14 Ekim 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

14 Ekim 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Marthe Richard Tercüme eden: M. F, Genç ve güzelsiniz onları kandırmak için bunlar kâfidir Hülâsa İMarthe Richard kocası barp mey- danında öldükten sonra artık kat'i ka sarmı vermiştir. Fransa mukabil ca- süsluk teşkilâtında çalışacaktır. Bunun için tekrar bu büroya gidi- yor. Ve kararım bildiriyor. Fakat bü- zonun şefi M. Ladoux kendisinden şüp- he etmektedir. Derhal almamak iste- Acı bir tarzda gülümsedi: — Gizli harp, cephedekinden da ha az affeder Madam, diye cevap verdi. Omuzlarımı silktim: — Oh, d « Artık bundan sonra yaşayacağım zamana o ka - dar kıymet vermiyorum. — Güzel, diye cevap verdi. Fa- kat bu seyabati tetkik etmem lâ - zmn. Tekrar gelin ve beni görün. Kalkmak üzere idim. — Bir dakika... Bir daha bura- | ya gelmeyin. Bundan sonra Jacob sokağında 26 numaraya gidin. Ora- | da M., Delorme'u sorarsmız. Orada görüşürüz. <—e>—5 — M. Delorme burada mı? — Birinci kat. Soldaki kapı. Lüks, şık bir apartımana girdim. Biraz karanlıktı. Her tarafı halılar ve perdelerle iyiden iyiye örtülmüş tü, M. Delorme elini uzattı. Her zamanki il giyinmiş- ti, Hiç bir iyma, re yapmadan doğrudan doğruya lâf söylüyordu. Bana anlattı ki, gi: izmetin hiç merhameti yoktur. Ve memurları ruhları ve vücutlarile ona aittir, Gizli hizmetin onlar üzerinde ha- yat ve ölüm hakları da vardır. Bu, tam benim istediğim bir işti. Yüzbaşı Ladoux, yani M. De - Jorme oturmuştu. — Madem ki hizmetime girmek istiyorsunuz, Stockholm'a gidecek- simiz, dedi. Orada ne ğ dair bana hiç bir izahat vermiyordu. Hiç bir tafsilâta girişmiyordu. Şüphelen - miştim. Hâlâ casus töhmeti altında kaldığımdan şüphe ediyordum. Ak lımdan birdenbire şu düşünce geç- ti: Belki Fransız casus teşkilâtı re- isi benim başrma bir çorap örüyor. du. Ertesi gün bana Cenevre'den bir sandık geldi. Bu sandığı bir hava- «ılık bayramı esnasında orada ben bırakmıştım. Ve içinde tayyareci - lik elbiselerim vardı. O gün ben ev- de olmadığım sırada dostum Zozo bize gelmiş. İhtimal bu sandığı şüp heli görmüştü, Hizmetçi kendisini içeri almış ve Zozo anahtarı bula. madığından ki kırmış... Demek bu şerait altında casuslu- | Za giriyordum. Fakat her şeye lâ - kayttim. Her ne pahasma olursa ol- sun hareket etmek istiyordum. — İsveçte ne yapacağım yüzba- şım? — Siz mukabil casus teşkilâtı memurlarındansınız. Mümkün ol- duğu kadar sür'atle muvaffak ol- manız, Alman casus teşkilâtna gir meniz lâzımdır. Etrafınıza dikkat edersiniz. Herkesi dinlersiniz... Yüzbaşı bana bunları anlattığı —. e mele zevki beni u- yuşukluğumdan O uyandırıyordu. ve üstelik beni tehdit eden tehlike. leri unutmuştum. Hattâ 5 inci büro benim ölümümü hazırlamış olsa bi- le ne yapabilirdim? Neden korkar- dım? Çünkü korkacak nem vardı? Hakikat gün gibi aşikârdı. Eğer be nim casus olmamdan şüphe etme - selerdi imkânı yok bu yüzbaşı La- doux ile temas edemezdim. Sordum: — Acaba, Alman casus teşkil tma girmenin bu kadar kolay oldu- ğunu zannediyor musunz ,yüzba - şım? Belki ecnebi olsam neyse, fa- | kat ben bir Fraasızım, Şef: — Evet, dedi. Zor bir iştir bu. ... Fakat... Sonra... Kurnaz ve parlak bir nazarla beni süze:ek ilâve etti: — Fakat... Genç ve güzelsiniz. Onları kandırmak için bu iki mezi- Evet, gençtim. Erkeklerin üzeri- ne tefevvukumu nasıl inkâr edebi- lirdim? Fakat Yüzbaşı Ladoux iyi bir ruhiyatçı idi. Benden bir casus olmamdan ziyade bir kadın olma- mı istiyordu. — Hadi, dedi, artık bundan öte- si size ait. Ne biçim bir işe girdiği- nizi biliyorsunuz değil mi?Bir harp yapacaksınız. Bu harp bir zekâ ve kafa harbidir; eğer hayatı çok se- viyorsanız hiç gitmeyin, çünkü si- perdeki bir askerden daha ziyade tehlikeye maruzsuruz. — Hayat mı? Hiç umurumda de- ğil yüzbaşım. Ne yapacağımı pekâ- lâ biliyorum. Tehlike ile eskidenbe- ri dostuz. Yalnız bir şeyi itiraf et - mek mecburiyetindeyim! bu işi ka- bul ederken bir şeye canım sıkılı- yor. Bunun sebebi de... —Evet, sebebi ne imiş? sizin benim haklıam- inizdir yüzbaşım. Gülümsedi... Fakat bu gülüm- seme, çabucak sakalmın içinde kay boldu. Hakkımdaki şüpheleri belki bir dalaveradan ibaretti. Cevaben dedi ki: — Bizim parolamız, süphedir. Şüphe, ta baştan nihayete, nihayet- ten başa kadar uzanır. Casusluğun en birinci rnanevi şartı budur. Alay ettim: — Fakat Vincennes yolu benim yolum değildir. : Mabel iin tatmin edilmiş- ti. Fakat hizmetine girmem onu be- rayı vazife daha ziyade şüphelen- meğe sevkediyordu. Bana bir pasa- port uzattı, Bu pasaportun üzerin- de genç kızlık ismim, Marthe Be - tenfeld yazılı idi. — Bir dul kadın veyahut bir evli kadın olarak seyahat © etmemeniz daha iyidir. Biraz paranız var mı? — Yakında elime üç veya dört bin frank daha geçecek. Fakat bu- nu ancak kocamın vârisleri tesbit e dildikten sonra alabileceğim. Şim- di burada bir kaç elbise yaptırana kadar kalır ve derhal hareket ede- rim, Fransız mükabil casusluk büro- su şefi benim para sahibi bir kadın olmamdan çok memnundu. Çünkü bütçeleri müsait değildi. İtizar etti ve dedi ki: — — Biliyorsunuz biz zengin deği- iz. Fakat prensip itibarile söze yol parası olarak 1000 frank verece » öm. Size bir masihat daha: — Buyurun yüzbaşım! — Almanların hizmetine girdiği- niz zaman çok para isteyin. — Niçin? — Memurlarım Alman hazinesi. ni mahvetmek için bize yardım et- melidirler. Orası boşalırsa o zaman zafer bize yakınlaşır. Ayağa kalktı, Sinirli bir vaziyet. te idi. Bunu saklamağa çalışıyordu. Çünkü o beni, ne biçim bir işe gön derdiğini beden iyi biliyordu. İlk defa olarak askerce ismimi söyle- di: — Hadi Marihe! dedi, cesaert göster. Ve bana yaz. buraya yaz. Daima M. Delorme'a yaz... — Bitmedi — i Dünkü hava ISTANBUL, 13 (AA) edi ve deniz Saat 7 de 765,5, 14 te 764,5. Hara vet derecesi 7 de 12,5, 14 te 18. Azami hararet derecesi 19, asgari 12, Rüzgür saat sekize kadar yıldızdan bilâhar lodostan esmiştir. Azami sü - Teti saniyede sekiz metreye çıkmıştır. ai Firdevsi için merasim Bu akşam saat (17) de balkevinde büyük İran şairi Firdevsinin bininci Ki N ee lacaktır. Halkevi reisi Ali Rıza Bey bir açış mutku okuyacak, bundan sonra, Hüse yin Danış Bey bir konferans verecek” tir, zim Halk evinde temsiller Halkevinden: 15 « 10 - 934 pazarı tesi günü saat (20,30) da Evimizin | Gülhaneparkı methalinde * Alayköş - künde Temsil şubesinde (Beyaz kah- raman), (İnkilâp çocukları) ve (Eski âdetler) piyesleri temsil | edilecektir. Arzu edenler her gün saat (17) den sonra Alayköşkü idare memurluğun. | de Tahsin Fazl Beyden MİLLİYET PAZAR 14 TEŞRINEVVEL 1934 VİLAYETTE Yarın akşam Mühlet bitiyor Son günde kimler müracaat edecek Cezasız nüfusa yazılma ve sicil işi in ir. Bu cezasız cuklar, 3 — Nikâhlı evlenmelerden doğan çocuklar. a Bütün bu yazılmaların cesazız mü - deti yarın akşam bitmektedir. Bundan sonra gizli nüfus meydana gikarsa bir liradan on liraya kadar para cezası alımacaktır. 4414 evlenme, 9535 doğum, tescil edilmiştir. Ayrıca 1102 yeni doğum yazılmıştır. 4501 ölüm kaydolunmuş- tur. Doğum ve evlenmelerden bir kas- mı idare heyeti karariledir. Bunlardan başka pürüzsüz olarak doğrudan doğruya nüfusa yazılanlar da vardır ki, bunların da tamam sâyı- 41 hafta sonunda anlaşılacaktır. Her halde yeni müfusa yazılanların sayı 8 daha çok tahmin edilmektedir. Bu da gösteriyor ki umumi müfu - sunuz, bu yoklama sonunda her hal- de 17 milyonu bulacak ve belki de ge- gecektir. MAHKEMELERDE Heybeli faciası Kaza mahallinin bir kro- kisi tanzim ediliyor Heybelide vuku bulan deniz kaza sına ait tahkikatm buzün #kmel edil. mesi ve müddelumumi Nurettin Beyin evrakı istintak hâkimine tevdi etinesi muhtemeldir. Nurettin Bey Dercağzı | rüsumat dairesmden Kman teşkilâtının vaziyeti- ni ve bu açık kayığın limandan kaçak olarak çıkıp çıkmadığını sormuştur. Diğer taraftan Yalovada (o bulunan motör sahibi İbrahim efendi ile motör kaptanı Salim efendinin ifadeleri ile di- ğer alâkadarların da alınan ifadelerinin derhal İstanbul; gönderilmesi emredil- miştir. Vapurculuk şirketi de kazanın vu- Ha bulduğu in bir krokisini tan- zim ettirmektedir. Bu kroki de kazada temsil edilecektir. Bu ieroki daha ziyar de Feruzan vapuru kaptanmın kazada hatası olmadığını tesbit maksadile tan zim edilmektedir. Bu kroki de müddei- umumi Nurettin Beye verilecektir, Serseriler İstanbul zabıtası ara sa serğeri- derle mücadele etmekte, ne kadar ser. seri varsa toplayıp adliyeye tevdi ey. lemektedir. şehir hizmetlerinde çalıştırıl. mak üzere belediyeye göndermektedir. ler. Dün de adliyeye birlmç serseri tev- di edilmiş, bunlardan Kemal ve Ab- met isimli iki serserinin serseri olduk. ları sabit olmuş, ikişer ay müddetle Şalıştırılmak üzere mevcuden belediye ye teslim edilmelerine karar verilmiş tir, Diğer serseriler ev, bark sahibi ol- duklarını iddin etmişler, şahit mek üzere serbest burakılmışlardır. Semer önde bir serserinin de hir. “ ettiği sabit olmuş, bir ay hapse mahküm edilerek tevkifhaneye gönde- rilmiştir, Devrilen motörden çıkan dava birinci ticaret mahkemesinde Cumhu- riyet neşriyat müdürlüğü aleyhine 3 bin küsür biralık bir tazminat © davası açmışlar. Dün bu davaya bakılmış, gazetenin Bey müseccel Türk Anonim şirketi ol- en azimli mahkeme teeçilin res- mi vesail ibatı için başka güz ba Takılmaştır. < — ——— Paris sefirimiz gidiyor edilmektedir. Şim- diye kadar, yani İl gün” zerfiniz 2350 baş hayvanın muayenesi yapıl mıştır. Ayrıca da 700 baş kadar katı ra bakılmıştır. Mücadelenin bu ayın yirmisinde nihayet bulması muhte » ir, Bir nakil İstanbul ithalât gümrüğü müdürlü. güne, gümrük ve inhisarlar © vekâleti mülettişlerinden Tahsin Fazıl Bey ta- yin edilmiştir. İthalât gümrüğü müdürü Arif Bey milet On birinci yıl (Başı 1 inci sahifede) miştir. Bu emir özerine İstanbulda da | vali ve belediye reisi Muhittin Beyin reisliği altında bir komisyon seçilmiş tir. Bu komisyonda İstanbul kuman - damı Has Paşa O Hazr i un huriyet Halk Fırkası o idare be- yeti reisi Dektor Cemal Bey ile İsi bul Halkevi reisi ve Maarif müdü Haydar Beyler bulunmaktadır. Ko - misyon muntazaman toplantılara de - vam edecek ve kutlulamya ait bütün esasları en ince teferrüatma kadar tes bit edecektir. Öğrendiğimize göre Cumburiyel bayramı inünde bütün resmi, hususi daireler, C. H. F. ocakları, Halkevi, resmi ve hususi mektepler, müessest- ler, bankalar , evler, dükkânlar, de- niz ve kara nakil vasıtaları, istasyon » lar, limanlar, spor klüpleri, meydan - lar ve caddeler, köprüler kömilen do- nanacaktır. Süslenmek için bayrak, ye şil, kırmızı, beyaz kordela, kısa söz İer, levhalar kullanılacaktır. Şehrin her tarafma büyük levhalar asılacak cumhuriyetin faideleri anlatılacak « — Cumhuriyet bayramı günü, mem - leketin her tarafında olduğu gibi, İs- tanbulda da muazzam bir geçit res- mi yapılacaktır. Vali ve Istanbul kumandanı, o gün geçit resminden evvel | askerlerin ve halkın bulunduğu meydana gele- rek, Cumhuriyet bayramını tebrik €- deceklerdir. Bundan sonra geçit res « imi başlayacaktır. Resmi geçide ordu, harbiye, Kuleli, Maltepe, Bahriyeliler, askeri kıt'alar, malül gaziler, üniformalı ihtiyat iza polis, jandarma, izciler, bütün resmi, hususi Jiseler ve orta mektep - eri, sporcular, spor klüpleri, idman iyetleri, bütün cemiyetler, Hilâliah mer, Himayeietfal, Tayyare, Türk Ma arif, Milli İktisat ve Tasarruf Cemi yetleri... Bundan sonra kutlulama me iminde bulunmak üzere köylerinden davet edile lüler iştirak edecekler. Geçit resminden, sonra kutlulasa komisyonu tarafından tesbit edilecek yerlerde konferanslar verilecektir. Kutlulama komisyonu konferans ve - recek olanlarla konferans yerlerini tca bit için ayrıca bir komisyon seçecek» tir. Bundan maada müzik, temsil ve #aire ile meşgul olmak üzere de birer komisyon seçilecektir. Bu komisyon - lar İstanbulan muhtelif taraflarında kutlulamaya iştirak için yapılacak fa aliyeti hazırlayacaklardır. Cumhuri yet bayramında (İstanbuldaki bütün zeteler ve mecmualar büyük, renk- Üresin çıkacak inkilip ve istik âli büyük kıymet ve ehemmiyetini anlatacak yazılar yazacaklardır. İstan aki rak edecek köylülerin rilmesi İşlerile uğraaşcaktır. Halk kürsüleri Cumhuriyet bayramında inkılâp ço cuklarının kendi sevgi ve saygılarını memleket evlâtlarma tanıtmak için İs - tanbulda birçok halk kürsüleri hazır lanacaktır. Bu kürsüler Beyazıt, Tak» sim, Beşiktaş, Kadıköy, Üsküdar, Ba- kırköy ve Pendikte olacaktır. Bu kür- sülerde isteyen herkes bir saatten faz la olmamak üzere söz söyleyebielcek- tir. Büyük kutlulama komisyonu tara- fmdan seçilmiş olan konferanslar ko- misyonu halk kürsülerinin yerlerini ve kimlerin söz söyleyeceğini tesbit e decektir. Mekteplerde Cumhuriyetin Tl inci yıldönümü kutlualnmasında mekteplerin ne su - retle çalışacağı hakkında dün Maarif Vekili Abidin. in imzası ile mek - tep idarelerine bir tamim gönderilmiş tir. Bu tamime göre bütün ilk mek » teplerde bayramdan br hafta evvel ta İebeye Cumhuriyet mevzuu etrafın - dat malümat verilecektir. Orta, lise, Ticaret, sanat velhasıl bütün kız ve er kek mekteplerinde türkçe, edebiyat, felsefe, tarih, coğrafya, yurt bilgisi derslerinde taleb i Musiki ve elişleri derslerinde de cumhuriyet mevzuuna temas edilecek- tir. Mektep binaları kâmilen süslene cektir. Mekteplerde Cumhuriyet Halk fır sınca hazırlanmış olan piyesler teini sil edilecektir. Her mektep talebesi İstiklâl marşını çok iyi öğrenecek ve cumhuriyetin 11 inci yıldönümü hâl rası olan madalyalardan alarak gö; lerine takacaklardır. Mekteplerde şimdiden hazırlığı başlanmıştır. Italyada zaferin yıldönümü Dünde, büyük tezahürat geni Selânikte bir suikastçı yakayı ele verdi ATINA, 13. (Milliyet) — Dün Se- lânikte Leh yahudilerinden Frenden - burg isminde bir şahıs Atina Emniyeti umumiye müdürlüğünden gelen bir tel- graf üzerine tevkif edilmiştir. Merku » mun Sigrveneki isminde Leh tethiş teş- kilâtma mensup olduğu anlaşılmıştır. Beş kişiden mürekkep olan bu çete Le histanda demiryollarına suikastler teri etmeği üzerlerine almışlar imiş. Lâkin orada suikast daha evvel haber alındı - ğından çeteden ikisi Lel tarafından yakalanmış, diğer üçü kaç - mıştır. Bunlardan bir tanesinin Yuna - in ie ş, Fren denburg ismindeki merkum Selânikte ya Allahsadezenginlere:“ kulum,, dememiş) Bütün dünya gazetelerine kendisi den bahsettirmek istiyenlere bir Onları sik sık gö- rürüm: Hepsi de bi- ribirlerine © benze- dikleri için; gördüğümü, sonra gördüğümden O» yırt edemem. Ço- ğunda kıyafet ayı dır: Arkalarında ip- le, yahut kayışla tuturulmuş bir yol santa, elbise na mma kısa bir göm- lek, bacaklarında da- rack bir pantalan.., Ayaklarında koca man kunduralar ... Yüzde doksanmnın rengi sarıdır. Tarak görmemiş — saçları mısır püskülü gibi kulaklarının iki ya nından sarkar, İddinlarma © bakı lırsa, hepsi de dün- yayı baştan başa do- laşmış seyyah kişi. erdir. Fakat, konuş” | mağa gelmez. Ko. | yunlarından hemen | l önce bir kart postal çı. karıp uzatırlar; Bu- nun “hediyesi, en aşağı beş kuruştur, Fakat kimdir, ba (e yarı sporcu, yarı di- lenci delikanlılar? Nereden gelirler, niçin gelirler, ne yapmağa gelirler, “era aralarında nan yaşar, nereler. "Kendi Kendime lardan birini gör. düm. Iri yapılı, güçlü kuvvetli bir ço- cuktu. Motosikletinin etrafına bir sürü toplamış, onlara kendi türkçesile bir şeyler anlatmağa çalışıyordu : Ben var... Frankfort - Mayn... Çok, uzak buğada... Sivri sakallı, gözli iğünün üstünden bakan, medrese bozması bir Vağ le e Yek, buj da Frankfort.. # Bir takım yetişkin çocuklar, seyyahın motosikletini hiç görülmemiş bir şey gi- bi dikkatle, alâka ile tetkik ediyorlardı. Birisi dedi ki: — Ah, bu makine benim olaa.. Oteki sordu: — Ne yapardın? ay meram # ten gevriyor yahu... Onlar gülüştükçe genç seyyah ta ken- dininden bahsedildiğini sanarak, tadı tat. Nihayet, sorulacak başka sualleri kal- mamış olacak ki, motosikletlinin etrafın- dan eçkildiler, Fakat bu sefer ben yanı” na sokuldum Fransızca bilir misin? Şiddetli başını salladı; — Naya? seyerek, tuhaf bir Alman şivesi. le cevap verdi; emt. Efendim! Şimdiye kadar nereleri dolaştım ba- yor, hem konuşuyorduk. O — Avrupa, Asya, Amerika... gezdi... Gezecek bundan pirmienle yadan kaçtık - kim bilir belki doğru söy- Hüyordu - Çekoslovakya, Pilsen, Bratisla- va, Ma Budapeşte, Yugoslavya, Belgrat, Usküp, Manastır, Yunanistan, Selânik, Atine, Pire, Soğra İzmir, Soğ” va İstanbul... ye nene (Kudus) indiya, Çin, Hem de, İ: — İnsanın ,bunları sayarken MN Motosikletle | dolaşanların bali endisinden bah- seden gazetelerin kupürleri bu deftere yapıştarılmıştı. Macaristanda çıkan Peşti Hirlap'tan tet, İzmirdeki Ticaret poslasma kadar, macarca, sırpça, yunanca, türk- ge yüzden fazla gazete... İşte meşhur ol. mak (!) diye buna derler. Bütün dünya grzetelerine kendisinden bahsettirmek kolay iş mi , Seyyahın, bütün gevezeliği üstünde Dörtte üçü almanca, geri kalan dörtte I melerle durmadan bir şeyler Halbuki, matbaada arkad sma saati idi, Sağdan soldan: — Şunu defet yahu. şaretleri Yi ğn başlayınca, işi kısa kestim: ünlük bu kadarı yeter. Omuzlarını kaldırdı: — Var, pansiyon Beyoğlu... seyyah... oğda toplanıyoğuz... O muyoğuz... eğleniyoğuz... soğra kıyoğuz nerde var, birahane... uzatacak “Gi ri dönüp ikinci defa iskemleye cek. Elimi uzatı — Dankeşön'ü bastırdım Dankeşön de ondan... İki dakika geçmeden, motosil layarak gözden kayboldu. M. SALAHADI” MEMLEKETTE Sivasta mahküm edilen kaçakçılar SIVAS, (Milliyet) — Sivas numaralı ihtisas mahkemsi Ağustostan 12 eylüle len kaçakçılık listesini bi yorum: 89 maznunla 65 dava kı neticesinde bunlardan 42 munlu 30 dosyaya ait muamele rülmüş ve bunlardan 24 tanesi raat etmiş, ( diğerleride cezalara mahküm olmuşlardır. lardan Hasan oğlu Zeynel, ve ranın hatip mahallesinden Velit lü Mahmut, ikişer sene, Si Şaştım oğlu Salih bir sene on Zilenin karayün köyünden oğlu Bektaş ve kardeşi dişer. Srvasın üçler beyi sinden Ömer oğlu Hamit. Tol dın Muhat köyünden Hasan öğ Mustafa, Erbeadan Hasan oğlu san, Niksarm hohon kö Hüseyin oğlu Şakir, Zilenin © ban nn n Hacı Ömer, Eri” nm geydoğan köyünden Şev Niksardan Ahmet oğlu Sü man, Zilenin çekek köyünden M met oğlu Abdullah, Niksarın kümet rmdan Süleyman, üç ve d derel köyünden Mehmet oğlu * dir iki aya mahküm ve ayrıca P# cezalarına da mahküm edil dir, Uşakta şeker klüp UŞAK, (Milliyet) — T. nü bildirdiğim Şeker kulüp âz8İ*, umumi bir toplantı yaparak if heyetine Mehmet Ri Kema saf, Afif İhsan, İbrahim Ziy# Xa! suf Ziya ve Savni beyleri inti etmişlerdir. Yeni heyet faaliyete Bu cuma çalışkan Şeker kt micileri kır gezintisine çıkı

Bu sayıdan diğer sayfalar: