28 Temmuz 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

28 Temmuz 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sıhhi Yaralı mideyi bilirsiniz. Bu sütunda ondan bahsetmiştim. Bugün de bir İyi ralı mide fâciasmdan, delinen mid den bahsödeceğim. Mideden ünsi ince bağırsağın on iki parmak denilen parçası gelir. Pilor denilen kisin biribirinden ayrılan mide ile on iki parmak barsağı, ardı arası kesilmiyen korkunç yaraların beğendiği, seçtiği yerlerdir. Ve, cerrahların müşterile- rinin büyük bir kısmı bu yaralılardır. Bu yaraların ardı, arası neden ke- or? Çünkü midenin o ekşiliği, daimi surette mikroplarla dolu olan mide muhiti, karmakarışık daha bin- lerle sebepler birleşerek bu yaralarin kendiliğinden kapanmasına engel v- lurlar. Şüphe yok. . suya, sabuna do- kunmuyan bazı tozlar kullanarak ağ- rılar, sancılar uyuşturulabilir ve fena- lik unutulur. Lâkin yara ve onunla beraber tehlike daima oradadır. » Ne için korkunç?. Çünkü mi- de - on iki parmak yarası durmaz, ye- rinde saymaz. Bulunduğu yeri, barsa- çö kemirir, Barsağı kemirirken orada- ki kırmızı ve kara kan damarları da yaranın. ısırmasına karşı (— duramaz. Onları da dişler, deler. Bir kan boşa- nır, bir kaç saat içinde hasta kansız kalmış denecek kadar, solar. o Daha fenası, mide ile on iki parmak barsağı (periton) denilen ince zarın içindedir. Yara, mideyi yahut barsağı deldi mi bu delik doğrudan doğruya peri içine açılır. Midenin emeller bu bu delikten karının içine dökülür, Ondan sonra ne olacağını (düşünebilirsiniz. Periton, karmm içine düşen ince zar civarındaki entandan uzun mi beri müteessir olursa ondan sakmmak için vakit bulur. Şüpheli mmtakanın etrafını bir takım bölmelerle çevire- rek örer ve öteki kısımlardan ayırır. Mide delinse bile zararı mahdut bir münhasır kalır. Ayrılmış yerde yere bir çiban yapar, ki sonu o kadar kor- kunç olmaz. Çok defa yara serbest peritona açılır; ve, fevkalhât şekilde edilirse iyi kullanılan bir biçakla has- ta kurtarılır. ... Yirmi beşle kırk beş arasnda bir genç. Fâcin birden bire şiddetle, da- yanılmıyacak, bayıltıcı bir © sancı ile başlar. Mide çukuruna yahut göbe- tüne gibi bir acı... Elle karnı hafifçe yoklıyalım: Ka- a etleri biteviye gerilmiş, — kaskatı iş gibidir. Tahtadan yapılmış hiz Gi duygusu verir. Eğer isterseniz, karaciğerin üstüne parmaklarımızla vuralım, Karaciğe- rin üstüne vurmakla çıkan tok ses ye- - Milliyet in edebi romanı: —Köy oyunları bilirim. —Hadi, seni içeri götürelim de bize oyna. -—— Şimdi oynıyamam. O şılarına oturttular. Biraz soğuk et, ? irttiler. Petek et- bahisler Bir mide faciası: Delinen mide çinde bulunan bir aileyi yatıştırmak için ilim hazineleri, yapacağı işi bil. mek ve iktidar sahibi olmak İ dir. Ortadaki işin ehemmiyeti vardır. E- ğer ameliyat yirmi saat sonra yapılır. sa ölüm tehlikesi onda dokuzdur. İlk üç yahut alir saat içinde £ yapılırsa hasta onda dokuz kurtulur. Hastayı çarçabuk hastahaneye kal- dırmak ve ameliyat yaptırmak. İşte, kurtuluş çareleri. . ... Sorarsınız: Ameliyat neden ibaret- tir?, Yüksek cerrahlık ile karşılaşıyorsu- nuz. Yirmi beş senedenberi o kadar ilerilemiş olan barsak cerrahlığı ile. . Nerede kaldı o zamanlar?. Bir parça barsak kesmek ölüm beratı vermekle birdi. Yeni cerrahlık mazbut teknikle- re göre kesiyor, biçiyor, ekliyor, tek- rar dikiyor. Unutmıyalım, mide ile on iki par- maktaki yara daima yalnız başıma bu- lunmaz. Bir iltihaplan- > bir safra kesesile beraber bulu- gre Gelecek tehlikeyi bir anda gözönüne getirerek felâketi tak- ile “ola da olur, yı seçmek... Çok ihtiyat ile çok cür'et arasında tereddüt etmek... O kadar korkunç ve hastayı kaybettirmek ih- timali olan Şoka rağmen yalnız başı” na karar vermek ve işe başlamak ne büyük bilgi, ne kadar keskin bir rü- suh ve ne kadar bir cesaret ister. .. Ameliyat yapılır.. Yapılmasaydı kalmış olan hasta, şimdi gözlerinin işaretile halâskârmı selâmlar. . Bu zafer ne kadar büyüktür.!. Ve bu sahneyi bir fâcia ile bitmek için meydan vermemek, büyük bir meha- rettir. Kat'i bir teşhis koyacak ve sonra biçakla hu muvaffakıyete erecek İcud- reti, mahareti elde etmek için ne ka- dar seneler ister ve ne kadar emek ve çabalamak. . . Dr. Rasçuklu HAKKI Davetler Şarki Türkistan Türkistan Türk Gençler Birliğinden: man Bey ve arkadaşlarımız tarafından konferans veri) bir iy Konferansı ip Türkistan'nın 0- yun ve çalgılarile bir eğlence tertip edil. teğil ami Poligar alendinin alacaklı. İarile icraen yapmış olduğu konkurda “to tastik edilmek üzere mahkememize verilmiştir. Bu işe bir karar o vermek için 12-8-933 tarihine düşen cumartesi gönü'asat 14 te bir ölse yapılacak ve itirazı olan haklarını müdafaa için bü celsede hazır bulunabileceklerdir. Key fiyet icra ve iflâs - kanununun 296 cı maddesine göre ilân olunur. (5877) YAYLA KIZI. - — YAZAN: Aka Gündüz. — le bir kesti. Hardal sürdü ve düşür m imleri şaşa bakıyordu. Yırtık pırtık bir bir köylü kz bunu nereden öğren- mişti? 25 Bömeigül blender — Senin annen baban var mı? — Babam yok. Annem köyde. Ben burada kazanır ona yollardım. — Şimdi kazanmıyor musun? — Hayır. Kaçta. ! ! i İ i | gösterdi. Petek karnını doyurmuştu. Ar- tık her yere parlak gözlerle bakı- — Bir fokustrot oynar mısın? — Kapıdaki herif sonra döğer. — Biz dövdürmeyiz. KULAK ilmi DAME Settarüluyup Yakında gümüş paraya kavuşuyo- ruz. Artık pısırık kâğıtların yerine şa , kırtılı liraları harcıyac: Eski bir atalar sözümüz, “şık göç malçadır, iş bitiren akçadırl, er, Kâğıt paralar da pekâlâ iş görü- üşün yeri Geçen gün, aramızda gene bu gü- müş paraların bahsi geçti. Arkadaşlardan — Ben, dedi, en ziyade şunun için seviniyorum, Altma yo! açılacak!. Bir kere altın da çıktı o mi, artık dokunma keyfine... Kendi kendime: — Zavallı kâğıt para, dedim, gü- müşün adını duyar duymaz, hepimiz senden yaka silkmeğe başladık. Arkadaşlar, gümüşün iyi tarafımı anlata anlata bitiremiyorlardı: —Ne paslanır, ne bozulur, ne es- kir, ne yırtılır. Aşmması asırlara muh- taç.. Ömrün varsa kullan Kâğıt paranın neydi o süncpeliği.. iki defa katladın mı, gör hayrı. Arkadaşlardan biri atıldı: — Kâğıt parayı bu kadar kötüle- meyin! O, bizim mühim bir ayıB&., mızı kapatıyordu. Gümüş para, iç yü" zümüzü meydana vuracak! NEZİHE 2m güzel denemezdi, esmer, çok es anak kemikleri bir az çıkık ve dar tlenen yüzü âdeta çirkindi. Kendi si de bunu biliyordu ve hattâ söylemek- ten de çekinmiyordu. Bununla beraber gibi koyu duran gözleri ateşli bakışlar İn kalplerde yanğınlar tutuşturabilirdi. Bana onu nişanlım tanıtmıştı. İnsan da alâka uyandıran canlı ve tatlı bir ko- En serbest mevzular ü- Hayretle birbirimize bakıştık. O sözüne devam hiç birimizin alacaklısı — Çok şükür eksik değil. Ay başıları damlarlar. Biz de onları gizlice yanımıza çağı- rr, avuçlarına iki kâğıtçık sikiştirmp | gönüllerini hoşederiz. Kimsenin ruhu bile duymaz. Şimdi gümüş para ile Ya alacaklı kızar da liraları kafamıza fırlatırsa, Sonra dahası var: Birisi gelip borç is- tese hemen “vallahbillâh,, kesesini gösterip yakamızı kurtarıyorduk. Kât # altından su yürüten i belli etmezdi. Şi- kar ler ei gümüş parayı neremizde ve nasıl saklıyacağız?. Bu izahata akar sular durdu: — Haklısm, dedik, biz burasını dü- şünemedik! M. SALÂHADDIN RR AE — — kakmaf fabrika- lar ilânları Aşağıda Yazılı yeşil sebze- ler münakasaya konulmuştur. Vermek isteyenler şartname sini görmek ve münakasaya girmek için 10 Ağustos 933 perşembe günü saat İ4 tt Ba &nköyde Barut Fabrikaların da satın alma komisyonuna müracaat etsinler. (302) (3514) vim Tophnnede As- Barut Fabrikn ©der ve iddiasını da ispata Bu kızın tavırları, şen, pervasız ve inatçı sözleri, insafsızca tenkitleri bile hoşuma giderdi. Yalnız canımı sıkan bir nokta vardı Elleri kadın elleri gibi.. Boy desen, zannetmem ki benden uzun ol- sun Böyle erkek olur mu? Nişanlım kızmıştı: — Kardeşim, ben beğendim, iyi kö- tü bana ait, Sana hundan bir şey var mı? Seni İsterse razı olma! İstanbul dördüz dairesinden : Temamına beş bin Hira kıymet taktir e dilen Üsküdarda yeni mahallede selâmi Ali efendi mahallesinin mezarlık kar- şisr sokağında (beğlar başından Hay- darpaşaya giden tramvay caddesi üze rinde) yeni 33 nimaralı maa bahçe ah- gap ahirı havi kârgir yeni fermn tema. mi açık arttırmaya o vazedilmiş olup | 10-8-933 (tarihinde şartnamesi | divanhaneye talik edilerek 248 933 tarihine müsedif perşembe © gönü saat 14 ten 16 ya kadar İstanbul dördün cü icra dairesinde satılacaktır. Artırma ikincidir. Birinci artırmarla bin liraya talip çıkmıştır. Artırmaya iştirak için yüzde yedi buçuk teminat akçesi alı 100 > Ayşe kap | nır. Müterâkim vergi, belediye, vakıf i- Fasulvası | caresi müşteriye aittir Artırma bedeli ke Suna'tlar be Muhafır Mektebi işim © Efradı için Kilo o Kilo 655 480 0 Sakızbağı 320 150 Patates. 60 0 Çalı Fasulyasi 25. 0 Dereotu » 365 485 150 Patlıcan 245 0 Dolmalık ye şil biber 415 80 Kırmızı do- mates 320 150 Kuru soğan 15 0 Maydanoz 4673 — Oynamam. Hem üstüm ba- $ım sizin gibi değil. — Zarar yok. Benimle oyna. İlk figürlerde bir alkış koptu. Yayla kızı öbür hanımlar kadar güzel oynuyordu. * Oturdukları vakit bütün masa- lardan kıza karşı alkış, sevgi, kah- kaha coşuyordu. Kız açılmıştı. Bu iyi beylerle kürklü hanıma: — Ben, dedi. Sonyayaı da bili- rim, Ve mırıldanmağa başladı. Her ta raftan sesler yükseldi: — Hızlı, hızlı söyle! | Petek kimse bir şey söylemeden, kendiliğinden ayağa kalktı. Bem zigül ablasından öğrenmişti. Ve sonyanın türkçeye gevrilmiş m1 ralarını o çok güzel sesi ile okuma- Her şey iyi, her şey güzel, karnı da tok. Ama bu gece nerde yata- cak, yarın ne yapacak? Ya Hanr- mefendi polise haber vermişse! — Ne düşünüyorsun Petek kız? — Heç.. burada bizim havalar- dan oynamazlar mı? — Sizin havalar nedir? — Misket, Ankara koşması, yan» dım aman... çoook! — Bize misket oynasana, muhammin kıymetinin yüzde yetmiş beşini buldüğu taktirde en ziyade ar- turana ihale edilecektir. Yüzde yetmiş beşihi bulmadığı halde ihaleden sarfır. 50 Taze Bamya) nazar edilecektir. 929 tarihli icra kanu- “ Jaenun 119 uncu maddesine tevfikan İz |: potek sahibi alacaklılar ilc diğer ali- kadarların ve irtifak hakkı sahiplerinin dahi gayri menkul üzerindeki hakları" nı ve hususile fziz ve masrafa dair olan iddialarını evrakı müsbitelerile yirmi gün içinde icra dairesine bildirmeleri lâzımdır. Aksi balde hakları tapu sicil ki çalsm. Cazbanda Sl Hiç birini bilmiyordu. — Sen öğretirsen çalar, Petek'i piyanonun yanına götür- düler. Şimdi herkes kulak, göz ke- silmişti. Petek'in ne — yapacağını bekliyorlardı. Petek bir protestan o vâizinden a ciddi duruyordu. Piyaniste dedi ki: — Önce ben söyliyeyim. İyice kulak ver de belle. Sonra sen ça- i.larsın. Ağır ağır söylemeğe başladı. O. söyledikçe bir orkestra şefi gibi e- Dini kolunu hareket ettiriyordu. Piyano ile keman yavaş yavaş Pe- tek'e uymağa çalışıyorlardı. o On dakika sürmedi. Cazbant bu basit *İ havayı az çok çalmağa başladı. İ- ki provadan, bir iki düzeltmeden sonra tamam! geçirdi. Kibar müşteriler arasında kim akıl ettise etti. Şık bir hanım bir tabak aldı ve masaları dolaştı. İki dakika içinde tabak doldu, on liradan fazla birikmişti. Bunu Pe- tek'in önüne koydukları vakit bak. | tek'in verdiği adresi yazdı. Sonra ie — Şimdi nereye gideceksin? madı, benimsemedi bile — Bunlar senin. İzzeti nefsim fena halde hırpalandığı halde işi şakaya boğarak, münakaşayı kapattım. Anladık ki, Nezihenin hayalinde ya- şayan erkek tipi, wzun boylu, geniş o muzlu, sert adaleli, haşin bir erkek ti pi idi. Bu bana bir alay mevzuu olmuş- tu, Bazan iriyarı, dev cüsseli bir hamal görünce: — Nezihe, bakt İstediğiniz tipte bir dedi, Ayrıldık amma, Nezihenin unutamadım gitti. O ne tatlı, ne mânâlr bakıştı 0... Yeni Ali Fuat Beyin yeni bir eseri Istanbulun en güçlük çektiği işgal zamanlarında matbuatımızın kıymetli varlıklarından biri olan Ali Fuat Be- yin neşrettiği bu kitap “Gazinin duy- duğum sesi” namı ile yazdığı yeni bir eseri ile beraber tekrar tabodilmek ü- zeredir. Üstadın bu mühim eserini ka- rilerimize tavsiye ederiz. ... Mev'ut toprak Haydar Rifat Bey yeni bir eser neş- retti. Bu Pol Burje'den tercümedir. Adı (Mev'ut Toprak) tır. Son zaman- larda kültür serisi ünvanı altında 8 cilt eseri matbuat ve fikir âlemine veren Haydar Rifat Beyin bu eserini de tavsiye ederiz, ss Holivut Holivut'un 31 inci sayısı birçök gü- zel resimler ve sinema havadisi ile çıkmıştır. riyat lerile sabit olmadıkça satış bedelinin. paylaşmasından hâriç kalırlar, Alâkadar ların işbu maddei kanuniye ahkâmma göre hareket ötmeleri ve daha fazla ma limat almak istiyenlerin 932.78 dosyâ numarasile memuriyetimize müracaat” ları ilân olunur. (5887) Dedikleri vakit inanmıyan bir bakışla baktı: —Neden benim olsun, benim o ka dar param yok ki. Hem hiç yok. — Bu hanımlar, beyler sana ver- di bunları, Petek'in gözleri parladı. Bir par- mağıhın ucu ile paralara yavaşça dokundu. Sonra mırıldandı: — Ben bunları ne yapayım? — Annene gönderirsin. Masadakileri süzdü, Ona en çok güven veren o güzel, kürklü ha- nımdı. Tabağı ona uzattı: — Ne olacak Petek kız? —- Bunları anneme yolla. — Nerede annen? — Bizim köyde. ninenin ahır sekisinde. Yayin Mehmet çavuşun karısı Masanın neşesi kaçtı. Masada dönen faciadan kimse- nin haberi yoktu. Herkes el rak Petek'i isti Fani iyordu. Kürklü Hanım paraları bir men- dile koydu. Küçük defterine Pe. RADYO Bugünkü proğram İSTANBUL : 1230 : Gramofon (Türkçe plükler) Odeon 202978 » Odecu, 202965 - Kelombin 17169 Kolembin 17170 - Sahibinin sesi Ax 1655 - sas erkal $ Gramelon: Sahibinin sesi, D 1445 - Sahibinin seni Ax 1447 Öleer K. TO. 38 Kolombia DF 849 - Kolome 21,20 : Gramofon Pate, 77016 - Beka B Kolambin D.T. 25 - Pişi 32, : Alanı, Berin haberleri ve saat ayarı ANKARA, 1538 m. 12,30 « Gramofon. 18, © : Piyano konseri tarafindan.) 18,45 : Framarz ders. 1920 : Gramofon, 20415 : Ajana haberleri. VARŞOVA 14tl mi 1820 tağanni ve solo Keman. 1940 piya po konieri 2105 senfonik konser: 22 Mü sahabe, 22,10 şarki ve fantazi © parçalar 3 (Ferhunde Ulvi H. BUDAPEŞTE « 2145 bariei 23 haberler, 23,15 İngilizce konferanı, 238 orkestra konseri. VİYANA Sis Sis m4 20,30 senfonik radyo © orkestram. 2145 1) Afrika maceraları, 2) Skeç. 2130 dans MİLANO - TORİNO - FLORANSA: 21 haberler, 21,35 operet temali, PRAĞ 488'mi, 20,15 şarkılar, 20,15 Vatanını tane kanfe- yen, 2050 musiki pons, 22.25 opera, 2320 Rusça neşriyat, . pâk, 13,40 k. 18 eni plök ile Marina isimli Arakan pik iz arm ml Arit'm aparam ar Askeri tebligat El Bir defa torübe ediniz Talebeler satma LI ” Kalemini tercih ederler, Ta TL #30 Süte Şark mum! depoziteri M. de TOLEDO utana, Satar Hamam Hacayale Ham Mo, 38 Talaton : 20620 Asrm umdesi “MİLLİYE T” tir. BUGÜNKÜ HAVA Yeniköy hara rasat merkeniaden ak. duğımı. malmmtn yazarın bezün hava ar bulutlu olacak rörgür gimaldem kafif emecektir. 217-7.823 tarihinde hava taryiki 705, mi- İimetre, en fazla hararet 29 en az 23 de- çe ii. Diledi de aprcaği düşündüler. İkisi bekârdı. Bi Onlar bir köşede narin yapılı, ER bir adam da başka bir şey düşünüyor. du. Bu adam ve üstat Bursalı Mehmet Baha Beydi. Üs- tat: — Bu çocuğu bırakmamalı. Bu sesi körletmemeli. Onu burada a- lakoymalıyım. Petek'in masasındakiler bu ha: berden çok memnun oldular. Bü. yük bir yükten kurtulmuşlardı. Pa- ra çıkını ile kızı Baha Beye teslim edip gittiler. Onlar gider gitmez fıskoslar başladı:

Bu sayıdan diğer sayfalar: