November 3, 1938 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

November 3, 1938 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 3202—517 UYANIŞ 365 Ağaç. Gece yarısı intizarlarının döktüğü aydınlık Gözlerin ve ağaçların dünyasında seyahat, — İntizar, — ve dallar. Bol bol masal dinlemek ihtiyacı “Orda, nereye baksan, nimet görürsün !,, (Kur'an X.) Yazan : Kadın: — Liman: — Göz, — dudak, İLHAN BERK Balık, — gemi, — toprak! Bir masal ve rüya dünyası gözlerin — Dinleyiş: Bitişi duyuş, Ve kuşlar, Zamanın ötesine bakış! Dalyan. Altın gemilerin kaydığı ayna, Sonra, — Esmer tenli tuzlu kadınlar Azimet!. Tekrar ağ — Balık. — V, Rüzgâr. En uzun intizarlar ve dudakların ıgrarlar, Çıplaklık, — aydınlık, yer > yağmur, —... Düşün Göz, — Kulak, — Eşya, Kafa! Kulak: Yaprak, — Rüzgâr, BI; — Eşya, — dudak, — Kalem! Ve yağmur giirleri, PüŞ, Ve ruhdan ses! — Deniz sularının yorduğu kayalar Ve sularla öpüşen: Dalğakıran? Çeşme başı nöbetleri Sonsuzluğuna doyulmayan zamanlar Mavi bir balkonu düşünüş, — Meçhul günlerinin sadetini hazırlayan halayık, Süleyman, 6 Devam Ediş. , Meşhur altı kulplu şamdan! — Bir tutam saça ve bir alev dudağa uzanan arzular, Düşüncelerimizin yelken açtığı gemiler. Yolculuk... Ve hangi el yavrum, Aralayacak bize kapılarını, Gizli hazlarla dolu cennetlerin, Ve bekleyecek yine hanği arzı mevudu, — Bir maveradan düşünceme uzanan anka! Salkımlar, düşünen albatros Daima kaybedilen Kaos, Halâ uzanan pencereler Rüzgârlardan ve denizden gelen Ve o; Havuza düşen o, yer. laşıyordu. Feliste, bir aralık göz lerini açabilmiş ve papaganı kas- dederek çok hafif bir sesle: — «Nasıl, iyi mif» demişti. Hâleti nez'i başlıyor; git gide faz- lalaşan bir hırıltı içinde, ağzının kenarlarında köpükler görünüyor ve bütün vucudü titriyordu. Dışardan ofikleid'lerin homor- tusu, çocukların saf ve erkeklerin gür sesleri geliyor; bazen her şey İfamlalarla susuyor; çiçeklerin & zalttığı ayak vuruşları, çayır üze- rinde yürüyen bir sürü gürültüsü- nü yapıyordu. Reisi ruhani bahçede görün- müş; Simon anne yuvaılak pen- cereye yetişmek için bir iskemle üzerine çıkmıştı ki, buradan bü- tün bahçeyi görebiliyor; mavi alnı görünen Lulu, güller altında saklı bulunuyordu. Müezzinler, çocuklar bahçenin üç tarafına dizilmişlerdi. Rabib mihraba doğru ilerliyor, herkes diz çöküyor, derin bir süküt baş- lıyordu. Kokulu bir buhar Felisite'nin odasına yükseliyor; burun kanat- larını oynatarak bu havayı dini bir (hassasiyetle (teneffüsediyor, sonra gözlerini kapayarak, dudak- ları tebessüm ediyordu. Kalbinin hareketleri, her defasında daha intizamsız ve gayrı muayyen ola- rak yavaş yavas azalıyor, kurayan bir çeşme, kaybolan bir aksi seda gibi daha hafifliyor; ve son mefe- sini verirken, başının üstünde, ye» rı aralık semalar içinde uçan çok iri bir papagan gördüğünü sani- yordu. SON

Bu sayıdan diğer sayfalar: