16 Nisan 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 7

16 Nisan 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yusuf Kemal Bey dün iki devir ara- sındaki zirai vaziyeti anlattı (Başı 1 inci sahifede) sini aşağıya yazıyoruz: Ziraat Faaliyeti — Geçenki konuşmamızda ik- tısadi faaliyetleri tetkik etmiştik. lin bu tetkiklere devam ede » Yeni Türkiye, memleke - tin ziraatini pek fena bir ( halde bulmuştu, Çiftçinin bilgisi, eski i- di. Dedelerinden öğrenmişti. Hat- tâ daha azdı. Alâti ziraiye İse ip- tidai bir şekilde idi. Tohum da ta- mamile bozulmuş, kullandığı hay- van tedenni etmişti, Anadolu tabirile, kullandığı ö- küz kullana kullana yumruk ka - dar kalmıştı. Toprak ta, kimyayi zirai tablilleri neticesinde cennet - Ni kaybettiği anlaşılmıştır. Memleketimizin toprakların - da hamızı fosfor, ve potas vardır. Fakat azot azdır. Nebat bütün ih tiyaçlarını bu topraktan alamaz. Hebat yakacak şey bulamıyordu. 1927 zirai anketinin £ verdiği rakama göre memleketimizde hel tar başına (670) kilo hububat dü- şüyor. Bu Fransada (1300), Ak manyada (1600) dür. Yalnız hu- bubat değil, diğer © nebatları da teşmil edebiliriz. Çünkü muayyen maddei gıdaiye (topraklarımızda eksiktir. Bundan başka memleketi baş- tan başa hayvan hastalığı istilâ etmişti. Uzun muharebelerin, is- tilâlarm, ihmalin neticesi olarak ziraat bu hale gelmişti, Sönra, bizim memlekette iklim itibarile de çok fark vardır. Memleketi mizin iklimi çok mütenevvidir. Ki- lometrelerce giderken muhtelif iklimlere tesadüf edilir. Bu iklim ihtilâf memleketlerine mütenevvi mahsul yetiştirmek itibarile fay - dası var. Fakat çiftçiye de güş - lük veriyor. Bu müşküllere rağ - men Türk köylüsü ötedenberi merjisini kaybetmeden gelmiştir. aşka zümreler, yalnız kendileri - ni düşünüyorlar, köylüye bakmı - yorlardı. Köylünün çalışması, ta- bii iktısat dedikçe iktısat faali - Yetidir. Kendi ihtiyaçlarını kendi mahsulü ile ödüyor. Çarşı, pazar için mahsulü yapmıyordu. Aldığı- nı evvelâ vergiye veriyor, kalanı kendi yiyordu. Aşar belâst öylünün üzerinde aşar diye bir be- Jâ vardı. Ötedenberi bu versi hem hu- ubattan bem de diğer mahsulden alı- muyordu. Aşarla beraber bunun usulü tibayeti olarak mültezim usulü yerleş mişti, Devlet güya köylüden mahsulü-. nün onda birini alacaktı. Fakat bu 12,5 ye geliyordu. Aşarı alelekser devlet <ibayet etmez, mültezimler vasıtasile alırdı. Mültezimler münakasa ile köy- vi satın. alırlardı. Vergi aynen ciba- yet edilirdi. i Bunda ölçülürken (yapılan rsi | meşhurdur. Meselâ meyva ağacından, Sile ale eee il Ek olark vik nırdı. Fakat daha zalimane olurdu. Ek- #eriya köylü hayvanını — salarak aşar vergisini verirdi. Yüzde 12,5 verilme » i tetkik köyü de tet- 'kik etmek zaruridir. Onun için biraz ik imali lâzım - 'dır. Aşar yavaş yavı “- Mültezimler çok para kazandılar, yavaş waş zengin oldular. Anadolunun eş- dediğimiz bir kısmının menşei mül. tezimliktir. Köylü bir tarafta karısı, © çocukları bin müşkülât ile tarlasmı ekiyor. ürk köylüsü yavaş yavaş esir oldu. Çün ü elinden sermayesi gidiyordu. Ken- dinden daima alınmış, hiç kendux ve - emiş olan Türk köylüsü sükünetini ruhafaza ederek çalışıyordu. Fakir, se- düşmüştü. Fakat kanındaki asalete, ai kudrete halel gelmemişti. | tiye yüzde (84) ü teşkil eder. Tütün, gibi... lümüzün bu halini yeni Türkiye » Memleketin her tara millet meclisinde top- İnanan volkan, köylünün eğilmiş olan ba- şımı kaldırdı. Büyük Keda köylüye: — Efendi sensin dedi. Hanımlar, beyler, memleketin ziraat itibarile ik nda bir inkılâp ol- muştur , Siye iddia edemem. Başta im- kılâplan “ne anladığımı arzetmiştim. Ne nüfus, me sermaye, ne teknik iübarile yapıcı ve yaratıcı kuvvetler henüz bu inkılâbı vukua getirecek kadar inkişaf tir. Faleat #iraâtte de inkilâ- ba doğru gitmek için büyük hatveler atılıyor. On sene içinde her şey temiz İenmiş, denemez, Zirnatte evveli yenin köylüye kan ar kalktı. Türkü - 1 duyduğu hisler ta- mamven izhar edilmiştir. Aşar, Türk devleti kendi işlerini yapmağa başla vakit Bütçede (25) si ra kalk Veee e) yon m nokta köylü, efendi Lir. Mecliste uzun müzakerelerden son- ra köy kanunu diye bir kanan çıktı. (1924) * FE) na Vaktiniz olduğu zamanlarda bu ka: - nunu oluumamızı rica ederim. Bu kanun köye düzen, nizam vermiştir. Bu ka - mun (150) kişiden az olan yerlerde tat- bik edilemiyor. Fakat kırk bin köyden yarısında tatbik ediliyor. Meselâ ki 'de orman yetiştirmek, yolları & mak, a e lâtı salmak i- çin pazar kurmak, köye su yolları yap. ünl Bai kz kaman sineme Bu kanun tamamile tatbik edilince, köy hayatı tamamen tanzim edilecek - tir. Bütçenin müsaadesi nisbeti, raksız olan köylüye toprak mari lunu da yeni Türk devleti açımıştır. Köylünün, ziraat bilgisi eksiktir. Zi. raai meselelerde devlet köylüye çok yar dım etmiştir. Tohumluk, alâh zirniye ve saire dağıtmıştır. Düşman östilâşı her şeyi tahrip etmişti. Bağcılık ha raptı. Devlet bağcılığın ilerlemesi için güzel fidanlıklar yapmıştır. (35) mil tedir. Nebat hastalıkları ile de siddet li mücadele ediliyor. Devlet elinden geldiği kadar ziraati malrineleştirmeğe İşşenıştar. Köylünün elinde sapan, â- , iptidai sapandır. Memlekette pul - kik siyaseti kullanılıyor. Pulluk imalâthameleri açılmıştır. Bu- gün kendimiz. pulluk yapıyoruz. Hariç- ten gelen pulluklara fazla gümrük res - mi alınarak yerli pullukla rekabeti me nediliyor. Köylünün elinde (1,400,000) alâtı zi. ruiye var. Bunun ancak (15) bini ma kinedir. Ne kadar fazla makineye ihtiyaç ol duğu görülüyor. Ziraat Bankasmın çiftçiye yardımı fazladır. Şimdiye kadar (130) milyon liradan fazla yardım yapıştır. Tohum ıslah istasyonlarıda çalışıyor. o To- humlar almıyor. Bunlar üretiliyor. Pamuk, ipek, böcekleri için de ıslah istasyonları açılmıştır. Bunlara ârız o lan hastalıklarla da mücadele ediliyor. Uzun sabırla, ısrarla mücadele edili - yar. , Meselâ cenupten gelen çegirge İle imi edilmiştir. Komşu devletlerle bu hususta anlaşılmıştır. Bugünlerde yana te bir kanun çıkma üze“ redir. Bu kanına göre hariçten mem - İekete gelen nebat mahsulleri , hayvan- ler munyeneye tabi tutulacaktır. Hari- ce nr mahsaller de muayene edi- Hayvanların isi, Hi tslahı meselesile de dey. ist uğraşıyor. Ayrı bir ğa bar Ki nameler vücuda getiril « barları yapmayı.” i. mii yaş Du maktalar z dürinde farla. tafsilit ziyetle yeni getirmektir. aksat, esli va seyleri göz önüne y bütün bun- vergil Yapılı bir istikraz mev Yapılan X yor. Yoksa yeniden zuu bahis değildir. Gençlik te böyle bir istikraz yap - mağı düşünmez. bütün yaptıklarımız, Türk yapısıdır. Bugün meselâ astra - ğan kürkleri yapılan (Karagöl) koyum- larını yetiştiriyoruz. Bu bizim için bir kazançtır. Ormanlar da islaha çalışılmakta - « ele alabiliriz. Bu rirde hububat hasılatından gelir 0- il vazati 192 Tira düşü beş kişilik olarak ka - 1 edilmiştir. Bu mile senede (192) li- liri var. Bazı vilüyetlerde aile ba 166) ira bazı vilâyetlerde de (700) düşüyordu. 1927 senesi kurak bir sene idi. Türk köylüsü Bu aşar kalktıktan sonra yapılan hes ların neticesidir. Halbuki aşar kal dan evvel vaziyet feci idi. Türk köy ü sefil bir halde idi. Memleketimizin nüfusunun çoğunun 1927 tah #n sıhhatli membadır. malümatı bu tahrirden alıyo - Elde başka bir memba yoktur. 'emleketimizde çalışan kısımla, ça- yayan İsim nisbeti; Çalışanlar yüz“ si ya » Şalışınıyanlar yüzde (60) bır. (240 (ÖZS) ziraai mesleğe men- 28) sünni mesleğe, diğer İasım - nlar, tüccar, serbest oneslek : dır. Bir kanun yapılmıştır. Fakat yeni bir orman kanunu da ineclisten çıkmak üzeredir. Zeüteknik profesörlerinden Ve belman celbedilerek ( mürtakbel orman slahatı hakkımda bir plân yapımız tır. Ağaç yetiştirmek için çalıslıyor. © Ankarada ağnç yetişmez, derlerdi. imdi milyonlarca fidan yetişmiş bir hal dir. Buğdayın ıslahı Buğday en mühim mahsuldür. Tür - kiye, iyi buğday yetiştirin memialt lerdendir. Evvelce yiyeceğimiz ekme - ğin buğdayını hariçten getirtirdil. Şim- di. kendimiz yetiştiriyoruz. öylü borçtan kurtula » mıyor, Çünkü zavallının sermayesi yok- tur. Harman biter bitmez, bemen sat. mağa mecbur oluyor. Fakat buğdaya ucuz fiyat takdir ediliyor. Köylü bu si. zamanda, - malım satmasın diye ted- bir almıyor, yani köylü malmı satma - sm fakat terhin etsin, buğday bir po. içe halini alsın. İşte silo bu vazi A sapacaktır. > yesin çikmeşter. (4) silo, (8) am- bar, yapılmıştır. Köylü buğdaymı he inen satmıyacak terhin para a ocak, borcunu verecek, zamanı geldi. gi vakit buğdayın iyi fiyatla satacak - Bundan başka bir, kanım yapıldı. sensin sözümün samimiyetine inanmış» | tirilmiştir. Bu yardımlar devam etmek. | (Başı 1 inci sahifede) — Ne olmuş? Ne olmuş? Galip Bahtiyar Bey, 3 teşriniev- vel 925 senesinde 100 bin lira ser- maye ile kurulan bilâhara serma - yesinin 500 bin liraya tezyidi ka - rarlaştırılan ve belediyenin 200 | bin lira ve diğer bazı müessesele - | cin, halkın ihssedar olduğu bu ban kanın tarihçesinden bahseden ra - poru izah etmeğe devam ederek? — 400,502 lira mevduat kâmi - len mabvolmuştur. Bu bankanın zimmetidir. Alacağı vardir. Borcu- ödedikten sonra 10 bin lira kalı - yor, diyorlarsa da doğru değildir, banka sermayesini tamamen bitir- miştir, borçlular alâkasızdır, bazı »orçlar müruru zamana da uğra - mışlır. demiştir.. Bu sırada şu se3- ler yükseldi; — Müsebbipleri, müsebbipleri, — Cezelandırılmali, Müthiş bir liste Galip Bahtiyar Bey, mukabili te minat alınmadan kimlere ne kadar para verildiğini şöylece anlattı; e Müflis süt şirketi için 28 bin lira, piyangocu Acem İsmail Efen- diye 28 bin lira, Heykeltraş Kenan Beye 28 bin lira, Mösyö Volfe 90 | binlira, M. Frarera 25 bin lira, yango işine 69 bin lira verilmi; Mevzuat haricinde iş görülmüş - tür. Banka müdürü kontrolsüz bi- rakılmıştır. Yolsüzluklar yapılmış- tır. Banka süt işine girmi, Bu- rada belediye hesabına 32 bin lira gitmiştir. Memba suları işine gir - miştir. Şirket borçludur. Yeni harf- ler çıkınca yazı makinesi ticareti- ne girmiştir. Makineleri getirtmek üzere Volf isminde bir Almana te- minat'ız olarak 90 bin lira vermiş- tir. Volf makineleri deiğl, bir çivi bile vermemiştir. Banka teminatı nedir, bilmiyor, nihayet Volfu ge- tiriyorlar, â deyn senedi alı- yorlar, Halbuki Volfun Almanya - ya gidecek elinde 90 Jirası bile yoktur. Bankanın kasası Volfe a- çık bulundurulmuştur. Tayyare pi- yango işine girmiştir. Acem İsmail Efendi ve refiki Nazmi Efendiye 40 bin lira verilmiştir, Hiç bir şey | almmamıştır. Bunlar apartrman yaptırmışlar - dır, Refikasının üzerine devretmi. lerdir. Bu vaziyet karşısında eski müdür Faik Bey gene iş başında bırakılmıştır. Heykel işi, bu yolsuz lukların parlak bir nümunesidir. Helkeltraş Kenan Bey, Gazi Haz- İ retlerinin muhtelif şehirlerde hey- İ kelini yapmak üzere bankaya tek- lifte bulunmuş, teminatsız olarak 28,500 lira çekmiştir. Heykeltraş bunun mukabili on para vermemiş | tir, M. Frareraya 25 bin lira veril- güya belediyenin asansörünü yapacakmış. Olmamış. Nihayet ken disini çağırmışlar. Bankaya ayda 10 lira vererek borcundan kurtula- ; cağını söylemiştir. 12 bin lirayı almış? 12 bin lira da birisine verilmiş « tir. Kimdir, çıkaramadık. — Kimdir bu esrarengiz el, ses- eri, e Mecliste galeyan gittikçe artı - yordu. Galip Bahtiyar Bey devam: etti: — Müdürün hareketi şayanı dik “ kattir. İdarenin tezebzübü önünde meclisi idareden Kara Mustafa za- de Ahmet, Tahir Kevkep Beyler is tifa etmişlerdir. Müdür, cüretini art tarmıştar,, 2 Kanunun pençesine verilme- li. Hepsi mesuldür, sesleri, Galip Bahtiyar Bey devamla: — Şimdiki vaziyete gelelim. Ban kada 5 - 6 bin lira vardır. Şerif B. zamanında yeni heyeti idare inti- bap edilmiştir. Şimdi müdür R. sim Bey zade Hamdi Bey dürüst çalışıyor. Ne yapapcağını sorduk. vam dır, Tasfiye edilir. MILLİYET PAZARTESİ 16 NISAN 1934 Şehir meclisinde.. | Halbuki sermaye yoktur. Alacak - se belediyenin alacağı gider, diyor. sele şimdi esaslı surette yeniden tetkik mem- ir. Mem - usu içinde on milyon “Türk böylüdür ve ziraatle meşguldür. Bu on milyon Türkün vaziyeti di cülük cereyanı açılmıştır. külerimizden biri de köycülüktür. Köy- lünün satın alma kabiliyeti çoğaldık - ça beynelmilel iktisadi sabada da meve kimiz yükselir. Recep B. in dersleri M. T.'T. Birliği U, kâtipliğin- den: Idarı sağlam değildir. Barika şimdilik belediye ve mu hasebei hususiye memurlarının ma aşlarına mukabil avans veriyor. Si gorta acenialığı yapıyor. Serma - yeden bir şey kalmamıştır. Mevdu atı koruma kanunu da müsait de- ğildir. Tasfiye şekline nazaran iyi dir. Rapor şöyle bitmektedir: (Şu veya bu fikir üzerinde istik rar hâsıl olmamıştır.) Bütün mevduat mahvolmuştur Galip Bahtiyar Bey raporu bi - tirdikten sonra tetkikatını irticalen de anlattı: — Bütün mevduat mahvolmuş - tur. Mukabilsiz borçlar verilmiş - tir. Dosyalar yoktur. Bazı dosya - lar tamamile ortadan kaybolmuş- tur. Bu vaziyeti tarif için kelime bulamıyorum. Tâlân gitmiştir. De- vamına imkân yoktur. Heyecan çok artmıştı. Senihi Bey — Banka iflâs et - miştir. Seddini, tasfiyesi b- biplerin şiddetle tecziyesini iste - rim. Belediye muavini Hâmit Bey — Mesele hakkında heyeti umumiye hâkimdir Ne karar verirse o, olur. Staviski rezaleti, hiyaneti vataniye Dr. Hikmet Bey ayağa kalkarak ğırdı: — İşte bir Staviski işi. Bu rapo- run yeri burası değil, bunlar müd- deiumumiliğe gitmelidir. Kemal Bey — Raporu nefretle dinledim. Iş Tayyare işine kadar va rıyor. İhaneti vataniyedir. Nasıl heyeti idaredir ki, bunları görme - miş, nasıl müdrmüş ki bunları böy le yapmış. Bu kadar idaresizlik gö rülmemiştir. Bu ihaneti vataniye - dir. Cevdet Kerim Beyin beyanatı Cevdet Kerim Bey Banka, hangi senede, hangi şahsın memu- riyeti zamanında kurulmuş olursa olsun, belediyenin sermayesile te - essüs etmiştir. Banka batağa çevril dikten sönra o vaziyetteki müesse- seye paramızı mevduat olarak bı- rakmışız. Bütün bu bâdisat birden cereyan ejmemiş, banka bir ham - lede düşmemiş, kurulduğu anden itibaren seneler içinde ceste ceste düşmüştür. Şikâyetler aksetmemiş midir? Etmiş ise ne tedbirler alm- mıştır. Belediye sermayesini niçin kontrol el iştir. nn mec Tsi idaresinde Belediye mümössil- leri kimlerdi? N Belediye muavini Hâmit Bey. Bu hususta izahat vermeği çok ar- zu ederdim. Fakat bugün için ko- nuşulacağını tahmin edemedim. Hazırlanamadım. Cevdet Kerim Bey: — Mahvolan paranın bir kısmı şehir halkının vergisi ile hâsıl ol - muştur. Bundan başka diğer mües- sese ve halkın mevduatı vardır, Kabahatliler, bilmiyorum, müruru zamanla takibatı kanuniyeden kur tulsalar bile bu raporu | makamatı öliyeye vermeli, bizi aldatanlar, bu yolsuzlukları yapanlar efkârı umu miye müvacehesinde hiç olmazsa manen cezalandırılmalıdır. Dahili- ye vekâletine bildirelim. Mehmet Ali Bey — Bankalar İk tısat vekâletine bağlıdır. Cevdet Kerim Bey — Bu ban * ka bizi dolandırmıştır. Artık bi - zimle alâkası yoktur. Mişona, Adol fa, Bodolfa kasasını açmış, mânen tecziye edilmelidir. Mensubiyeti miz dolayısile Dahiliye vekâletine de bildirmek lâzımdır. Her iki ve- kâlet te tabii harekete geçecek, mü sebbipleri arayacaktır. Galip Bahtiyar By — Esnaf Ban kasını levhasını taşı , ismi- ni almalıyız. Meclis büy gi sie de raporun iliye ve ği kületine arzile müsebbiplerin şid - derle tecziye ve meydana çıkarıl - na karar vermiştir. Japon Misafirlerimiz (Başı 1 inci sahifede) İstanbulda gördükleri misafirper - verliğin hâtmalarını unutamıyacak larını söylemiştir. i Dün akşam, Tokatliyanda Ja - pon sefiri tarafndan Amiral şere- fine bir akşam ziyafeti verilmiş, gece de sefarethanede bir süvare tertip edilmiştir. Süvareyi geç vak- te kadar devam eden balo takip et- mişti ; Bugün Öğle üzeri, Japon Amira- (Bam 1 inci sahifede) iskarta muâmelelerinin nasıl ve ni çin doğduğunu ve ne gibi tesirler- le ilerlediğini izaha ihtiyaç görü - yorum. Çiftçinin işleme, - alıcının çift- çiden mübayaa tarzlarının rasyo - nalleştirilmek lâzım geleceği fik - İ rindeyiz. Bu suretle müzakeremize mevzu olan meselenin her iki taraf için gösterdiği mahzurlar ortadan kalkmış olacaktır. Tüccar eline gelinceye kadar Efendiler, Ameli ve her iki tarafın birden men- fantlerine, dileklerine uygun bin neti - ceye behemebal vasıl olmak azminde bulunduğumuzdan mevzuun dağılmama- 81 için bazı izabattn sözlerime ilâve - KE feyönki Milyem; Muhterem heyetinizden islener yük- sek hizmet, tütümün çiftçiden tüccar © Mine gelinceye kadar olan munmelele- rini , anormal iskonto ve iskarta tat - bilatndan kurtaracak yollar bulup teö- bit etmektir. Tütün tüccar eline geç - tkten sonrü nü smretle ve m8 şekilde İ iemesi — ve diğer hir tehiele — & zasyonu meselesi, bugünkü mevzuu - muzun haricindedir. Bu kısım işleme tarzı şimdilik mutat şekillerde devam e- debilir. yalin takip edeceği bütün piş etmesi icap edeceğine göre, « ğınız kararlar bunun mühim bir saf - hasını da izhar etmiş olacaktır. Efendiler, Tütün gerek ziraat gerek işleme ba- kınından “travail nöble,, asil sây de - nen mesai neviden çalışma sarfıne muh- da büyük vukuf ve hususi dikkatle benimsenerek çalışmayı icap ettirir. Hiç bir toprak mahsulü çiftçi ve işleyici nin ihmalinden veya bilgisizliğinden, tütün kadar müteessir değildir. Milletimizin, tütüncülükte cihana maruf ve asrlardan mevrus, yüksek eb- liyet ve kudretini daha de inkişaf ettirmek ve alıcılarımızın — takdirlerini kuvvetlendirmek için mühim olan her şeyi yapmalıyız. Bu itibarla bu mesele etrafında top lanan bi mahzurları ortadan - dıracak karariurmıza haklı o- larak intizar etmekteyiz. Aziz arkadaşlar, Tütün meselesinin memleketimiz ik- tandiyatmda işgal ettiği mühim mev - kii vehleten nazara alanlar; kongre - mizin mevzuunu küçük görebilirler. Fa- kat iş ve hayatla yakından teması olan lar, bu küçük gibi görünen mevzuun mühim ihraç mahsulümüzün devamlı milyonlarca vatandaşın hayatmda ve inkiyafında ne mühim bir rolü oldu - ğunu tamamen takdird. tereddüt etmez- Bu itibarla vazifeniz ve yapncağınız hizmet büyüktür. Mahisram" heye Ginize bu büyük işte büyük ve tm mu: vaftakıyetler temenni ederek kongreyi açarken diğer bir vâziyefi de ifa etmek isterim. Büyük ecnebi şirketlerin muhterem e ln , huzur ve hulusu- muzu müşterek menfaatlerimizin daha e eg inn le kg ima yn ee Müzakereler. ANKARA, 15 (A-A.) — Tütün | raat vekâletleri ve Ankara, İstabul, İz. mit, Trabzon, Samsun vilâyetlerin - tirak etimiştir. Kon- Celil Bey, bir nu- tukla açmış ve Reisiciümhur hazretle ri ile B. M. M. reisi Kâzum ve Başve- kil İsmet Paşalar hazeratına kongrenin saygı ve tazimatının arzedilmesine ka- rar verildikten sonra bugünkü ruz * namenin müzakeresine geçilmiştir. seçilmişlerdir. tat, Beyler reis iy yarın saat © da messi telgrafları çekilmiştir: Büyük Gazi Mustafa Kemal Hz. ne iden tütün nlımmnda tatbik ve yal Tütün kongresi dün iktısat vekilinin nutku ile açıldı Başvekil İsmet Paşa Hazretlerine Tütün ekici ve alıcılarını senelerden beri izrar eden ve binnetice memleketin yüksek menfaatlerini sarsan iskonto ve iskarta tatbikatındaki yolsuzluklara ni- hayet verecek tedbirleri almak üz. | re alâkadarların mümessillerinden mü - bugün Ankarada toplanan kon- grenin umumi heyeti zatidevletlerine de. rin saygılarının arzına bendenizi memur etmiştir efendim hazretleri, Tütün kongresi reisi Iktisat Vekili Mahmut Celâl Raporlar izah edilecek » ANKARA, 15 (A. A, )— Bagün ilk toplantisıni yapmış olan tütün kongre sinde hazır bulunan zevat arasında mili bankalar mümessilleri ile Alman ve İran Büyük Elçilikleri müsteşarları, Lehistan, Bulgar büyük elçilikleri ataşeleri de ha- ör bulunuyorlardı. Memleketin muhte- Tif mıntakalarından kongre hakkında gös terilen alâka ve kongre mesaisini takip hususunda izhar edilen arzuya cevap verebilmek için Iktısat Vekili Mahmut © Celil Bey tarafından söylenen açılış nuts ku ayni zamanda Ankara ve İstanbul radyoları tarafından neşredildiği gibi bü açılış celsesinin muhtelif safhaları da a- © İenmuştar, te noktai nazar tea tisine hasredilmiştir. Oğleden sonra da encümenler toplanarak çalışmıya başlı. yacaklardır. Bir Staviski Hadisesi daha! (Başı 1 inci sahifede) Meçiyul şahsım, ayni mahkeme ta- rafından bundan bir ay evvel, emni- yeti sujistimal cürmü ile üç sene hap- *e mahküm edilen meşhur dolandırı - €ı Roşet olduğu , Derhal celbedilen adliye hekimi, Roşet'i bir peykenin üzerine yatırmış ye tederiz ye başi Rene Roşet, bu asrın ipti. Ye akisler yapan rezaletler, İe kendini tanıtmış ve meşhur olmuş Bir simaydı. İkbal zirvesine çıkışı, bar döndürücü bir süratle vâki olduğu gi- kıbeti de Stavirki'ninkine benze - iştir. Maamafih, Roşet'in dolandırı- hayatı, ötekinden uzun sürmüş - tür, Melön'de doğmuş olan Roşet, o ş6- hirde garsonluk etmekte iken, küçük bir miras sayesinde hesap tahsil ede - rek Kard banaksına memur edilmiş - tir. Daha o tarihte maliyeciliğe karşı istidat ve heves ş duyan Ro - kendine yapmış ve maruz. kaldığı takibattan dede ün y. rine geçmek çaresini Gi Bundan sonra, merkumun girmesi ği hiç bir karanlık iş kalmamış gibi - dir. Bununla beraber Roşet, hiç bir za man şahsen ittiham edilmemiş ve an- cak 1908 senesindedir ki, ilk defa o- larak iki yüz milyon liralık bir dolam- dırıcılık töhmetile ceza mahkemesinin iz etmiştir. - di Tria kararile, davanın Ruan mahkemesine inde edildiği ldığını söylemiştir. : Yine ifadesine nazaran, Meksika- dan da Atinaya geçerek buradada, , harbin ilânmı haber almış ve bazı kim selerin tavsiyesile, harbin sonunu bek lemek üzere Viynaya gitmiş, fakat ©- rada tevkif edilip üsera karargâhna sevkolunmuşsa da, sahte yesikalarla. bu karargâhtan kaçarak Fransaya dön müş, ve müstear ismile askere alm - muşter. N Mesken tazminatı ANKARA, 15 (Telefonla) — sine karar vermiştir. Devlet demiryollarında dürü rülen lüzum üzerine, nihayet veril. vRecep Bey gitti vüle ilmi | 0 mm Mösnide bir ziyafet | TA Gm era Mağ ele sie? dün ere anl ları cumadan maada her gün saat | verilecektir. etlerine derin saygılarının arzına bende- yn yi 16-17 aras zin | , Misafir Japopn donanmasının | ii memur ent enden hazrelar. | Çaya Klmiti çamdan teak

Bu sayıdan diğer sayfalar: