20 Ekim 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

20 Ekim 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir nutka dair düşünceler Yakup Kadri Beyin Moskova | yan fikir adamlarınm,, ön sırasın- edebiyat kongresinde söyledikleri- ni Kadro mecmuasında okudum. O da beklediğimiz sanatin ne ol- duğunu anlatabilmekten ziya bugün hiç bir yerde ona benzi; bir şey olmadığını söylüyor. Söz- lerinde yeis mi var? Hayır; yarını ümitle bekliyor ve bugünkü in- sanlarm içlerinde duyup da bir türlü ifade edemedikleri şeylere, bizden sonra geleceklerin bir şe- kil ve vüzuh vereceklerini müj- deliyor. 5. Beklediğimiz sanat niçin bu- ai iyor? Çünkü bir ihtilâl, inkilâp devresindeyiz; sanat ise istikrara muhtaçtır. “ Herhangi bir büyü © resinin doğması için hazırlıyan fikir adamlarının dı ması, b — ihtilâlin muzaffer ol- mak, e — inşanın başlayıp temel- leşmesi, d — yeni kıymet ölçüle- rinin istikrar peyda etmesi şarttır.” Sanat “tolörance,, havasına muh- taçtır; “tolörance,, ise ancak dör- düncü şartın tahakkukundan son- ra umumi bir zihin haleti olabilir, Yakup Kadri Beyin bu sözleri, yani ihtilâl zamanının yeni bü- yük bir kültürün eserler vermesi- ne müsait olmadığı iddiası bir ba- kıma sanatkârı müdafaa ise bir bakıma da onu ittihamdır. Müda- faadır, çünkü beklenilen eseri ya- ratamamakta bir kabahati olma- dığını kabul etmektir. Beklediği- niz, istediğiniz şiiri, resmi,... onda bulamıyöt musunuz? Ne yapsın? Devir buna elverişli ii taraftan da onu ittihamdır; çünkü yeni hayatın kurulmasında onun bir payı olamıyacağını, onun an- cak her şey hazırlandıktan sonra ortaya” çıkacağını, o kurucularm yaptığından istifade edeceğini söy- lemektir. Sanatin ancak istikrar devirlerinde çiçek açtığı iddiası yanlış mıdır? Yakup Kadri ona iş- tirakte haksız mıdır? Hayır, çün- İlgi zihin itiyatların- htilâl zamanlarında ise pürüzsüz şekiller yaratmak imkân- sızdır; çünkü dünün güzel diye tanıdığı, şeylerin değerinden şüp- he edilmeğe 14, yarının ni- ye güzel diyeceği de henüz belli ol ır. Pürüzsüz şekil ise çok- luğun benimsediği güzellik ölçü- süne en uygun olan ifade tarzı dır. Zaten ihtilâl devirlerinde şe- kil endişesi de pek gözükmez, da- ha doğrusu bir cemiyetin o ancak geri kalmış, yani gözleri düne di- kili fertlerinde gözükür. Geçenler. de bir Fransız gazetesi, Anatole France'ım ölümünün onuncu yıldö- nümü münasebetile, bazı genç ro- mançılara ve “essayiste,, lere mu- barrir hakkında ne düşündüklerini sormuştu; aldığı cevaplar şu su- retle hulâsa edilebilir: “ Belki tat- k yazıyor; fakat neye yarar? ya- kii insanı doyuracak bir özü . , Fakat kültür işlerinde şekilden ziyade öze bakacak olursak ihti- ii büyük edebi e serlere müsait olmadığı iddiası nm doğruluğundan şüphe edebili- Yük Ke Bay sanda Ri yin saydı; ört ydığı dört da onların bulunduğunu da ileri sürebiliriz. Meselâ Fransız vr inin büyük şairi denince Rous- mere kler hatırlama» mız kafamızda sanat mefhumunun izsüz şekille birleşmiş olması- amiyane, başka bir şey de- il, S Rousseau'da kalmayıp daha ön- teyede gidebiliriz : Fransız ihti- lâlinin büyük şairi, saltanatm te- mellerini teşkil eden asalet sınıfa ve din adamlarma hücum ederek saltanatı devirmeğe başlamış olan Moliöre'dir. Yakup Kadri Beyin saydığı şartların temininden son- ra şairler, çokluğun ve resmi ma- kamların tuttuğu konformist şair- lerdir .Halbuki zihnimiz “non- conformiste,, lerin eserlerinden zevk almağa alışınca dava tersine döner ve o zaman r, © serlerine gelenlere haz değil, bir “endişe,, verir, insanlığın daima değişmesinin, ilerlemesinin asıl se- bebi olan endişeyi verir. Maksadım Yakup Kadri Beyin sözlerini reddetmek < değildir; hatta onun iddiaları benim zihni itiyatlarıma da munis gelir. An- cak onlardan şüphe etmek kabil olduğunu da hatırlatmak istedim. Mesele daima öz ile şekil davasına irca edilebilir ve bunun halledil- mesi kabil olmadığını asırlar is- etmiştir. Yakup Kadri Beyin nutkunun tâ başında söyledikleri sözler a- rasında da üzerinde durluması zım gelen bir parça var: “Han- gi memlekete ve hangi içtimai sınıfa mensup olursa bir 1934 gen- cinin, bir Werther'le bir Adolphe'- un sıtmasına veya bir 1934 kadı- mının bir madame Bovary ile bir An na Karenin'in istirabına nasıl or- tak çıkabileceğini tahmin edersi- niz? Zannederim ki o Yakup Kadri Beyin sonradan söylediklerine iş- tirak edilse de edilmese de bu söz- lerine, yani 1934 ve sonrası insan- larının, geçmiş zamanların bırak- tığı eserlerle içten alâkadar ola- mıyacaklarma inanmak (zordur. Bu insanın büsbütün ( değiştiğini kabul etmek olur; 1913 insanı, ken dinden önce gelmişlerin eserle- rinde kendini bulabiliyor, onlarla * içten alâkadar oluyordu; demek ki insanlığın tarihindeki bütün ih- tilâller kökteki birliği yıkamamış- tı. Sonradan bu birlik nasıl yı kıldı? Belki o birlik bir yalandır, bel- ki 1913 insanmın Homeros'un ve Shakespeare'in eserlerinde kendi- ni bulması terbiyenin mahsulü o- lan bir vehimdir. Fakat bu yalana, bu vehme dokunmak ( zârarlıdır, çünkü insan oğlundan © ebediyet fikrini sökmek demektir. Bütün eserlerimiz geçici olacaksa, bizim iç tecrübelerimizden bizden sonra gelecekler bir şey a#amıyacaksa sanat niye yarar? o Zamanın zev- kine uymaktan başka bir endişe duymadan çalışmak... Bunu, doğ- ru da olsa kabul etmek insanı kü ü ebedi olmak ihtiyacı herhangi bir devrin insanında görülür, de- mek ki cinsimizin tabiatinde var- dır. Nurullah ATA ( Fikirler ve insanlar | Zaten doğru değildir, çün- li | İstemiş olsaydılar... Kral Aleksandr: mitacı kılığına da bürünse, bir yerli Bulgar oluşu Sofyadaki Gospodir- lerin canını sıktı. İlkin onun Bul « gar olmadığını ileri sürmek istedi- ler. Parmak izleri, işi meydana çı- karınca şimdi de başka bir gayda tutturdular: — Biz komitacıların topunu Bul garistandan sürmüştük. Gorgiyef de bunlar arasında idi. Korkulu bir adam olduğunu her yana bildirmiş- tik. İşte, dediğimiz çıktı. Açıkgöz davranılsaydı, bu iş te başa gelmez di... diyorlar, Diyorlar ama, bu deyişin hiç bir değeri olmadığını düşünemiyorlar, Komitacılığın kökünü kurutmak, sanki Bulgarlar için o kadar güç mü idi? Komitacılığın, Bulgaristanda en büyük törü adamlarının yardımı ile dallanıp budaklandığını kim bil - mez ki, biz de bilmeyelim? Bugünkü kabine, & komşularına gösteriş yapmak ve dönen dediko. duları ortadan kaldırmak için, söz- de komitacılığı yasak etti. Komita- cı birliklerini, derneklerini birer buyrultu ile sözde kapatmış oldu. Fakat onlar, çok geçmeden, hattâ Kral Aleksandr'ın öldürüldüğü gü- nü bile beklemeksizin, yeniden hort ladılar. Bulgaristanın, “tavşana kaç, ta. zıya tat” demeğe benzeyen ba iki yüzlülüğü apaçık dururken, Bal - kanlarda dirlik düzenliğin kolay. lıkla yerleşebileceğine kim inanır? Lâf başka iş başkadır. Biz, şim- diye kadar lâfla değil, işle kendimi zi gösterdik. Yola gelmez sanılan nicelerini yola getirerek ortalığı süt liman yaptık. Bizde de az azılı a- damlar yoktu. Hiç birine soluk al- dırmadık. Yurdan dirliğini bozabi- lecek olanlar, kendilerine göz açtı. rılmayacağını anlayınca birer ya - na sindiler. Bulgaristan da bizim gibi yapsa idi, komitacılık orada da çoktan geçmişe karışmıştı. o Fakat Koca Balkanda işler, bizdeki gibi değil, el altından yürütülüyor. Dün kapatılan bir ocağın ertesi günü yeniden buram buram tüttü. günü görüyoruz. Bu kadar açık bir kötü düşünüşe karşı, Bulgarlardan barışıklık ülküsüne bağlantı bekle- mek, bilmeyiz yerinde olur mu? M. SALAHADDİN anlik Mayfair Raşit Rıza tiyatrosu KADIKÖY HALE Sinemasında 22 Teşrinevvel pazârtesi akşamı Kendisinin Gölgesi Komedi 3 Perde Nakleden Yusuf Süruri. Edebi Romanı: 12 İZMİR ÇOCUĞU Yazan: Nezihe MUHİDDİN peyda olmuştu. Bu, İzmirli Yener'- di. Fakat bu sarışm, güzel delikan- lm ismini henüz Füruzan Hanım la Servet Nâjm Bey bilmiyorlardı. Bu sarışm genç adamın ne şatafatir bir isahi, ne de en şık bir terzi elin. den çıkmış toz konmaz bir smokini Vardı. Hattâ biraz kayıtsızca giyin. mişti, Fakat bu hâl onun lâübali ve sevimli tavrma daha çok yakışıyor | du. Genç adam doğruca Ferihanın yanın gitmişti. Bohor'la da selâm- Jaştılar. Feriha bü genci annesine Prezante etti: — Moda Marmara Kulübü âza- sından yüzme şampiyonumuz Ye . ner Bey. dedi. Genç adama da: — Annem, diye Füruzan Hanı. e ohor da onu Servet Nâji 8 — Ticaraikakamzin malanlz şefi e takdim etti. tanışma merasimi Yapat- larken cazbant durmuştu. Glee dam Feriha'ya: — Yeni başlıyacak olan dansı bana vadeder misiniz? - diye cevap bekledi - Matmazel İzabel'le Şekip Bey geri dönmüşlerdi. Feriha onların ö- nünde memnuniyetle Yener'e ce - vap verdi: — Sizinle oynamaktan çok mem nun olacağım Yener Bey! - dedi - Yener tekrar gelmek üzere çekil di. O uzaklaşır uzaklaşmaz Servet Bey hususi bir göz işaretile Bohoru yokladı. Dazlak Yahudi şeytanatla gözlerini büzerek gizlice mırıldan- — Yalcu! Servet Nâim Bey hayretle mem: nuniyet arasında dudaklarını yay- dı ve yüksek bir sesle: — Nereye? « diye sordu - Bohor esrarlı davranıyordu: — Bilmem ki. . Servet Nâim Bey, hâlini, tavrıpı çekememeğe başladığı Yener aley- hinde söz söyletmek için ısrar etti: — Hanımefendiler yabancı de- gillerdir. Yanlarında her şeyi açık söyleyebiliriz Mösyö Bohor... Bu zatın yolcu olduğunu söylemişti - niçin tereddüt ediyorsunuz?.. — Ticarethaneden dışarı çıka - cağını biliyorum! Ondan sonra ne- reye gideceğini bilmiyorum. Servet Nâim Bey işi kavradı? — İzin mi veriyorsunuz? Kabili- yetli bis gence benzemiyor zaten... Demek işinize yaramadı? — İşimize yaramadı ama, kabi- liyetli olmadığı için değil... Servet Nâim Bey; bu gencin ku- sürunu mutlaka ortaya vurmak is- tiyordu: — Ya niçin? Suiistimali mi yar? Feriha birden söze atıldı; — Demek'sizin £ ticaretlinnede kabiliyetli olanlar işe yaramazlar öyle mi? Bohor müşkül mevkie düşmüştü. Allahtan bir dakika evvel caz - barit başlamıştı. Yener'in kendile- lar, Ferihe Yener'le dansa kalkınca bu sefer İzabel'in gözleri bu dinç ve güzel delikanlıya takılıp kaldı. Sarı Yahudi kızı içine çöken hır - çımlığı başka türlü çıkarmak iste- di. Servet Nâim Beye dans teklif e- decekti. Fakat zengin komisyoncu Füruzan Hanıma (daha evvel bu teklifi yaptı: — Hanımefendi, müsaade buyu- Türk Sigorta Şirketi Hevik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeriti havidir Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanında Acontsar bulunmayan şehirlerde acenin aranmaktadır. rine doğru geldiğini görünce sustu- | Öz Türkçe ile i Bilmece | Bugün yeni bilmecemizin ikinci günüdür. Osmanlıca karşılıklarmı yazdığımız kelimelerin öz türkçe mükabillerini bularak şeklimizdeki boş hanelere yerleştirilmiş hal pu- sulalarımnı “Miliyet Bilmece Memur luğuna,, gönderiniz. Doğru halle- denler arasında kur'a çekilecek ve kendilerine birer hediye verilecek- tir. Hâl varakaları nihayet pazar- tesi günü öğleye kadar elimize gel- miş bulunmalıdır. 123 45678 91011 #AODUNURWN İ 1 — Enin (6) Garp (4) 2 — İstifham (2), Devlet (4), İdam et (2) 3 — Valide (4) 4 — Derdest etmek (9). ( 5 — İdrak etmek (5), Beyaz (2) 6 — Kurmızı, cephe (2), Emmekten , emir (2) — Duman, akıl (2), Fak(5) $ — Arka, cesaret (3), Şarkta bir dev letin adı (4) 9 — Yama (2), Nota (2), Esmekten emir (2) 10 — Hain üzüm (5) 11 — Nota (2), Çok değil (2), Taar- ruz (4) Yukardan aşağı 1 — Felç (4), Emel, arzu (5). 2 — İstifham (2), Nota (2), 6). 3 — Namu şan (2), Nota (2), 4 — Küşki (8). 5 — Hapishane, Tüneyecek yer (5). Halka, kemerlerde bulunur (4). 6 — İrsal etmek, göndermek (7) . 7 — Valide (4), genişlik (2). Çocuk o oyuncağı, kukla (5), Ateş 3 Kir (3), 9 — Bir meyva (3), Yama (2). 10 — Uzak nidası (2). Tüfekte kur. Şunun çıktığı yer (5). 11 — Nemli (5). TEPEBAŞI ŞEHİR TİYATROSUNDA Alam bie yan : CORUM Yehirliyeles Eski Fransız Tiyatrosunun Bu akşam saat 20'de YARAŞA OPERET 3 perde, Besteliyen Yohann Strausu "Tercüme eden: Ekrem Raşit. beraber oynıya- mişlerdi. o Matmazel İzabel ateş püskürürken (o Şekip Bey de onun area yetişti, Onlar da kalktı- ar, Dansederlerken Servet Beyin çak sinirli olduğu farkediliyordu. Mü- temadiyem Feriha ile Yener'i taras- sut ettiği belli idi. Bir an evvel yer- lerine dönmek için kendilerini mü temadiyen döndüren vals havasm-| dân ziyade içinde girdaplı bir acele | rüzgârı esiyordu. als bitmişti. Yener'le Feriha - | nin kapıdan çıktıklarını gören Servet Nâim Bey Füruzan Harirmı | derhal masalarma götürmek için yol açlığa başladı. Aksi tesadüf önlerine bir tanıdık çıkarmıştı. A- rada yapılan küçük bir gevezelik birkaç dakikalarını aldı. Bahçeye çıkarçıkmaz Feriha'nın masada ol- madığını görünce Servet Nâim Bey kendini zaptedemedi: — Kızınız sporcu Yener Beyle bir sitem yaptı « Füruzan Hanımın da cant sıkıl- mıştı, Kırık dökük bir (194) | VE,CEZA — Jp 20 Tablo Yazan F. M. Dos- gün toyevsky. Tercüme eden Reşat Nuri, *x > MM İİ Tstanbul Harici Askeri | Kıtaat ilânları. | Fırka kıtaatı ihtiyacı için ev- velce kapalı zarfla almacal lan 400 ton Lavamarin Kömü rüne talip çıkmadığından yeni den pazarlıkla satın almacak - tır. İhalesi 21 - Birinci Teşrin- 934 Pazar günü saat 14,30 da- dır. Taliplerin şartnamesini görmek üzere her gün ve temi- nat makbuzlariyle o gün vak- tinde Fındıklıdaki Komisyon- da hazır bulunmaları. (6778) ... Çatalca Müstahkem Mevki Kumandanlığı ihtiyacı için ev- velce açık münakasa ile alına- cak olan 11,000 kilo o Çubuk Makarnasına talip çıkmadığın- dan bu defa pazarlıkla satın a- Imacaktır. İhalesi 21 - Birinci Teşrin - 934 Pazar günü saat 15,30 dadır. Taliplerin şartna- me ve nümunesini görmek ü - zere her gün ve teminat mak- buzlarile o gün vaktinden ev- vel Fındıklıdaki Komisyonda hazır bulunmaları. 196) (6788) Çatalca Müstahkem Mevki Kumandanlığı ihtiyacı için ev- velce açık münakasa ile satım alınacak olan 2700 kilo Beyaz Peynire talip çıkmadığından yeniden pazarlıkla satın alına- caktır. İhalesi 21 - Birinci Teş- rin - 934 Pazar günü saat 15 tedir. Taliplerin şartname ve nümunesini görmek üzere her 7322 7323 gün ve teminat makbuzlarile | o gün vaktinden evvel Fındık- lıdaki Komisyonda hazır bu - lunmaları. (o (195) (6789) 7324 Çatalca Müstahkem Mevki Kumandanlığı ihtiyacı için ev- velce açık münakasa ile satm almacak olan 5200 kilo Arpa ve 5200 kilo Yıldız Şehriyesi bu defa pazarlıkla satın alma- caktır, İhalesi 21 - Birinci Teş rin-934 Pazar günü saat 15,30 dadır. Taliplerin şartname ve nümunesini görmek üzere her gün ve teminat makbuzlarile o ün vaktinden evvel Fındıklı- daki Komisyonda hazır bulun- maları. (197) (6790) “.. Gümüşsuyu hastahanesi ih- tiyacı için 1500 adet tavuk pa- zarlıkla ır. İhalesi 22 -10-934 pazartesi günü saat 16 dadır. Taliplerin şart- namesini görmek üzere her gün ve teminat makbuzlarile 7325 © gün vaktinde Fındıklıdaki Komisyonda hazır bulunma - ları, (198) (6794) 7353 İstanbul Kumandanlığı em rindeki kıtaat ihtiyacı için 53000 kilo bulgur kapalı zarf- la satın alınacaktır. İhalesi 6 geveledi. Feriha dansederken kendisine çok sevimli iltifatlar yapan Yenere alıcı gözü ile bakıyordu. Güzel ve mert bir gençti bu. Halinde ve söz- lerinde hiç bir yapmacık yoktu.Sa- pasağlam benliğini gösterirken de İnsan ona daha çok ısınıyordu. Te- miz billür iyi bir kalbi, dürüst bir terbiyesi vardı. Marmara Kulübü- nün bir yüzme antrenömanında Fe rihann geçirdiği bir kazadan son. ra ahbaplıkları ilerlemiş olan Ye « ner'e karşı genç kız, şimdi öden » mesi lâzımgelen bir borç karşısın. da olduğunu hissediyordu. Ona bu akşam Mösyö Bohordan işititikle- | rini söylemeyi vicdani bir borç'6- larak tanıyordu. Dans bittikten sonra Yener onu masasma götürmeğe hazırlanırken Feriha, garip olmasına rağmen, ©- na bir teklif yaptı: , — Biraz dalaşalım - dedi- Yener gülerek; — Yorulmadınızsa - diye cevap verdi « Feriha genç adamım, nedense, bu baş başa dolaşmaktan çekindiğini hissetmekle beraber aldırış etme - di. Sabırsızlıkla: — Sizinle mühim bir iş hakkın- ere konuşmak istiyorum Yener Bey EA Bugünkü program 1STA! s 18,30: Plâk meşriymir. — 19: Fi 10,30: Türk maili peşriyale hazım ve Ra leyin konseri. 19: Haberler, 19,15: Radyo kastrası, tarafından taninimış yeni ha mürekkep bir popüri. 201 | Üniversite. Plâk. 20,45; konferans. Zi: Dana masikisi, Habarlar. 22,20: Radyo enzimin devamı Haberler 23,30: Kahvehane kanseri, Khz. PRAG, 470 m. 18,05; Sehuhertin eserlerinden şarkılar. 25: Konlerums, 18,35: Plük. 18/45: Ziraat. Amele nerriyatı: 19051 Almanca neşriyat, 1 2025: Mandolin kuarteti | tarafından 20,45: Muzahabe. 21: Bratislava: Wei gerin eserlerinden “İlkbahar vii ; Haberler. 23,15: Piâk. 23 KARADENİZ YOLU GÜLNİHAL vapru 20 Birin- citeşrin CUMARTESİ günü sa- at 18 de Hopaya kadar. (6880) AYVALIK YOLU MERSİN vapuru 20 Birinci- teşrin CUMARTESİ günü saat 18 de İzmire kadar. (6881) İkinci teşri 984 salı. günü 15,30 dadır. Taliplerini “ şürti name ve nümüneyi görmek ü-! zere her gün ve teminat mak- buzlarile o gün vaktinden ev- vel Fımdıklıdaki Komisyonda hazır bulunmaları. (199) (6791) 60,000 kilo yulaf Bayra- miç'te 30.000kilo yulaf E- zine'ye teslim edilmek üzere ayrı ve pazarlıkla alacaktır. saat 13,30 dadır. Taliplerin şartname ve nümünesini gör- mek üzere her gün ve teminat makbuzlarile o gün vaktinden evvel Bayramiç'te Fırka Sa- tımalma Komisyonunda h bulunmaları. (100) (6793) ... Çatalca Müstahkem mevki iğ emrindeki kıt” ihtiyacı için 3000 kilo reçel pazarlıkla satm almacaktır. | İhalesi 24 Birinci Teşrin 934 çarşamba günü saat 15 dedir. Taliplerin şartnamesini gör- mek üzere her gün ve teminat makbuzlariyle o gün vaktin: den evvel Fndıklrdaki komis- | yonda hazır bulunmaları. (105) (6841) Yener genç kızların konuşacak ları mühim şeyleri pek bilmez de- gildi, Fakat Feriha'nın konuşmak istediği mühim şeyi dinlemek onu mes'ut edebilecekti, Derhal cevap verdi: — Bu mühim şeyi söylemekte bi raz geciktiniz Feriha Hanım! Bu mühim meseleyi — çok daha evvel dinlemek isterdim, Feriha tabii bir sesler — Daha evvel bilseydim. sizi bir an evvel ikaz ederdim. Fakat | bunu işiteli henüz yarım saat bile ol | madı. Z Yener şaşırmıştı. Forihaya hajs | retle bakı yurilaiz 385 Te — Demek bu mühim şey size 4 it değil... — Hayır... Tamamile size ait , Bana hayret veriyorsunuz Fes riha Hanrmefendi. Hayrola. . Hak kımda bir niz? l vet, istikbalinizi tehlikeye | cn Gi ri çıkar» | Sırf tedbirli davran | ilmek için bu de / ettim. bae genç ÜNİ tutarak 4 - Bitmedi —

Bu sayıdan diğer sayfalar: