17 Aralık 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 8

17 Aralık 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gençlikte saadetin, ihtiyarlıkta rahatın, kara günlerde sıkıntının yardımcısı olan tasarruf terbiyesi- nlu bugün milli bir ahlak ve ijti- yat haline gelmiş olmasını gör- mekle bahtiyarız. Büyük dünya mücadelesinin dördüncü yılındayız. Bu harbin askeri cepbesinde birkaç millet görüyoruz, Fakat iktisadi ceple- sinde bütün milletler ve kıtalar var. Bu geniş cephenin bütün dün- yaya yadığı bir; geçim savaşı için- de yaşıyoruz. Bu akibeti meçhul boğuşma sonunda erişilecek zafer “yalnız toprak kazanmak veya kaybetmekle ölçülmiyecek, ikti- sadi sıkıntılara mukavemet nisbe- tinde aranacaktır. Bu mukaveme- tin tam ölçüsü: Parası itibarını kaybetmemiş ve hayat zorlukları- na karşı koyabilmiş olanlardır. Bu milietlerin başında biz geleceğiz. Herpte de, umumi barışta da daij- ma dünyanın en bahtiyar ve üsş- tün milleti olduğumuz gibi... Çünkü İnönü türkiyesi *“dünya- ya medeniyet saçan, büyük ırkı- mızın şerefini taşıyor. Büyük bir dünya zelzelesi karşısında saygı ve hürmet görerek, siyasetine, dostt luğuna, yardımına uzatılan eller önünde, bugün her zamandan daha ziyade milli kadretimize güvenerek yaşıyoruz., Cümburiyet türkiyesi, göklerin- de bir kaç baca tüten, garp emer- yalizminin elinde bir menfaat oyun- cağı olan osmanlı türkiyesi değildi., Benliğimize, milii hâkimiyetimize kavuşturan Cümhuriyet inkilâbile beraber, milletimiz bu esir yaşa. maktan, arayın ve imtiyazlı sınıf- ların boyunduruğuna katlanmak zulümlerinden kurtuldu. İnsanlık hürriyet ve yükselmek haklarımızın hepsine kavuştuk. Artık ne göklerimizde kapitalişt milletlerin topraklarından kopup gelen rüzgârlar, ne de ciğerleri- mize dolan zehirli kapitülasyonla- rın boğucu havası var.. Kendi toprağımızda, kendi fab- rikalarımızın yurdu şenlendiren, bizi hiç kimseye muhtaç bırakmı- yau öz mallarile doyuyor ve giyi- niyoruz. Milli ekonomiden mahrum bir milletin çektiği içtimei sefaleti bi- rinci cihan harbindeki yokluk ve seialet çilelerile ölçtük. O zaman * milletin kahırdan boynu bükük, yüzü soluk, yüreği dertliyiken, yal- 54 — Servetifünun — 2417 niz şaray dıvarları içinden bir 8- vuç insanın kahkahası taşıyor. OD- lardan ve memleketteki imtiyezl: sınıflardan . başka har yer karan- lığa ve yokluğa ğömültiydü. Her evde bir acı, her kalpte bir &zi vardı. Fakat,. içinde bulunduğumuz bugünkü sıkıntılar vaktile görüp geçirdiğimiz hayat zorluklarına nisbet bile edilemez. Bugün milli ziraat, milli sanayi, teknik bilgi; sahasındaki ihtisası- mızla, milli ietiklâlimize, iktisadi istiklâlimize dayanan ve ebediyete . kadar sarsılmıyacak bir temel kurduk. On sekiz milyon türk tek kaip tek dimağ halinde, Milli şefimizin etrafında, kahraman ordumuzun koruduğu vatan ve istiklâl emni- yeti içinde yaşıyor, milli birliğimiz ve beraberliğimizle istikbale en büyük bir inanla bakıyoruz. Gidişimiz, yarına (bugünden daha büyük kuvvet ve başarile akışımız dünyanıu bize çevrilen saygılı gözleri önünde... Teprağımızda bür yaşamayı, dünyadan bu kadar büyük saygı ve sevgi görmemizi milli şetimizin eşsiz kudretine, kahraman ordu- muza, değerli htkümetimizin siya- setine borçluyuz. Cümburiyet devri bolluğunun kıymetini bilmek için bugün dün- den ânha uyanık ve daha disiplinli yaşamak, hayatın icaplarına göre daha tutumlu ve feragatli olmak meçburlyetindeyiz. Onun için kasdi veya şuursuzça yapılan her hangi bir israf, milli menfaat ve içtimai vicdan bakımından affedilemiyecek bir cürümdür. Bugün göğsümüzü kaberlan bu meşut yaşayış içinde yüreğimizi sızlatan bir acıya, hafta dertleşme- miz arasında yer vermeği faydalı buluyorum: Memleketteki hayat pasalıliğına ve geçim darlığına rağmen, hepi- mizden milli fedakârlık istiyen vazifeler karşısında, el'an hızını kaybetmiyen bir moda galğını ve lüks istihlâki hudutlarını her gün bir az daha genişletiyor. Elbise, şapka, ayakkabı ve #sire gibi zarari ihtiyaçlarımızın alış verişinde aylaron sipariş sırası bek- lemeğe mecbur kalıyoruz. Eşya fiyatlarındaki coşkun yüksekliğe rağmen satıcılar ve dikişciler hiç bir zaman görülmedik bir iş akını karşısındadırlar.. Bir kısım valan- daşların çay, balo, düğün için het . mevsime göre tuvalet değiştirmek, çeşit çeşir giyinmek yolundaki moda kaprisleri gibi israf Itiyat- larimızdan hiç birini eksiltmedik.. Muhakkak lüks bir lokalde yaptı- Zgımiz düğün ve nişan torenlerimiz, hepsi zengin olmıyan aile bütçe- lerimizi daha başlangıçta muvnze- nesizliğe uğratıyor. Çoğu borçla yapılan bu masraflar yeni kurulan bir sile yuvasında geçim zorluk- larına ve nihayet ayrılıklara ka- dar varan acıklı neticeler değurm- yor. Milli emniyet ve istiklâlimize sadık kalmak, milli kndretimizl ordumuza, en zaruri ihtiyaçlamıza ve yoksullarımıza sarf elmek için mümkün olga-da fertçe ve milletce en sade en ucuz ve yeknesak gi- yinmek faziletini göstersek... Bu gün için büyük bir vatan boron olan bu vazifeyi düşünürken ka- dıalığımızıu fazilet, sadelik, anulık ve kıymet sembolü olan mnhte- rem hâmimiz Bayan İnöntinden örnek &8imslı, onun bütün sosyal ayardım işlerimizdeki yüsek fers- gatine ve kuvvetine dayanarak etrafında toplanmalıyız. Memlekette bu israf yolunda yürüyen yalnız mahdut zenginleri- miz değil, orta halli ve dar geçimli ekseriyeti teşkil edenlerimizdir. Eskiden en iyisini ve dayanık- ışını on onbeş liraya slidığımız iskarpinler yerine bügünün en çir- kin bir moda çığırı olan 50-60 liralık dayanıksız mantar syakks- bıları, çok ince ve çok pahalı fan-) tezi ipek çorapları yalnız gengin- lerimiz giymiyor. Az ve kıt kazaçn- hı silelerimiz ya gıdalarından ek- silterek veya borç yükü altına gi- rerek ve en feçii bir çanta, elbise ve iskarpin için bazıları da şeref- leri hilafına moda yarışından geri kalmıyorlar, â Geçen hafta ayakkabicılor ce miyeti kongrasında muhterem par- ti reisimiz Suat Hayri Ürgüplünün, memlekette mühim bir israfa yol açan mantar âyakkapların yapıl- maması için kongraya direktif verdiklerini ve Esrar alındığını gü- zetelerde sevinçle okudum. Mem- leket iktisadiyatı namına muhte- rem reisimizin bu kıymetli icraatını gükfanla apıyorum. — Devamı 44 da —

Bu sayıdan diğer sayfalar: