July 23, 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

July 23, 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dan Kk “-E--R Yazan : ağır meçhullere doğru uzak- laşıyor. Seni düşünüyorum. İçimde yaşıyan yalnızlığın namü- tenahi sıkıntısı o serin bozkır hs- vasına hasret çekiyor. Ne yapma- min, nasıl hareket etmemin şeni düşünmemiye vesile olabileceğini bilemediğim için büyük bir szâp duyuyorum. Ayrılığın acısını kesif bir tortu halinde çok zaman kalbimde ys- şattım. Aylarca, sendeu kilometre- S aatlerimi taşıyan kervan ağır lerce uzakta, başka bir iklimin ha- * vasını teneffüs ettim. Gecelerim, gündüzlerim, seni daima düşün- mekle geçti. Dalgaların köpük köpük beyaz- laştığı eahillerde, kâh inen, kâh yükselen martılarla sana bir haber göndermek istedim. Yuvalarına dö- nen mevsim kuşlarına seni sordum. Ne guallerime cevap veren oldu, ne de dileğimi yerine getiren. Her şey dilsizleşti, her şey sağırlaştı. Mavi semalarda beni teselli ede- bilecek bir şey bulabilirim, dedim; karanlık düşünceme davet ettiğim yıldızlar gözlerini yumdu; mehtap, bana görünmemek için seyahatini bulutların arkasında tamamladı. Seni de o yokluğa gömmek iş- tedim; yapamadım. Düşünceli bir yaz; hüzünlü ve ayrılık hasretini duyuran sararmış yapraklarile bir sonbahar; karan- lık ve senden uzaklarda yaşama- nın acışile iğ bir kış yavaş ya- vaş sona er Nihayet Diz bir yıldönümü olan ilkbahar geldi. Bir gün dallarda tomurcuklar çatlamıya başladı. Her şey yeni ve hayat dolu bir mevsime saadet hislerile hazırlanırken, kuşlar kal- bime hüzünlü sonbahar şarkıları mırıldanıyorlardı. Seni ancak rüyalarımda bulş- bildim. Daha ötesine gücüm yet- medi, 118 — Servetifünun -— 2396 V A NN Kenan HARUN İki mavinin birleştiği çizgi üze- rinde yürüyen gemileri selâmla- dım. Onların taşıdığı mes'ut inaan- ları kıskandım. Demirliyecekleri sakin limanın hasretini tâ içimden duydum. Bizim de bir gün böyle bir mes'ut insanlarla dolu geminin güverterinde olmayı düşündüm. Fecirle beraber balığa çıkan mavnalar da maviliğe çizilen in- sanların silueti beyaz yelkenlerde nyuklıyan saadeti tattırdı bana. Bir gece şimale doğru kayan bir yıldızın adına “benim gönen yıldızım, dedim; bu, seni bekleyi- şimin 'ifadesi oldu, Çok mavi geceler yaşadım. Sı- cak meltemlerin titriyen &hen- ginde sesinin munisliğini aradım. Soğuk şimal rüzgârlarında müşfik okşayışına kavuşmak istedim. Derin bir arayış içinde kendi- mi kaybettim. Aradıklarımı kuş seslerinde dahi bulamadım. Nihayet her şey gibi buda 80- na erdi. Bir gün, bütün o düşünceli saatlerden sonra kendimi bir rü- yada yüzer gibi sende buldum. Kalbime hüzünlü sonbahar şar- kıları söyliyen kuşları yuvalarına terkettim. Kucağımda deste deste çiçeklerle sans döndüm. İnkâr ettiklerime iman etiim. Saadeti gözlerinde tattığım an- ları tekrar yaşadım. hatıraları: mızda seni bulduğum anlarda ka. vuştum. Zaman yürüdü. Sende bağiiğinn öğeyi, sende bitti dedim; yalancı oldum, Dört mevsimin birinci yapra- ğını çevirdim. İkinci yaprakta da “Ayrılık, yazılıydı. Gurbet yine başlıyordu. Gözle- rim bemlendi. Titrek dudaklarım- da iki mısra dolaştı. Bir sabah alaca karanlıkta ce- mileri, beyaz minareleri ve ahşap binalarile bu şehri bir kere daha terkettim. Tren götürdü.. bıraktım. Lokomotifin tekerlekleri obur iştehını yollari yutarak körletti. Zaman, senin düşüncelerinle doldu. İradem hiç bir şeye galebe ç9- lamadı. Nankör varlığa “beni iyiye gö- tür, dedim. Bir âlem teşkil eden tezatlarile zevkimi kendinden uzak laştırdı. Saatlere bütün sür'atini alması için yalvardım. İsteğimi geri iade ettti. Sana kendimi Ve bir gün, oturduğum tahta kanepe benden bıktı, o Tren, yükünü 60 2 hafifletti. Ve mem- nun, uzakla, Senin önüm. toprağına selâm» dediğin yeşil bir memleketti bu- TASI, Bu ayrılığa da katlandım. Sen- siz ve, bembeyaz bir kâğıt kadar boş mânasız zem bu günlere de tahammül ett Fakat ir seni daha uzak- lara götürecek olan kederin hain tesadüfünü düşündükçe sabrım tü- kendi, Hâlâ kendime kendim hükme- demiyorum. İradem küçük bir şeye dahi muktedir olamıyor. İnsanla. rın elinde basit bir kuklayım; o kadar. Dört tarafım sağır.. Karanlık gecelerim bile seni benden esir- iyor, Sana bu satırları, ayaz yıldız- siz, arada sırada çakan şimşeklerle aydınlanan bir gecenin âon saatle- rinde yazıyorum. Ben artık gecelerin insanıyım. Gündüzlerimin aydınlık güzellik. lerini sana bağışladım. Sen de be- n3 gecelerini ver ki düşüncelerime yıldızların ışıkları dökülsün, Rü- yalarıma renk gelâin... Biliyorum ki sen şimdi her tür- lü düşüncelerimden uzak, sıcak bir yatakta bol ve güzel rüyalarla do- la tatlı bir uyku uynmadasın, Ne, dudaklarında benim ki gibi birkaç heceden ibaret bir isim, ne de fik- rini işgal edebilecek, sana uyku- suz geceler yaşatabilecek birkaç düşünce; hiç bir şey yok.. Kuşlar, güzel, sabahlarla bera- ber, neş'eli bahar şarkılarına senin sesinle başlasın.

Bu sayıdan diğer sayfalar: