13 Şubat 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

13 Şubat 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ; | Balkan misakının (Başi 1 inci sahifede) olmanın büyük manevi rahatlığını ve bil- hassa beynelmilel konferanslarda çetin müzakerelerin muvfafakıyetle neticelen- mesinde sonra görülen derin bir sükün aa Hariciye Nazırı M. Tituleğcn gününü güzel havalardan istifade ederek z M. İnmek 'nun davetine icabet ederek Falair'de öğle yemeğine gitti. Müşarünileyh, öğleden sonra Kifisya' da bir otomobil gezintisi yaparak saat 17 de M. Maximos'un hususi çay dave- tine izabet etti. Çayda M. Titülesco da a vardı e Vekilimiz saat 1630 da M. Masasi 'un evinden çıkarak Sovyet Se- firi M. Dofçiyan'a iadei ziyaret etti. Ve akya da İngiliz Sefaretinde İngiliz Se- firi M. Vaterlo tarafından şereflerine verilen ziyafete bulundu. — Bu ziyafete M. Maximos ve M. Titülesco da davetli idiler. Hariciye Vekilimiz yarn İtalyan Se- firi tarafından sefarette öğle yemeğine davetlidir. Yarın saat 16 da buradaki Sovyet Se- firi Hariciye Vekilimizle beraber çay iç- mek üzere kendilerini (otelde ziyarete gelecktir. Balkan itilâfı misakının metni Balkanlarda sulhün daha ziyade kuv- yetlenmesine yardım, etmek istiyen, Briand - Kellog mizakının tarzi Milletler Cemiyeti heyeti umumiye kararlarına buna müteallik hâkim ol- muş olan anlaşma ve uzlaşma zihniyeti ile müteharrik bulunan, muahede ve mu- kavelelere müstenit elyevm mevcut ta shbütlere riayeti ve Balkanlarda ülke itibarile halen teessüs etmiş nizamın mu- hafazasmı temine kat'i surette azmetmiş olan haşmetli Romanya Kralı Hazretle- ri, Yunan Reisicümhuru Hazretleri, Tür- kiye Reisicümhuru Hazretleri ve | haş- metli Yugoslavya Kralı Hazretleri Bal- kan itilâfı misakı akdine karar vermişler Kendileri sar olarak tayin etmi: Bu fevkalâde murahhaslar, tevfikan muvafık surette tanzim edilmiş olduğu görülen salâhiyetlerini teati et- Me Er aşiğnleki alküm allenda budutlarının bilen tekeffül ederler. Madde 2. — Yüksek âkit taraflar, iş- bu itilâfname ile tayin edilen şekildeki menfaatlerine dokunabilecek | ihtimaller alınacak olan tedbirler üze görüşüp anlaşmayı taahhüt eder- ler. Yüksek âkit taraflar, işbu | İtilâfe imza etmemiş olan diğer her hangi bir Balkan memleketine © karşı aralarında ie lin hiç bir siya- si mükellefiyet altına grimemeyi taah- büt ederler. Madde 3. — İşbu itilâfname ökt dev- letler arasında imza edilir edilmez meri- yete girecek ve mümkün olduğu kadar sür'atle tasdik olunacaktır. Dört nüsha olarak Atina'da tanzim €- dilmiş ve ökit taraflardan her birine bi- rer tane tevdi olunmuştur. M. Muşanofun nutku SOFYA, 12 (A.A) — Fx M, Muşanof Plonede dün söylediği mu » tukta Balkan misakı hakıcını tir kiz mi imzasından sonra Bulgaristanın bunun müsbet delilleri- rini vermektedir, Ankara ziyaretleri ve bunu takip eden Belgrat ükreş ziyaretleri ve nihayet Atinada giriş len müzakereler Bulgaristanm bu si - yaseti diğini ve bu meksizin devam edeceği miştir. Buna daha ziyade kuvvet ver- mek için de engel olan bütün mual - lak meselelerin halledilmesini istemiş- tr. Mezkür meseleleri balline giriş - mek hususunda salâhiyettar makam - lar nezdinde hüsnü kabul ve müsare- at bulduk. Bu siyaset Balkanlar . sulhiyle alâ- kadar olan büyük d d ın komşulariyle ademi tecavüz misakları akdine âma- de bulunduğundan (haberdar etti, Bu suretle Bulgaristan hükümeti komşu- larınm hudutlarını zorla değiştirme - ği düşünmediğini bir kere daha isbat etmiştir. Maamafih komşularımız Bal kanlarda arazi sitatüsünü (teminat altında bulundurmağa matuf bir it lâf akdini tercih ettiler. Bu misaka, iştirak etmek için d. fakat sulh ve hattı hareketimizi milletler cemiyeti misakına uydurmak arzusunun saikiy irak etmedik. Mi'letler cemiyeti misakı ne Bulzaristanın ne de Balkan devletlerinin eseri değil fakat onu im zalayan bütün devletlerin eseridir. Fa kat hareketimiz büyük devletlerin sa lâhiyettar makamatınca da haklı ola- rak takdir edilmektedir. Mumfaz devlet adamı M. Titüleskonün ikbelinden bahsederken ş yavaş kıymetten dü- şerek maddiyetlerini kat'i surette kay- bettiklerini ve bugünkü vatanlarımızın bir tok büyük vatan haline gelerek her birimizin kendi memleketine karşı olan inin mubassalasını üzerinde top- layacağı için hepimiz için daha aziz ve insani bir aile ocağı haline geleceğini tahayyül eden sözleri ne kadar İnsani ve alicenabanedir. Fakat M. Titülesco- nun nüvazişkâr ve müphem lisanlı misak lar, ve birbirine karışarak tahayyüleri #ze bir şey mi verdiği yoksa sizden bir şey mi aldığı daima belli olmıyan ali- .cenaplıklar hakkındaki fikirlerine iştirak edemem. Müteskiben M. Muşanof Bulgarista- nm takip etmekte olduğu sulh ve an- aşma siyasetinin lâyeterayyer olduğu- mu katiyetle teyit etmiş ve demiştir ki? Bulgaristan, Balkan misak'na iştirak etmemiş o'makla beraber bu siyasete de- vam edecek ve bu siyasetin değişmedi- Binin deil delillerini her gün komşulara ve Mirakım akdinden sonra dört dev- let mümeesilleri tarafından sövlenen nutukları okumakla bilhassa bahtiyar oldum. M, Maximos'un o nutkundaki Hesiode'a ait şu fıkra çok yerinde ve doğrudur: “Ey fikir, adaleti düşün ve cebrüşiddeti ebediyen unut” işte bu, Bulgaristan siyasetinin zihniyetidir. Bulgarların iliştikleri madde SOFYA, 12 (A.A.) — Balkan mi- sakmın metni malöm olmakla bera - ber resmi Bulgar mahafili, gayet bü- yük bir ketumiyet göstermektedirler. Bilâkis gazeteler, bu misaka bir çok makaleler tahsis etmektedir. En ziya- de tesir hâsıl etmiş olan madde, âkit ion herhangi bir devletle di - iülimza devletlerin muvafa - Katleri olmaksızın siyasi müzakerele- re girişmemeği taahhüt etmekte ol - duklurını natık olan maddedir. imaztelerin mütalenlarmda, #misa- goslavyaya ka m m e: e muhacirlerden ve çil mebas lardan M. Thodorotf “PİS sinde misakın ebedi ve acil bir teh; teşkil edecek kadar sağlam bi vin yazmaktadır. Bulgaristanın bütün kuv- vetleri bi iaşe dayanan ve İsiyaset- “M Yevtiç Belgratta BELGRAT, 12 (A. A.) — Avala A- jansı bildiriyor? Hariciye Nazırı M. Yevtiç dün akşam saat 21 de Atina'dan dönmüştür. İstas- yonda Hariciye Nezareti erkânı ve diğer bir çok zevat tarafından karşılanmıştır. Kapalıçarşının amiri (Başı 1 inci, sahifede) nu, çarşı esnafmın dükkân kiralarına haciz konacağı, bu para ile çarşı ta- mir edileceğini, belâdiye bütçesine faz ladan bir tahsisat konması lâzım gel- mediğini söyledi. Feridun Bey tekrar söz aldı. Yapılan keşfin 300 bin lira- lık olmakla beraber tamiratta bu ye künun galip bir ihtimalle kabaracağı- nr ilâve etti. lamail Şevket Bey de çarşı esnafından İâzim gelen paranın kolayca tahsil edilemiyeceğini, 1393 te yapılan tamirata ait çarşı esnafının hâlâ borcu bulunduğunu söyledi. Na- kiye Hanım, çarşmın. gittikçe har: ye yüz tuttuğunn, bu binanın tarihi, mimari ve bedii kıymeti olduğunu, €- ğer kül halinde tamiri mümkün olamı yorsa kısımlara ayrılarak o şekilde ta mir edilmesini teşkil etti. Manyasi za de Feridun Bey, çarşıdaki dükkânlar dan çoğunun boş olduğunu, bir kıs- mınm sahiplerinin belli olmadığını, paranm tahsili zor bulunduğunu #öy- ledi . Emin Âli Bey çarşıyı tamir için evvelâ esnaftan para toplayıp sonra mı tamire başlanmasını, yoksa be'e - diyece tamire başlanıp, paranm sonra m: tahsili muvafık olaca sordu. Azalar, bu cihetlerin henüz iyice tet- kik edilmediği mütaleasmda bulun - dunlr. Avni Bey tekrar söz aldı. De - di ki: — Elimizdeki kanım. sarihti Kiralara haciz ko nur ve tahsilât yapılır, Mesele büyü - tülmektedir. Paranm tahsili şekli de- rece derece kanun yollarında tekem- mâl ettirilir. Çarşı tarihi, bedii ve mi- mari kıymeti haiz bü yerdir. Eğer burasmı tamir ettiremiyorsak ve bu- nun için bütçeye tahsisat koyamıyor- sak, hiç olmazsa yıkılma tehlilcesinin önüne geçmek için, hedmi için büt - çeye tahsisat koymalıdır. Fakat çarşı muhakka ktamir edilmelidir. Bunun için imkânlar vardır. Müteakıben Cev det Kerim Bey söz aldı, Dedi ki: m tamiri teklifi bir sene evvel meclise geldi. Hâlâ lâfı ile va - kit geçiyor. Kat'i bir karar verilemi - yor. Esnaf ta caat ederek tami- ratm yapılması, tehlike bulunduğu nu, tamir bedelini kendilerinin vere- ceklerini bildirdiler. Bu işte heyetifen ye kabahat ya sa, esaslı surette tetkik edilmeli ve bir neticeye varılmalıdır. Yapılan ke- şif 300 bin a ri Halbuki ten beşyüz bin liraya, yon liraya çıkacağı sö; dır. Demek ki fen heyeti keşfini çok kabataslak © yapmıştır. Tamirata ait evrakı ve keşfi makama iade edelim. Bize daha olgun izahat ve fenni ke - şifle getirsinler, ondan sonra tetkik ede- lim. Parayı esnaftan nasıl tahsil ede- ceğimizi de kararlaştıralım. Muhak - kak ki esmaf evvelâ para verip çartı- yı tamir ettiremiyecektir. Bütün çar - ıyı hep birden tamir ettiremezsek kı- sımlara ayıralon. Evvelâ ön mühim o- lan taraflarını tamir edelim. Bize ye- niden bir keşif yapsınlar, Sonra bu - gün çarşıdan alman icar bödeli mec- muu nedir?. Bunu da tetkik etsinler, il i, ticari vaziyetini bize bildir - Cevdet Kerim Beyin teklifi muva - görüldü. Ve evrakın makama ii desine karar verildi. Perşembe günü toplanılmak üzere Meclis tatil edildi. Grev ilân eden talebe SOFYA, 12 (Milliyet) — ginazyası muallimler heyeti, grev etmekle suçlu olan 18 talebeyi mek- tepten tardetmiştir. M. Titulesco Moskovayagidiyor SOFYA, 12 (Milliyet) — Ati dan bildiriliyor! M, Titulesco A dan doğruca Bükreşe hareket edip 0- radan da Moskovaya gidecektir. Eulgari:'anın Atina sefiri SOFYA, 12 (Milliyet) —Atinadan bildiriliyor: Bugünlerde Bulgarista - nın Atina sefiri Neykof ra- Gospodin. por vermek için Sofyaya hareket ede cektir. MİLUYET SALI İs ae: Fransada Faaliyet durdu Be i 1 inci sahifede) “Humanite” gazetesinin akşam Üze- ri çıkan “fevkalâde bir nüshası, yçileri sant 10 da Vincennes'da toplanmaya ve grev kordonları teşkiline davet etmekte- dir. Yaralıları ziyaret PARİS, 12. A.A. — Reisicümhur M. Lebrun, yanında M. Sarraut ile riyase- lr erk ivil ve ticümhur sivil ve askeri »ı olduğu halde dün muhtelif askeri hastahanelerle polis hi sindeki yaralıları ziyaret etmi; Reisicümhur, Val-de.Grâce uikeri has- tahanesinde mareşal Petain tarafından karşılanmıştır. 'M. Dowmergue de öğleden sonra bu son günlerde yaralananları ziyaret et- miştir. Tevkifat yapılıyor PARİS, 12. A.A. — Reüter ajansı mu- habirinden; Şimendifer garlarından ba- zıları polisin işgali altındadır. Şimdiye kadar hiç bir mühim hadise kaydo- lunmamıştır. Mamafi, grevciler bazı oto- büsleri durdurup camlarını karmşardır. Bir çok fabrikaların kapısında, grevci amele arkadaşlarını baştan o çıkârmağa çalıştyorlar. Epey tevk:fat vardır. Komünist ve sosyalist fırkaları, umu- mi iş konfederasyonuna mensup amele, müstakil sendikalar, (farmason! faşist aleyhtarı cemiyetler bugü den sonra Vensen kapısında resmen bir nümayiş icrasına davet edilmişlerdir. Telgraf ve telefon muhaberatının du çar bulunduğu tezebzüp dolayisile vilâr yet'erden çok az haber alınmaktadır. Lille belediye müstahdemleri greve İş- trak etmişlerdir. Şimal madn mıntaka- sında grev yalnız bir kısma o munhasır kalmıştır. Marsilyada liman ve rihörm amelesi de grev yaptıklarından, bütün nakil ve tah- mil işleri durmustur. Lille'de mümayişler LİLLE, 12. A.A. — Binlerce nüma- yisci, başlarında müzika şehrin 80 kaklarını do'aşmışlardır. Nümayiş, mey- danda verilen bir konserle tatlıya bağla- narak hitama ermiştir. M. Doumergue Parise gelirken anlatıyor M. Doumergue Başvekâlet vazife - sini kabul ettikten sonra, oturduğu Tournefewille'deki köşkünden Parise gelirken , yolda kendisile görüşen bir gazeteciye şunları anlatmıştır: — Daha üç gün evvel bu yoldan, fakat sik istikamette geçtim. Paris te idim. Eski dostum Cümhurreisi M. Lebrun ile görüştüm. Uzun uzadıya konuştuk. Sorira Tournefeuille'deki inzivagâhrma döndüm. Hattâ bugün ben ve refikam Marsilyaya gidecek ve yarın oradan iki ay kadar kal - mak niyetinde olduğumuz Mısıra ha- reket edecektik. Beni şerait da hilinde çağırdıklarını bi Bugünkü şerait dahilinde yaşlı bir adamın Başvekâlet gibi ezici bir var zifeyi kabul edişinin Madam Don - mergue üzerinde elemli bir tesir bıra kacağımı söyliyen gazeteciye Başve - kil şu cevabı vermiştir — Bilâkis vazifemin başvekâleti kabul etmek olduğunu ilk söyliyen zevcemdir. Eğer bidayette tereddüt etseydim, bunun sebebi yaşımın geçi kin olmasıdır. Bugün 70 yaşmdayım. Bu yaşta bir insanın cesareti ve hüs- nü niyeti ne olursa olsun, onda genç- liğin ne kudreti, ne çevikliği vardır. Gerçi (Gençlik) ile (İhtiyarlık) ın nisbi tabir olduğunu bilirim. Sonuna kadar genç kalmış ihtiyarlar ve dai- ma ihtiyar görünen gençler vardır. Parise henüz yapacağım şeyler hakkında karar vermemiş olarak gidiyorum. Bir defa vaziyeti öğren - meliyim. Benim gibi inzivaya çekil- mm politika adamlarile görüşmeli- ” Barada şmuharrir şu suali sormuş” tur: — Lâkin sizin için gayet müsbet $€X ler söylediler. Meclisin feshine ve ka Da e taraftar oldu- evvelki bir r, Uç ay evvelki bi bugünkünden bambaşka idi. şunu söyliyebilirim ki, kabineyi teş « kil ederken etrafıma, yapılacak ese- irak etmek isteyen bütün fırka hüsnü niyetleri ve Yakın olmak için (Başi 1inci sahifede) Cümhuriyet Bayramında vilâyetin 313 köyünden köylüler şehre çağırılmıştır. Köylüler için sıhhi ev nümuneleri yap- tırmak için bir plân müsabakası açılması tasavvur edilmiş, fakat imkân buluna- madığından yeni faaliyet | programma konmuştur. İsmail Şevket Beyin izahatından #on- ra kongre reisi Asım Bey komite namma verilen izahata teşekkür etmiştir. Müteakıben bir arkadaş (o söz alarak köylerde itibar şirketleri | tesisini ileri sürmüştür. İsmail Şevket Bey, bu işin kooperatifleşme suretile hükümetçe yap- tırılmakta olduğunu söylemiştir. Maarif müfettişlerinden Mansur Bey, köylerdeki müşahedelerini izah etmiş, şehirde yetişen gençlerin köylüleri anlı- yamadıklarını, mevcut okutma sistemi- nin bunu temin edemeciğini binaenaleyh köylüye yanaşacak ve ameli bilgilele mücehhez gençlerin yetiştirilmesini izah ederek hükümetin de bu hususta köycü- lük tahsili için Amerikaya bilmüsabaka on maarifçi göndermiş olduğunu söyle- miştir. Gene maarif müfettişlerinden Hüsa- mettin ve Süleyman Edip Beyler köyler- de yapmış oldukları tetkikler ve müşahe- deler hakkında kıymetli izahat vererek köylüye yanaşılmasını, kazalarda da teş" kilât yapılmasını anlattılar. ni teşeklsürle karşılıya- rak Halkevleri nizamnamesinin Köycü- lük komitesine sit maddeleri baklında izahat vermiş ve henüz tamamlanmıyan bu iki sene içinde mümkün olduğu kadar çalışıldığını; bundan sonra bütün erka- daşların da mesailerini birleştirerek ça- lışılacağımı söyledi. Müfettiş arkadaşlar, her hangi vazife verilirse kabul edeceklerini bildirdiler. İsmail Şevket Bey — komitenin geniş bir faaliyet programi olduğunu, maddi imkânsızlık dolayısile hepsini tatbik et- menin kabil olamadığını söyledi. Müzakere büyük bir hararet, ciddi- yet ve samimiyetle geç vakte kadar sür- dü. Sonra gizli reyle komite azası seçil- di, İsimleri şunlardır: İsmail Şevket Bey, Meliha Avni Ha- nım, Zeki Cemal, ziraatçi Raşit, Dr. Fu- st Sabit Beyler. ri toplayacağım. Demi) parlamento zevatı pek 2z tanıyO- Yü Mobaslardan belki ancak ellisi. mi tanrım. Düşününün ki, on ki ene- ayağımı parlamentodan 0 be siye amel Bizde bir darbn ii vardır: “Anlaştıktan sonra, yağmur yağdırmak bile kabildir.) Ben herhal de mucizeler yaratacağımı iddia et - miyorum., İnsan bünyesinin bazan bir kür'e ihtiyacı vardır. Bu, milletler için de böyledir. Fransanm da geçirdiği bu acı günlerde bir milli vahdet kürüne ihtiyacı vardır. Bazan öyle zamanlar olur ki fırka mücadeleleri durmalı - dır. Ben kırk senelik siyasi hayatım- da bu mücadelelerin ne demek oldu- ğunu öğrendim. Şimdi bu merhaleler Ve birine bulunuyoruz. E- MR eki tem hale gelirse, dünyayi ne gü» zel bir manzara göstermiş eli O zaman, vaziyetin icap ettirdiği po: Titikayı tahakkuk ettirmek hiç te güş olmıyacaktır. Zaten ge o İmer mu'dil bir şey değildir. selimi enem sahaya koymak Sakarlı. Mebusan meclisi PARİS, 12 (A. A.) — Versailles ci- venda Şavil komünist şube reisi, yol Üzerinde kanlar içerisinde ölü İnuştur.. Cesette derin bir yara vardı. “Dahiliye Nezaretinden bildiril Sacaza tevkif edildi PARİS, 12 (A. A.) — Bir bankanm iessisi olup hakkında anük tahkikat icra ©- dilmekta olan M. Sacaza'nın tevkif edil- a Hariciye Nezaretinden bildirilmek ir, 367 kişi tevkif edildi PARIS, 12 (A. A.) — Polis müdiri- bildirildiğine göre hürriye- Tini tee etmek: soyu ile 567 dişi tevkif Bazı hadisat dolaynile nakliyat ile meş- rem ser mi yar Köylüye daha Memlekette ve Balıkesir belediyesi istikraz yapacak BALIKESİR, 12 (A.A.) — Bel ye meclisi şehrin umranma #ai mek üzere beledi bankasını elli bin birâlıde karar vermişti Sivasta mermer SIVAS, (Milliyet) — Sıvası Yıldızeli kazasına tabi Menteşe ©“ varında Nevruz köyünde beyaz, # yah, kırmızı, limon rengi, kahve, rengi ve muhtelif renklerde o V bunlardan başka dalgalı ve aşi mermer cinsleri de vardır. : Bu mermerlerin çıkarılması V£ imtiyazını Sıvaslr o Hüsnü Ef: uhtesine almıştır. Mermerlerimi: aha asri vesaitle çıkarılması için. uğraşılmaktadır. a Aydın maliyesinde yeni teşkilâi AYDIN, (Milliyet) — Vilâyetimif maliyesinde , şimdiye kadar Aydmif | ortasmdan geçen demiryolunu om e — tarak hatim şimalindeki mahalle köylerin umum tahakkuk işlerine sin hattın ce i umum mahalle V£ köylerin tahakkuk işlerine de ikinci if sube lu. j Yeni defterdarımız bunun talimat” nameye uygun olmadığını ve işlerin karışmasını mucip olduğunu gö: bu teşkilâte değiştirmiş ve belediye b dudundaki mahallin O kazanç verBi” tahkiklerinin birinci, bina , arazi, W raset > ve sayim vergileri tahkiklerinit de ikinci şube tarafından yapılmasın belediye hududu dışımda kalan kö, lerin tahakkuk işlerinin de varidat M lemince icrasını kararlaştırmış ve $9”,. bat başından itibaren maliye dairesi ni na dairesinde çalışmağa a işlerin çabuk görülmesi nok* çek büyük faydaları imdi nahiye j umumi kâti; başmuallim zahklara il müdürü Ekm Hit ve Mehmet ve rm b tanlığa da Zeki ek beyz seçildiler, Sultanhisarda müsamere SULTANHİSAR, Milliyet) — silli halkevi Yer a al gelmişlerdi. - Kıymetli gençlerimizden Ragıp 5 tarafından fırka kütüphanesine 1” Git kitap bediye edilmiştir. , e Sivas kaza kongreleri SIVAS, (Milliyet) — Kaza kor” grelerinin başladığını ge geçende. wi mıştım. Bazı kaz: ind emr Da ri arın ekleri tcspit edilmeden Hafik kazasında: Selim oğlu Mustaf& Amir oğlu Veli, Sürücü oğlu AP met, Tiryaki oğlu Mustsafa, seyin Efendiler. Şarkışla kazası: Hacı Halil, Ki şi Aziz, Durmuş, Hüsnü, Niyazi fendiler. Gürün: Fuat, Talât, Abdullah Efendi! Suşehri: İsmail, Yusuf, Ali lip, Abdullah Efendiler. Kan * Örer Az Vehbi, Tahsin, Raif, Hasan Ef” diler. Yıldızeli kazası: Nuri, Musta, e erkin, Hacı Ramazan Efe Tarihi roman: 56 Güneşin Oğlu 16 akıtmadılar mı? — Onu Güneş'in oğlu köruyor.. Reisin koruduğu bir kızın kanı ko. lay kolay akıtılır mr? — Yurttaşlarımız bir o meş'um kız yüzünden kırılsmlar mı? Gürültü ilerledi: — Hayır. Kırılmıyacağız.. Ak- rep ve yılanlara yem olmıyacağız. Mersâ'nın kanımı istiyoruz. — Onu bulmak kabil değil. — Mersâyı reisin evinden kaçır- mışlar, Reisin evine kimse el uza- tamaz.. Bu el, onun okendi eli Site Güneş'in oğlu kaçırtmış- Hep birden ba; lar: — O halde (Bora)nm kanını a- kıtalım... Yurdumuz bir adam yü. zünden altüst olamaz. Mabedin önünde toplananlar ve hemen ii içinde titreşiyorlardı. Herkesin gözü yukarıda: Yazan: S FAHREDDİN Diye bakıyordu. Mabut (Enhil)in cezasına ie maktan ea Sertelli halkı bu müthiş tehlikeyi gözleri görür gil inanıyorlardı. — Ya Mersâ... Ya Bora... Ikisin- den birinin kanımı dökeceğiz. eri mabedin alçak dıvarla- k kii — Bir kişi için bütün yurttaşla- rım telef olamazlar ya. Diyordu. Fakat, bu işte Bora'nm ufacık bir suçu bile yoktu. Mersâ' yı kaplan ininde bulamıyarak geri- ye dönmüştü.. Bora, Mersâ'nın (Fr ratlılar) itki kaçırıldığını zannediyordu. Zaten yavaş yavaş herkes Mersâ'nın kaçtığına inan- mağa yp Bora yüksek bir yere çıktı. Ve babası kaçırtmış olsa gerek. Fa- kat, siz yurdumuzun Enhil'in ga- zebinden benim kanımın akmasile umuyorsanız, işte ben yanmızda ve içinizdeyim! Haydi, Ihtiyar bilginler ve kurul- tay azaları karar versinler.. Ölüm satırı boynuma insin ve kanım ye- re dökülsün. Bu sırada mabedin önünde bir kargaşalık oldu. İri boylu ve de- mir bilekli bir kadın, dev gibi orta- ya atılarak bağırdı: — Şaşkınlar.. Körler. Budala- lar..! Şimdiye kadar gökten akrep yağdığını işittiniz ve gördünüz mü? Mabut Enhil Mersâ'nm kanımı iste- ler Onu bulup kanını akıtsanız a.İlnsan ele iü yara için baca- ğını ilâçlar mı? Bu ne şaşkınlık?! Bir göçebe kızı için, reisimizin kanını istiyen mabuda ben baş kaldırarak haykı- rıyorum: Yurttaşlarımızdan öç al- mak istiyorsa, benden alsm. Bü yük Tanrı, kurtarıcı ve yapıcı rej- simizi ölümden koruyacak.. Ona yaşamak yaraşır. Hitay'ın sesini işitenler, başları- sim indirerek hayretle genç | Çoban kızı yumruklarını sıka- rak: — Bir defa deneyiniz, dedi, Bü- yük Tanri (Bora)yı ölümden kur- taramaz ve göğün kapılarmı aça- rak başımıza akrep yağmuru yağdı- rırsa, o vakit kimin kanını isterse- Biz akıtırsınız! m üneş'in oğlu, zünden den kaybettiği çoban kızının sözlerini işitince tüyleri ürperdi. Bir derenin başmda iki yıl önce onunla konuştuğu ve seviştiği daki- kaları hatırladı. Arslan yürekli çoban kızının ce- saretinden ve atılganlığından kor- kanlar, biribirlerine bakışarak: — İşte şimdi akrepler yağmağa başlıyacak. Enhil bu sözlerden de gazeplenmezse, ne mutlu... Diyorlardı. Kurultay azaları bir defa da (Güneş mabedi)ne gidi- lip orada dua edilmesini muvafık görmüşlerdi. Bilgilerden biri halka seslendi: — Büyük Tanrıden halasımızı istemeğe gidelim.. Ve Güneş mabe- dinde (Kurtuluş duası) okuyalım. Halk toplu bir halde Güneş ma- me doğru akmağa başlamıştı. Bora akrep yağmuru yağacağı baberine mk için kanının irene — endişeye düş- Ko "in oğlu büyük mabudun önünde yalvaracak ve (o mabuttan Mersâ'nın nerde olduğunu soracak- te. Güneş mabedinde... Akrep yağmurundan korkanla- rın bir kısmı mabedin içine dolmuş, bir kısmı da mabedin önünde top- 1 “nis Asılar ve bilginler (İce. tuluş duası) na başlamışlardı. Herkes büyük bir iman ve tevek. külle boyunlarını (eğmiş, Büyük Tanrıya yalvarıyo: Bu kalabalık (içinde mabedin dıvarlarına yaslanmış duran Bora birdenbire başını arkaya çevirince Hitay'ı görmüştü. Çoban kızı, Bora'nın mert ve & lümden yılmaz bir erkek olduğunu bildiği için, yurdunun O bu müthiş felâketten kurtulması uğrunda ka- nımı dökebileceğine iman etmişti. Hitay, göçebe kızı için, Güneş'- ei m ame tal ül e- iyeceğini anlamıştı. Mersâ'yı bulamıyan balk, niha- yet mabaği) e bu çe er İm kanımı de Hitay zaten Mersâ'ya mez du. Yurdunu tehlikeye düşür€”) yurttaşlarının rahatini kaçı. ee kızını ele vermek mesile bu sevgi de ölüp i Hitay bundan sonra, Bora'0? — meyan düşeceğini la Bora, çoban kızile pe istemem$ti- — Elbette, dedi, pelin gi | nım kurtulması için, bir kifinİ” müne ağlanmaz... Hitay sordu: nasıl 4 — Ulun hatun bu işe oldu? pir, — Benim kanımda anam i »” sesi yok.. Ben yi ime Fakat una adamsın! Büyük Tanri ali nın akıtılması istiyor mW — Tanriden evvel Ben halkın isteğini yal

Bu sayıdan diğer sayfalar: