11 Mayıs 1933 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

11 Mayıs 1933 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1917—232 vesair umurunu tanzim ediyorlarsa abidelerimizin ve san'at eserlerimizin hüsnü muhafazası hakkındaki masrafa iştirak etmeleri de pek tabii görülür. Maarif Vekâletinin bu bapta teklif edecâği kanun belediye işlerine bir nakisn veremiyeceğinden belediyelerin bunu memnuniyetle karşılıyacaklarında şüphe edile- mez. Çünkü abidatın muhafazası memleketin şerefini arttıracak ecnebi celbine hizmet edecektir. İşte bu sebeplerden dolayı kanunun aynen kabulü lâzımdır. Halil Ethem OSMANLI İMPARATORLUĞU ZAMANINDA KIY- METLİ ABİDELERİN ECNEBİ MEMLEKETLERE NASIL TAŞINDIĞINA BİR BAKIŞ f*J Yalnız tarthçileri değil, bütün dünya irfan öâle- mini bir asra yakın zamandanberi şiddetle Alkadar eden Mezopotamya medeniyeti şüphesig ırki tarihimiz noktasından üzerinde durulmağa en fazla lâyık olan- lardan biridir. 1824 de Musul Fransız Konsolosu Botta, Musulun karşısında Koyuncuk tepesini ve biraz sonra, Koyun- cuk'a yakın Horsabat'ta diğer diğer bir tepeyi kazdır- dı. Buradan bugün Paris'te Louvre müzesinde bu- lunmakta olan insan yüzlü, kanatlı koca boğalar ve nefis kabartmalar çıktı. Botta'nın yerine gelen arkeoloji meraklısı diğer bir diplomat, Konsolos Place, , selefinin hafriyat gayretlerine devam etti; Sargon'un Milâttan evvel sekizinci asırda yapılmış sarayı bu- landu, Taşınabilecek her eser Louvre müzesine yol landı. Böylece Babil ve Asur medeniyeti tarihi Tevrat, Herodot ve Kaldeli Beöruse menkulâtının müphemiyet çerçevesini kırmış oldu. 1846 da, 29 ya- şında genç bir İngiliz âlimi Layard Koyuncuk tepe sinde tekrar hafriyata girişerek asırlardır kumlar ai- tında unutulmuş uyuyan Ninova'yı, muhteşem saray- ları ve Asur Banipalin meşhur kütüphanesi (M. E, VII inci asır) meydana çıkerdı' Bulunan eserler Lon- dra'ya taşındı. Layard sayesinde British Museum o zaman bizim olan toprakların verdiği bu eserlerle dünyanın en zengin Asnriyat müzesi haline geldi. Asuriyat ilminin müessislerinden biri olan Rawlinson ve Smith'in Layart heyetine iltihakı ile hafriyat me- gaisi genişledi. Fresnel (Frenel) ve Oppert tarafından idare edilen bir Fransız heyeti 1851 den 18636 ka- dar süren araştırma neticesinde Babil'in yerini bul- du. Ele geçen eserler Louvre müzesine gitti. Franz diplomatlarından, ozaman Bâsra Konsolo- su, de Sarzec (dö Sarzek) ı Mezopotamya'da meş- hur Tello hairiyatile (1877) heyketraşlık san'stinin en güzel nümunelerini buldu. , Bunlar da Luvuvre mü- zesine taşındı. 19) Birinci Türk Tarih Kongresi zabiti Türk irk ve Medeniyet Tarihine Üsme Bir Bakış. Dr. Reşit Oalip SI. 116-117. SERVETİFÜNUN 383 Kalemin Ucundan Şair İki büyük Fransız romancısım iyice tanı- dıktan sonra şöhret bulan Pierre Löon - Ouint büyük harplen sonra yetişmiş genç muharrirler- dendir. Eserleri birçok lisanlara tercüme edil. mek, on sekiz defa basılmak gibi mazhariyetlere irişen bu genç Fransız muharriri geçen hafta başında İstanbul'a geldi; ve şimdi Ankara'dadır. Pierre çok seyahat etmiş bir muharrirdir. Şimali Avrupa, Orta Avrupa'yı dolaştığı vakit yazdığı seyahat mektupları cidden kıymeti haiz- dir. Bu genç Fransalı hem olgun bir edebiyatçı hem de usta bir gazeteci olduğunu seri halindeki makaleleri ve mektuplariyle ispat eimiştir. Geçen pazartesi günü bu genç muharririn Halkevi'nde verdiği konferansta bulundum. Mev. zu «Bugünkü cemiyetle şairin rolü> idi. Seneler var ki bütün düşünen kafalar ayni mevzu üze- rinde çalışmaktadır. Ne yalan söyliyeyim, Pierre Ldon-Ouint'in konferansını dinledikten sonra dahi kafamın ameliyesine sarih bir istikamet tayin edemedim; yani müspet bir hükümle neti- ceya vasıl olamadım. O da hepimiz gibi ayni şeyi kafasında işlemekle meşgul... Burada konferanaçıyı muaheze etmek iste miyorum. İşaret etmek islediğim nokta mesele- nin hakikaten halli müşkül ve girift olduğudur. Bugünkü şairle onu okuyan arasında bir rabı- ta, bir ahenk, bir tanışıklık yoktur. Şair hitap ettiği zümreyi bilmiyor. Cemiyet sam'atkâra yabancıdır. Bugünkü önsanın o kadar çok işi ve eğlencesi var ki, şairle uğraşmağa vakti yok... Şair muhit ve iklimini tanımadığı içindir ki, ne yapacağını bilmiyor. Onun elbetle bu varlık içinde bir işi vardır. Fakat bu iş nedir?. Bu- günün dinamik hayatı içinde, herkes bu müşkül suale cevap bulmağa çalışıyor. R. E. Gençlerin yeni şiir kiiapları: KIZIL IRMAK - İhsan Nuri DÜNKÜ ÇOBAN - Muharrem Zeki YOSUN - Nâzım Kemal Yeni neşredilen bu küçük şiir kitaplarını okuyu- cularımıza tavsiye ederiz. Gençlerin edebi sahadaki varlıklarını gösteren bu eserlerin üçü de 20 şer kuruş fiatla satılmaktadır

Bu sayıdan diğer sayfalar: