4 Ocak 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

4 Ocak 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

108 SERVETİFÜNUN No. 2963—578 NASIL MUHARRİR OLUNUR? EYİL hakiki olduğu hal- de yazmakta israr edilir- se netice ne olur? Ndcra der ki: Yüzde duksan dokuz biraz fazla vakit, bi- raz fazla kuvvet, biraz fazla para, biraz fazla hayâl harcetmis olur. Muvaffakiyet nisbeti yüzde bir ol- duğuna göre (bu muhiedilerin nar- ht cesaretini kırmamak üzere ka- bul ediyörum, zira hakikatte bun- dan çok daha üğidir'i Yüzde dok- san dokuzu İrsitima çalışımış. müca- dele etmiş, ümid besleriiştir. Eyi bir muharrir ölinik icin ienbeden vasıfların varlığını anlamak işi da- ima güç olacaktır. Maupassani'ın denemelerini okuyan Flawbert'in «bilmem istidanız varımı? Şimdi- lik yazmak iltidarındaaınız.» De- mekle iktifa ettiğimi görünce, ev- lâtlarının edebi istikballerine körü körüne inanmıyan ebeveynini mak- dur görmemiz icap ediyor. Kıymetleri inkâr götürmez mu- barrirlerin gençliklerinde kat'i mu- vatiakiyetler gösteremedikleri gö- rülmüştür. Balzao'ın hakiki yolunu ne kadar bocalamadean sonra bul- duğu malümdur. Pierre Loli mek- tep sıralarında istidadını ispat e- dememiştir. Düşünceye lüzum görülmeden şöyle söylenir: «Ne için edebiyat- ta talihimi denemiyeyim.> Orada insan istidad ile değil doatluk ve rabıtalarla yetişir. Vasat tahrir heyetlerinin hüküm sürdüğü gaze- te idarehanelerinin kapılarında va- siler pinekler' Bir çeyrek saatlık bir takdim işi on senelik didinme- ye değer. Mdebiyat; kitaphanelerde tiyatrolarda, gazetelerde, her yer- de tleari bir mahiyet almıştır. Bunca kimseler orada yer bulun- ca ben neden bulmıyayım.> Ve atılır. Huklı veya haksız olduğunu üncak istikbal söyliyecektir. Mivdumki seçmeyi yaptınız ve talihinizi meydana öitınız kalemi elinize alınız ve yazınız yalnız şu şartla ki önemden maddi hayatınızı © Antoine Albalat'dan Çeviren: Ziya Yamaç 2 tanzim ediniz. Memur olunuz, bir mevkiiniz veya geliriniz olsun ondan sonra edebiyat yapmağa teşebbüs ediniz. Flaubert edebiya- tin lüks olduğunu iddia eder. Buffon Ise edebiyatçının kolçak takma lüzumunu söyler. Sefaletin muhârrir olduğu söylenir. Ben hiç böyle olduğunu zannetmiyo- rum, Sefalet ilhamı öldürür. O Valles'i bir ibtilâlci yapmıştır. Beranger gençlere: Yaşamak için edebiyata güvönmeyiniz, O ancak elde bir sopa olabilir, Kol tuk değneği nala. Yaşamak igin başka bir menba- nız yoksn edebiyatçılık sizi hayat ihtiyaoları karşısında o kadar şüp- heye düşürecektir ki tedbirsizlik etmeksizin ne bir aile kurmaya ne de ihtıyarlıkta fakirlikten kur- tulmıya muvaifak olamıyacaksınız. İstidadınız varmı yok mu? bu çok mühim bir mesele. Kaybeder- sen yandın. Dawdet muvaffak olamıyanlara karşı çök insafsız davranır. Hayat okadar hakaızlıklarla do- ludur, muvaffakiyet okadar güç erilir bir şeydir ki. Fakat okadar tena muharrirler muvaffak olmuğ- tur ki muvaffak olmamak kelime- si korkunç olmaktan çıkmıştır. Muvaffak olmamanın başı ve sönü nerededir? Fakir olarak tanınmış bir muharrir mi yoksa şöhret ka- zanımamış İskat zengin olmuş bir muharrir mi muvaffak olmuştur? Nam alıp muvaffakiyet kazanamı- yanlar dahi görülür. Barboy d'Aw- revil, Gilbert, Verlaine gibileri bohe- mee bir hayat geçirmişlerdir. Mu- vaffak olmadılar denilebildi; Vel- hasıl istidad olup olmadığını an- lamak için hayatla oynanır. Şüp- hesiz nefse itimad şarttır. Fakat kim kendini senelerce enteresan eser yazmıya muktedir farz edebi- lir? Ben böyle itimadı nefa göste- rip günün birinde nefesleri tüke- nenn bedbahtlar tanırım. Kitap- çılar ve mecmualar onların eser- lerini redetmeye kadar ileri var- dılar. Bu suretle kendilerini ihti- yarlığın eşiğinde parasız pulsuz ye itibarsız buldular. Onlar isti” dadlı idiler; faket günün birinde onsuz kalacaklarını hesaplamadılar. İki türlü istidad vardır: Erkwti ve geç istidad. Miiptelilerin çoğu çabucak atılmak hevesine kapılır- lar. Yazmak arzusu onları taklid- den başka bir şey yapamıyacakla. bir yaşta kâğıt karalamaya sevk der. Müstesna çocuklar seyrektir, Vietor Hugo on sekiz yaşında meş- hurdu. Fjawberi Kollejden çıktı- ğında eyi bir nasir di. Basswet on beş yaşında #eriühamillei salonun da Böz müylüyordu. > iv Böyle alılmjkü gibi bir de kendi- ni bulamıyan genç istidadlar var- dır. Paussan kırk yaşında yazdı. Parny Lamartine'yi taklid etti. Halbuki pek az bir kabiliyetten fazla göstermiyen gençlerin birden bire iştidad padıltılatı görülmüştür. Bazıları yalnız çabuk eser vermekis kalmayıp onları kıym#ilesdirmek sanatını biliyorlar. İurmedan mız- mızlanıp yorulmadan rilenen Hüy- lelerline her idarehanede Füntlüür. Hiç bir tahkir onlari tsündırmak, Bu teşebbüs ve entirikalar #nyesiti- de makalelerini, hikâye ve röman- larını gazetelere sokarlar Akade- mi'ye duhül fırsatını gözlerler. Onların bu usulü herkese göre değildir. Okumak edebi kabiliyetle- rin büyük yaratıcısıdır. w — Devamı var — Yy

Bu sayıdan diğer sayfalar: