December 7, 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

December 7, 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

44 yu SERVETİFÜNUN No. 2269—574 İNGİLTEREDE SEYAHAT EDECEK Bir EYAHATE çıkarken sana S İngilterede yemeklerin iyi olma- dığını söyliyecekler. Bu söz te mamile doğru değildir. Eğer iştihanı zamanında ve yerinde kullan- masım (bilirsen mükemmel yemekler yersin. İngilterede favkalâde güzel iki öyün yemek vardır: Biri brcokfort (kahvaltı) diğeri çaydır. İştahını bunlara sakla. Porridge, haddok, marmelat gibi yeni şeylere kendini alıştırmayı öğren. (Öğle yemeği) Dunchde kanlı büyük et parçasından veya mükemmel pembe jambondan ye. Erkeklere has bir tavırla yemek sonlarında (o verilen (yemişleri reddet, gene ayni tavırla: «Tatlılardan pek hoşlanmam» diyerek mazeret dile. İngilterede iki düşmandan biri ımuhak- kak tatlıcı dükkânıdır, halbu ki İngilizler tatlıdan nefret ederler. Memleketin içkilerine alış. Viskiden bahsederken sana: “Temiz bir içkidir» derler. Yalan değil; viski ipsanın zihnini açar, ağzının tadını yerine getirir ve vücudünü ıtır. Biraları iyidir, fakat bizim biralardan içtiğin gibi onların- kinden içmemeğe gayretet. Büyük harpte coniler bana: <Fransız birası insanı sarhoş etmiyor» diyorlardı. Bir Fransızın, İngiliz birasiyle kolayca sarhoş olabile- ceğini unutma. Yemekten evvel bir bardak şeri yemekten sonra bir bardak porto ve gece saat on birde de viski içmeğe alış; eğer yalnız su içmeğe alış mışsan eminol nazarlarında hiç bir kıy- metin olmaz. Disraeli Bismarkla müna- kaşa ederken hasta olacağını bile bile tütün içmeğe gayret edermiş. Kendisinden bunun sebebi sorul- duğu zaman: «Bu gibi ahvalde tütün içmiyen adam muhatabının harekâtını tedkik eder gibi görünür de ondan...» diye cevap vermiş, Emin ol bütün bunlardan sen de zevk alacaksın; zaten son derece sert olan portoları bizim- kinden çok daha iyidir. Gence o Andre Maurois'dan Çeviren: Fehmi Baldaş © ADALET İngilterede adam öldürme, asılırsın. Fransız o mahkemelerinde jüri heyeti huzuruna çıktığın zaman eğer roman- tik bir yüzün, iyi bir muhayyelen ve bir de geveze avukatın olursa kelleni kurtara- bilirsin. Fakat İngiltereden on iki kişi- den müteşekkil jüri heyeti sayıp döke- ceğin manevi ıztıraplarını nefretle dinler ve son nefesine kadar boynunun dar- ağacında kalmasına (tahammül eder. Bunun için ihtiyatlı ol ve İngiliz mahke- melerine düşmekten sakın. Hâkimleri sual sormak husunda o kadar mahirdir- ler ki, bu cehenmem azabından kurtul- mak için Nelson heykelini çaldığını maalmeimnuniye itiraf edersin. Burada kanuna, her yerden fazla hürmet edil- diğini dalma hatırnda tut. İngiliz lisanında : «Çayırda gezinmek yasaktır» cümlesinin manası; «Kcep of the green» «Çayırdan geçebilirsiniz» demek değildir. AYIP Kraliçe Viktorya'nın ortaya attığı İngilizlere has olan utanma şekli ölmek üzeredir. Freud ve tilmizleri Anglo Sakzonların, ihtiraslarını fenni bir maske altında ifade etmelerine meydan verdi- ler. Paris'te temsil ettirmeğe cesaret edemediğin en cüretkâr piyeslerin Lon- Nasihatler:2 - dra tiyatrolarında temsil edildiğini görür- sen şaşma... Sana son derece çirkin gelecek olar İngiliz ve Amerikan romanları okuya- caksm, buna rağmen daima ihtiyatlı ol. Zira bu şiddetli çirkinliğin çerçevesi dahilinde geniş mikyasta O puritanizm vardır. Bu iki zıt unsurun birleşmelerin- den korkunç ve taklidi imkânsız bir halite meydana gelmiştir. Zaten İngil- terede halk kitleleri henüz bu yeni ödetlerle ünsiyet peyda etmiş değiller- dir. Bu hususta Julien Hutley'in tem- sili mahiyette yazdığı bir hikâyesini anlatayım da dinle: «Londra'da hayvanat bahçesini ziye- ret eden bir madam, bir su aygırının bekçisine : — «Mösyö, lütfen bana şu aygırın erkek mi, dişi mi olduğunu s5y- ler misiniz?» demiş. Bekçi hiç istifini bozmadan: «Madam, bu mesele ancak diğer bir aygır alâkadar eder» diye cevap vermiş. İşte bu bekçinin ayni zamanda Kraliçe OViktoryanın ortaya attığı utanma şeklinin de bekçisi oldu- ğundan emin olabilirsin. FAALİYET Çok çalışma. Bilhassa İngilizlerin “fusay» yani işgüzar dedikleri şey olmak- tan kaçın senden bir iş istemelerini bekle, İfrata varan bir iştiyakla işe doğru koşma. Bu sözlerden sonra İngilizlerin tenbel olduklarını zannedeceksin; hayır dostum (yanılıyorsun, İngilizler fazla işgüzarlık göstermek isteyenleri kirle itham ederler de ondan. Çok uzun ve o nisbette ağır adım alttıklarına dikkat edersen herşeyi anlarsın. Heyatda da böyle ilerlerler, İstikbali zorlamaktan hoş» lanmazlar, Ordoda bana: <Size verilen vazifelerden hiç birin reddetmeyin; fakat durup dururken de vazife istemeyin. derlerdir Her insan gibi onların da ihti- rasları vardır. Fakat bu ihtirasları gizle- mesini bilirler. — Devamı gelecek sayıfada —

Bu sayıdan diğer sayfalar: