28 Şubat 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

28 Şubat 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yunanistanda fırkalar lider- leri toplandılar ATİNA, 7 (Milliyet) — Fırkalar Yeisleri dün Hariciye nezaretinde top landılar, İçtimada münakaşalar oldu- Zu tahmin ediliyor. Ancak toplantıya iştirak eden liderlerden hiç biri beya aatta bulunmak ii işlerdir. Ga- zetelerin neşriyatıma nazaran, Harici- ye nazırı M. Maximos içtimada Bal - kan misakı etrafında beyanatta bulun e misakın akdi için son zaman - MILLIYET ÇARŞAMBA 28 ŞUBAT 1934 “Bombacılar dün tevkif edildiler (Baçi 1 inci sahifede) zahür etmiştir. Yani Cevat efendi Ar- tn Tülekyen şirketinde kendilerine hizmet eden Mapavrili Mehmetlen dört tane bömbo tedarik etmesini istiyerek Artin Tülekyan efendiye bir oyun oy- mayacaklarmı, ileride bu hizmetine mu- kabil de kendisine büyük bizmet ede - ceklerini söylemişlerdir. & Mapavrili #etmiş ve Romada ilya tarafın- razi dermeyan edilmemiş olduğunu, mos bahsederek, misakın askeri hiç bir kay dı ihtiva etmediğini de ilâve eylemiş- tir, e ATINA, 27 (Milliyet) — Siyasi fırklar liderleri içtimamda Balkan mi sakı etrafındaki mü: bu - gün nihayet bulacağı tahmin edil - mektedir. Yunanistana iltica SOFYA, 27 (Milliyet) — Nevrekop kazasının Velkosel köyünden 15 aile ir gece zarfında hududu geçip Yu- mınistana iltica etmişlerdir. Bu iltica keri idare ve hüsusi rejimle izah edil- mektedir. Romanyada bir mebus öldürüldü BÜKREŞ, 27 (A-A.) — Liberal me- bus M. Eusebiu, odasmı soyarlarken serlerine gittiği hırsızlar tarafından, zevcesinin gözleri önünde rovelverle öldürülmüştür. İcra memurları ANKARA, 27 (Telefonla) — Me- muriyete mâni olacak surette veya in zibati bir ceza ile cezalandırılmış ©- Tan İcra memurlarının hâkimler ka - nununun muvakkat 36 me: maddesi- Be göre imtihana alınıp almmmıyacak- İsrınm tefsiren tayinini hükümet bir tezkere ile Meclisten istemiştir. Hilâliahmer pulları ANKARA, 27 (Telefonla) — Din ve millet bayramlarile bunlara ta - kaddüm eden arefe günlerinde gön- derilen ve matbu evrak sayılan kart dövizitlere Hilâliahmer pulu yapıştı” rılması icap edip etmiyeceğinin & yelile tayini hakkında hükümet bir tezkere ile Meclise müracaatta bulun- muştur. Tapu işleri ANKARA, 27 (Telefonla) — Ka - Tostrosu henüz yapılmayan mahaller. de yeni tapu kütüklerinin tesisi hak - kında hükümet Meclise bir lâyiha sev ketmiştir. Meddah Süruri Ef. öldü BURSA, 27 (Milliyet) — Meddah Süruri Efendi kalp sektesinden şehri- mizde ölmüştür. Tahsildarların elbiseleri ANKARA, 27 (A.A.) — Köylerde dolaşan ve halkla daimi temas balin- de bulunan tahsildarların ayni örnek ie elbise | giymeleri Pi — rinde iyi bir tesir yapacı mül müş ve tahsildarların açık gri renk - v li kumaştan ve çorap yerine de ayal kumaştan dolak ve elbiselerin kol kapakları üzerine vişne çürüğü ren - ginde şerit ik suretiyle yekne sak elbise yaptırmaları. bildirilmişti. Bu gri elbiseler polis - elbiselerine ben- zediğinden halen yenilerinin tebdilin- de acele edilmiyerek bundan sonra yaplırılacakların gene ayni şekilde ve fakat koyu kahve rengi yerli kumaş - tan olması Maliye vekâletinden ta - mim edilmiştir. fezleke halinde ve suçluların itirafları müvaceheleri, tehdit edilenin ifadesi ve sair bütün delillerle birlikte ve suçlu - larla beraber dün adliyeye tevdi etmiş- tir. Suçlular müdüriyetten bir otomobi- le bindirilmişler ve taharri memurları refakatinde müddeii Suçluları evvelâ bizzat müddeiumu- mi Kenan Bey isticvap etmiştir. Bun- dan sonra vakit geç olduğu için suçlu- lar Sultanahmet birinci sulh ceza hâ- kimi Reşit Beyin huzuruna çıkarılmış. Fotoğraf çektirmekten fevkalâde iç- tnap eden suçlular hâkim huzurunda yüzlerini şapka ile örterek durmuşlar. dır. Bunun üzerine hâkim Reşit Bey gazete foto muhabirlerine mahkemede fotoğraf çekmemelerini söylemiş, fotoğ- rafçılar da: — Esasen fotoğraf çekmiyoruz efen- dim demişlerdir. Fakat maznunlardan Hafız Mehmet Rağıp efendi isticvap bitinceye kadar yüzü şapka ile örtülü olarak durmuştur. Hâkim evvelâ maznunlara bomba iftira etmekten suçlu ol duklarmı söylemiş, sonra usulen bü yetlerini tensip etmiştir. İlk evvel viyeti sorulan Cevat efendi İbrahim be- yin kâtibi olduğunu, İstanbulda doğ - duğunu ve üç çocuk babası olduğunu söylemiş; Ömer Oğlu Mehmet , tütün ticareti yapbğinr evli olduğumu, okuma i tütün ticareti yaptı Barada doğduğunu, 7 çocuk balantal” duğunu, pek az okuyup yazması oldu- Funu söylemiştir. ne Rağıp Efendi de Rizede ğunu, inşaat müteahhitliği tığını, 3 çocuk babası olduğumu söyle. miştir. Cevat Efendi ne diyor? , — Cuma günü poliiler geldiler, e vi aradılar. Bir şey bulamadılar, sonra bana perşembe günü nerede olduğumu sordular, z sandık götürmüştüm, bepsini anlattım. Sonra beni polis müdürlüğü. De götürdüler. Orada bu bomba mese leşi yata oldum, fakat benim bu enayi işte kat'iyen alâkam yok ve bundan ha- İbrahim efendi de ayni şekilde evi arandığı ve polisler eve geldiği za - man henüz yatağında bulunduğunu söy- — Evi aradılar, bir şey bulamayın- <a beraber yazıhaneye geldiler, kasayı, dolapları ve sair yerleri aradılar, bir sey bulamadılar. Kâtibin çekmecesi ki. lili idi. Açmamı söylediler, anahtarın Cevat efendide olduğunu ve Cevat efen- diyi evinden çağırmalarını söyledim. — Vaktimiz yek dediler. — Öyleyse karım, dedim, Ovada ön biç şer beled Ee merkeze , merkezden de müldüriyete gö- türdüler.” Bomba hâdisesini si rendim. Hiç bir şeyden haberim Sek tür, Güneşin Oğlu “ Orada da babalar Kalım üze- rinde anlaştıktan sonra, güveyi, ak- rabasmdan mürekkep bir kafile kı zın evine gider; hi İm evine yaklaştığı zaman evin damı üzerin de ee birisi göğe (hitaben şu sözleri söylerdi (Kızı verdim insan olsun, hay- van verdim dirlik olsun, ateş ver- dim yurt aydınlansın.) Kafile evin içine girerken herkes sıra ile yer tutar, başta bilginler oturur; nişan-| lılar ise karşı karşıya ve fakat yüz- lerini dıvara doğru çevirerek ayak- ta dururlar., Dua başlar ve hazırun da sütten beyaz taş üzerinde otu- ran mabut namma (m; ler terennüm ederler ve üç kere göğe Kımız bardakların: - boşaltırlar; bundan sonra gelin ocağının yanı- na gelir, diz çöker ve üç parça yağ ile üç çırayı ocağa (alar ve parlayıncaya kadar üfler; sonra kızın babası kızının başına bir sar- ma star ve oğlana teslim ederdi... Kalım evladın pahası demek de- Yazan: İskender FAHREDDİN ğildi. Kız babası bunula kızı üzerin deki velâyetini | kızmın kocasına vermiş oluyordu. Bu velâyet baba dan zevce intikal (o ettikten sonra, kız, bütün omânâsile kocasınm malı olur ve yalnız kocasına itaat Bu intikalin © remzi ve alâmeti, baba tarafından kızların başına a- tılan sarmadırki Türkler ona daha sonraları duvak il z Ocağa gelince, her iki aile mu- hitinde de ocağa hususi bir kıymet verilirdi. Ocakta parlıyan alev, her iki muhit için ceddin ruhuhnu tem- sil eder ve mukaddes sayılırdı. Fırat havalisindeki yerliler ara- sında bir kız erkek evine gittiği za- man, babasının yenmden alıp gö- türdüğü eşyaya tasarruf edemez ve yeni girdiği ile içinde hükmü ve nüfuzu yoktu. Halbuki Türkler- de bir kız, babasınm yanından ge- tirdiği eşya ve mücevherata istedi- ği gibi tasarruf eder, bunlardan ar- zu etliğni hizmetçilerine ve komşu- g — Beni müdüriyete götürdüler, mü- e, beyin karşısına çıkardılar, müdür N — Hayır. im. Kime verdimse gelsin, yü- züme karşı söylesin. Bu Mehmedi ge- tirdiler. — Söyle, Dediler. Bir şey demedi. — Söylemiyor, alın götürün. Dediler. Biraz sonra gene getir - diler, — Söyle dediler. — Evet dedi, o zaman bana: — Bir şey diyecek misin, yoksa i- çeri gidecek misin dediler. — Bir şey demedim. Siz yazın. Dedim. — Olmaz sen yazıp, sen imza ko- m. Dediler. — Ne isterseniz yazım. Dedim, onlar yazdılar, ben de kor- imzaladım. muşlar demiş, Mehmet efendi buna da şu cevabı vermiştir: — Evet buldular, fakat ben mücadelede teşkilâtı mahsusa rel: dim. O zamandan kalmış çürük süllerdir. Hâkim bundan sonra tekrar Cevat «fendiye teveccüh etmiş: — Mektubu sizin yazdığınız anlaşı- yor, sizin yazmızla mektubu ehli hib- reye vermişler, ehli hibre iki yazının da iğerinin ayni olduğunu söylemiş, demiş, Cevat efendi: — Hayır, kat'iyen cevabını vermiş- tir. Hâkim Mapavrili Mehmet efendiys teveccüh etmiş, ona da: 7 Sen bunları Hafız Mehmet Efen- diden 30 liraya aldım demişsin. Diye sormuştur. Mapavrili Mehmet efendi de sade ce “ Hayır cevabını vermiş, hâkim: 7 Hite poliste öyle söylemişsin. Diyince: — Ben okuyup yazmak bilmem, yalnız bankalarda imza koymak için imza atmasını öğrendim. — İmzala! dediler, imzaladım ceva- bıns vermiştir. âkim en son tekrar İbrahim Efem- diye dönmüş: > İbrahim Efendi sen burada e iyorsun amma poliste bütün söyl nilenleri kabul etmişsin diye sormuş - tur, İbrahim efendi : — Hayır kabul etmedim, o Tülekyan Efendi ile aramızda husumet yoktur. Kendisinden alacağım 'da yoktur. Ev- velce ortaktık; bilâhara ayrıldık, hesap- laştık, demiştir. Bundan sonra hâkim kararmı vermiştir. Kararda şyncn şöy- le denilmektedir: : — “Cevat, Mehmet, İbrükim, Meh- met Ragıp efendilere isnat;edilen suç memleketin asayişini bozan suçlardan olduğundan usulün 104 üncü maddesi Mevkuflar akşam geç vakit tevkif. haneye nakledilmişlerdir. Müddeivmu- milik bugün evrakı ve suçluları istin - tak hâkimliğine sevkedecektir. Maarif müfettişliği ANKARA, 27 (A.A.) — Maarif vekâleti ilik tedrisat dairesi şube mü - dürü Osman Bey üçüncü smıf Maarif müfettişliğine tayin edilmiştir. Sipahi ocağında dersler açıldı Sipahi Ocağı memlekette atlı spo- run terakki ve inkişafını temin için ih. tiyaca kâfi at satm almış ameli ve na- zari binicilik dersleri açmıştır. Tedrisat ilerledikçe at gezintileri de . Dersler her gün saat 17 den 20 ye kadar pek müsait şernit tah- e ein) ilkbaharda baş- sini dinlemez de (teşebbüs ettiği yapmağa kalkarsa, zevcesi kocası- nın babasına şikâyet £ der ve bu sin önüne gazali ve Ee yüzden — geçebilir ve zevç karısını mes'ul tutmazdı. Ur şehrinde yerleşen . Türkler diğer kabilelere nazaran, yerliler- le daha fazla temasta bulunduk- lardan, onların bazı âdetlerini ev- İşte, madencilik yüzünden gittik. çe büyüyen ve kalabalıklaşan (Ur) şebrindeki aile ibtilâfları en ziyade bu yüzden çıkıyordu. * Güneş'in oğlu, aile geçimini te- min etmek maksadile, kızın, baba- sından getirdiği eşya ve o cihazın kendi malr olduğunu ilân etmiş ve ardı arası kesilmiyen (o ihtilâflara bu şiddetli kanunla | nihayet ver- mek istemişti. Güneş'in oğlu, akıncılar Ur civa- rında beş on gün istirahate çekil. diği için, şehirde yeni nizamlar i- lân ediyor ve Türkleri daima toplu tutacak teşkilâ ar iv Ur'da, gayrı menkul mirasin yal- Bir formül Bulunabildi mi? teklifler hazmlanmış olduğu rivayet © dilmektedir. ğ M. Mussolini ile Lord Edenin muta- ! men sil ve hususunda hüsnü niyetini gösterebil - mek için müsait bir zemin hazırlanma. beynelmilel sa lord Edenin Berlinde vaki olan mü- kâlemeleri olmustur. ROMA, 27 (A.A.) — Stefani ajan- « bildiriyor: Hükümet reisi &ün öğ- leden sonra M. Edeni kabul etmiştir. İngilir nazırı Paris ve Berline yapmıs olduğu konuşmaları M, Massoliniye bil- dirmiştir. M. Edenin verdiği malümat esas da- bilinde İtalyan ve İngiliz muhtırala- rı yeniden tatbik olunmuş ve iki dev- let adamı verilecek hedef ve bilhassa umumi bir anlaşma esası bulmak ihti- ıda mutabık kalmışlardır. ; Meclis açılıyor (Başi 1 inci sahiflede) ||| ları Ücaret mallarından tasfiye | harici kalanlardan (10) bin liraya kadar, olan mallarını gümrük vermeden Türkiyeye getirebileceklerdir. i : Şeker, benzin, petrol, ipek ve ipek- biler ve inhisara tabi maddeler bu muafiyetten istifade edemiyecektir. z pm Trotsky affediliyor mu? SOFYA, 27 (Milliyet) — Moske - vadan bildiriliyor: Troçki başta olmek üzete bütün taraftarlarının geniş bir affı tanumüye tâbi tutulmaları fikri, vesmi mahafilde gittikce kuvvetlenmektedir. Ağır hasta olan Rakoviskinin bu - getirilip bir hasta- Gençlik teşkilâtı (Başi İ inci sabifede) yük bir alâka ile karşılandığını gör - düm, Mekteplerde bu teşkilâta men- sup âza sidat olmak üzere ayda beş kuruş vereceklerdir. Mekteplerin ted ris müddeti senede dokuz ay olduğu içi idat 45 kuruştur. Çocuk- ları teşkilâttan mahrum bırakmamak için daha az aidt verenler de kabul olunacak ve hatt hiç vermiyecek ka- dar fakir talebe de teşki alma - rak fili hizmetlerinden istifade edile cektir. İstanbul mekteplerindeki tale- belerden mürekkep olmak üzere bir çok kollar teşkil edilmiştir. Bu kollar- la teşkilâtm heyeti merkeziyasi arasın da muhabere müşkül olduğundan bu kollardan 10 veya 15 kolu bir araya getirerek bir dernek yapılmıştır. İs - tanbulda bu şekilde 20 kadar şubesi yapılacağı ümit ediyorum. Halen on dernek şubesi teşkil edil- miştir. Teşkil edilen dernekler şunlar dır: Kasımpaşa, Beyoğlu, Sarıyer, Fa th, Eyüp, Şehremini, Beşiktaş, Kar - tal, Beykoz, Üsküdar kaza ve nahiye merkezleri . Daha teşkil edilmesi mu karrer olan 10 dernek şubemiz de te- şekkrül ettikten sonra gençlik Salibi Ahmer teşkilâlında olduğu gibi mek- tepler arasında muhabere temin edi- lecek ve bu muhabereler merkez he- yeti vasıtasile yapılacaktır. Muhtelit ecnebi memleektte teşekkül etmiş olan gençlik Salibiahmerine mensup mek- teplerle muhabere edilerek ve beynel milel kardeşlik ve dostluk hissinin in- kişafına, takviyesine ve malümat mü- badelesine i edecektir. Gençlik teşkilitma © mensip azaları örer de rozet tevsi edilecektir. Buro zetin şekillerinin tesbiti ile İĞ tadiine zam görülmüştür. Bu > cak olan Hilâliahmer i Yerlilerde aile teşkilatı çok bo- | zuktu. Güneş'in oğlu | yerlilerden kız almayı da şiddetle yasak etmiş- t. Yerlilerin kızları Türk evlerine ancak işçi ve hizmetçi sıfatile gire- biliyordu. ; Bir akşam, Güneş'in oğlu akın- cılarm bulunduğu karargâhtan dö- nerken, karşısına (genç bir Türk kadını çıkmıştı. Si z Bora.'atının dizginlerini çekti ve yolun kenarından seslenen genç Dertli kadın, birleşik Türk kabi- | Dünyada neler oluyor? Italya Hariciye nazırı M. Suvich soh Avusturya hâdiseler'nin ferdasıf” da Peşte ve Viyanayı ziyaret ederek Macar ve Avusturya nazırlarile rüştü. Bu ziyaretten sonra her iki memleket Başvekillerinin bizzat M: Massolini ile görüşmek üzere bu yakınlarda Romaya gelmeleri de temeldir. Yakariki resim M. Suvich'in Peştede Macar Başvekil M- Goembos ile beraber alınmıştır. bii vim Avuaturya hududu bilhassa bugünlerde son derece teyakkuz işindediğ. Çünkü Avusturya Nazilerinin Almanyada bulunan şefi bundan bir ta evvel Münih radyosunda Avustu rya Başvekilini tehdit etmiş, Şafi, sonuna kadar Milli Sosyalistlerle anlaşmadığı takdirde bu hükümet rın daha şiddetle harekete geçeceğ ilâtının merkezi Ankaradır. He - yeti merkeziyesinde bundan başka W- lim ve terbiye azasından Haydar Bey, Maarif müfettişi umumisi Celâl Bey, Muaveneti içtimaiye müdürü urmumi- si Faruk Bey, sıhhiye neşriyat müdürü Zeki Nasır Bey, Ankara vilâyet sih- lundan yüz koyun ve yirmi 8i- Ze erisim in Kocam bunları yavaş yavaş sattı. Şimdi bir tek i- neğimiz kaldı.. Onu da elden çıkar- mak istiyor. Halbuki iki (o çocuğu muz var, Kendimiz ve çocukları mız bu ineğin sütile besleniyoruz. Kocama nasıl söz geçirip te bu sağ- malı elden Ri z Ganeş'in oğlu genç ına çol li & indi.. Dizginini eline alarak kadınla beraber şehre kadar yürüyerek geldi. Bora genç kadının evine yakla- şınca, komşularından kacası hak- kında malâmat topladı. Kadının komşuları, kocası hak- kında şu malümatı vermişlerdi: — Biz de senin gibi bu kadın. cağıza acıyoruz.. Üç yıl önceğok zengin idiler. Kadın babasının yur dundan fazla mal ve cihaz getir- mişti. Kocası çok tenbel bir erkek olduğundan koyunları ve sığırları birer birer elden çıkardı ve kadı. nın bütün cihazını afyonla müba. dele etti. Biz onu bu afyon ipt sından vaz geçiremedik.. Bora İse Kriz o “in akşama ar in izbe yerleri- ni dolaştı. Afyon yasağını herkes unutmuş gibi idi.. Evvelce çok &iz- ingilterede işsizler geçenlerde Londraya doğrü bir açlık yürüyüşü yap" tılar İngilterenin her tarafından kütle kütle toplanan bu işsizler Lo” dra'ya vardıkları zaman muazzam nümayisler yaptılar ve yeni iş hani” nunu protesto ettiler. Yukariki resim duttaki silâhlı nö bet, rilarında nevale çantalarını ta” irmtişti. Yukariki resim hiye müdürü Şuayip Bey, : yesriyat müdürü Fazlı Beyler de w Rahmi Bey bugün Kadıköy v€ ve 'küdar cihetlerindeki mekteplere rin muamelâtını teftiş edecektir” yorlar ve bu yüzden bir çok seler karılarını getirdikleri güvenerek çalışmıyorlardı.. Güneş'in oğlu o gün derhal muhafızı vasılasle şehirde yenide, afyon yasağı ilân etti ve akçalar tü afyon çekmek üzere evine gerip kadm köcusmar yek li kendi dairesine getirtti. Bu adam otuz yaşlarında GÜĞ, a ve gösterişli bir maden İŞGİSLİ e sonra afyon içmeğe alı denlerde çalışmamağa gi Hazır yemeğe ne dayanır Üç yıl içinde koyunlar ve lar bilmiş. Satım aşi yay ları besliyen sığıra gelmiştir Güneş'in oğlu, afyon iple olan maden işçisine, yasağ: y gelen kimsenin cezalandırıla€ ı, e söyledi ve elinde karısının larak kalan biricik sığırının ki” ye satılmamasını tenbih ei Maden işçisi dik kafalı bir * dı. Reis 2 | — Benim malıma, Kard keyfime kimse karışmaz” ğim gibi hareket ederim-- Diye cevap verdi. (Bi gı)

Bu sayıdan diğer sayfalar: