1 Mayıs 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 16

1 Mayıs 1948 tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yoksa tankatcıhgı mı" Bazı koyler:.mızde tari- , katçılık güdenler, Şah İsmail gibi, Sivasta ıdam edilen Pir Sultan Abdal gibi hurafat propagan— dacılarının tesiri altında- bulımdugunu Millt F- ğitim Bakanhgı bilmiyor mu?, Bu eser, onların 'ekmegme yağ suımıyecek mi?, ; Esere, başka bir noktadan 'da göz gezdne- . uha'ru aslı olmıyan bir takım hikâye- * leri de eserine” “almıştir. Lâik/ Egıtı.m Bakanhgı —yırmmcı asnda Türk cocuklarma neler telkin ediyor... Saşılacak sey' Bugun bütün. ası]sız nvayetler “uydurma hıkayeleı üzerinde derin il- f tetkikler yapıJmış, aslı faslı olmadı- mi ve dini OBi uyduıma şeyler bulundudu tahakkuk etmıs-' tir. Koşa koşa, yangından mal kaçırırcasına bu. “eseri hazulayanlaı bu hikâyeleri şuradan - bu - radan, gelışı güzel, aktarma edeıken hiç olmaz— sa ıhtısas sahiplerinden sorsalar, ne olurdü?. Rahip Bahira hikâyesini, henuz ilmihalini öğrenmağe baslayan. gocuğa anlatmakta ne mâna' var?. Bakınız, muhaırır bu masah nasıl tasvir ” ediyo: knndu , gayet dındar bır keşıs Vi rmış Coıcıs, üzaktan ker— yanı gormu'ş Kervan üzerinde-bir bul da geldi- ç tmiş. Kervan gelip karşıdakı ağacın altına onunca, bulut da gehmş', 'osağacın ustun e kalmıs. yeşerm.ışn (Sahıfe 3).. ubarrir; bu hikâye hakkmda islâm uîema— sının tetkikâlinı hiç görmemişler, okumamışlar . mı? Burivayet sahih değildir. Onu rıvayet eden kaynaklarm kâffesi muıse]dıı Âni arada vası ta olan zat mechuldur Rivayetler mınde hüdi - seyi gören, hachsenm vuküüna şahit olan bır kimse yoktur. Büyük 1slam uleması tahkik ne - ticesinde bu- hâdisenin aslı olmadığını.meydana koymuşlard]ı Milit - üğitim Bal—.anhdı namına 'yazılan bn eserde, böyle ach öolmuyan bir hikâ- yenin ne yerTi V ar?: Sinra, bu eserde Kus ibni Sâide' 'nin * nutku da nakıl ve: bununla ihticac edıhyoı S.40). Görülüyor 'ki, ne eseri yazanlaı ne de Mı!lı Eğitim Bakanlıgındakı bu telif ve nesııyat işi : ile alâkadar olanların hiç birisi bu hususta ih- tisas sahibi değildir. Efendiler!. Bütün bu nu- tuk uydurmadan başka bir şye değildir. Bunun bütün râvileri gayrı inutemet, hattâ yalancı in- sanlardır. Emeviler zamanında şiir ve nesir par- gaları uydur arak cahiliyet zamanına atxetmek gmoda olmuştu. Bu tâsniatta bulunarîaı bunlar- hurafeleri nazari dikkate “hammedin bütün akaidini ve beyaân üslübunu yorlar. Fakat edebiyat mütehassısları ve rivayet “dana koymuslardır T- Goıuluyoı ki, bu eseı ya]_mz dmı noktadan , tarih, İisan, bahıslerın tertip ve yazılışı, : ı.—,—ş j la.rından/da “uzun uzadıya: tenikit ve tahlile muh- tactır Mit Eğitim Bakanlığı yaptığı buyuk ha- ta ve gafletı dethal tamir ile' mükelleftir. Ba - f kanlık bunu kendi isteğile yapmazsa, : ondan he- | şap sormak salâhiyetini haiz olanlar yaptırmalı- İX yanet Riyasetinin müştereken sececeklerı ilmi Xbır heyet, bir komisyön tegkıl ile bu eseri tetkik 'ettirmek, özel dershanelerde bu eserin okumna— sında mahzur olup. olmadıgına, eserde yan]ıslar, yor ((Ebıı Talib torunu ile Şam vılayetmde bir kuçuk “Tunmadığına dair veri eceklerı rapoı üzerine bir karar vermektir. Diğer taraftan gazeteleı ahmler, muallim- “,yette kalsaydı, hehımıyet verilmiyebilirdi. Yan Jışları ortâya koymakla iktifa edilirdi. Fakat Ü- zeriride resmi bir damğa olmak ıtıbauyle yesmi * — makamlaıı alakadar eden hbir mahiyettedir. Yir- minci asır da.kuıunuvusta metod]le cocuk kita- bi yazılam bir eseri din mekteplerinde okutturamaz. Bu, ilimle istihzadır. Bu işi arzettiğim gibi ancak. teşkil olunacak resmi bir heyeti ilmiye halleder. Bu hususta Diyanet Riyasetini de va- zileye davet eder, eserin İlmi ve dini mahiyeti * hakkında müslümanlara resmi bir beyanatta bu- Iunınasm_ı Lemepıjı eğerım M Nacı Sm açlar 'la ıslamıyete hızmet ettıkleruıı zannedıyorlar 'Halbuki Avrupalr muharrirler, *bu uydurma alarak Hazretı Mu- “eahiliyet Aaraplarından istiare ettıgını söylü-. - o dir. Yapılacak sey Mili Fğitim Bakanhgı jle Di- , - hurafeler ve tarıkatçıl_k akideleri bulünup bu-, gi noktai na- - Mith Bi “yihi, ılı—m hsam yanhşlarla, tarîkatcıhk akidele- Tile, hurafelerle, âslı olmıyan hikâyelerle dolu:” 'Kuvvet hıcbır zaman bir Şeyi hak ve adalet olduğu, ıçm kabul etmez. Bılakıs kendi gibi bir kuvvetin- muka vemetini ister ve bu * kuvveatle çarpışınca onun. bütün ıstokleıım kabul ed Y, GKLNĞ — sacsammelmekamemem : Istıbdatld mücadelede mutlaka hak ve huı—. riyet kazanır, mutlaka istibdat münhezim olur. ” fenni erbabı, bunların- uyduıma olduğunu mey- . Sz anı ılmı metod, tarı.katcı]ık hurafecilik nokta—A B

Bu sayıdan diğer sayfalar: