9 Ağustos 1987 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 15

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BASIN / BABIALİ'Yİ KARIŞTIRAN FOTOĞRAFLAR PKK fotoğraflarının kayncıgını bulduk Hürriyet gazetesırlıde yayınlanan, MİT tarafından iletildiği ileri sür p yalanlanan ünlü PKK militanı fotoğrafları, Güneydoğu bölgemizde hemen her stüdyoda bulunuyor, elden ele dolaşıyor... € ÖB abo, sizin bu İstanbul ga- zetecilerinin dünyadan ha- beri yoktur vallah... O resimler var ya, bizim burada bebelerin elinde dolaşır!”” Nokta muhabirinin hayretten açılan gözleri önünde, Güneydoğu Anadolu'nun il merkezinde rasgele girdiği bir fotoğrafçı, o “ünlü” fo- toğrafları çıkarıp masanın üzerine atıveriyordu... Söz konusu resim- ler, 13 Temmuz günü Hürriyet'in birinci sayfasında yayınlanan ve büyük gürültü ve tartışmalar kopa- ran PKK'cı görüntülerinden başka- sı değildi! İşin “evveliyatı'”'. Hürriyet gaze- tesi, 13 Temmuz sayısında PKK mi- 13 Temmuz tarihli Hürriyet'te yayınlanan bu fotoğraflar DÜYÜI tartışmalara yol açtr 28 NOKTA 9 AĞUSTOS 1987 litanlarının dağ başında, çalılıklar arasında, bir kamp sırasında çeşit- li görüntülerini sergilemiş, fotoğ- raflar kamuoyunda büyük ilgi top- lamıştı. Manşet üzerinden verilen iki fotoğrafın gizli PKK kampları na ulaşan gazete muhabiri tarafın: dan çekildiği belirtiliyor, fotoğraf ta görülen bazı kişilerin adları ve- riliyor, ancak muhabirin PKK kamplarına nasıl ulaşabildiği belir tilmiyordu. Bu “atlatma”' haberin Babıali' de yarattığı hayranlık, şaşkınlık ve biraz da burukluk, ertesi gün Mil liyet'te yayınlanan bir başka haber- le değişik bir boyut kazanacaktı. Milliyet, söz konusu fotoğraflarda görülen kişilerden Ahdulk.ıdır Yaz— gan'ın ikiyıldır Adana Cı 'nde yaun.ıkla olduğunu, Veysi Kılıç ın ise gene iki ay önce bir çatışmada öldürüldüğünü hatırlatıyordu. Fo- toğrafta görülen diğer bir militan, Ramazan Candan ise bir buçuk ay önce güvenlik kuvvetlerine teslim olmuştu. Tam da bu sırada Başbakan Özal devreye girecek, Hürriyet'i ölçülü bir dille suçlayıp “Biz devletin gi- remediği yere gireriz demek istiyor- lar, devleti güçsüz göstermek istiyorlar”” diyecekti... Olayın bu aşamasında, kamuo- yunda “bayat haberin taze haber gibi sunulduğu” endişesi uyanmış- tı. Ancak, 20 Temmuz günü Hür- riyet Genel Yayın Müdürü Çetin Emeç'in konuyla ilgili başyazısı bu kez yepyeni boyutlar sergiliyordu. Emeç, fotoğrafların “özel bir kanaldan” kendilerine iletildiğini e sürüyor, O güne kadar yayın- lanmış birçok PKK militanı resmi- nin silik, titrek, üzeri bakla bakla benekli olmasına, bazısının buram buram fotomontaj kokmasına kar- şılık ilk kez bu kadar net durumda ele geçen iki görüntünün, “aslında kendinden kaynaklanan haberleri gazeteler arasında üleştirmeye özen gösteren, ama bu kez ille de Hürri- Güneydoğu'da bir fotoğrafçıdan alınan aynı fotoğraflar. Yalnız siyah beyaz... yet'in işbirliğini isteyen”” bir kay- naktan geldiğini bildiriyordu. Ertesi gün Babıali'de gürültü koptu. Sabah gazetesi, bir zaman- lar baskı sayısında kimin öne geç- tiği konusunda da aralarında küçük bir tartışma çıkmış olan Hürriyet'i MİT'in düpedüz oyuna getirdiğini öne sürüyor, Emeç'in,“fotoğrafları MİT'”ten aldığı halde,sanki bunları kendi muhabirleri çekmiş gibi” sunmasını eleştiriyordu. Emeç, baş- yazısında, MİT içindeki bir kliğin Başbakan Özal'ı yıpratmak için kendilerini kullandığını da ima et- mişti. Emeç, n.ışh.ık.mı eleştire- rek, “Siz bize tecilik dersi ve- receğinize önce istihbarat teşkilatı- nıza hâkim olun” demeye getiriyor- u... Öte yandan Emeç gene de temkinli davranmış, Özal'ın Suri- ye ziyareti günlerine rastlayan olay- da gazetenin dikkatinin kasten baş- ka tarafa çekilerek Başbakan'ın belki de Suriye yönetimine bir me- saj ilettiğini ve kendilerine bir “pis- likten arınma olanağı” tanımak is- tediğini de söz arasında belirtmiş- ti. Hürriyet, bu kez de 23 Temmuz günü, ancak çok çok önemli olay ve konularda tuttuğu bir yolu izle- yip, birinci sayfadan gene manşet üstü bir yazı yayınlayacak, Başba- kanlık bir doğu Anadolu bölgemizde elden ele dolaşan. kolayca bulunabilen “harcıâğlem” şeylerdi! Nitekim Hürriyet muhabiri Nizam Özekin- ci de Cumhuriyet'e yaptığı bir açık- lamada, fotoğrafları kendisinin te- min ederek gazetesinin Diyarbakır temsilcisi Talat Polat kanalıyla ilet- miş olduğunu belirtmiş, ancak kay- nak açıklamaktan kaçınmıştı. Özekinci, ““bu bir sırdır” diyor- du, ama işin pek de sırrı yoktu doğ- Tusu... Rasgele bir fotoğraf stüd- yosunda, fotoğrafçı ile sohbeti bi- Taz koyultunca masanın üzerine dö- külüveren fotoğrafların sır neresin- deydi? Öküzün altında buzağı aramaya, değme casus filmlerine taş çıkarta- cak senaryolar yazmaya hiç mi hiç gerek yoktu oysa. Resimleri cebin- den çıkarıveren fotoğrafçının Nok- ta'ya anlattığına göre iş son derece basitti: Fotoğrafların tek kaynağı, operasyonlarda ele geçirilen PKK militanlarıydı. Gruplar halinde böl- gede dolaşıp eylem üzerine eylem yapan PKK'cılar, yaptıkları işler hakkında üstlerine bilgi verebil- mek, eylemleri belgeleyebilmek ve rapor edebilmek, ayrıca halk ara- sında da propaganda yapabilmek amacıyla sık sık bu tür resimler çe- kiyor, çektiriyorlardı kendi arala- rında... Bu fotoğraflar, yakalanan militanların üzerlerinde çıkıyordu. Fotoğraflar, bazı köy muhtarları, korucular ve o anda ellerinde film banyo etme olanağı bulunamayan güvenlik kuvvetleri tarafından, banyo edilmeleri ve çoğaltılmaları amacıyla yerel stüdyolara teslim ediliyordu... İşte söz konusu “müthiş”” görüntüler, bölgede ha- ber peşinde koşup kaynaşan basın mensupları tarafından bu stüdyo- lardan kapışılıyor, gazete yazı işle- rine gönderiliyordu! Nokta muhabiri stüdyo sahibine “Ben de isterim!”” deyip şöyle bir yanıt alıyordu: “Renkli kalmadı. yazıyı da alıntılayacaktı: Başbakan- lık, fotoğrafların gazeteye MİT ta- rafından verilmiş gaze- Ama siyah-bı isterseniz, hem de militanların isimleriyle birlikte beş dakika içinde hazır!”” Az sonra ver- tenin bunları kendi kaynak ve ola- naklarıyla elde etmiş olduğunu res- men açıklıyor, Hürriyet de konuya getirilen resmi açıklama dolayısıy- la teşekkürlerini bildiriyordu. Bütün bu karşılıklı açıklamalar- dan daha doğal ne olabilirdi ki? Çünkü, Nokta muhabirinin de ra- hatlıkla saptayabildiği gibi, söz ko- nusu ve benzer fotoğraflar, Güney- diği ın, 11 Ağustos 1986 günü ele geçirilen PKK militanı Mustafa Çimen'in üzerinden çıktı- ğını söyleyen fotoğrafçı, bunların çeşitli gazetelerde yayınlananla- rın tıpkısı olduklarına dikkat çe- kiyor, üstelik gazetede yayınlanan- lardan bazı kişilerin “çıkarıldığı nı” ve numaraların kazınarak isim vermekten kaçınıldığını ekliyor- due NOKTA 9 AĞUSTOS 1987 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: