11 Haziran 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

11 Haziran 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

38 sayar OKSUL ve kimsesiz ihtir hil yarların sürekli öksürüğü, bir yanlışlık veya düşün- cesizlik yüzünden küçüklüğünü dört duvar içinde geçirmiye &lış- mış birsürü yavrunun bağırması boş tarlalara yayılmıştı... Şişli yüksek sosyetesinin az gerisine düşen bu yerdeki sürünenlere karşi acı duymamak insan olan- ların elinde değildi. Pürtüklü yollardan sinirlenerek ilerliyen otomobilin bir aralık sarsıntısı kesildi ve homurtusu durdu. Kelli felli bir bay ile bayanı, şoföre beklemesini söyledikten sonra büyük kapıya doğru iler- lediler. Çoktanberi oynama. mışa benziyen menteşeler derin bir?uykudan uyanıyormuş gibi uzun uzun esnediler. Yeni ge- lenler bir kaç ak gömleklinin arasında (direktörün odasına götürüldüler.. Direktör, görgülü bir ada- ma benziyordu. Tanrıdan başka kimsesi olmıyanlara yalnızlığı- nı duyurmamak hüneri onun ağırmış kirpiklerinin çerçivele- diği kara gözlerinde gizliydi. Düzgün sözlerile konuklarını karşıladıktan sonra : — Öyle sanıyorum ki bir çocuk istemiye geldiniz.. dedi. Kadınla erkek »-nasıl da anladı - gibi şaşkın şaşkın bir- birlerinin yüzüne baktılar. Ba- yan ince sesile ; — Evet, Bay direktör, biz şöyle 9-4 yaşlarında eli ayağı düzgün bir erkek çocuk almak istiyoruz. Sonra birden kızaran yüzü dudaklarının rengini almıştı. Sözlerinin arkasını kocası ge- tirdi : — On yıldan beri evliyiz. Çocuk diye ikimiz de can ati- yoruz, Her nedense olmuyor... Bize vermek iyiliğinde buluna- cağınız çocuğa kendi yavrumuz gibi bakmıya söz veriyoruz. SERVETİFÜNUN HİKÂYE KAKAO! “Ne olduğu Belirsiz” den Yazan : M. Hulüsi Dosdoğru Direktör, satın almak iste- diği bir mal gibi süs içinde yüzen bayanı ve bayı uzun uzun süzdükten sonra : — Bu çatı altındaki bütün yavruların temiz bir yuvaya bağlanması yıllardanberi güt- tüğüm biricik dilektir, dedi, fakat buradan bakılmak üzre alınan çocukların sokak ortası- na atıldığını görmek de yer vüzünde eşi bulunmaz bir aci- dır. Ben binbir çeşit derdin bir araya yığılmasile olan bu topluluğun başında otuz yıldan- beri direktör bulunuyorum. İn- sanların türlüsünü gördüm. Bu- radan yetişken çocuklar alıp da bütün güç işleri onlara göste- renlerden tutunuz da, büyücek kızlar isteyip de Mısırda, uzak yerlerde köle diye satanlarını bile gördüm. Hele bunlardan birisini hiç unutamıyacağım. Soğuk kış günlerinden biriydi. Bütün yollar karla örtülmüştü. Saçaklardan sallanan buzların düşmesinden korkarak yollarda herkes ortadan yürüyordu. Pa- yardan geçerken biraz ufak tefek aldım. Yolun bir kiyı- sinda soğuktan moraran ellerini ağzının içerisine sokarak solu- gıyle ısıtmıya çalışan bir küfe- ci cocugu çağırdım. Dizlerinde biriken son güçle yerinden fır- ladı. Koşup elimde bulunanları küfesine yerleştirdi. Eve doğru yal almıştık. Yalnız beni şaşır- No. 2077—392 tacak bir yürüyüşü vardı. İki adımda bir dürup yüzüme ba- kıyor, sonra benim de ona baktığımı görünce utanarak ba» şını öne eğiyordu... Kendi kendime bu çocuk beni bir ta- nıdığına mı benzetti nedir? diye düşünüyordum. Attık eve yaklaşmıştık. Bu zavallı yay- tTünun parasını avucuna goymak istedim. ©Ö mosmor patmak- larını Oyummuştu. Soğuktan kitlenen çenesini zorla açarak ; — Olmaz bay direktör, beni siz büyüttünüz, babam sayılırsınız. Sizden nasıl para alırım, diyebilmişti. Bu acı sözler, yüreğime ze- hirli bir bıçak gibi saplanmış- tı. Mutsuz yavruyu zorla evime alabildim. Sobanın sıcaklığıyle yüzünün rengi geldiğini gör- düğüm zaman: — Adın neidi diye sordum. — Songur! Diyince, çabuk anlamıştım; Daha kırk günlük iken elimi: ze gelen bu yavruyu 8 yaşına dek özenip bezenerek büyüt- müştük. Onun adınıda ben koymuştum. Gözlerimde yığılan yaşı önden saklıyamadım. O ne uslu, ne duygulu bir çocuk- tu; daha çok küçükken bile ko- nuşmalarında büyük bir adamın düşünceleri gizliydi. Direktör, birden durakla- mıştı. Gözleri odanın ortasında- ki halının çiçeklerine takılmış- t. Uzun uzun düşündükten sonra : — Evet 8 yaşında, uslu, güzel olan bu yavruyu birgün bizden isteye dileye ayırdılar. Onun bundan böyle daha eyi bakılacağını düşünerek içten sevinmiştim. Uzun gece bu za- vallı yavra başından geçenleri anlattıkça bütün evcek ağlaştık, durduk. Mutsuz çocuğu elan soysuz insanlar daha ilk günden — Devamı 4p inci sayıfada — çocuğum ?

Bu sayıdan diğer sayfalar: