July 24, 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

July 24, 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hataydan bir manzara ve izci kızlarımız Kurtuluşunun ikinci yılını kutlulayan : HATAY İki yıl önce, 23 Temmuz 1939 sabahı 21 sönedir Antakya kışlasi üzerinde asılı duran Fran- sız böyrağı indirilerek yerine Türk Bayrağı çekilmişti. Dürüst Türk siyasetinin bü- yük zeferlerinden biri olan bu bayram yurdun ber köşesinde tesahüratla kutlulanmıştır. Kurtuluş günlerini çoşkun bir neş'e içinde kutlalayan Ha. taylılar, memleket büyüklerine şükran ve bağlılıklarını pek şa- şaalı bir şekilde izhar etmişlerdir. — Hi inci sayfadan devım — Türkün savaşta nasıl bir yi- git olduğunu Sakarya sularının gesi, Dumlupınarın rüzgârı an- latırken, ne kadar mükemmel bir barış insanı olduğunu Lozan semalarına 8inmiş olan hâtıra lardan görünür. Lozan, büyük ve mukaddes bir mücadelenin sonuna şeref- le atılan bir imzadır. Bize düşen, bu büyük ve kutlu yıldönümün- de o tarihi yapanlara sonsuz şük» ranlarımızı sunmaktır. Dönen yazılar -- İM inci Sayıfadan Decam — Onaltıncı asırda dünyâ edebiyatı müfrit tasannü ve şekilperetliğe gi- diliyorsa da yine zarif ve güzel so- neler eksik değildir. Hususile “Mi- kel Anjelö,, nün soneleri lirizmin en güzel nümuneleridir. Onaltıncı asrin sonunda İtalyan şairleri Fransızların “Tileyat,, deni- len şairlerini taklide başlıyorlar. On yedinci asrın başlangıcında sukut her yerde ayni derecede başlamış- tir. Edebiyat namına boya ve süs- ten bir şey görülmez. Yalnız İtalya değil, bütün Avrupa ayni şe- kildedir. Hikâye —: Hikâyenin menşef malüm olduğu üzere destanlar, ta- rihler, masallardır. İlk devirlerde 120 — Servetifümmn — 2344 tarihi, dini, esatiri muhtelif mevzu- lara ait hikâyeler varsa da bunlar- da bugünkü şeraite göre bir kıy- met aranamaz. Onları sadece ma- zinin karanlığına serpiştirilmiş birer ışık farz edebiliriz. Orta devirde ehli sâlip seferlerine ait veya peri- lere, cinlere, sihirbazlara âit tahay- yül hikâyeler büyük bir silsile teş- kil eder. Tabii bunların da ehemmi- yeti kıymetce ilk devirinkilerden farklı sayılamaz. Asıl hikâye nev'i İtalyada «Bukas> la başlar. Bukas “realist, hikâyenin ilk isnadıdır. Bu da Dante Aligiyeri gibi Floran- salı bir aileye mensuptu. Kendisi “Pariste, doğmuştur, küçük yaşta Floransaya döndü ve sonra Napoli alının sarayında himâye gördü. Nihayet «1340> da Floransaya dö- nerek orada uzun müddet kaldı. Nazım, nesir bir çok eserleri varsa da <Dekamiron» ismindeki iki cilt. lik ve yüz hikâyeden mürekkep e- seri dünyanın en meşhur kitapların- dan biridir. Dekameronun mevzuu şudur : Floransada veba zuhur etmiştir. Bu korkunç hastalıktan kurtulmak için şehir haricindeki şatolardan birine üç asılzade ile yedi kadın iltica ediyor. Günde her biri birer hikâye söyliyerek zamanın ağırlığı- nı ve tehlikenin büyüklüğünü unut- mak ve avunmak havesine düşü- yorlar. On günde yüz hikâye söy- lenmiş oluyor. Bu hikâyeler mevzu itibarile biraz açık saçıktır. Fakat uslübünün zarif inceliği yarattığı tiplerin seciyelerini çok canlı çiz- gilerle göstermesi eserin şöhret ve muvaffakıyetini temin etmiştir. Bu- gün bile beş yüz senelik kalın bir zaman perdesi arkasından bize se- sini bütün vuzuhiyle işittirmektedir. “Bukas,, “1313, de doğmuş “1375,, de ölmüştür. On altıncı a- sırda “Vazedello, isminde bir hi- kâye üstadına daha rast geliyoruz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: