13 Mart 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

13 Mart 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e aa ş—ş Servetifünun Ve Yazan : İkdam Refikimizin 10-3-941 tarihli ndshasından : <Servetifünun'un 51 yıllık neşriyat hayatını şu cümlelerle hulâsa eylemek mümkün müdür ; «Meşhur Baba Tahir musavver Ma- Iimatı neşrediyordu. Diğer taraftan Ah- med İhsan Bey de musavver Serveti- fünunu neşreylemekte idi. Her iki mec- muanın da bir rengi yoktu. Her ikisinin isminden anlaşıldığı üzere resimlerle meşgul idiler. İşte edebiyat ile alâkası olmıyan bu iki mecmua bir gün müna* kaşaya tutuştular.» Bu cümleler, «Edebi yeniliğimiz adlı bir mektep kitabının sahifelerinden alınmış. Demek ki mini mini bir filizin yeşerebilmesi için bin mucizenin tekev- vönüne İüzum hissettiren fikir, san'at ve edebiyat tarlamızda dalbudak salmış bu sağlam köklü ağaç, şu bizim pek mü- tevazi olan <fikir, san'at ve edebiyat tarlamıza #deta bir edebiyat ülkesi imiş gibi bir vehim uyandırabilecek bir ha- cim ve vün'at illuslon'u yaratan bu muh- teşem ağaç bir hiçmiş. Resim meşreden bir kâğıt parçası. Bu hatanın dostum İsmail Habib tarafından imza edilmiş olmasına hayret etmemek elden gelmiyor. 108 yaşını dolduran İsviçreli Frün- çois Alois şimdiye kadar nebati gıda alarak ve dağlarda oturarak yaşamıştır . Ahmed İhsan... Nizamettin Nazif Ahmed İhsan'ın bütün bir hayat vakfettiği Servetifünun, en az iki edebi nesle hayat imkânı veren Servetifünun, 51 yıllık bir mücadele sonunda yeni rele böyle mi takdim edilmeli idi? Yeni neslin eline verilecek bir kitapta «Servetifünun», «Malümat> ile yanyana gösterilmek için ne kabahat işlemiştir? Eğer bu kitab yeni harflerle yetiş tirilen nesillere edebiyat tarihimizin bir alfabesi halinde verilmek için tertib ve tamim edilmemiş olsaydı, herhangi bir genç, Katiâ bir çocuk, Servetifünun kol leksiyonlarını şöyle bir karıştırmakla bu iddianın yanlışlığını derakap kavrıyabi- leceği için hata «mutlak? sayılamezdı. Fekat yalnız yeni harfleri bilen ve ede- biyat tarihimizin herhangi bir vesikasını bizzat tedkik etmek imkânından, belki de ebediyyen, mahrum kalacak olan bir nesle böyle bir stelkin» de bulunması, en hafif bir tâbirle «bir suikastetir. Fakat asıl hata, hiç şüphesiz İsmail Habib'e yüklenemez. Bir mektep kitabının Maarif Vekil liği tarafından tedkik ve tasvip edilme- den talebelere verilmesi imkânsız değil midir ? İmkânsızdır şüphesiz... O halde? Demek ki Maarif Vekâleti bu eseri al- mış, okumuş veya okutmuş, içindeki teşhisleri ve iddiaları beğenmiş, tasvip etmiş, kararları hâdiselere uygun bul- muş ve; — Türk çocuklar bu hakikatleri ©) öğrenmeli ve istifade etmelidir; fetvasını vererek tabı ve neşrettirmiştir. Biz bu neticeyi tâli bir memurun ferdi bir hatası addetmiye meyyâliz. Maarif Vekilinden bu kitabı bir daha tedkik etmesini ister ve İsmail Habib dostumuza da Edebiyatı Çedidenin ha: kiki adı «Servetifünun edebiyatı» oldu: ğunu hatırlatmayı doğru buluruz. İKİ HÜKÜM Tarık Mümtaz Yazan : Servetifünunun tarihine âi olarak Edebiyat Tarihi Müle- hassısı İsmail Habibin iki haf- ta evvel tahlil eylediğimiz kita- bina müteallik düşüncelerimizi Tarık Mümlaz Politika gazele- sinde meşreylemiştir. Aşağıya nakleyliyoruz. «Bervetifünun» un elli yilda yığdığı cildler şahlanıp şabikayt açtı ve bir ümit oldu. Edebiyatımızın en müberek velilerinin ve bütün velinemetleri» nin, temellerine harç taşıyıp grs- nitieştirdikleri bu piamidin karşı- sında büyük eserini söyreden mi- mar en haklı bir vecd ve iftihar içindedir. Onun, en sevdiğimiz ve insp- dığımız azizlerin hayallerile ruha- nileşen kütüphanesine bir mabede girer gibi göğüslerimizi kavuştura-' rak, ayaklarımızın ucuna bâsarak; nefes almaktan çekinerek giriyoruz; Burada, hâtıralar o kadar canlı ve o kadar tâze duruyor ki insanın el ile dokünup yüzüne gözüne Bü- reoeği, bağrına basacağı geliyef. Hâmit'le, Ekrem şu maroken koltuklardan henüz kalkıp gitmiş ler gibi. Sanıyorsunuz ki Fikretle Cenap; gözlerinde zekâ, şimşekleri çdkarik şu kapıdan giriverecâkler, Vücudümüzü saran, ruhumuzu ürperteh bü havada hep onlârın sesleri ve nefesleri mevce mevog dolaşıyor. Ki Bu bâtıraların ortasında canlf kalan son büyük hatıra ile Körşi karşıya ve hemen biz bizeyiz. Matbuatımızın piri ve «Serve- tifünun» un bânisi elli yıllık şanlı tarihini kendi ağzile anlafıyor. Göğsünden iftihar taşan üstadım gözlerinde hafif bir hicran geziliyör> Zengin hamulesinin v6 eşsiğ üslübunun hayranı olduğumuz İs- mail Habib'in Edebi yeniliklerimiz isimli eserindeki iki sabr üstad'a dağı derun olmuştu. — Devamı 201 inci sayfada — 195 -— Servetifünun — 2425

Bu sayıdan diğer sayfalar: