29 Haziran 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

29 Haziran 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No." 2334—331 çılgın macera hisleri hâkim Ol- muğtu, Arazinin girinti çıkıntılarından saman zaman sıçrayan otomobi- lim rehberimin duraklamasile du- ruyor, hareketile yoluna devam ediyodu, Bütün arzum onun bir kaç dakikalık .olsun durup, be- nimle tekrar konuşmasında idi. Böylece ne kadar gittik bilmeyo- rum?, Çok ârızalı veya ağaçlı yerler- den yolumuzu değiştirerek bir hayli ilerlemiştik. Meçhul ve güzel kadının oto- mobili durmuştu. Arabadan onun İndiğini görünce, ben de kapıyı açarak yanına koştum. Yıldızların beneklediği gök yü- zünde bir şeyler aramyor gibi ol- masına rağmen kendisine yaklaş- tığımı anlamıştı. — Semaya bakın ne güzel de- gil mi? diye fısıldadı, Ben karan- lık geceleri, mehtaba tercih ede- rim bundaki güzellik daha mâni- dardır. Saf ve berrak bir yüz hiç bir şey ifade etmez. Gölgeli ve çizgili simalarda * hâtırslar gizlidir. Benim için mak- i bul olan da bunlardır. Nitekim ü asfalttan tarla yoluna çıktığım gi- E bi... Ama biliyorum, biz insgnla- K rın ekserisi, hatt hepsi bunun © aksini severler. Belki siz de onlar: i dansınız? i — Hayır.. Ben de &izin gibi £ düşünüyorum. Diye kekeledim. — Hiç zan etmem!. — Emiu olabilirsiniz. söyleyordum. Onun tesiri altında kalmıştım. Böyle yapmam lâzımdı, böyle söy- lemem zaruri idi. Durduğu yerden ağır ağır yü- rümeye başladı. Projöktörün önün- den geçerken yüzünün ve enda- mının bütün güzellik ve Aâhengini seyrederken büyülenmiştim. Kısa bir kavis çizerek geldiği yere dön- dü, ellerini kalçalarına koyarak karanlık simanın, ölgün parıltıla- rına başını kaldırdığı zaman onun şilietini ilâhi bir hayal olarak gö- rüyordum, İçimi yakan o kargu- lık gece hakikaten bütün mehtap- lara bedeldi. Hiç bir şey konuşmadan direk- siyonun başına geçti. Gönül işle- rinde 82 çok tecrübem olmasına rağmen bu ilâhi kadına hiç bir Yalan UYANIŞ şey söyleyemediğime esef ederek geldiğimiz şekilde asfalta döndük. Yola çıkınca arabayı durdurarak yanıma geldi. — Geceniz hayırlı olsun azi- zim, Sizi biraz yordum, hoş görün diyerek veda etmek üzere elini uzattı, O zaman, onu kaçırdığımı anlıyarak kendimi topladım. — Sizi yarın yine göremez mi- yim? diye sordum: — Yanrınl diye tekrarladı son- ra yavaş yavaş direksiyonu başına oturdu, Arkasından yürüdüm. Hiç oralı değilmiş gibi motörü işletti. — Bu günki gibi aynı yerde aynı şekilde bir seyahat daha yapmak isteyorum diyerek araba- sını sürdü. Önümde açılan ve uza- yan keranlık yollarda, kırmızı fe- nerini kaybedene kadar olduğum yerde kaldım. » ## Ertesi günü, aynı saatte aynı yere geldiğim zaman şiddetli kar yağıyordu. İri iri düşen beyaz par çalar etrafıu güzelliğine hoş bir âhenk vermesine rağmen çok keş kin ve çekilmez bir soğuk vardı. Bu vaziyette onun gelebileceğini hıç sanmayorum. Ümitsiz nazar- - larla durduğum yerden etrafı sey- rederken onun şık otomobilinin karlarla örtülü olarak geldiğini görünce sevinçle yere atladım, Arabasına yaklaşınca gene çe- vik bir hareketle kapıyı açıp kar-, şıma dikildi. — Bounjur yeni dostum! diye elini uzatwken eldivenlerimi çıkar- mıya çalışarak gafil avlanmıştım. Bidivenlerinizle elimi sıksanız ne olurdu ? diyerek uzanan çıplak elimi reddetti. Ne tuhaf bir kadındı o, azizim! — Karlı havayı severmisiniz? — Severim, cevâbını verdim — Ya, böyle havada kırları dağları 1 — Onuda severim. Gene yalan söylüyordum çünkil böyle şeylerle başım pek hoş de- gildi, Fakat onun öyle bir edası vardıki, — Yürüyelim! dedi. Arabaları orada bir kenera çekerek yürüme- ye başladık. Üzerinde pek hafif bir kestüm verdı. Buna rağmen üşümüyordu. Ben iss otomobilde giymeye vakit bulamadığım erki” kalın paltomun haaretini çekiyo * dum. Cici kunduraları ve ince çorap» lariyle, kirli tarla yollarında bata» rak yürürken, kendi titrememi unutarak onun üşüyeceğinden kor kuyordum, Fakat o, oralı bile de- gildi. Saçlarını başıyle örkaya at mıya çalışarak, — Nâsıl, bu gezintiden #ejb- Dun musunuz? Bütün yorğunluğu ve istökele- ligime rağmen çarnaşar — Pek hoşlandım böyiş gölb melerden diye sudan bit tn, verdim. Bilmem ne kadir yürüdük, öğ nüp birden yüzüme baktı, #lehrö- min değiştirmiye mevaflak olalmıp dığım memnuniyetsizliğini aöladış olmalı ki, — Siz dönebilirsinit. Beyi eto» mobilde bekleyin, biraz dalış, dö- laşıp döneceğim, Bu söz artık ağrıma yitsligil Hem bundan fırsat kasenaşı pid küçük bir kur yapmâk Wi lâkin çıldırtıcı bir lâkaşdile- mün mevzuu değiş — Ah mümkün ols da şunda bir köy kulübesinde, sizinde beye ber opak başına geperek bir dğv hana çorbası içseydik? Gözlerile tahayytif geri og arıyordu. — Buradan dönüşde da beraber çorba içebilirisi gafletinde bulundum. Gaflet diyd- rum çünkü, siması öyle bir değiş- mişdi ki.. sert ve muhakelmane İf- san: son hızını bularak, — Bana, benim söylediğimden ve istediğimden öyle başka şiğler- den bahsediyorsunuz ki diyğ, be gırdı sonra uzaklara ağyOr acı gülümsedi, İçinden şitndi belki tedih Gp düşündüğün gibi <ababambis deli. ye mi çattım $» diyozdıa, Beli | vapiü hetitelenmetindeyi, na hiz İİ el ona hi nunun nereşa

Bu sayıdan diğer sayfalar: