26 Haziran 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9

26 Haziran 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ği Şairin Büyük Sergüzeşti Antolto'ya erince büyük kral sarayına resmi protokol ile kabul olunan Rimbaud, Menelik ile fiat üzerinde anlaşamıyorlar. Bu mü- nakaşadan Rimbaud çok kötü şe- rait ile ayrılıyor. Bir yandan Ere lın verdiği paranın azlığı, diğer yandan ise erki ortağı Labatut'nün alacaklıları kendine çok ziyan et- tirdiğinden, o, nazarlamnı yeni u- fuklara doğru çeviriyor. İflâs etmiş bir hâldedir. <Bu iş çok kötü şersitler dahi- linde cereyan etti, diye yazıyor. Beni, Menelik, müsellâh askerleri- nin erasıns sldı ve getirdiğim silâhları onun teklif ettiği cüz'i flatla satmazsam, perakende öat- mıyacağını ve benim hesabıma sahile göndereceğini beyan etti. O zaman, silâhları, ona arzu ettiği fiatla vermeğe mecbur oldum. Bü- tün mala 14,000 mecidiye verdi. La- batut'nün kendine olan borcu 2,500 mecldiyeyi bu yekündan kesti, Halbuki, herkes, hakikatte Me- nelik'in Labatut'ya borçlu oldu- gunu biliyordu.» Yardım etmek istediği ve ken- dine bir destek olacağını zannetti- ği Meneliğin yanından dönen Rim- baud'yu Ankober'de yeni bir goy- gunculuk bekliyordu: <Labatut'nün zevcesi, miras id- dia ederek aleyhime dâva açtı. Mosyö Henon adlı bir Fransız sey- yahı, kadının avukatlığını üzerine aldı, İki Amaralı svukatında yar- dımıyla kadının iddialarını haklı bularak beni dâvet ettiler. Kâh haklı ve kâh haksız olarak çıktı- ğım bir sürü celseden sonra mü- teveffanın evini kontröl etmek emrini aldım. Fakat dul madam Labatut'nün kocasından kalan bü- tün varı ve yoğu uzaklara götür. düğünden evde kadının arkalarına gizlenerek ağladığı eski donlar ve bir düzine hâmile köleden başka bir şey bulmadım.» Rimbaud, bütün bu hâdiseler- den sonra Harrar'a oradan'da Ks- hireye kaçıyor. Habeğşistanda hiçbir zaman zengin olamıyacağını bildi- ği hâlde: -«Burada insan sermayesi .bit olan bir milyonerden başka bir şey olmaz» - Yine Harrar'a YAZAN: MAHMUT ÇAMAY Ss dönüyor. Yeni projeleri var. Bura- dan 200 deve ve 100 adam alıp sahile gidip orada bulunan silâh- ları Herrar'a götürmeyi düşünüyor. 1888-de Zeillah limanından iki yüz deveye 3000 Remington tüfeği ve kurşun yüklüyor ve Harrar'a getiriyor. Burada, satış fırsatı belirinci- ye kader silâhları bir mağazaya yığıyor. Bu dükkânda muhitin en asri ihtiyaçları karşılıyacak madde- leri de vardır: pirinç, kahve, pa- muk, lâmba, fitil, biçak, ayna, v.8. Mağaza, ayni zamanda şehir ve civardaki Avrupahların bir buluş- ma merkezi, bir klüp halini al- mıştır. Boş zamanında herkes burada hoş sohbetler ve münskaşalar din- liyebiliyordu. Solgun ışıklı fenerlerin altında, bu sıkıntı ve keder dolu hayata atılan insanler, bir mânevi cemaat teşkil ediyorlardı, Rimbaud'nun bu suarllerine, İtal- yan kâşifi Borelli, Avusturya kont- larından Teleki ve bu çapta adamlar iştirâk ederek bir espritüel sarhoş- luk âyini kuruyorlardı. Orada bir- çok lisanlar konuşulup, Kur'an tef- sir ediliyor, Metgoroloji, Geodosie ilimleri bahis meuzuu ediliyordu. Rimbaud, bu devirde acayip huy olarak görünüyor: sz konuşup, 82 TASHİH Yazımızın geçeb sayıda çı- kan kısmında bâzı arzu edilme- yen yanlışlar olmuştur. Meselâ : İkinci sütünün 15 ei satırın- da «onu kudurlacak» yerine onu kurtaracak ; üğüncü sütunun 15- noi satırında Fafalizm kelimesi yanlışlıkla Patalizm olmuştur, Okuyucularımızdan özür dileriz. gülüyor daima sessiz ve biraz mi- zantrop. Fakst onun bütün bu hâllerinde misefirlerini cezbeden bir taraf var, Bir takımlarının «mu- barek adam» ve bazılarının da «ahlâksız» diye isimlendirdikleri huşusi hayatı hakkındaki her iki tefsirde tamamlle asılsızdır, Jean Marie Carrö adlı biograt, Rimbaud- nun muhtelif millet ve ırklara menaub kadınlardan müteşekkil bir haremi olduğunu iddig ediyor- ea da bunun ne derecede hakikat olabileceği tahkik edilememiştir. 1890-a doğru Rimbaud'nun ik- tisadi işleri durgun bir vaziyettedir. Habeşistan Krali Johannes ile Menelik arasında ciddi bir anlaş- maâmazlık çıhıyor. Menelik, Harrar'dan Ras Ma- konnen'i çağırarak vaziyeti onunla beraber etüd ediyor ve Negüsle muhtemel savaşın plânlarını yapı- yor. Fakat Negüs Johannes bir keşifte ani olarak ölüyor ve böy- leoe «kılıcı kınından çıkurmadan» Menelik, « Krallar - Kralı» ilân ediliyor. Bu hâdise Rimbaud'nun işlerinin daha iyi safhalara girme- sine yardım ediyor; böylece o Hs- beşistanın şimaline kader ticari münaşebatını genişletiyor ve ker- vanlarının sayısını çoğaltıyor. Şimdi Menelik ona çok yardım ediyor. Hattâ ona üzerinde «sal» tanat sembolünü ve baççını taşi- yan arslan» resimli pullarla mek- tuplar gönderiyor. Bu mektuplardan birinde şöyle deniyordu : «Allahın seçilmiş kulu ve Ha- beş krallarını kralı, ikinci Menelik, sana, selâmlarını gönderir.» Herşey yolundadır. Bir hayli pa- ra biriktiriyor ve hattâiParis'teki Ci- han sergisine seyahat etmeyi ta- sarlıyor. Ayni zamanda, o vakte kadar mizacına y&banel kalan şeyleri de düşünüyor. Ailesine: «Gelecek ilkbaharda oraya ge- lerek, evleneceğim, diye yazıyor. Seyahatlerimde beni takib edecek birini acaba bulabilecek miyim? Siz ne fikirdesiniz ?» «- Devamı Son sahifede — 67 — Servetifünun — 2340

Bu sayıdan diğer sayfalar: