9 Şubat 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

9 Şubat 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2216—531 UYANIŞ 185 Şehir Tiyatrosunda : Dostoiyevski Memnuniyetle haber aldık. Şe- hir tiyatrosu yakında, büyük Rus edibi Dostoiyevski'nin en kudretli eserlerinden birini temsil edecek- miş: Aptal. Tahlilin büyük rolü olduğu bu eser, şair Ahmed Mu- hib tarafından, büyük bir dikkat ve itina ile dilimize çevrilmişdir. Ahmed Mnhib, bu tercümesinde eserin bütün ruhunu verebilmiş, teknik tarafını da dikkatle muhs- faza etmişdir. Arkadaşımızı 'Türk- çeye kazandırdığı bu kiymetli ter- cümeden dolayı tebrik etmek iş teriz. “D, grubu sergisi «D» grubu sergisi, bu defa, ge- çen sergilerden çok daha fazla bir alâkayla karşılandı. «D» grubunun birçok kıymetli sanatkârın birlik- de yarattıkları ciddi bir sanat te- zahürü olduğunu, bütün sanatse- verler tasdik ettiler. Bu sanat top- luluğunun başlıca hususiyeti yal nız Elif Neci gibi değeri tahak- kuk etmiş ressamlamn sinesinde barındırabilmesi değil, yeni ve genç ressamlar da, memlekete tanıtmasıdır. «D» grubuna, gelecek yıllar için, daha büyük muvaffakiyetler dileriz, Seneler, bu sanati öldürmedi; yaşattı. Türlü rakslar icat edildi, tatlı bir müzigin âhengi içersinde kanatlanmak, biz insanlar için, bir ibtiyaç oldu. Bugün tiyatronun en yüksek merhalesi olan Opera, iki âhengin karışmasından doğdu; musi- ki ve hareketin. 20inci yüzyılın kadınları içer- sinde yüzbinde biri pgrlemento azâsı, binde biri muhtelif meslekle- rin aahibidirler; fakat, balet kızlarının yekünu, bugün bütün dünyada yüz binleri aşmaktadır. Çünkü balet, hareketin âhenk- leştiği sanattir. Buna, <hareketin ruhu» da, diyebiliriz. Kudret Cemil Kadın ve Çiçek! Kadın ve Çiçek! Birbirine çok yaraşan, belki, birbirini tamamlıyan iki kelime! Niçin mif.. Oh! Bunu sormak bile, abes. Çiçek, şurda burda, her yerde kullanılır. Hattâ, cenazelerde bile. Fakat, itiraf edelim ki, çiçe- gin en yakıştığı yer siyah ve bukleli bir kadın saçıdır Bütün kadın lardan bahseden şairler, onları bazan bulutlar, bazan da çiçekler ara- sında tasavvur etmezler mi f.. Yaşlandığımız zaman, maziyi düşünürken, ömrümüzün yalnız çiçekli günlerini, hatırlarız. Çiçek, hayatımıza, rüyalarımıza karışmış bir süs; hülyalarımızın bittiği ve başladığı yerde, bütün güzel hislerimizi aksettiren bir manâdır. Çiçek, insan hayatında, sembolik bir ifade almış, bir hüviyet ol- muşdur. Kadın ve çiçek! Bütün bunları okuduktan sonra siz de hak vereceksiniz, onlar, hirbirine çok yaraşan iki şeydir. İki süs! Aşağıdaki resimde, çiçekle kadının 4 birbirlerine ne derece kaynaştıklarını gö- ( : a rüyorsunuz. Belki çiçeklerin çok ömürsüz İ ve vefasız olmasına rağmen, çokda pahalı i | i .—. olmasının sebebi budur. A: vi ED e

Bu sayıdan diğer sayfalar: