31 Aralık 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

31 Aralık 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: Yanan Adliye binasında nihayet tehlikeli duvarların yıktırılarak hafriyat yapıl- ması takarrür etti. Sahip ve Başmurharriri: Siirt Meb'usu MAHMUT M. Çaldaris'in kabinesinde /7/0 MK, tadilât yapacağı bildiriliyor. Ancak butadilât Belediye in- tihabatından sonra yapılacak FIYATI 5 KURUŞTUR 8 inci sene No. 2836 PAZAR 31 KÂNUNUEVVEL 1938 Tel; ( yn fm ae A rn İdare ve Matban: Romanyada Geniş Mikyasta Tevkifat Yapılmaktadır Bir izah ve Kadroculara | Kadın daktilola- cevapların ilk esasları | Kadronun neşriyatı ile Halk fırkası programının esasları arasında hiç bir münasebet yoktur Kadronun esasları, daha ziyade komünist esaslarından alınmış şeylerdir.. Başlamadan evvel, mühim telâk- ki ettiğim bir noktayı aydınlatmak isterim: Kadroculara cevap verir- ken, komünist nazariyesinin esas münakaşasına girecek (değilim. Böyle bir mesele, mevzuumuzun haricindedir. Her milletin biribirin- den ayrı siyasi ve içtimai akideleri olabilir. Beğenmediğimiz akidele- rin, başkaları için de mutlaka za- rarlı olduğunu iddia etmek doğru olmaz. Buna benzer hükümlerde birinci derecede amil, muhitin umu- mi şeraitidir. Nitekim büyük dos- tumuz ve komşumuz Rusya; kendi- sine ve umumi hayat şeraitine en ziyade uygun olan idare sistemini bulmuştur. Bu itibarla komünizmin bize uymayan bir meslek ve mez- hep olduğunu ifade etmenin dost- larımıza dokunan bir tarafı yoktur. En sıkı iki dost vaziyetinde “Bolşe- vik Rusya,, nın yanı başında-bir de “Nasyonalist Türkiye, vardır. Her iki taraf ta biribirinin rejimine hür. met ederek görüşürler. Bazı vatan- daşlar arasında bu: telâkki sezdiğim içi taya temas ve bunu izah mecburi- yetinde kaldım. Münakaşamızın mevzuunu tekrar edeyim: Kadro'- mun neşriyatı ile Halk Fırkası prog» ramının esasları arasmda hiç bir münasebet yoktur. Kadro'nun esas- ları, daha ziyade komünist esasla- rından alınmış şeylerdir. ... Bunu takip edecek olan mekale- lerimde şu mevzuları ele alacağım: Kadrocular, muayyen bir içtimai gaye güderek, istihsal vasıtaların, bilhassa büyük ve orta istihsal va- sıtalarının devlet eline geçmesi na- zariyesini takip ediyorlar. Bu na- zariyenin hangi membalardan alın- dığını. .. Devlet sanayini milli ve hususi sanayi ile mücadeleye sevk nazari- yesinin hangi fırka programların- da yer bulduğunu. .. İnkılâbımızın daimi olduğu, hat- Kadro'cularm o cümhuriyet ve Gazi Fırkası inkılâbını nasıl telâk- ki ettiklerini, .. Cümhuriyet inkılâbını başka bir kalıpta göstermek ( hülyasile Kadro'cuların — ileri sürdükleri “milli kurtuluş,, tezinin Bolşevik telâkkisinden başka bir şey olma- dığını. Kadro'cularn sınıf ve tezat telâkkilerile nereye varmak istedik- “ Millet içinde dahili tezat- ların tasfiyesi,, maskesi altında dil. lerine doladıkları nazariyenin, hu- susi vatandaş faaliyetlerinin istih- sal sahasmdan yayaş yavaş ve ta- mamen kovulmasını istihtaf eden Bolşevik tezinden başka bir şey ol- madığını. . hakiki milliyetçi giştirilerek “Cemiyetçi mi İik,, namı altında ri bir ma- il e “Cemi- ee Kad. mütefekkir ve şeflerinin karşılıklı mütalealarını. Kadro'cularla komünist müte- fekkirlerinin ve reislerinin emper- yalizm nazariyesi hakkındaki kar- şılıklı noktai nazarlarını. . Hâsılı: Kadro'cuların, neşriyat ve propaganda sahasında takip et- tikleri usül ile komünist tabiye ve sevkulceyş kaidelerinin karşılıklı Sürt Meb'usu: MAHMUT mukayesesini.. misal ve vesikalarla göstereceğim. | “.. İstihsal vasitı sa büyük ve orta istihsal vasıta- larmın devlet eline geçmesini istiyen nazariyelerini; Kadro'- cular hangi o membalardan al- mışlardır?.. Kadro'culara göre devlet; büyük iktisat terakümlerini millet namına yaratan ve millet nama benimsi- yen bir teşkilât olacaktır. Milli kurtuluş tezi münasebetile Kadro'culara göre devletin mahi- yeti şu suretle teşrih ediliyor: “İçinde yaşadığımız devrin milli ve beynelmilel bütün şartları, milli kurtuluş cidaline giren ve girmeğ namzet olan memleketlerde yeni tekniğin, daha ilk adımdan itiba- ren; cemiyetin ileri menfaatlerini kül halinde ifade eden kurucu, işle- tici ve bütün fazla kıymetleri cemi- yet namına benimseyici (o yeni tip bir iktisat devletinin bilâvasıta ve | plânlı bir müdahalesini zaruri kul. maktadır.,, Kadro ve inkılâptan: “Bugün mevcut olmıyan iş ve is tihsal branşlarını ayrıca ve doğra- dan doğruya devletin malt olarak € varacağız.,, Kadro'cular, istih- şimdiye kadar sal branşlarında kurulan müesseselerin devlet tara- | fından alınmasını bekliyerek, bun- | dan böyle Türk vatandaşlarının bu | gibi sahalarda kuruculuk ve yapı- calık mesaisini kabul etmiyorlar. Acaba vatandaşlara karşı yapılan bu mutlak aforozu; o Kadro'cular Türk inkılâbının hangi kanunla- rından alıyorlar ve bu tezlerinde Halk Fırkası programının o hangi maddesine istinat ediyorlar? (Milli İnkılâp ve Kadro'dan: kurtuluş tezi münasebetile) “Bu memleketlerde ileri teknik ve geniş iktısat faaliyetleri ancak milletin ileri menfaatleri namına cemiyeti sevk ve idare eden plânlı bir iktisat devletçiliğinin mülkiyet ve mürakabesi (altında doğar.. Büyük teknik, büyük mülkiyet, bü. yük iktisat leri, bu yeni cemiyet faktörünün elinde toplana- oyy Buna benzer iddiaların, umumi hayatımızda hiç bir tesiri olmıya- ağını hepimiz biliyoruz. Hüküme- tin iktisadi sahadaki yeni karar ve teşebbüsleri de bunu göstermiyor mu? Filhakika, hükümet; memle- ketin umumi menfaatleri çerçev: i dahilinde, vatandaşların azami fa- aliyete geçmesini, hususi sermaye- nin istihsal mesaisine iştirakini 15- rarla teşvik etmektedir. İşin en za- rarlı tarafı; bu gibi neşriyatın yerli ve yabncı zihinlerde yarattığı te- reddüt ve teşevvüştedir. ##* Gene inkılâp ve Kadro'dan: “Milli iktisat bünyesinde hâkim bir rol aynamıyan (küçük işlerin, perakende ziraatin, küçük el sana- yiinin, dağınık esnatlığın, yahut dağınık faaliyetlerin; halkın umu- mi menfaatlerile tearuz etmeyen teşebbüsatın, hülâsa milli bir ikti. sat plânı içine alınmasına imkân bulunmuyan iktisadi — faaliyetlere müdahalenin rasyonel bir hareket olmıyacağı aşikârdır. e Yukarıda mevzuubahis rs iktisat fonksi- yonlerinden, milli iktisat nizamı- nın mahiyetini tayin eden ve baş- lıca istihsal mintakalarında topla- nacak olun büyük istihsal şubeleri- le bu istihsal şubelerine irtikâz e- den, mübadele, münakalât ve kre- di cihazlarını anlamak lâzumdir.,, gir İnkılâp ve Kadro'nun bu mütale- (Devamı 2 inci sahifede) rın vaziyeti Değişiklik yok | Maliye Vekâleti müste- | şarı vaziyeti izah ediyor ANKARA, 30 (Teefonla) — | Devnirde çalışan daktilerarın vazi- felerine nihayet verileceği hakkın- | daki havadisin bir tamıme yanlış mâna verilmesi yüzünden çıktığı tahakkuk etmiştir. Maliye mustoşa (ll İÜ Kai Bey pu beride yazetmmizoi şu izahatı vermiştir: — Bu haber bizim bir tamimi - İl mizden galattır. Her vekâletin me Wl mar alırken koyduğu bir prensip vardır. Biz de memur alırken mü- bakaya gireceklerin en az lise tahsilini bitirmiş olmasını ve dakti- lografi bilmes.ni bir şart koymak- tayız. Bu şeraiti haiz olanların arasın- da hanımlar da bulunabilmektedir. Bizdeki hanımların Emlâki milliye de memur ücretile çalışan bir ikisi hariç hepsi memurdur. Memur alır ken dakliloyrafi bilmesini şart ko guyoruz. Bu vaziyet karşısındı murlarn da daktilo ile ya tamim ile memurlarımıza bildir - miştir. Başta ben de dahil olduğum halde bunu öğreniyoruz. İşte bu yanlış haber vekâletin kendi daireleri için yaptığı böyle bir tamimden çıkmıştır. Şehir işleri Nasıl gidiyor? Vali B.ü in n izahatı Barlar - ri faciası - muhtarlıklar - tramvaylar İstanbul Vali ve Belediye reisi Mu hittin Bey dün bir muharririmize muh Jif şehir işleri hak a şu beyi ta bulunmuştur: — Tophanede patlayan havagazı borusunun ortaya çıkardığı hâdise sa Jâhiyottar heyet ta rafından teticik o - Tunmktadır. Müd - dei o umumilikten başka belediye de kendi vazife br memu: tasile tahkikata €- de - Bu hâdise ye bir ka za, ya bir kasıt, yahut bir mall. Ne olduğunu tahkikat neticesinde m. (Devamı $ inci sahifede) —aaaamareasassaseassasesesse Muhütin Bey | Öldürülecek daha başka kimseler de varmış! M. Ducaya yapılan suikast memleketi- mizde de derin'bir BÜKREŞ, 30. A.A, M. Duca, dün öğ- ledeh sonra" Krali- e bir mülükatta İu- Tunmuş ve dönmek için Bükreş trenine bineceği sırada bir talebe tarafindan he- silah kas fahma dayanarak a- İ tılan 4 kurşunla öle | “dürülmüştür. M: Duca, derhal ö- Jü olarak düşmüştür. Kafasina 3 kurşun i- sabet etmiştir. Yanında bulunan meb'uiş - Costinescu, yaralanmıştır. Katil tevkif edil miştir, Mensup oldu- | ğü siyasi fırkasın hangisi olduğu meç- huldür. Bükreş siyasi ma- hafilinde bu cinaye İ #ön büyük siyasi aksülameller yapacağı | zannediliyor. Suikast nasıl oldu ? İ PARİS,30, A.A. — Havas ajansına Bükreşten bildiriliyor : M. Duca , Bük- reş expresine binerken, Konstantinesko, Başvekilin üzerine küçük bir bomba at- mıştır. Bunu, patlıyan 5 el silah takip et- men miştir. .M. Duca'nın kafa tasmın arka kısınına iki kurşun, buduna bir kurşun isabet et- miş, İemnlar içinde yere yuvarlanmış ve derhal ölmüştür, Elinden yüralı olmasma rağmen bir si- vil polis, katili yakalamış ve kendi getmek istiyen halka karşı müdafaa et- miştir, Yolculardan birisi de yaralanmıştır. Katilin elinde 6 kurşun taşıyan bir tabanca vardı. Katil 26 yaşındadır ve Bükreş ticaret akademisinden diplomalı- dır. Son intihabatta namzetliğini koy- muş, fakat intihabata iştirak edememiş- ti, Cünkü hükümet, mensup olduğu de- mir muhafız teşkilâlını dağıtmıştı. Neden öldürmüş? Konstantinesko, Başvekili farmason olduğu ve takip ettiği siyasetin beynel- milel farmasonluk siyaseti ile karıştırdı- ğını bu siyasetin ise kendisine del defa nazır ol- eşten Bu dlmlakez eler; emel Eee Fransız - Türk dostluğu nasıl kuvvet bulabilir? Biri Avrupanın şarkında, biri garbında iki cümhuriyetin teşriki mesaisi en iyi bir sulh unsuru olacaktır M. Herriot'nun yeni bir yazısı M. Bir kaç saatlik muhaveremizde Mus- tafa Kemal bana Türk inklâbini an- e e inkişafını anlayorum ve azametini süperam “Komoa FÜŞ Tüskiyosi ri HERRİOT solmuşa benziyordu. Bazıları en iyi hal tarzının Lloyd George'un himaye- «inden kurtulmak için Amerikan man- dasımı kabul etmek lazım geldiği fik- rinde idiler. Bir tek adam bu vaziyeti en korkunç, müşküllerle çar- ile çarpıştı, parasızlıkla çar» iii altı asırlık bü bir ak çarpış- ta ve bu kadar hür- riyet ve şuur öükmburiyetini et. ti. Eğer bizde beynelmilel büyük siyasi hareketleri öğrenmek kaygusu olsaydı, bu mevzu bunların en heyecanlısıdır. İyi anlaşılmalı ki, demokrasilerin her tarafta taarruzlara uğradığı bir z2- manda, Faşizm ve Hitlerizmin Millet ler Cemiyetinin istinat ettiği hürriyet ve müsavat umdelerini tahribe çalış tıkları bir sırada, Mustafa Kemal ne bir Bolşevik , ne de bir Faşisttir, o bir İngiliz tertibi bir meşrutiyetçi, Fran- sin Binada: da hisli iy O man © kadar şiddetli bir hareketten son- ra, o derece ölçülü bir müvazeneyi tes- bit ve muhafaza edebilmiş olmasına hay- (Devamı $ inci sahifede) Demir muhafız teşkilâtının bütün erkânı tevkif edildi. Katil neler K SİP Katledilen Başvekil M. Duca teessür uyandırdı te hariciye nazırı idi ve Jean Bratiano'- nun yanında liberal fırkaya girerek fr- kanın başına geçmişti, İmtihabat neticesini bildirmeğe gittiği saraydan ve kralla mülâkattan çıkarken katil büyük bir heyecan uyandırmıştır. M. Duca, yahudi aleyhtarı faşist bir teş- kilât olan demir muhafızların — kurbanı ollayor. Hükümet intihabatından evvel bu teşkilâtı feshetmiş, fakat tevkif edilen ax $ (Devamı 5 inci sahifede) Hariciye Vekili Bükreşe gidecek M. Titulesco'nun Ankara ziyaretini iade edecek Aldığımız habere göre Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey Kânunusani veya Şubat ayında Bükreşi ziyaret €- decektir. — Tevfik Rüştü Beyin bu zi- yareti, Romanya Hariciye nâzırı M. Titulescu'nun ge - genlerde Ankarayı olan ziyareti. e içindir. Bu münasebetle | iki devlet adamı ara - sında, Türkiye ve Romanyayı alâka- dar eden mesele - ler, bilhassa Bal - Kanlar vaziyeti hakkında müzakerat cereyan edecektir... Tevtik Rüştü B. saneseasasaaraesasassaseae Yeni ölçüler Yarın başlıyor Ölçü satan dükkânların önü mahşere benzeyor Yeni öçü ve tartılar yarmaan iti « baren bütün Türkiyede kulanumağa başlıyacak ve eskı ölçüler tamamşn tarihe karışacallır. Dün İstanoul ti - Earet mühiti yalnız bu . se meşgul 0- Huyor, ölçü satan dukkumurm önü bir mahşer manzarası arzediyordu. Sü - mer Bankta dün saat 16 da şehrimiz» de bulunan ticaret müsteşarı Hüsnü Beyin riyaseti altında bir toplanma yapılmıştır. Bu içtimada ticaret mü - dürü Muhsin, ölçüler ve âyarlar baş- müfettişi Kudret ve belediyeden bir mümessil hazır bulunmuştur. Bu içti- mada son vaziyet gözden geçirilmiş ve mevcut bütün müşkülüta rağmen yarın yeni ölçüler kanununun muvaf- fakıyetle tatbik edileceği neticesine varılmıştır. Yarından itibaren tatbi « hn lara e in: gece ölçü yapam dali rika ve imalâthaneler sabaha kadar çalışarak mevcut buhranı izaleye ça lışmışlardır. Bu itibarla bugün bütün esnafım yeni ölçülerden tedarik ede « bilecekleri muhakkak O görülmekte « dir. er ölçü kullananlar Yeni iler kanununun tatbikatı hak kında vi waavini Ali Rıza Bey dün bir muharririmize şu beyanatta bulun- muştur; ”— Pazartesinden - (yarmdan) iti- Yeni ölçüleri yapanlar gece gündüz çalışıyorlar baran yeni ölçüler kanunu tatbik öd i dar memurin mezkür ka- nunun tatbikini kontrol için kat'i emir- ler almışlardır. Yeni ölçüleri kullanmıyan veya &-* yarsız ve damgasız ölçü kullanan esnaf suç işlemiş olacaklarından haklarmda ölçüler kanununun hükümleri dahilinde muamele ve takibat yapılacaktır.,, M. Roosevelt'in nutku PARİS, 30. A.A. — M. Reosevelt'in nutku ein hararetle mevzuu bahs- olmaktadır. Matbuat ba nutku, doğru- dan doğruya hitap, #tmemekle beraber, Almanyaya karşı bir ihtar ve Fransanın a Barolar birliğine İstanbul da iştirak edecek mi? Bir taahhüt altına girmemek kaydile üç murahhas gönderiliyor dirilmesini teklif etmiştir. Heyeti umu anbul barosu beyeti umumiye- si dün Haikevinde | İç timada ilk evvel ii okunmuş, tasvip ait raporla 934 bütçesi tetkik ve & dik olunmuştur. Bütçenin müzake: si esnasında ufak (tefek münakaşalar da olmuş, bilhassa azalarm aidatı me selesi pek hararetli münakaşalara mev zu olmuştur. Baro meclisi inzibatı 86- nede 24 lira olun aidatın bazı avukat Jar tarafından: verilemediğini ileri sü rerek bu aidatın senede 16 liraya in- aktedilsesk konzreye murahhas iza - mı mevzuu bahsedilmiş, bu birliğin bü tün Türk avukatlarının merbut balu- nacakları bir birlik mahiyetinde mes leki bir cemiyet mi, yoksa barolar fe- 'derasyonu mu olacağı otra - (Devamı 2 inci sahilede)

Bu sayıdan diğer sayfalar: