilâtı mühayaa etmek sur le tüccarın elinde işe kullanabilecekleri para miktarını arttırmak hususun?» ev» velce yapılmış ve sdemi muvaffakiyetle neticelenmiş olan tecrübeleri ise tekrar etmeleri müşküldür. Bakalım M>». Roosevelt önümüzdeki haftalar zarfında ne yapacak., ... Evvelce bu sütenlürda Amerikanın mukavelelerdeki altın kayı e boreları hali hazır kıymet zerinden henlenet olarak tediye edilmesi me müsaade etmesinin kuvvetle memul olduğunu yazmıştık. Bu tahminimiz te- hakkuk etmiş ve Mir, Roosevelt ahiren mukavelelerdeki altın kay. dını tanıyacağını bildirmiştir. Bu ka radan hariete, Kilhasa Alman maliyeci. leri memnun olmuşlardır. Çünkü Alman hükümeti, belediyeleri ve bankaları ha içte altm dolar üzerine külliyetli mik. larda borcu bulunmaktadırlar.. Bu kar rardan, mahdut mirtarda Türkiye de i tifade edecektir. Ti ... Hilanda Florini hakkında ciban bor- saşında bir müddet hüküm süren endi- olmaktadır. Afyon ihracı durdu Afyon inhisarı hakkında kanun mu- cının men'i hakkında verilen müddet İk tısat Vekâletinin teklifi üzerine Meclis» ge 1 Haziran tarihine kadar temdit edil miştir, | Bu müddet Çarşamba alesamı bittiği işin Gümrük idaresi Perşembe sabah. itibaren tüccar afyon ihracını dur. durmuştur. Muamafih, yeni İktesat o Vekiletine bağlı uyuşturucu maddeler inhisar ida- resinin teskiline lige Meclisten çıktığı için vaziyet ünl i seklini almış olacaktır. © eg Arpa ihracatımız Arpa, son iki sene içinde ihraç malla me a sna büz öne el senesi Türk arpacılığında harpten eveldenberi hir dönüm noktası olmuş ve memlekete senevi üç, dört milyon li- va temin eden bu madde bir muvazene unsuru olarak krbul edilmiye başlanmış ar, Son bir kaç aydır arpa fiatlerinde bir durgunluk görülmektedir. Bu durgunlu ğun nihayet hu ay içinde dünya arpa rekabeti hakkında yapılacak tahminlerle beraber zail olacağı muhakkak gürül Ticaret borsasının neşrettiği 932 yıl- lığına nazaran, 937 arpa ihracatımız 89.218 tondur. Bu vaziyete göre arpa ihracatımız hir vıl evelki hizme mubafa- a iyor demektir. ; Mez üç senelik arpa ihraç vaziyetimiz 1932 193 1840 89.218 3.458.333 91.168 3412258 6.184 283.785 Geçen sene başlıca şu memleketlere ipini milterlarda İhracat yapmış Almanya Belçika Fransa Ingiltere talya U.R.S, S. Yunanistan Filistin Hindistan Suriye 0.323 Mısır 1.914 Diğer memleketler 9.034 Kanlumbağa çifti Ticaret odası, tetkikat şubesi, mem- i kaplumbağa £ yetiştirmeğe müsait mıntakalar hakkında tetkikatına etmektedir. Verilen malümata göre Küçükçek: Şec9 civarında fazla miktarda kaplum- bağa bulunmaktadır. Burada bir kaplum 624 23.173 15.282 6258 12.733 s2 4121 6.544 50 30246 961.658 67.158 tumbağa elde edilecektir. İşlemeli terlikler zamanlarda Amerikadan İişleme- karşı ta Belediyede Kilo esası Artık İstanbula semiz hayvan gelmiyecek Şmdiye kadar mezbabada rüsumun kilo üzerinden değil, hayvan üzerin- den alınması, celepleri, İstanbula hep fazla semiz hayvanları göndermeğe sevkediyordu. Bu sebepten Anadolu- nun bir çok yerlerinde, bilhassa Erzu rumda köylünün elinde ziraat ve de- mızlık için çok cılız ve zayıf hayvan- İ lar kalıyordu. Bu hal umumi şikâyet- leri davet ettiğinden mezbaha resmi- nin kilo üzerinden alınması kararlaj- tırılmıştır. Karaağaç mezbahaamda in şa edilen ve havai hat ile naklolunan bayvanatı tartacak basküller yakında bitecek mezbaha resminin kilo üzerin den almmasma başlandığı zaman ta- cirler İstanbula semiz hayvan getirmi yeceklerdir. Esasen üç aydan beri hay van borsası da heyeti vekileden verilen bir karar üzerine evvelce hayvan ba- şından aldığı binde dört yerine kilo başmdan beş para borsa resmi alma- ğa başlamak suretile kilo esasını ak- bul etmiş oluyor. Seyrüsefer işaretleri Belediye ve Türküye Turing ve oto- mobil klübü evvelce anlaşıldığı şekil- de beynelmilel seyrüsefer işaretlerini şehir hudutları dahilinde muhtelif yer lere koydurmağa başlamıştır. Beynel milel seyrüsefer işaretleri 38 muhtelif sekildedir. Şimdiye kadar 25 muhtelif yere bu işaretler konulmuştur. Bilhas- &n Maslak yoluna, Kadıköy ve Yeşil köyde dış göselere, İstiklâl caddesi, Galata ve Eminönünde mühim geçit- lerde direklere bu işartler konulmüuş- tar. Daha bir çok yerlere bu beynelmi tel işaretler konulacaktır. Altıncı şu be bu işaretlerin şoförler tarafından | öğrenilmesine itina edecektir. Yangına karşı bol su Itfaiye Terkos musluklarının suları âfi gelmediğini nazarı dikkate rak evlerde, büyük bahçelerde ve ir yerlerde kuyu, sarnıç, havuz, çeş- me, hül i birer tayin ve tesbit ile harita üzerine işaret etmiştir. Terkos musluklarından başka yangın zuhurunda İstifade edi- lecek olan bu su membaları dört bine baliğ oluyor. Kanlıkavak suyu Boğaziçindeki Kanlıkavak suyu E- mirgâna indirilmişti. Son zamanlarda bir zat Kanlıkavak suyu membhamın kendi arazisinde bulunduğunu iddi etmiş, bedava surette akıtılmasını belediye aleyhinde Bele diyenin noktai nazarına göre busu senelerden beri halka mahsus olarak umum tarafından istihlâk edildiğinden şahsi tasarruf iddiaları varit görülme- mektedir. Gümrüklerde Bir ihbar Gümrük idaresi zabıta. ile müş- tereken yeni bir ecza kaçakçılığı tahkikatile meşgul ol İrr Kaçakçılık ihtisas o mahkı ine ve ihtisas müddeiumumiliğine ih- bar edilmiştir. İhbar üzerine tahkikata geçil- miş ve bu işle alâkadar olmaktan maznunen bazı kimselerin ifade- İerine müracaat edilmişti İstiç- vaplar devam etmektedir. Tahki katın şu günlerde bitirilmesi bek- leniyor. Kısa haberler ———-— * Avrupa müzelerini tetkik için bir ay evvel Avrupaya giden asarı #- tika müzesi müdürü Aziz Bey birkaç güne kadar dönecektir. * Mısır Kral hanedanına mensup Prenses İffet Hf. dün Ege vapuru ile İskenderiyeden şehrimize gelmiştir. * Tapuda teşkil olunan yeni iskân bürosu işe başlamıştır. * Üsküdar Tapu idaresinin Üskü- dara nakli temmuza kalmıştır. * Tapu ve kadastro kadrosunda bazı tebeddülât olmuştur. İstanbulda ki memurlardan birkaçı taşraya tayin el ve dört beş kişi açıkta kalmış * Kadastro heyetleri ellerinde bu- lunan işi bitirmediklerinden Haziran postalar işe başlayamamıştır. luyordu. Son bir iki sene içinde b b terlikle Karı ret azllmşt Amerikada işlemeli terlikler balolar- da kullanılmaktadır. Oktruva kalkınca Kahve tacirlerinin söylediğine göre oktruvayı o kaldıran Okanına Ons zaran kahve okkada üç buçuk kuruş da ba ax resim verecektir. Pirinç okkada bir kuruş fazla resim verecektir. Çay resminde evevlkine nisbetle hiç bir fark olmıyacaktır. İSTANBULDA Beykoz Parkında bir gece Birçok aileler, buraya yemeklerile bera- ber gelip geç vakte kadar kalıyorlar Bana her rastlayışında sorar: — Bu cüma... bu cuma olmazsa ge- lecek cuma ..» ani de dil ün, nın aya ye e Sidik adile TUluköy”ün meşhur çmarlı kahvesinde bana evini tarif etüler: — Orta böylu bir parça zayif... ga- 'apıyı kolaylıkla bulduk. Fakat bizim ahbabı bulamadık. Karşı evin len bir hanım eml — Onlar, koruya gittiler efendim... im arkadaşın keyif ehli olduğu- | nu bilirim ama, günün bu (saatinde İ evden çıkacağını da doğrüsu um. mıştim. Tabii bu haberi alınca ben de | korunun yolunu tuttum. Bir dönemeç. küçük bir dönemeç daha.. nihayet koru.. Hidiv İsmail pa- Korusu. iie * Vaktile hiç şüphe yokki şimdikin- den ağaçları çok daha sik, gölgesi çok daha geniş, fakat bugünkü hali Cuma günü oldu mu anlaşi- | lan bütün Uluköy haliçi bu koruya dö- | külüyor. Her ağaçın altında bir çilin- gir sofrası.. Çayırlar üstünde boğaza karşı bir cünbüş ki olursa bu kadar o- lar, Korunun ötesini berisini dolaşma- # kalmadan bizim Hikmet Mü- ili aradığım arkadaşi. fakat, nasıl vaziyette bilir - misiniz? kundaktaki çocuğunun ( salmcağını sallarken. Uzaktan selâm aldım: — Kolay gele hazret... Yerinden siçrayarak kalktı: — Yahu. Gelecektin de bir haber yollamak yok mu idi? — Böylesi daha iyi, — Böylesi daha iyi ama, ben hazır- hksızım.. — Aldırma canım.. — Aldırmamak mümkün mü? misa- fiği ağırlamak lâzım. — Ben yemek yedim de geldim. — Yaş #0Yem »<EBuraya kadar gelmişken iki ka- deh te mi içmezsin?. Bayağı keyfi kaçmıştı. Sorduğum seylere cevap bile vermez oldu. Şöyle Bir kaç dakika bik faline, bikleri var- dır. Daldıktan sonra ellerini çırptır — Dur! Hatırmma bir şey geldi.. — Hayırdır inşallah. — Seninle Beykoza gideceğiz! —.Ne yapacağız Beykozda... — Gezip eğleneceğiz. yiyip içece- üz. — Yoksa, sen evi Beykoza mı nak- lettin? — Hayır, canım.. Beykoz parkının sahibi Cemil Bey, ne zamandanberi davet eder, durur., Bugün tam sasi... Beraber gideriz. K — İyi ama, davet edilen sensin. ben ; — Zarar yok, ben de seni davet €- Güldüm: — Tavşanın soyunun soyu gibi biz 'de misafirin misafiri mi olacağız? Acele acele sordu: — Saatin kaç? Poliste > Azılı sabıkalı Polis saklandığı evi bularak yakaladı Vefa civarında muhtelif hırsızlıklar» dan maznunen Haydar isminde birisi | bir müddettenberi zabıta tarafından - ranmakta idi. Tahkikat meticesinde Hay darın o civarda bir evde saklandığı an aşılmış ve kendisi yakalanmıştır. Tahkikat genişletilince Haydarın €v- veles Beşiktaşta zabitaya hakaret ve polise karşı silâh atmak suçlarından do- layı mahkeme tarafından yedi ay hapse mahküm edildiği anlaşılmıştır. Azılı sa- bıkalı evrakile beraber Adliyeye teslim Kahvede cerh Kahheci Aziz isminde biri kahvesin- de rakı içmiş ve kendisini kaybederek müşterilere çatmağa . Bu si- rada Nuri eps birisi daha kahveye gelmiş ve Aziz buna da çatmıştır. Bu yüzden Nuri ile vi m ük ka iter, mm ünie Baia e ey Aziz bir bıçakla Nuriyi sırtmdan ağır di kan sayi ak yere Değ Nari fazla ““ Otamabil ve motosiklet müsademesi Dün Çarşıkapıda bir otomobil mo- toniklet münademesi olmuş ve İsmail GEZİNTİLER — Dördü çeyrek geçiyor! — Hadi, durma.. vapura yetişelim.. Gelin de siz şu kismet denilen şeye inanmayın. Niyet “Uluköy,,e iken kıs met bakın nereye imiş?.. Beykoz parkınm kapısında, Cemil Bey, bizim Hikmet Münifi görünce; — Ooo. Dedi, seni hani; ruzgâr attı buraya? Ve hiç tanımadığı halde beni de ayni neşeli çehre ile karşıla- di. Cemil Bey, tam iş adamı... Parkın gazino (kısmına da, koru kismma da yetişiyor. Kapıda kalaba- lık bir gurup gördü mü, hemen karşı- lamağa çıkıyor. Kendi. yetişemezse a- 'damlarına emir veriyor: — Koşun. karşılayın. buyurun, de- yinl.. Park ta ne park ya.. âdeta yalancı cennet! Ben, bir aralık, ağaçlar arasında hayran hayran dolaşırken; Hikmet Münife: — Azizim, dedim, burası park de gil, âdeta balta girmedik bir orman... Cemil Bey onun yerine cevap ver: — Balta girmemiş ama, insan el İ girmiş beyim... ırkı tanzim için sarfettiği © lat Cemil Bey, çok müteşebbis bir a- dam... Beykoz park ve gazi raber getirerek buraya geliyor. Akşa- ma kadar parasız pulsuz eğleniyor. Cemil Bey; mekteplileri parka fena halde dadandırmış. Her gün bir mek- tepli kafilesi, Şirketihayriyeden husu- si bir vapur kiralıyor buraya geliyor. Yemeklerini, açık havada yiyor, geç vakte kadar eğleniyor, sonra da güle oynaya dönüyorlar. sai Manzara, hava, itibarile boğazın €n güzel yeri sayılan Beykoz, bu park sayesinde cuma günleri şenle 2 Cemil Bey, parkı gezdirdikten son- ra, bizi gazinosunda bir akşam yeme- ği yedirmek nezaketinde bulundu. Son vapura kadar, neşeli bir kaç saat geçirdik. Beykoz parkında Abraham paşa zamanından kalma köşkler hâlâ du- ruyor. Fakat ondan çok sonra yapılan, kumar salonu harap bir halde. ormanm bulunduğu yere vaktile ar- pacıçiftliği derlermiş. Abraham paşa, burasını ucuzca ar pacı zadelerden satın alarak orman baline kle ba iltiyar di kalmış. Sultan Aziz öldükten sonra da her- nasılsa, hazinei hassaya, hazinci has- sadan da asıl sahibi olan millete geç- Er- biri "Cemil Bey, bize bu izahatı verdik- ten sonras “© Ne yapalım.. Dedi, elden geldi- Hz - Mamamih, ben- bu varken nasıl olsa ekmeğimizi çıkara- cağız!. M. SALAHADDİN rifte Müsamere Feyziati lisesinde dün talebe ta- rafından bir müsamere verilmiştir. Müsamereye İstiklâl marşı ile baş alınmış, fantezi odanslar ve milli bazı oyunlar yapıldıktan sonra “ Rüyade Adalet ” isminde 3 per- delik bir operet temsil edilmiştir. Yavruların gösterdikleri muvaf fakiyet takdir edilmiştir. Mektep tenezzühü Eyüp orta mektebi son sınıf talebe- si hocalarile beraber Boğazda bir gezinti yapmışlar ve akşama kadar eğ lenmişlerdir. Tel 3469 numaralı kamyon çıkmıştır. Her ikisi de istikametlerini Lak ve eğe vakit Palma alandır. Bu çar bir görülü e ERER ER nin ba piya zar serette yaralanmıştır. Yara ÇAĞLARI hastahaneye kaldırılmış, şo- för ox Haşlandı Samatyada oturan Sultan isminde bir kadm o civarda bulunan Jâstik fabrikasından bir teneke kaynar su mıştır. Sultan çamaşır yıkamak için ğı bu suyu evine götürürken yolda ayağı kayarak yere düşmüş ve teneke üzerine iştir. Kadıncağız bu yüzden vücudünün muhtelif yerlerin- den yanıp haşlanmıştır. Bulaşık bahsi Salın politikadan bahsedec sanmaym. Vakıa o da bulaşık şeydir ama ben alellâde bizim bildiğimiz bü- laşıktan bahsedeceğim. n Bir aile, Bey, hanım ve çocuk. Bey hanımı, hanım da beyi seviyor. İki gö Böl bir olunca samanlık seyran olur derler ya! Hanım her işi görmüye razı, Zaten görüyor da. Lâkin bulaşık yer | kamak birinci zıttı. O herkesin ağzı: ma girmiş çıkmış kaşıkları, önünden kalkmış yağlı tabakları yı kamak yok mu? ona tahammül ede miyor. Bey, hanımm bu zafını biliyor, Eh karısını da seviyor. Hizmetçi & maya da bu buhran zamanda imkân bulamıyorlar. Hanım bul; yıkamaz, hiçmetçi de tutulmazsa, te baklar, kaşıklar, çatallar yağile dı maz ya!... O halde evdeki üç kişi, hanım çocuk yıkayamaz. Kim kalır? bey. Evet! Evin derliği zenliği için bulaşıkları bey yıkamaktı dır. Hanım beyinin o yaptığı bu feda kirlığa akrşı müteşekkirdir. Minnet- tardır. Ama akşama kadar dairede çalışıp sonrada evde bulaşık yıl : ta beyin hi gitmemektedir. Lâkin ne çaro? x Bu küçük ailenin hizmet hayatı böy- İsce uyumi idetlerin hilifme ve evin sektik aleyhine olarak taksim olum muştur. Aceba bü tek bir vaka mıdır? bunu bilmeyiz. Lâkin bakiki bir vaka olduğuna şüphe edilemez. ; Günün birinde bay, arkadaşlarım dan birile dertleşirken lakırdıyı bul şık yıkamaya getirir. i — Lâkin bulaşık yıkamın göç biri NE ele il i — i irader. Güç te | VA m? Berbat seydir. Siroz e biliyorsun?. — Ne bileceğim. Evde bulaşıkları ben yıkarım. Bizim hanam tırnakları | ve elleri bozulmamak için bu işi bana vermiştir. Ben de kabul ettim. Ne ça ve kardeşim. Hizmetçi tutamıyorum. Hanım her bulaşık yıkadıkça birlirn verip trrmaklarını yaptırıyor. O da ke- #oye zarar. Akla da zarar yat. Lâkin geçim dünyası. Amerikada erkekler” dört tülü zenant öğreniyormuş. Ben Birinci erkek büyük bir tehalükler © — Aman birader, sende mi?.. senin gibi bulaşık yıkarım. — Yarı, — Öyle yat, — demek ki hep bir fasiledeniz. — Evetl.. Bu tesadüf ve bu karşılıklı. itiraf, bu iki erkek arasındaki dostluğu etti, Artık sık sık görüşmeye baş o 'Ekveri sözleri: Dün bizde de misafir vardı. Tam yirmi tane tabak yıkadım. Çatal bıça)* hayret bir ahbabı var. Evin bulaşıklarını bey yıkarmış.. 'Her iki bulaşık yıkayıcı bey bir dızdan... — Kimmiş bu!.. — Şüphesiz. 7 — Bu adamın karısı ne iş görüyor. Böyle e Yaşlı hanım devam ediyor: Simi böyle erkeklerin yardım: cası olsun... A) Berikiler hep bir ağızdan: “4 anam vi Erkek erkekliğini bilmeli, kadın da kadınlığını.. değil mi efendim. Akşam evde her biri on beş tabak ve e Sik ieeei yıkadıktan sonra bitap YAkgİR ladan bri de beyer “Ayol. biraz koku al da Baksana üstün başm bulaşık

Bu sayıdan diğer sayfalar: