18 Haziran 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

18 Haziran 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ Büyük adamlar Sokrat * yap okrat, Milâttan (470) sene ev- *| Atinada doğdu. Evvelâ heykel ile meşgul oldu ise de, biraz in terkedip, sim fenne ” hü Bu mesai arasında bile i vakümetin kendisinden beklediği i eleri yapmağa çalışırdı; ii: Atinalıların Lâsede Munlu- ia muharebeleri esnasında o, ilk te bulunmuş ve fevkalâ- baz Yararlık göstererek yaralanmış- i- Sokrat, bir insanım yalnız ma. Mus ve fazilet sahibi olmasını kâfi Börmezdi, onun mutlaka vatanını Müdafaaya heran hazır olması lâ- #MEeleceği fikrinde idi. var tuharebe nihayet , Sok- rat Atinaya dönerek, inkıtan uğ- TAYA derslerine tekrar başladı. En Yade İ er dej lari i ina bir çok gençleri toplayıp, onlara ahlâk, ve insanlık hakkın. m, Sihatler vermekti; herkes o- ri xelâkatine hayran olur; sözle. vi, emalihürmetle dinlenir; ve e. hade çi ia bar teyden daha kıymetli, da- #erefli gelmişti. Fakat Sokra. #manları da vardı, « Gkirleri ytl edip pa » iç sretle Sokratı, batıl iti- içinde didinen mütaassıp 1s uğraş varile mahküm etme- Sokra; seriar, muvaffak ta oldular. Zuruna diner in hâkimleri hu- cd, nsizlikle ittiham olune- £ dini hrıldı. O büyük adam ken- oldulg; Püdafaa etmedi, mahküm kada, 0 sonra Sokratın ölümüne cip, kıpskadaşlarile görüşmesi i- ” maş, müddet hapishanede kal- müsaade eylediler. Rüfa- hazırla Piri ona kaçmak yolunu | $dedoy, 'Sinı söyleyince, Sokrat , reddetti, ve — “insan tinin kanunlarma itaate ur, Dedi. Na sma ., ate kadar sükünetini, s0- ankılığını muhafaza ey hoşuna giden şey: Sokakla. | rak, umumi meydanlarda | Resmin altına ince bir mukavva yap ıştırınız ve sonra ları kesiniz. Her azayı arka arkaya yapıştırınız. Ayni harflerle gösterilen ek yerle- rini telle tutturunuz. Bu suretle baş » ayakları ve kuyruğu müteharrik bir koyun me ydana çıkar si hapishane bekçilerinin bile na- | zarıdikkatini celp edip dururken, ! Sokrat, o aralıkta bile dostlarıma cesaret ve teselli veriyordu. Nihayet, zindancılar ona, — A- tinada ölüme mahküm olanlara i- girilen — zehirli şurubu getirdiler. | Sokrat, bardağı eline alarak bir hamlede, bilâ tereddüt hepsini iç- 41 Devlet gümrük müta- rekesini kabul etti (Başı 1 inci sahifede) komite, iki tâli komitenin da- pılmasını tavsiye edecektir. i tali komite mali kalkın- derhal alınması lâzım ge- irleri, i isi ise beynel- ün tesisi i- V amlı çareleri arayacaktır, kay, ite, beynelmilel tediyat ban | umum müdürü © ile Milletler 'yeti mali komisyonu mümeş- beraber çalış- karar vermiş- ten a Muvakkat bir istikrar Mu *decektir. Ve muvakkat is- emmiş ük mütarekesinin mü Bir teklif LONDRA, 17. A.A, e Yorum, tali. İlgi mede yazılı emisyonları ruzna için yaptığı bir toplan a ılmak iürahhası M. Palmatera” 18veç üsyonun müzakere mali : Sansı ola. vak, rüznamedeki > boka, M. Neville Chamberlajı seli tını da vptier etmesini €tmiştir, Bu teklif olduk, hare Kimalşelar sebep: ö uu. Fakat İsveç murahhasınm eklifi kabul edileceğe benziyor. Bir taraftan da konferansın bü- evletlerin tesiri altımda faz- dığını söyleyen küçük dev- er mur; ları arasında has mekiegzy tsuzluk baş göster Alay olsun deye mi? ül ONDRA, 17. A. A:— Cihan isat konferansındaki oAlman murahhas heyeti başlıca (o Alman LU slarından M. Hugenberg meş yaya müstemleke veril- tplunda bazı dilekleri havi © se SRAİZiİ muhteranm oo Alman | murahhas heyetinin değil fakat yalnız Hugemberg'in kendi düşün | gilerini gösterdiğini M. Colijme tildirmiştir. Reuter ajansınm edin diği malâmata göre bu muhtıra, konferans azasına dağıtılmamış- tır. Ve esasen şimdi kat'i surette | geri alınmıştır. o M. Litvinoff bu | muhtira hakkında gazetelerde oku duğu şeylerden başka bir malü- | matv olmadığını söylemiştir. Bu muhtirayi kaleme alanların konferansta ve komisyonlarda el- yeve meşgul bulunulan çok mü- him meselelerin vücut verdiği a- öx havaya ihtimal ki bir tuhaflık unsuru katıştırmak istedileri zan W lunmaktadır. Murahhaslar şerefine eğlence LONDRA, 17.(A. A. ) — Cihan ik: | at konferansı murahasları buzün | üleden sonra Mindsor sarayın krala mahsus olan bahçesinde şereflerine tertip edilen eğlence ve | çenliklerde bazır bulunmağa kral've kraliçe tara- fmdan davet edilmişlerdir. Hava çok güzeldir. Davetliler iki bin kişiyi geçmektedir. İstanbulluya Gün doğdu (Başı İ inci sahifede) yol borcu olarak 300 bin lira ka- lar bir para tahakkuk Oet tirmişlerdir. — Fakat © hesapla- diğindenekiki henüz / bitme binden tahakkukatm sonu alı- e Yukardaki (o miktarın m milyon liraya çıkaracağı ole edilmekte idi. Belediye al €re yeni bir emir vererek ya- tef kiz olan tahakkukatın “yeni MAPTE tebliğ. edilinceye ka- in banirini tamim etmiştir. Tefsi vin bugünlerde gelmesi beklen mektedir. Kanuna yöre 1340 sene. sindenberi yeniden yapılan yolla- rm yarı parası halletam “alır tar, Mecliste Şurayı Devletin ef. tirleri arasındaki farktan İstan bulluların 300 bin lira “kadar bir borçtan kurtuldukları tahmin edil- mektedir. | Muhiddin Bey de di : | — Kanun henüz bize tebliğ edilmiş ti, ve sonra yatağına uzanarak öl- dü. Bu büyük bekimin verdiği ders- ler kaybolmamıştır. En meşhur şa- kirtlerinden “Ksenofon,,la (Efla- tun) onun her sözünü zapt ve kay- detmişlerdir ki, yalnız o kuyudat bugün bütün dünyanın enfes âsa- rından meduttu Borca yatırılan Emlâk (Başı 1 inci sabifede) rim ancak tahminden ibarettir.” Fmlâk Bankası ne diyu. Emlâk ve Eytam Bankası ki müd değildir. Marmefih Rankamız esasan çok daha evvel, borglarını temdit etmek | arzusunda bulunan müşterilerinin tale- bini kabul etmiş ve kendilerine lâzımge- len bötün koluylıkları göstermişti, kamız tarafımdan icra marifeti lan emlâkin m'ktarı azdır. Yeni kanunun tatbikine ba sonra kıymetinin yüzde y. , bulanlardan meadasının satışı durdurul. Şaşmayan 45 Doku rakami 9 dan başlamak ü-/ zere sıra ile yazalım: 987654321 Bu rakamları cemedersek, ye- kün 45 eder, Ayni rakamları fakat 1 den başlamak üzere bir defa da- ha yazalım: 123456789 İ Simdiki alttaki sırayı üsüteki sira” dan tarhedelim. Hâsılıtarh şu ola- | caktır: İ: 864197532 İ Busonrakamları da cemeder- İ sek, göreceğiz ki yekün gene 45 | tir. “Yukarıdaki öç adedi cemedelim: 987654321 4 12345678 *- 864107532 Bu üç adedin hâsılıcem'i şu olur: 1975308642 Bu son hâsılıcem'i teşkil eden ra- İ kamları cemetsek, bakarız ki ye- İ kün gene 45 tir. İ Ortadaki dört adedi bir kere da- İ ha cemedelim: | İ Bulduğumuz bu en son adedin rakamlarını gene cemedelim. Göre | ceğiz ki yekün gene 45 tir. Şimdi biraz da siz devam ede- | rek yukarıdaki beş sırayı tarhedi- | niz. Bakalım yekün teşkil eden al tincı sıranın rakamları cemedilirse gene 45 çıkacak mı? Teneffüs Vücudumuzun her şeyden evvel muhtaç olduğu havayı biz ciğerle- rimizle alırız. Hava, göğsümüz $i- şince burnumuzdan içeriye girer. Ciğere dahil olur. e Ciğerde kese- ler vardır. Bu keselerin — üçte iki kısmı, doktorların “ev'iyeidemevi- ye,, dedikleri kan yataklarından mürekkeptir. Bu &yataklardaki kan insan yücudunun üçte birine müsavidir; Eondradan meektapilar Londra da Cenevre'nin İtıpkıtıpkısına bir eşi oldu| Bahçede 'dan geçer, vücudumuzun her tara- fını yayan kana vâsıl olur olmaz müvellidülhumuza vücudumuzda tesadüf ettiği karbonla birleşerek hâmızıkarbon teşkil eder ve ocak- larda olduğu gibi bir hararet vü- cuda getirir. Bu ihtirak © sebebile vücudumuzun harareti mutedil, fa- kat daimidir.Bedenimizin her nok- tasında terakim eden hâmızıkar- bon gene kanla ciğerlere gelip o- radan göğsün darlaşması vasıtasi- le dışarıya çıkar. Demek ki biz havadan müvelli- dülhumuza alıyor ve hâmızıkarbon Hâmizıkarbonla Anlaşılıyor ki milletler bir dünya | İ davasını değil, kendi meselelerini halle çalışıyorlar.. İlk sahne: Ayni piyes, ayni aktörler.. ması tabiidir. Satılığa çıkarılan emlâke | icra daireleri tarafından kiymet takdir edilmektedir. İpotek yapıldığı sada | Bankaca takdir edilen İerymetter borç para olanın lehine olarak dainsı biraz fazladır. Bankamız ekser müşterilerile yeni anlaşmalar yapmakta ve kendileri ni tediyatta kolaylıklar gö “ermektedir. Berclarını temdit ettirenlerin mame İelei tapu harcma tâ tutulmeyac kemdierinden yalnız pul parası slmacak- || Mütehassıs Gönderiyoruz (Başı 1 inei sahifede) dilik mektep meselesini hallettik. Yeni ders senesi basında | İstanbulda da bir dilsiz mektebi todrisata © başlıyacaktır. Şunu da kaydedelim ki dilsizler kâfi de- recede kuvvetlenmişlerdir. Bilhassa Mil- Ki Türk talebe birliği bundan sonra bize müzaheret edecektir. Memleketin yüksek tahsil görmüş dil. siz vatandaşlara malik olacağı zaman u- zak değildir. Memleket her fertten oldu- ğu gibi bizden de neden istifade otme- sin? Her halde gayelerimizde muvaffak o | Bir Avusturyalı dilsiz Şehrimizde Avusturya dilsizlerinden sayası dikkat biri gelmiştir. Willy Spcit. ver ii taşıyan bu Avusturyalı dilsiz. dört liranı mülemmelen e yazabilmekte ve konuşmaktadır. Maamafih kendisi dilsizler srasında kullanılan işaretlerin beynelmilel olası itikarile yer yüzünde bir lisan farkı meselesi görmemektedir. Asıl işin garibi bu Zatın anası ve babası da dilsizmiş. Bu Avusturyalı dilsiz Tür. kiyeyi en sude memlek-t bulmakta, ve burada yerleşmek istemektedir. ( Başı I inci sahifede ) nuna nakledilmiştir. İİİ Düm 17 devlet murahasından İ ibaret olan Reislik Divanı teşkil ©- dilmişti. Bu divan konferansın u- samamasi için mutukların on beş dakikadan uzun olmamasına karar verdi. Sonra içtimaların muntazam toplanmasını ve her gün saat altıya kadar çalışılmasını kararlaştırdı. Bunların konferans Reisi wiac Uo- nald'ın fikri olduğu gün.erdenberi söyleniyordu. İİ Bugün nihayet Mac Donald bun- ları bir mektep hocası vazıyetinae kürsüden tebliğ eti. — Nutukların on beş dakikadan daha uzun ölmamaşma karar veril miş olmakla beraber, bir kaç daki- ka fazla söz söyliyebilmelerine mü- saade etmem için bana salâhiyet verildi. Bu salâhiyeti istimal edece- İİİ ğim. Fakat yalnız. söylenen sözle. rin orijinal teklifler ileri sürmeleri şartile. Bir takım malüm tezler ileri sürülürse 15 dakikadan daha uzun olmasına muvafakat etmiyeceğim. Bugünkü müzakereler | büyük pehlivanlar: ârasında kuvvet dene- mek kabilinden bir şoy oldu. Evve- İİ sa Frarisiz Başvekili M. Daladier söz aldı. Ve paraların kıymetinde istikrar temini lâzım; ni söyle- | di, Franz pars müstear para . a LONDRA: Ahmet ŞÜKRÜ olduğundan herkes Fransız Başve- kilinden bunu söylemesini bekliyor- | du. Sonra Japon murahhası ingiliz“ İl ce bir nutuk okudu. şü, en fazla | gümrük tarifelerinin — indirilmesi İl noktasında israr elti. Japon sanayii ucuz amele Ücreti ve ucuz istihsal şartları içinde diğer devletlerin ma- mül eşyalarile en iyi serbest ticaret) usulü ile rekabet edeceğinden her- kes Japon murahhasından bu nok- tamazarı ileri sürmesini bekliyor- du. Alman murahhas Von Neurath'a| geiince; o da siyasi meseleler halle- dilmedikçe her yolda sarfedilecek her türlü mesainin hiç bir semere ver miyeceğini söyledi. Almanyanın bu: İli gün en ziyade alâkadar olduğu me- sele muâhedelerin tadili olduğuna İİ göre Alman murahhasından da bu | bekleniyordu. Görülüyor ki her devlet murah- hasının dünya işlerini düzeltmek için kendine göre bir görüşü var İ dır: kendi milli davasını hal ve fas-İİl ökiek Yani imürakbasler Eömdre-ii| ya bir dünya davasını © halletmek İİ! için değil, konferanstan bir şey ka-İli parım ümidile gelmişlerdir. Bu va: ziyette gidilecek köyün minareleri şimdiden görünmeğe başladı demeklİl tir. Ahmet ŞUKRU | tahtaravalli beraber ayni zamanda su buharı da defediyorüz. Bu su buharı vü- cudumuzu teşkil eden anâsırdan biri olan müvellidülma ile tenef- füs esnasında bize dahil olan mü- vellidülhumuzanm birleşmesinden ileri geliyor. Acaba yaşıyabilmek için ne kadar havaya muhtacız? Bittecrübe hesap ve tayin olun- muştur ki, gençler dakikada 14 ilâ 16 defa teneffüs ederler. Bu, gün- de on bin kere demektir. Her gö- öüs kabarmasında içerimize yarım litre hava girer. Yani 24 saatte 10 bin litre hava. e — Nezaket Muhtelif milletlerde nezaket ka- ideleri hiç te birbirine benzemiyor. Yeni Ginede selâmlanmak isti- yen şahsın başına, dostluk alâme- ! ti olan bir nevi yaprak koymakta- dır. Ceplerine bu ( yapraklardan almasmı unutanlar acaba ne yapı- yorlar. n adaları sakinleri başla rını mümkün olduğu kadar aşağı, sağ bacaklarını da mümkün oldu- ğu kadar yukarıya kaldırırlar. Bu memlekette de selâm verilmek i- çin insanın canbaz olması lâzım, Habeşistanın bazı havalisinde kadınlar aşağı yukarı çırıl çıplak» tırlar. Kadını selâmlamak istiyen bir erkek, eteğini alt ucundan tu- tup beline kadar kaldırmaktadır. Bu acayip selâma nameli bir te- bessüm de ilâve edilse gerek.. Dahovmy'de zenciler birbirleri- nin kulaklarını çekerler. Ne kadar fazla çekilirse o kadar muhabbet ifadesidir. Sü Çinliler iki ellerini . birleştirip kollarını havaya r, sonra diz çöküp başlarını mümkün oldu- ğu kadar yere eğerler. Büyük Cyelades'te yerliler bir- birlerinin kulaklarına üfürerek se- lar. er ap aşakaşların. gi karırlar. Fakat bu selâm tarzı ya- yaş yavaş kaybolmaktadır. Şimdi garplılaşmış Japon sadece el siki yor. Kadeh temizlerken Bulaşık yıkarken, evvelâ ka İ dehlerden başlamalı. O sirada su sıcaktır. Yıkanmış bardakları ba ğı devirip bekletmeyiniz. He- İİ zin için kolayca silinir ve hararet bezin bardak üzerinde iz bırakma- #ına mâni olür. Yağlı şişeler İçine yağ konulmuş şişeleri par” latmak için, çay içtikten o sonra aydanlıkta kalan döküntüleri at- mayınız. Üzerine birdaha su ka yarak sıcak bir halde iken şişenin içine koyunuz ve kuvvetle çalka- layınız. Ondan sonra evvelâ ılık, sonra soğük temiz su ile yıkayınız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: