16 Mart 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

16 Mart 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANA , R ” | Haftanın filmleri Elhamra: Çıplak Kadın - Hal - ken kaza Melek: Deniz altında cehennem İpek: Aşk melikesi Saray: Çin geceleri Sümer (eski Artistik): Talih Kuşu Türk ; Bir saatlık milyone» , ELHAMRA Çıplak kadın ( Fransızca ) Oynayan maruf Fransız aktrisi Florelte'dir. Halkın kızı ( Fransızca) Maruf Armer'kalı artirt Georges Bancroft ve Miryam Hopkins tara adan oynanmıştır. Her iki filmin de il gösterilişi değildir. MELEK Deniz altınd Cehennem ( Fransızca ) Oynayanlar: Robert Montgome İY, Walter Huston, Madge Evans. Bu film bir harp ve aşk filmidir. Heyecanlı sahneleri vardır. Güzel ârtistlerin oynamış olması filme Ayrı bir cazibe vermiştir. Mevzuu bir tahtelbahir zabitile “ğer bir zabitin bir kumandanın izını sevmeleri yüzünden araların İa hâdis olan rekabetin bunlar - dan birinin feragati ve nefsini fe- da etmesile neticelenmesidir. IPEK a . Aşk melikesi ( İngilizce ) Oynayan: Billi Dov. Bu güzel artistn oynadığı.bu Ke- , Sanlı film bir tiyatro artistile dİY tayyare zabitinin aşkını göster- Mektedir. Bu artist harp esnasında Müttefik devletlerin tazyikıyle Pa- Tüte çıkarılmış iken Venedikte bir Amerikalı tayyareci ile âşıktaşlık tmiş ve sonra Paristeki snant mev in tehlikeye düştüğünü görün- “e tekrar oraya dönmüş ve nihayet zabitle evlenmiştir. Burhan Cahit & ÇBaşi Wöyle anlattı; >— Bizde ilk tahsil mecburiyeti vardır. Fakat bunu filen tatbik etmek müşkül oluyor. Fakir aileler, © çocuklarını okut Mal i ri halde masrafını düşüne leri, rek,sonu kendilerine yük olacak bir un- 1 ine sahifede) Mektep kitaplarının pahalı olması, mu- ümlerin muhtelif vesilelerle çocuklar» Yön ziynet ve eğlenceye sarfedil goplamaları, çocuk velilerini ürkütüyor. Hele kız mekteplerinde, maallimlerin kibslerine bir örnek elbire, giydirmek, önigçekte kordeli taşıtmak, bir biçimde ziy yaptırmak Bibi tuvalete ve fanta Ye ait merakları, erlütlarmı okutmakta Yaplük çeken fakir aileleri, tedirgin edi- - Bu yüzden, ini yarıda bı N mesbur olan çocukların yekünü Peki balaban — Peki o ce ilk tahsil dava- na nasıl bir veche verilmelidi ayan 77 Ben yalnız. işin değil, bü- yap al Gerüceleri İçi G2 rr ela ip edilmesine taraftarım. Bizde iş Ana ve babalar; tahsili münheyee birçok . Öylelerini bilirim ki” tuklarını evden gitsin, başımız dinç olgun, re mektebe yazdırıyorlar ve yazdırdık.. sonra da Bir daha onlarla meşgul ol. Halbuki ilk tahsil yaşlarında, hattğ Ota tahsil çağında her genç istenilen Kiya eğilebilecek bir tadır. »leri ve düşünceleri, henüz tekâmül et- Kemiştir Henüz muhitinin tesiri altında ülmakadır. Onu bu eski, battal mu- yuvaların tesirinden bunun için de talim heyetleri dari idare heyetlerinin de cezai, adli i- hefuzu istimal edilmelidir. Çocuğu, tün değil, cemiyetin adamı olarak ye" irecek tedbirler 1 zaruridir. hz Tahsil çağındaki çocukların mekte- Me ag ğremesinde daha ziyade kim- N 7 Ben bunu bir ihmal meselesi değil, Prensip meselesi, bir disiplin meselesi £ açik tahsil davasını, hükümet bir inkı- meselesi yapmalıdır. Falan yı il acan oraya birkaç malin im üç “kle iş bitmiş sayılmaz. Bu vazife- ai İkinci cephe agi yalnız. bir cephesid anın muhıtarından, nahiye mi mi İm ine maki Mimlerk baba: İmei e o“. Altı ayda bir köye uğrayan maa- SÜMER (Eski Artistik) Tali kuşu ( Almanca ) Oynayanlar: Maria Solveğ, Gus- tav Frölich. Bu film neşeli ve eğlenceli bir eserdir. Maruf Alman artisti genç ve sevimli Güstav Frölich çok mu- vaffak olmuştur. Eser bir nevi vod vildir. Mevzuu: Bir banka meclisi idare ret nin kızı hüviyetini gizliyerek ban kaya daktilo girer ve kendine di - rektör süsü veren bir erkekle se - vişir. Asıl banka direktörü de kıza tutulur ve bu karışık vaziyet s0 - nunda belli olarak iki genç evle » nirler. TURK * Bir saatlik saadet ( Fransızca ) Oynayanlar: Duvallis - Florelle Film gülünçlü bir komedidir. Hem Florelli#hem de maruf ko» Duvolles çok muvaffak olmaktadır Mevzuu: bir kasabadaki eczacı ve doktorun tesirile kendini basta zanneden bir zengin güzel hasta. bakıcmın tesirile bu fena merak - tan kurtulur. Diğer taraftan eczacı nın Çırağı da bir kumar oyununda olur. Bütün bu hâdiselerde komik Duvolles'nun oyunu çok gül İ dürmektedir. AZ : Bey ne diyor? Bi müfettişi, biç bir şey göremez. Küğht üzerindeki havai, ve hayali istar tistiklerde bir mânâ ifade etmez. Tahsil geindaki çocuğun bir elinden a elinden o hükümet memuru tutmalıdır. Bu yapılırsa, memlekette âde- ta yeni bir içtimai inlalâp olacık, Anado lu dağlarında, yalınayak sığırtmaçlık © den sekiz on yaşmdaki yavrular, mekte- be, köy kahvelerinde pinekliyen rakı ve tönbeki tiryakileri de vazifelerine gide- ceklerdir. — Ya, millet mekteplerine şöyle böyle devam edip, tekrar kara cahilliğe avdet edenler? 5 — Millet mektepleri, harf inlerlâbının yürüyüş hareketini | kolaylaştırmak icin açılmış muvakkat birer bilgi vasıtası idi. Bunlara devam edenlerin çoğu, okumayı öğrendiler. Ve âdeta yeniden dünyaya gelmiş oldular. Fakat öğrendiklerini zum yoktur. Çünkü onlar b iplerini almış, devirlerini ikmal etmip insanlardır! 44 üncü ilk mektep mldürü Tarik Bey ne diyor? 44 üncü ilk melemen ev z sundan, ak çocuk sesleri geliyor - du. Mekan mülürü Tarık Bey, “ilk tahsil meselesi,, hakkında sorduğum sU ale birar tereddütle cevap verdi: — Bana sormasanız, daha iyi eder- siniz! — Bilâkis ilk tahsil çağındaki ç0- Suklarla en yakından temasınız olduğu ları olsa gerektir. Geçen sene, İstanbul maarif mınta- m (5000) mezun verdiler. Halbuki yeniden yapılan müra caatlar (13000) i geçiyordu. Bu 13000 talebenin hepsi mekteplere yerleştiril - diler. Hattâ, namzet olurak kaydettik. Bu arada başka mekteplerde muh - telif sebeplerle, tahsilini yarıda bırak > | mağa mecbur olanlar bulunabilir. Ben (Deniz altında cehennem) filminden bir sahne Setiller filmi (Viktor Hügo) nun bu meşhur e - serinin | bugünlerde (Saray) ve Sümer (Eski Artistik) sinemaların» da gösterileceği gazetelerde yazılı idi, Karilerimiz bize bu ikiliğin mahiye- tini sordular. Tetkikatımızdan anladık ki; (Sefiller) filminin sesli ve yeni tab'ı iki partide (Saray) sinemasında göste rilecektir. (Sümer) in göstereceği (Sefiller) bu eserin çok cekilen yapılan - amsik tab'ıdır, İl i Tali Kuşa filminde Güstav Frölich Sümer sineması Artistink sineması ismini (Sü - mer) e tahvil etmiştir. (Bir Saatfik milyo ner) filmimlen Bir sahın. Döviz kaçıran şebeke (Başi 1 inci sakifede) , 15 gün zarfında yalnız Parise 20 bin liralık ve Bulgaristana 20 bin lira hik döviz kaçınldığı tahakkuk etmiş - tir. Şimdiye kadar © memleketten mil yonlar çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Top lanan çekler İstanbuldaki bir ecnebi bankası vastasile çıkarıldığı da tes - bit edilmiştir. Şebekenin kullandıkla- rı şifreler elde edilmiş ve miftahı bu- lunarak açılmıştır. Şebekenin Pariste Avrami Avramo- viç isminde bir eleması olduğu, Pa - risteki tevziatı bu adamm idare ettiği Ayrıca Mısırda da gene bir ecnebi bankasının Ofmiris isimli bir adam va srtasile kaçakçılığın idare edildiği tos bit olunmuştur. Suçlu olan 12 kişi hakkındaki ha - zırık tahkikatı ikmal edildiği için suç. lular dün Emniyet müdürlüğü tarafın dan tahkikat evraklarile beraber müd deirmumiliğe tevdi edilmişlerdir. Suçlular Zaharya oğlu İlya Zahâr. ya Rafael Yahsi, Hanri Yahni, Kom- mon İrazar maal memur Edvar, esim, Morehay, Davit, Samoil, Moi: Lüi ve Avram oğlu Moiz efendilerdir. Mâddeiumumilik suçluları derhal Sul tanahmet birinci ceza hâkimi Reşit Beyin huzuruna sevketmiştir. Hâkim Reşi Bey suçluları usulen evvelâ sor. guya çekip yaşlarmı, işlerini, hüviyet. İerini tesbit ettikten sonra ayrı ayrı is. ticvap etmiştir. Suçlulardan Zaharya oğlu İlyaz Za harya Efendi isticvabında demiştir ki , 7 Üzerimde zuhur eden döviz, bi. vi 40 dolarlık, diğer ikisi ikiyüz frank lık 3 çek idi. Bu çeklerden birisi im - Tak diğerleri de imzasızdı ve tanıma. ni ir bir adamdan mü e damdan mübayaa et Ben elime geçen Yahnilere verirdim. O gün de bu ü şeki kendilerine verecektim." Fakat memurlar yakaladılar, Çekleri üze - rimde buldular. Blman Eb il dığı ve Türkiyede | bozulabileceğini söyledim. Memurlar sözlerimi isbat işin bu paraları bankada bozdurma - mı istediler, ya | gittim. Çek leri Salamon Üziyel Efendiye verdim. ecnebi paraları size yalnız kendi mektebimizden bahse- diyorum. i Millet mekteplerinden okuyup yaz- mağı tamemile öğrenmeden çıkanlar halkında bir şey söyliyememi,, M. Salâhattin Ti imzasızdı, kn bazalşam olur mu dedim. — Hay hay olur dedi ve çeklerin muamelesini yapması için Edvard Efen diye verdi. Edvard Efendi de muame- leyi yaptı; ben de parayı aldım. Müsande 'döviz muame- lesi yapılmasının memnu olduğunu bilirdim. Ancak bunlar yekünu 40 - 50 li geçmiyen küçük paralardı ve bir git eyk edeceğini tahmin etme- Salamön llyazar Uziyel Efendi de: — Ben bankanm kambiyo şefiyim. Zaharya Efendi çekleri getirdi. Bu cek lerden biri maruf bir bankanın, diğer ikisi de Kübada tanmmış ve maruf ol- mayan bir bankanındı. Zaharya Ef, — Ben imsalarım dedi. Zaharya Efendi her zaman bizim- le muamelesi olan, maruf, banka mu- amelelerinde dürüstlüğü ile tanınmış bir zattır, Bizce çeklerde sahte imza olduğunu farketmedik ve esasen Za - a Efendi marufumuz olduğu için tetkike de tâbi tutmadık. Esasen çek- lerin tediye edilmesi için hiç bir mânü kanuni yoktur. demiştir. Memur Edvard Efendi de: — Ben işle meşguldüm. Zaharya Efendinin getirdiği çekleri tetkik et - tim. İmza muamelesi muntazam ve mü kemmeldi. Salamon Ilyazar Efendinin muameleyi yapmamı emretmesi üzeri- ne usulen vazifem olan o günkü bor sa fiyatlarını tesbit ederek çeklerin Türk parası ile kıymetini yazdım ve vezneye gönderdim. demiştir. Suçlulardan Mordehay Efendi — Ben münhasıran fatura tahsili i- le meşgul bir memurum. Başka işe ka rışmamı, bu işlerle de alâkam yoktur demi, şi Nesim Efendi: — Ben akşam üzeri bir dalaverenin farkında oldum. Türk parası verip harice ecnebi parpası gönderiyorlar - dı, Fakat bu işlerle alâ olmam dığım için pek te esaslı surette üzerin- de tevakkuf etmedim. Zaten ertesi sa bah ta memurlar yakaladılar demiştir. Suçluların elebaşılarından olan Ra- fael Yahni Efendi ber şeyi inkâr et - miştir, Rafael Yahni Efendi demiştir z i — Zaharya Efendi ticari bir mua - meleden dolayı bana kızmış, ve bir o- n oynayacağını söyliyerek banl tah dit etmişti. Bu işle benim hiç bir alâ” kam yoktur. Zaharya aleyhimde isna dakta ve itirnda bulunmuş, başıma | isminde bir film çevrilecektir. Mo | milya” olacaktır. Aşk Melikesi) #ü * Eski balet kızlarından ve şimdi Paramunt yıldızlarından To “Yaşasın Bahriyeliler” wirmek için şimdi yüz- renmektedir. a Sidaay “Otuz günlük prenses” ismindeki filmde ilk de- fa olarak çifte rol alacaktır. * Dünyanın en güzel saçlarını “Kızıl İmparatoriçe” ismindeki filmde seyredeceğiz. Bu filmi Marlene Dietrich çevirecektir. * Fransada “Nemo Bankası” na Goya ile Victor Boucher filmin baş artistleridir. * “Matmazel Doktor” isminde bir Alman casus kadınının hayatı nın filme alınacağını yazmıştık. Alice ield'in çevireceği bu film- de diğer artistler şunlardır: Jean Gabin, Panlette Dubost, Pierre Ronoir. $* Gaby Morlay “Jeanne” ismin deki romanı filme alacaktır. Hen- ri Duvernois de filmin çevrilmesi- ne iştirak edecektir. * Yvonne Prinlemps de film çeviriyor. İlk filmi “Lâdam Oka- * Willy Fritsch'in yeni filmin- minden bir parça Bir küçük hanımın haklı sikâyei Efendim, Ötedenberi sinemalar filinlerde hiç lerclime yapmıyor ve bazen bir kaç ke- lime yazıyorlar, o da binde bir. Lâkin bir iki kelimeyi okumadan hemen çeki yorlar. Vakıa filmler sözlüdür, İâkin lisan bilmiyenler Be yapsınlar, Hiç si- nemaya gitmesinler mi? Yoksa gittikleri zaman aptal, aptal baksınlar mı? Ne anladım bu sinema dan ben? Şimdiki filmleri atlamak içim Tisan bilmek lâzm. Ya yalnız bir bilen olursa? Hep o lisanm filmlerini mi beklemeli? İlerde başka Hisandan filmler de ei- bette gelir. Film seyretmek için bütün Hisanları öğrenmek mi lâzım? Bunları gazeteye yazacağınız ümit ederim. Tekrar affı rica ederim efem- in. > Bir genç kız Erika Morininin ikinci konseri (Saray) sinema salonunda geçen çarşamba akşanı müvaflakiyetii bir kon ser veren maruf kadın kemancı, Viya- nalı Matmazel Erika Mörini bu cuma ertesi günü akşam üzeri altı ta Bi yerde ikinci bir koneor rüya cektir, — çevirecektir. * Bu senenin ilk beş haftazm- da Macaristanda yirmi dokuz film gösterilmiştir. Bunların on sekizi de eşi Kate von Nagz'dır. # Gustav Frochlich “Âşk Kar navalı” isminde bir film çevire- cektir. Bestesi Johann Strauss'un- dur, # Cleopatra'nın hayatı filme a- alınıyor. Bu filmde Amerikada Clive Broock ile Clandette Colbert bu işleri açmıştır. Hâkim Raşit Bey Rafael Yahni Ef. et Vİ Peki sna poliste itiraf etmişsin, orada bana Zaharya Efendi iftira edi yor dememişsin?. soran, Bafa: el Efendi o zaman da: — Beni poplise götürdükleri zaman kardeşimi döverlerken gördüm. Halbu ki kardeşimin bu işlerle hiç alâkası yoktu. Bütün muameleleri ben yapar. dım, biçarenin beyhude yere dövül. mekte olduğumu gördüm, ve: — Onu dövmeyin, her şeyi bana sorun, o bir şey bilmez, ben söyliye - yim dedim ve onu için aslı olmadığı halde istedikleri şekilde iti- rafta bulundum demiştir. Rafael Efendiden sonra - Zaharya Efendinin kâtibi dinlenilmiş, o da de- miştir ki: — Bu muameleleri bizzat Rafael ve Hanri Yahni Efendiler yaparlardı. Yahni Efendinin inkârr doğru değil - dir. Bize iftira etmektedir. Benim bahsedilen muameleden haberim yok tar. Böyle bir muamele olsaydı benim malümatım icap ederdi. Maamafih Yahnilerin bu işlerle uğraştığını pek fendi * — Ben Yahni Efendinin yanında | günde iki saat çalışırım. Binaenaleyh muamelâtı ile hiç alâkam yoktur, de- iştir. Mişel oğlu Lüi Efendi: — Ben Yahnilerin memuruyum. Fakat münhasıran bono ve iskonto iş lerini yaparım. Bahsolunan Zaharya işinden haberdar değilim demiştir. Avram oğlu Moiz bir seyden haber- dar olmadığımı söylemiş , diğer Moiz Efendi de: — Ben Yahhilerin veznedarıyım, yaptığı iskonto üzerinden tediyat ya -“ par, Böyle bir muameleden habe - rim yoktur demiştir. En son isticvap edilen Rafael Yah- ni Efendinin kardeşi Hanri Yahni Ef. olmuştur. Hanri Yahni Efendi demiştir ki: — Ben sadece iskontoculuk yapa - rrm. Döviz üzerine iş yapmam, yapma dık ta, Zaharya Efendi yalan &ö; yor, bize iftira ediyor. İzinsiz rehin muamelesi yapmama gelince, ben rehin muamelesi de yap- mam, Fakat iskonto müamelâtı bazan vaktinde ödenemez. O zaman alacak lum olan adam bana muvkkaten bir rehin verir. Yoksa daimi surette re - hin muamelesi ile iştizal eden bir a - dam edğilim. demiştir, Polisteki itiraf kendisine anlatıldı- Amerikan, sekizi Alman, biri Fransız, ikisi Macar filmidi * Amsterdam (o sinemalarına 1933 senesinde 6,696,813 seyirci gelmiştir. # “Dünyanın namusu” isminde ki Sovyet filmi Stockholm'de mene- dilmiştir. Azapkapısındaki çeşme Müzeler idaresi Azapkapısmdaki ta- yihi çeşmenin tamirini belediyeden ri ca etmiş, belediye de çeşmeyi bu sene zarfında arzu olunan şekilde tamir et tireceğini bildirmiştir. Bu çeşme çok kıymettar eserlerden dir ve balıhümayun karşımdaki AR - medi Salis çeşmesinden daha san'atkâ ranedir. Çeşmenin eski nakışları da tee dit. edilecektir. Tamir plânmı müzeler idaresinin mi- mar hazırlamaktadır. Tamire de ge ne müzeler idaresi mimarlığı tarafm- dan nezaret olunacaktır. ğı zaman da: — Orada istenilen eşkilde itirafta bulunmaktan başka hiç bir şey yapa- mazdım, Çünkü ikinci şube müdürü Demir Bey ilk evvel 3 tokat, sonra da suratıma dört yumruk yurdu. Ayak - kaplarımı çıkarttı ve falakanın getir « tilmesini emretti: Bu feci vaziyette öyle söylemekten başka ne çare vardı? İsticvap bittikten sonra hâkim Re- sit Bey kararını tefhim etmiştir. Suç memleketin © menfaatini muhil ve hü kümetin nüfuzunu kıran suçlardan ol- duğ uiçin Salamon İlyazar, İlya Za- harya, Avram oğlu Rafael Yahni ve Hanri Yahni Efendiler hakkındaki Tah kikatın mevkufen cereyanına, diğer maznunlar hakkındaki tahkikatın gayri mevkuf olarak devamma ve ev- rakın alâkadar , makama sevki için müddeiumumiliğe iadesine karar ve- rilmiştir

Bu sayıdan diğer sayfalar: