18 Nisan 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

18 Nisan 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

186 SERVETİFÜNUN No. 1853— 168 - Dağ Be iz şiir : ararat aş ai ğa peta Gözlerin arkasında —İ....-—a Yüreğimi gömmüştüm daha çok derinlere Kırk büyük anahtarın açtığı kapılardan .. Hislerim veda etti onu gömdüğüm yere; Bir örümcek ağ ördü bu kapıya yıllardan., 5 Kalbi boş bir adamın manasız hissizliği Benliğimi doldurdu bir neşe kaynağile.. En hırslı kadınların aç merhametsizliği Döndü bu kapılardan bir örümcek ağile.. » Ebedi bir sır gibi içimde gizli kalbim... Korktum, bir sevgi onu, birgün kapacak, diye.. Düşündüm : kirk kapıdan geçerek alacak, kim?. Korku içime girdi, yılları yiye yiye... 5 .... Sen bir korku şeklinde içimdesin güzel kız; Casus gibi takmışsın korkunun maskesini.. Senelerdir gizlenen kalbimde bugün, yalnız Duyuyorum severek bir genç kızın sesini... 9 Bir utma eteşile hislerim kayuaşıyor, Yıllardan sonra bir gün, bir sevgi hummasında.. İçimin ufukları bir gözle nurlaşıyor: Sanki iki yanar dağ gözlerin arkasında... Reşat Feyzi Düşünüşler Yüksek hayallerin hayatta yeri yoktur, Şüküfe Nihal En fazla acınması lâzım gelen ölü, arkasında ölmeyen eserler bırakandır. Reşat Feyzi G Türkçemiz yeni bir istilâ karşısında mi ?. Kadro mecmuası İçinde Yakup Kadri, Vedat Nedim, Şevket Sü- reyya, Burhan Asaf şa yazıları olan yeni bir mecmua çıktı: Kadro İlk sayısını gördüğümüz bu mecmua hakkında AM muadaki bam yazılar öyle bir tarzda yazıl- mış ii ne demek istenildiği bir türlü anlaşılmıyor. Bu hususu dahg evvelce Vâlâ Nurettin Bey yazdı- ğından dolayı biz burada tekrar edecek değiliz. Bi- zim işaret edeceğimiz başka hususlar var. Mecmuada öyle yazılar var ki frenkçe tabirlerden okunulamaz bir hale gelmiş. Her satırda yeni bir kelimeye tesadüf ediliyor. Meselâ mecmuanın ilk yazısı olan Şevket Süreyya beyin Pesimist makale- ini 6le alalım. Bu üç sahifelik nisbeten küçük y& zda türkçeye yeni bir takım kelimeler getirildiğini görüyöruz: İstrateji, eleman pesimizm, fatalizm, de- jenere, ene, rasyonalist, ekarte, katastrof v. 8. gibi Bunların arasına lisanımıza daha evvelden az gok girmiş olan; enteresan, sübjektif, rejim, enerji, teknik, psikoloji, realite v. 8 gibi kelimeleri dahil etmedik. Zira eğer onlarıda dahil etmiş olsaydık ye- ni bir fransızca lugat yazmış olacaktık. Bu hal yalnız Şevket Süreyya beyin yazılarına mahsus değildir. Mecmuanın hemen bütün yazıla- rında &yni hal göze çarpıyor. Bu satırları belki yazmıyacaktık. Fakat Şevket Süreyya beyin çok târizkârane yazılmış tenkidimsi ikinci bir yazılarını okuyunca mecbur olduk. Şevket Süreyya bey «Aşk ahlâki» nı tetkik ederken diyor ki: «Yeni lisen öğrenen, öğrendiği lisanın perakende kelimelerini lüzumlu lüzumsuz kendi dili içinde kullanmaktan haz duyar» Bn satırları okuyunca gayri ihtiyari Şevket Sü- reyya beyin yazılarını hatırladık. O yazılarını ki hemen her satırında bir ecnebi kelime vardır.. a 9RA AA >» MÜNASE- BETİLE #4 «Türkiye bir inkılâp içindedir.» Evet; siyasi, iç- timai, velhasıl her sahada memleketimizde bir inki- lâp hareketi göze çarpıyor. Bu inkılâpların en mü- himlerinden birisi de şüphesiz lisanda yapılan inkı- lâptır. Bir taraftan güzel türkçe senelerdenberi içine dolmuş arabi, #arisi kelimelerden temizlenirken di- ğer taraftan lisanımızı fransızcanın tesiri altında bi- rakmıyalım. Her şeyden evvel düşünelim ki okuma sını bile daha yeni öğrenen bir halk tabakasına hi- tap ediyoruz. Bu şekli ile türkçe evvelkinden daha okunulamaz, &n amaz bir hale giriyor. Bir Bir müddet sonra biz olmazsak bile çocuklarımız bizim bugün arabi, farisi kelimelere pire ie tasfiye usulünü o vakit fİransızçaya karşı yapaca lardır. Fakat o vakte kadar türk dili namına Dn i kalmamış olacaktır. Onun için bugüu bütün yazıcı arkadaşlara ve münevverlere. — Türkçeye kıymayın diyoruz. Yazıktır. 8.N

Bu sayıdan diğer sayfalar: