28 Ocak 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

28 Ocak 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET'in Tefrikası: Yeşil elmas polis hafiyesinin cebin- den çıkan tabancanın içinde idi Hülâsa * © (Fantoma - Hırsız namile maruf o- “Jan Marten Dal hususi bir baloda da- veli bulunmaktadır. Bu baloda Fanto- manın düşmanı fakat Martenin dostu İ bulunan polis hafiyesi. Sumers de var- dır, Yani Dal iki şahsiyete sahiptir. Fan- tomanın gözü ev sahibinin yeşil mücev- herine takılmıştır. Meğer bu mücevheri bir genç kı şırmış ve biraz sonra skandal meyda- na çıkınca vaziyetini kurtarmak için el "ması Dale (vermiştir. Polis hafiyesi * Dal'i ittiham ötmiş fakat mücevher o- nun üzerinde de bulunamayınca Dal “lis hafiyesinin hakiki hırsız olduğunu * söylemiş ve üzerini aramağa başlamış- ur.) Dal bunları birer birer çıkarı- yor ve küçük iskemlenin üzerine yerleştiriyordu. Son tabanca, Su- mers'in kendisinden aldığı ve ce- bine yerleştirdiği tabanca idi. Ma. dam Koverlih bu işi helecanla sey- rediyordu: — Peki amma, diyordu, benim broşüm nerede? Kendisinin üze- rinde olmadığına emin iniz? Dal cevap vermedi. Küçük ro- velveri merakla tetkik ediyordu. Sanki şimdiye kadar bunu hiç gör- memişti. — Bunu da nereden buldunuz, diye sordu. artık tahammülü Sumers'in vap verdi. beni öldürmek istemiştiniz, sonra üzerimize M. Koverlih geldi. — Ben mi sizi öldürmek iste mişim! Güleyim bari... Şuna ba- kın. Şuna bakın hele. Bu hakiki | bir rovelver bile değil. Vakıa ol- dukça rovelvere benziyor amma hakikatle bir gece hırsızını kor- kutmaktan başka bir şeye yara - maz. Geçen günü böyle bir ro- welveri birisinin elinde görmüş - tüm. Zannedersem bana (o bunu .dostum Sumers göstermişti. Sumers: — Şayanı hayret! Diye hay- kırdı. Odada bulunanların hepsi o- nun etrafına toplanmışlardı. Dal anlatıyordu: — Amma dalavereli şey bu! Rovelver değil bir sigara kutusu. Sigaralar kabzasma yerleştirili - yor. Tetiğe basıyorsunuz tabanca “iki kısma ayrılıyor. Bakın bakın nasıl! Hem izah ediyor hem de yapı- yordu; söylediği gibi tetiğe bas- tı, ufak bir ses işitildi. Tabanca iki parçaya ayrıldı. Sigara kutusu meydana çıkmıştı. Fakat içinde sigara yoktu. Dal hayretle bağırdı. Sumers başını uzattı ve ağzı açık kaldı. Koverlih, karısı Brina, hep şaşkı- na dönmüşlerdi. Madam Koverlih haykırdı: — Broşüm! Broş releğikik içinde idi. Dal mücevheri bulunduğu yerden çi- kardı. Gülüyordu. Sonra onu al - dığı yere bıraktı. Sumers tepesinden vurulmuşa dönmüştü. Bacakları, vücudünün altında titriyordu. Dal tabancayı kapayarak ilâ- ve etti: — Polis gelene (okadar bunu Dava Takip Rehberi Satış merkezi: İstanbul, CİHAN KITAPHANESİ Fiyatı her yer için mücelled olarak 1 50 kuruştur. Avukat Bay Şükrü'nün tetebbüat ve taharriyatı kanuniye neti cesi vücude — getirdiği Ceza Müruru zamanlarına aid Dava miyemizde Jarın iadesi, affı umumi ve aff; hususi elzem olan kanun hülâsalarile maddele ri ayrr ayrı sera itibarile yazılmıştır. İKİ MEMUR Büylik bir milessesenin mübasebesinde çalışmak üzere şimdilik elli hira maaşlı iki mubasibe ihtiyaç vardır. Ticaret mektebinden mezun olanlarla lisan bilenler tercih edilecektir. Talipi erin muhtasar tercümcei halleri bonser- Yislerinin bir suretile birlikte (A, A. mer'iyülicra bulunan kan unu medeni, borçlar, usul muhakemeleri, yeni İcra ve İflâs, ceza usulü muhakemeleri, ve Türk ceza kanunlarında yazılı müruruzaman, müddet, mühlet, batıl, ihtar, ihbar, sakıt haklar, cezayinakdi, hapis, tedbiri ihtiyati, itiraz, temyiz, iadei muhakeme, ve gikâyete bağ dav alarla, cezaların tecili, memnu hak miresine göndermeleri, 6 Nakleden: M. F: burada bırakalım. Vaziyeti oldu- ğu gibi görsünler. Hadi dostum, sizin söyliyeceğiniz bir £ şey var mı? z Sumers ne söyleyeceğini bilmi- yordu. Sanki dili tutulmuştu. Brina atıldı: İ — Zaten bu adamın Fantoma - Hırsız olduğu benim içime doğmuş- tu... Dal düşünceli bir kızı tasdik etti: — Evet, şimdi inandım ki hakkı. nız var. Dalgın bir vaziyette tabancayı al dı. Cebine soktu, fakat derhal in- tikal etmişti; bunu yapmak doğru olamazdı. Tekrar çıkardı. Ve bir e- tajerin üzerine koydu ve Sumerse hitaben dedi ki: — Şimdi söyleyin bakalım. Siz hakikaten Fantoma - Hırsız mısr- | nız yoksa değil misiniz ? Sumers artık alaya başlamıştı: | o — Evet, diyordu, bu kadar vesa- İ ikteri sonra muhakkak ki ben oy- um. Gözleri parıl parıl yanıyordu. Bu | gözlere bakan, intikamın çok fena bir şekilde alınacağını anlardı. Dal; | — Bakın bakın, dedi, Üstelik i- tiraf ediyor. Bu dalaverelere bizim karnımız tok! Güya alay ediyor. Biz alay edeede hakikati itiraf e- den ne caniler, ne katiller ne müc- rimler gördük. Dal sanki düşüncelerini toparla- mak ister gibi odada (dolaşmağa başladı. Bir saniye kapınm önünde durdu ve çenesini sıvazladı. Bu müddet zarfında bir eli çabuk ve İ gizli bir hareket yapmıştı, o sonra tekrar ötekilerin yanma geldi. Kül rengi gözleri birdenbire parlayıver- mişti; Koverlih'e dönerek dedi ki: — Dostum Sumers, Fantoma < Hırsızı yakalasa idi (sevincinden ölürdü; kendisine bir telefon etse- niz, Kendisine söyleyin ki burada bir adam yakala lık. Eğer . isticvap İ ederse çok memnun kalacaktır. İs- | tersenz benim tarafımdan da söyle- yiniz ve bu yakalanan adamın Fan olmasından endişe ei- tavırla genç cesi karısında hayretten dona kal- mıştır, Dal Brina'ya gene kimsenin gör- meyeceği bir göz işrareti yaptı. Ev- ibi masanın başına doğru ilerle- di. Elini telefona attı, sonra vazge- gerek ded — Daha iyisi gidip içerden tele- fon edeyim. Sumers kapı kapanana kadar o- nu gözlerile takip etmişti. . Sonra heyecanından tükenmiş bir vaziyet- te koltuğun üzerine yıkıldı kaldı. Dal'ın gözleri kapının yanında bir sehpa üzerinde bul 'nan bir vazo ya ilişmişti bu gayet güzel bir şey- di. Hiç şüphesiz çok paraya alınmış tı, Genç adam geri döndüğü zaman Brinanın istifhmkâr (o bakışlarile karşılaşmıştı: Hafif bir ses işitildi. Dal geri döndü ve madam raki in kapı- ya baktığını gördü; bu esnada ga- şahit olmuştu. Brina da bunu gördü ve hayret- ten dona kaldı. Yalnız içi intikam ateşile yanıp tutuşan Sumers bir $e- yin farkında değildi. —Bitmedi — Ankars Caddesi, No. 64: (Hukuk ve mehakimi umu - ticaret, hukuk Takib — Rehberi) iptal, ilân, iye aid olup her alâkadaranca bilinmesi ARANIYOR ) rümezile İstanbul 176 posta kutusu (1393) MLLILCE ALARA 0 TKINCİKANU Harılharıldurmadan,niçin ve kimin için gülerler?. Türk, Rum, Ermeni, Fransız, Aiman Yahudi, Italyan nasıl gülerler?.. Hele tiyatroda katıla katıla gülen şu adamın gülüşüne ne dersiniz ? Bir ay kadar oluyor. Şehir Tiyatre- sunda Hamlet oynanıyordu. Hamlet, ba- basının hayaleti ile konuşurken orta kat localarımın birinden, müthiş bir kahka- ha koptu. Kahn sesli bir erkek bütün tiyatirodakilcre işittirecek bir sösle, katı- iacek gibi gülüyordu. Bu yersiz kahkaha, tiyatro salonu - inde bir yaz gecesi kopan beklen- bir karakış fırtınası tesirini yaptı. Gözler, hep birden, kahkahayı savuran zatın Karasına dikilmişti. Bu adam aa güldürücü bir hikâye okuduğumuz, boş- sohbet bir arkadaşla lafa daldığımız o - lur, Fakat bu arada, bizde gülmek isteği uyandıran şeylerin çoğu ipe sapa gel - inez şeylerdir. Bir takım typler biliriz ki; gülmek iin onları uzaktan görmek kâfi gelir. Naşidin oyunundan çok, kendisine, kendisine de değil, bakışlarına vi na, mimiklerine güleriz. Bazı kimseler Harold Lloyd'u beyaz perdede görür görmez kahkahayı salı - verirler, Tuhaf değil mi, ben de bu â - İ İ | dnmü hiç güldürüc | İ | bir gün bile güldüğü Çocukluğumuz | MM İ| ierdik. Şimdi, ü | zardan çılsn kolay güldüre- | mez. Gülmek, gülebilmek biraz da çağ İ işidir. Gençler gülmek için vesile arar- lar. İ| Yaş aritıkça, gülümseme de gülme - nin yerini alır, Git gide bu gülümseme de kaybolur. Ihtiyarların gülümseyişini, is yüz derilerinin hafifçe buruşmasmdan anlarız. Bana merak olan bir şey vardır: — Acaba neremizle güleriz? Dudak- larımızla mı, yanaklarımızla mı, dişleri» mizle mi? * Her adamın kendine göre, bir gülüşü veli” “İzi | olduğu muhakkak. Ni | Kimi küçük dili görünecek kadar ağzı- İ İm açarak, kimi de görünmesin diye elile İ | kapayarak güler. Gülerken kimi yalnız . İ | kaşının ucunu, kimi yalnız burnununu- ; .cunu oynatır. Gülüşü tatlı olan kimseler, bol bol, istedikleri | kadar gülebilirler. Fakat çirkin ses çıkaranların gülüşüne tahammül edilmez. Her soyun kendine mahsus bir gülüşü vardır, desek yalan söylemiş olmayız: Türkler dudaklarını kapayarak, yanaklarında gamzeler yapa vak gülerler, Ibgilizler, o Amerikanlar, birini ısmacak gibi güleçler. Fransızlar gülerken şaklayan bir kamçının sesini sikanır, mi bomurdanarak güler, Al ii ba neye gülüyordu? Piyesin seyircilere hafif bir tebessüm uyandıracak sabnele- | ri de vardı, Fakat, Hamlet'in yumruk- | larını sıkarak ölmüş babasının ruhu ile en müthiş bir sile si dair konuştu- ğu sözler hiç te güldürücü değildi. O zaman, kendi kendime: — Biz gerçekten anlaşılmaz mahluk- larız, diye düşündüm, gülünecek şeylere ağlar, ağlanacak şeylere güleriz. Geçen gün de bir Film seyretmeğe git- miştim. “Hint esrarı” adını'taşıyan bu film, sonradan seslendirilmiş, güya türk- sözlü, fakat vakasız, ve silik bir film- Adına aldanarak gelenler içinde ken- dimin de bulunduğuma © canım sıküdı. Filmi istemiye istemiye seyrederken, bak tam, yanıbaşımda biri, kasıklarını tuta- rak, katıla katıla gülüyor. Birisile konuşmuş olsa, onun sözleri. ne gülüyor, diyeceğim. Hayır, koca sıra- da tek başıma oturuyordu. Sağında solun da kimseler yoktu. O — halde bu adam, mutlaka filmde güldürücü bir sahne ya- kalamıştı. Bütün dikkatimi gözlerimde toplayarak filmi seyre koyuldum. Tibet yaylasında bir kervan... Karlar içinde | düşe kalka ilerlemeğe çabalıyor. Bu a. | rada ayağı kayıp, uçurumdan aşağı yu- varlanan hayvanlarvar. Bu (korkunç dağ sahnesinin gülünecek tarafını bulan seyirciye doğrusu, baktim, 'Tam manasile gamsız bir adamdı. E- linde kâğıt, dur /adan bir şeyler çiğ- siyor ve çiğnemekten yorulduğu zaman | da fıkır fıkır gülüyordu. Eğriye doğruya gülmek huyu, bazı bayanlarımızda da var. İlki kişi bir ara- ya geldi mi, hemen bir gülüşmedir baş- lar. Fakat neye güldüklerini onlar da bilmezler, Kulak kulağa verip, bazan saatlarca zün derileri kâh gerilir, (kâh buruşur. gülüştükleri olur, Soracak olsanız kes- Bundan başka, ellerimiz, ayak- tirme cevap verirler; larımız, hattâ göbeğimiz. sallanır. — Hatırımıza bir şey geldi de ona gü | |, Gülmek; löyoruz. | bi, mâni olması elimizde olmayan şey- İsrar ederseniz anlatırlar; Yerden hür, Zorla gülünemez. Bir — Bizim filinca baş İŞ re de gülmeğe başladıktan sonra; insan Femen emer ak tenteleri kolay kolay İzendini tutamaz. Hahhahah... Sus kız... Vallahi katılaca- , Biz, ötedenberi gülmeği sevenlerde- dam, O me bina“ öylki.. Rank desen ren miz. Güleryüzlü olmak, başlıca meziyet- ge benzemez. Biçim desen biçime ben- Pa zemez. Ya kollarmdaki o yeşil garnitür. | & Sokakta güle güle giden bir insanın ler. Kah kah kah... ye dar ile cm hiç düşme. Bana öyle gelir İli: bir bluz ne kadar | den, dostlarımızı tuhaf yapılmış olursa olsun, insanı gül- Güle diye uğurlarız. düremez. Ama, bunu bir de bayanları - O halde ben de gülme bahsini bitirir- muza ek, hepimiz için bir | ken kücük bir dilekte bulunayım ihtiyaç... Arada bu ihtiyacı gidermek i- — Tanrı hepimizi güldürsün!.. çin neşeli bir oyun seyrettiğimiz, tuhaf, Salâhaddin GUNGOR İstanbul Limanı Sahil Sıhhiye Merkezi Baştabipliğinden: Ankara Motörünün tamiri ne açık eksiltmede şartlarını yerlerine getirecek istekli çık madığından aynı şartlarla pa - zarlık yapılacaktır. A — Tahmin bedeli 2125 liradır. B — Şartnameler Merkezi miz Levazımından bedelsiz a- ir, C — Pazarlık 4 Şubat 935 Pazartesi günü 14 de Galatada | Kara Mustafa Paşa sokağında merkez dairesinde yapılacaktır. D — Açık pazarlık olacak tır. E — Muvakkat teminat o 160lliradır. F — İsteklilerden benzin motörü ve gemi tamiri işlerinin ehli olduğu hakkında Ticaret Odasından bu davet tarihinden sonra alınmış bir vesika aranı lacaktır. G — Pazarlığa girecek ola nların peyler sürülmeğe başla- dığı dakikaya kadar muvakka * teminatlarını yatırmış olma- ları şarttır. (378) l se Güzel yazı rmmüsabakaırnıızZ haftalık dahili ve harici vakayii takip ediniz en şayanı dikkat bulduğunuz hadise hakkında bir yazı yazıp bize gönderiniz. En güzel yazılmış makalenin sahibine: 5 lira İkinci gelen makalenin sahibine: 2.5 lira : Hakkı telif verilecektir. 5 Bu musabakaya yalnız liseler, yüksek mektep ' talebeleri iştirak edebilirler. Yazıların gazete yazısıyla azami * 75 ve asgari satır olması, kâğıdın bir tarafına yazılmış bulunması lâzımdır. ER Bir Bu yazılar cuma günü akşamına kadar elimize geçecek tarzda postaya verilmelidir. d Geçen müsabakayı kazananlar (o © Güzel yazı müsabakasında biri ncil (Avusturya meselesi) ser * © levhalı yazı ile Galatasaray'dan Faruk, ikinciliği (Halkın olgunlur ğu) serlevhalı R. Özelli kazanmışlardır. yazı ile Yüksek Mühendis okulası talebesinden 5. © Kendilerinin hüviyet varakalar ile idaremize o müracaat ederek mühâfatlarını almalarını rica ederi Z. i AVUSTURYA MESELESİ Orta Avrupanın en karışık ve en korkunç meveleğiğinden biri Avustur- yanın akibetidir. Büyük o barbin dört yanmdan makasladığı bu küçük devlet bütün Avrupa sıyasasmın mihveri ve yeğine mevzuu olarak kalmıştır. Avasturyanın bu mühim volü Oy- namasının sebebi nedir? Orta Avrupa- nn vaziyetinde ve binaenaleyli Avrupa ve acun harişında büyük bir ömül olan Avusturya maslesef çok kuvvetli bir devlet olduğu için değil, belki zafından dolayı bütün siyasal muhaverelere mâ- ya hizmetini görmekledir. Malümdur ki Avusturya Almandır. Tamamen Alman harsile & meşbudur. Ve Almanyadaki national - sosyalisme bütün bu mıntakayı pancermanism ce- reyanı içinde yutmak istiyor. Almanya büyük bir imparatorluk kurmak istiyor, ve Veriay muahedesinin sncsk bu su- retle intikamını alacağına kani bulunu- yor. Halbuki Almanyanın bu kadar geniş- lemesi, Avrupanın bütün kuvvetli dev. | etlerini korkutmaktadır. Fransız dış iğ leri bakanı Bay Lavalin Romada Orta Avrupa antlaşması hakkında hazırladı. İs proje, Avusturyanım istiklâlini tanı- ması, İtalyanın bunu bir çok fırsatlara teyit etmesi, Avusturyanın bütünlüğün den ve kendi başma buyrukluğundan ziyade Almanyanın © genişlememesine matuftur, İtalya hiç bir zaman (o kuvvetli ve kudretli bir Almanyanın kendi hudut- lara kadar yaklaşmasını arzu edemez. Onun için ber hangi bir antlaşış teşeb- büsü dalma bu devletin müdahalesile karşılaşacaktır. Diğer taraftan Fransa da ayni vazi- yettedir. Almanyanın silâhsızlarması 2, ve,bir gök ookari kapılar. Bifa alınmasını temin eden Fransa, Avustur- iltihakından sonra cağını ve ona bütün Avrupada çok bü- yük bir kuvvet temin edeceğini pekâlâ biliyor. Onun içindir ki Fransa sıyasa- ta daima müstakil bir Avusturya merke. nın en büyük emellerinden biri siz Avusturyanın bütünlüğü le hazırlamışsa bunun Küçük antlaşmaya dahil olan devletler hiç bir zaman kuvvetli bir tali. edecek vaziyette değildilde İncaristana gelince, Avusturya arasmda en siki ökmen | münasebetler mevcuttur. Ve hayli bir müddet evvel Romada per İ nan protokoller, Avusturyanın isteksir” | lini tanımakla Macaristana da büyük. bir nefes aldırmıştır. l Diğer taraftan, müteveffa Barthos” zl 1 l l etmesi temin olunmuştur. Ayrıca Fran sız bükümeti Sovyet Rusya ile bir an; laşma yapmış ve her © hangi bir bab © vükuu takdirinde bu devletin, parts | ve askerce, munvenetini temin etmiş * ür. Balkan antlaşmasına dahil olan di? lerin ve hele hudutları telerar gözden geçirilmesine ve sanırların deği; muarızdırlar. Sıyasal tabirle revisiö-. niste olarak kalan devletler (arasmda | şimdilik aşağı yukarı yalnız. . tanla Aknanya ve Macaristan vardır. Halbuki Macaristan i halde yal- nız kendi istiklâlini ve emniyetini dü“ şünmekte ve Triyanon o muahedesinia imkân dahilinde olmadığını bildirmek” ak De ea ee ei bale sittir, i O halde Avrupanm vaziyeti ne © luyor? Avusturyanm istiklâli balemnm- dan, küçük antlaşma, Balkan omisaki | ME eee e ee a, Macaristan, Sovyet o Rusya, vE | kal Labialmm pak Bilir ee Gİ fında birleşmiş görünüyorlar, g Bay Lavalin Roma seyahati esna (| sında hazırlanan Orta Avrupa antlaş” ması projesi bu itibarla çok mühimdir.' | Şimdi bu nokta etrafında bir de Ingik | terenin fikrini almak kalıyor. Görülüyor ki, Fransa eğer zemini bakıkanda son sözü HALKIN OLGUNLUĞU Bu yedilin (hafta) içine sığan o- seçme yüz. de 87 sinin katıldığı bu oluşun C. H. F, nin kazanışı bir de bakımından ayrıca eri vardır. kaman altı okla görtendi e anil İla e rm per kurunda başarabilecek yol ol. olacağına inanmıştır. v abe m mi tir. Tek fırka ile çevrilen ilerde b fırkalarm yükümleri | (vazifeleri) bir“ i ii Emtia ve Yol Eşyası Avropa A. SİGORTA KUMPANYASI MECLİSİ İDARESİNDEN: , Şirket / hissedarlarınm 27 Kânunuevvel 934 toplantısmda (şirketin hali karar verilmiş olduğu bildirilir. Binaenaleyh şirketin tarihli fev- tasfiyeye konmasına alacaklılarının baklarını berayı isbat nihayet bir sene zarfında Galata'da Büyük Tü: nel hnında (Hali Tasfiyede Emtia ve Yol Eşyası Avrupa Anonim Si" görta Kumpanyasma) müracaat eylemeleri lüzumu Ticaret 444 ncü maddesine tevfikan ilân ounur. A Dİ lll lke en mma küsme İİİ Mİ irene Fen Fakültesi Dekanlığından: | Bir Makiniste ihtiyaç vardır. Tornacılık, Tesviyecilik, Fe (189) e rezecilik bilen ve tecrübesi olanların imtihanlar yani üzere Fen Fakültesine müracaatları, (340) li

Bu sayıdan diğer sayfalar: