28 Kasım 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

28 Kasım 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1737 - 52 A basili »ne maruz kalmaksızın muvafık şerait da- hilinde, kanunlar himayesi altında büyür. Bu yolda iyi neticeler almak ancak Çocuğun her vakit bir tibbi nezaret altında bulundurulması ve iyi saf, aseptik (muakkam) bir sütle emzirilmesi sayesindedir. Hazımda küçük bir teşevvüş derakap ziyaretci bir hastabakıcı marifetiyle görülmekte ve hemen küçük Jiasta bir perhis ve tedavi altına alinmaktadır. Ondan başka böyle bir verem ocağında dünyaya gelen çocuklarda hastalığın yerleşmesine mâni olmak için çok muvafık teşkilat ve tesisat imeydana getirilmiş ve < Profösör Kalmetin aşısı » tatbik ve mevZuü olunmakta bulunmuştur. Metrük ve her türlü servetü varidattan mah- rum biçare valideleri kabul ile çocuklarını bizzat emzirmelerini temin için ayrıca cemiyetler, müessiseler meydana getirilmiştir. Avrupada harp zamanında ve harbı müteaki- ben bir çok şehir ve kasabalarda mühtelif nımlarla hayir müessiseleri meydana. getirilerek bir çok İçtimai hizmetlerde bulunulmuştur. Çocuk ölümüne karşı mücadelede en mühim tedbir ve vasıta çocuğu annesinden ayırmamak üzere mua- veneti temindir. Eksik doğan veya anadan doğma zayıf bulunan çocuklar büyük bir ihtimam, ziyade bir dikkatile kurtarılabilirler, yaşatılabilirler. Böyle bir çocuğun kurtarılabilmesi annesi için, he- kim ve hasta bakıcı için ne kadar bir gururu muciptir.! Doğdukları zaman natamam ve çok defa ölüme mahküm olan bu çocuklar ilerde pek tabii adamlar sırasına geçebilir ve hatta bazen büyük bir deha olabilirler. Victor Hugo — (Viktor Hügo) doğduğu za- man 1500 gram sıkletinde imiş; annesinin daimi tekayyüdü sayesinde yaşamış, vatanına, memleketine bunca hizmetten, büyük ve sürekli bir cehtü sora 83 yaşında vefat etmiştir. gayretten Hulâsa Vaktinde doğan bir çocuk vasati 3 kilo geldiği halde, 8 aylık eksik: 2150, 7 aylık: 1700, 61/, aylık: 1500, 6 aylık: 1000 ağırlı gındadır. — Bir çok anneler, hasta oldukları zaman etibbaya mü- raccat etmek allik ihmallerinden dolayı vakitsiz doğurmakta- dırlar. — Çok a bir zayiflden başka 'bir şey olmayan eksik çocuk baalalindiği zaman; tabii olan bir çocuktan daha çok nazik, daha tehlikeli bir vaziyete maru eğe daha müte- mayil ve hekimin daha taçdir. — « Doğumdan evvel (Prenatal) muayenehaneler de» tabip, müstakbel valideyi muayene eder ve nezareti altında bulundurur. — Böyle bir anne «Strauss» kanununa tevfikan çocuğun doğmasından evvel ve sonra rahat edebilir ve etmelidir. — Müteverrim anneler- den doğan ma (sirayetten korumak için) ayırmak üzere tejş- kilat ve tesisat meydana * getirilmiş ve bu nevi çocuklar e ve hastabakıcının Gi altına verilmiştir. — Met muhtaç annelerin hemen hiç bir şeyden malırum, meyus, e Sa ie Keler. ni büyütmek için valide mel- üesseseler “meydana getirilmiştir. — Kadın sütü ile Ti eksik bir çocuk ölüme iratikümdur. Dr. Besim Ömer UYANIŞ uzdur ziyade ezer altında beşlenmeğe muh- , Maceralı hikâye: BEYAZ ELLİ Başı Geçen nüshada — Sözüne devani ederek ; — İçine bir yabâncının girmesi yan hususi dairemde bulunuyordum. takip ediniz de size burasını gezdireyim.. Kapıya doğruldu. Sola döndü. Duvara yaklaşarak, pek kolay olmi- Lütfen beni tuglaların kertikleri arasında sizli duran küçük, be- yzi bir düğmenin hizasına geldi. Çimento zemin murabba şekillere dilinmişti. Bu murabbaların ölçü- sü bildiğimiz kaldırım taşlarından tahminen üç defa daha büyüktü. Arap, düğmeyi çevirince yakın murabba satıh patırdısızca açılıverdi.. çıkan menfez, aşağıya doğru inen bir yol veriyordu. Remington'un açılan kapaktan doğru aşağıya baktığını gören zebell anlatmıya koyuldu: — Görüyorsunuz ya efendiler, bu hususi metha- lin tertibatı gayet mükemmeldir. Çünkü biç patırdı çıkarmaz.Ben içerdeyken sizin geldiğinizi duydum. Siz Şu köşedeki demir parmaklığı tetkikle meşgulken ben, habersizce ardınızdan dolaşarak kapıyı üstünüze kapa dım.İşte o zaman sizin hayretiniz büsbütün arttı, Biraz Şimdi hususi daireme kadar beni lütfen takip buyurursanız, derece memnun olurum. Orada uzun boylu biliriz de.. Bu teklif ne vardı ki? z Blekerle benim bütün ümidimiz Remineton'da idi. Onun sür'ati karar sahibi olduğunu. biliyorduk, kendi kendimize : Nerede ise bu işe diye ümitleniyorduk. Halbuki ne gezer ?., gibi şaşırmış kalmıştı. bin kapıya saldırdı. Açılmadığını görünce nevmit bir hal- de köşeye büzüldü. Her halde arabi tepelemek için silâhtan mahrum bulunduğumuzu hatırlamış olmalıdı, Arap, fütursuz bir edâ ile gülerek: Etindiler, dedi. Böyle inatçılık edeceğinize beni takip etseniz, daha iyi etmiş olursunuz. Çünkü keyfim istemedikçe (sizin (buradan bir adım atmamz ihtimali yoktur. Düşünün ki şu kapının her hângi bir yerinde, sizi teklifsizce içeri almak ve kolay kolay dışarı bırakmamak için hususi tertibat duvara en Meydana taş merdivene sonra da bildiğiniz gibi tanışmış olduk. son göriüşe- Wlimizde karşısında ne yapabilirdik ? bir. çare bulur, O da bizim Yalnız, &on ümit olarak dışanıya vardır. Eğer güzellikle gelmiyecek olursanız sizi cebren götürmeğe mecbur olacağım; Rica ederim, beni nezaketsizce muameleye mecbur etmeyiniz ! Lafmı bitirir bitirmez ceketini açtı, kemere asılı iri, otomatik bir tabancanın, her türlü arzusunu yerine getirmeğe muheyya bir halde;bnlunduğunu dehgsetle gördük ! Bizim korkumuzu gören arap: Korkmayınız efendiler,. değilim. Sizi emelime rametmek için daha pek çok vasıtalarım var. Emin olun ki pek kolayen hakkınız- dan gelebilirim ! dedi. Doğrusu da buydu. Belindeki arabın silâha müracaat edecek Fransizca dan nâkili; Hâmit Refik — Devamı gelecek nushada — EŞYA ya

Bu sayıdan diğer sayfalar: