30 Eylül 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

30 Eylül 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON:.POSTA “ Son Posta,, nın Tarihi Tefrikası: 9 HAREM DEHLİZLERİNDE BÖREK, BİR İMAM BAYILDI, NEYSE ONLAR DA ÖYLE İDİ! Gülnihal de, bu ezeli kaide- nin hükmüne boyun eğdi; çir- kinliğinden iğrenegeldiği hün- kârın her türlü kahrını, eza sını ve cezasını | a'sule hazırlan- mışken yel aşla'ımın yanında rezil olmamak için iğrenişine galebe etti, isteksiz isteksiz ilerledi, billâr topun altma geldi. Öbür kızlar, biraz geriye çekilmişlerdi. Kin dolu göz- lerile (Okumral halayığı ağır bir çember içine alıyorlardı. Kendilerile birlikte oyuna gir- meyişine ceza verilmek lâzım iken bilâkis mağrur bir sükün ile oraya gelişi, hünkârın gö- zünün de canlı canlı ona di- kilişi, hepsinin içine gıpta alevleri doldurmuş gibidi. Onlar; cülüs gürültüsü, daire değiştirmek meşgalesi arasın- da Gülnihalin sabahki cüretini unutmuşlardı, şimdi, o tehli- keli küfürbazlığı da hatırlıyor- lardı, Ellerinden gelse hep birden padişahın önüne atıla- caklar ve bağıracaklardı: — Bu kız sana çirkin dedi, murdar dedi, pis dedil... Fakat hünkâr, bu zavallıla- rn kıskançlığile alâkadar de- güdi: Dolgun bir iştiyak ile Gülnihalin endamını, çehresin- deki dilrüba tenasübü seyre- diyordu. Kızm güzelliğinden ziyade körpe, çok körpe oluşu, alt- mışlık Obünkârin sinirlerinde gerginlikler | yaratıyordu. Pa- dişahlara yalan söylenilemiye- ceğine kani bulunduğu için hafız Beşirin verdiği haber, yüreğini hoplatmıştı. Bu kadar genç ve bu kadar güzel bir kızın kendisine taaşşuk etmesi, kuvvetli bir münebbik gibi, ben- liğini tahris ve tehyiç ediyordu. Bu heyecan, dimağinı da karış- tırıyordu. Arasıra elini alnına götürerek düşünüyor; zihninde serseri cevelânlar yapan müp- bem ve renksiz fikirler topla- mak, onlardan bir netice çı- karmak istiyordu . O yaşa ogelinciye kadar yalnız nefsini sevmişti, tahta çıkmaktan başka (o biçbir emel beslememişti. Sevmek ve sevilmek hakkmda en küçük bir fikri yoktu. Kızlar, kadın- lar, onun için alelâde bir gıda mahiyetinde idi. Bir börek, bir imam bayıldı, bir hoşaf yapmak için ahçıya nasıl emir verirse filân veya falan kızın yanına gönderilmesi için de haremağalarına emirler tebliğ ederdi. Sevişmeyi hiçbir za- man, bir iştiha meselesi fevkine çıkarmamıştı. Fakat (şimdi, zihninde garip bir tahavvül vardı. Sevmenin ve sevilmenin başka cephelerdende tetkik olunabileceğini anlıyor gibidi. Bu anlayış, yüreğindeki heye- candan, o heyecan da harem- ağasının Ooverdiği (O haberden doğuyordu. Evet; sevilmenin tatlı birşey olduğuna artık şüphe etmiyor- du. Çünkü haremağasının kü- çük bir fısıldayışından - o ane kadar duymadığı bir şekilde- zevkyat olmuştu. O haberin şuurlu, canlı ve hararetli bir mana alması ve söylediğini kastar M. Karlo tarafından (imal olunur. kızm ağazından işitmesi halin- Bu tahrikamaz bugün derce. de çalışacaktır. SUPLEKS — de bu zevk, kim bilir, ne ka- | dilemedi. Mhuterem karilerimi- | sularında ve açık denizlerde Traş pi hepsinden daha | İstanbul Eminönü No. 15-16 KARAKAŞ elbise mağazası dar yükselecekti? zin aflarını rica ederiz. seyrisefer yapacakfır. m Ba ilânı kesip müracaat ediniz. â MİR » e ik >“ amin Se Hünkâr, Gülnihali Süzüyordu Hünkâr bu perişan mülâhaza sırasında aynaların bir saat evvel gösterdikleri çirkin mı hatırladı. Acaba şu kum- ral kız, (baştan başa iğrenç olan © şişman erkeğe cidden taaşşuk etmiş midi. Yoksa çirkinlikleri örtmek kudretine malik olan padişahlığın cazi- besine mi kapılmıştı?.. Haber verilen aşk ciddi ve kalbi ise kendisi yepyeni bir şey görmüş olacaktı, aksi takdirde alda- tılmış mevkiine düşecekti. Genç bir kızın - velevki satın alınmış halayık olsun - altmış yaşına yaklaşan yakı- şıksız bir erkeğe gönül verip veremiyeceği noktasında israr etmek Üçüncü Osmanın işine gelmedi, hemen o gece tec- rübeye girişmeyi tasarladı. He- yecansız, hararetsiz bir tesli- miyet içinde yalnız tenlerini efendilerine takdim eden ka- dınların mütevekkil gülüşleri- ni, mütehammil bükülüşlerini pek iyi biliyordu. Şimdi sev- gisinden bahsedilen, yüreğin- de sevda buhranı taşıdığı söy- lenilen (halayığın o tebessümü ve mabrem terennümü üzerin- de serian tetkikatta buluna- caktı. e 1 BR Üçüncü Osman, bu kararı verdikten sonra tereddütten kurtuldu, zihnine sükün geldi, yüreği rahatlaştı, eli göğsünde dalgın, dalgın duran Gülnihale -pek mültefit sesle- emir ver- — Durma kız, yüceli Ara- diğe ep Kumral halayık, birden bi- re titredi, dudaklarında: “Ha- yırl ,. demek istiyen acı bir ibtibaç sızladı ve bilâihtiyar etrafına bakındı. Sap sarı kesilmiş kızlar, put gibi duran ağalar ve sıra sıra aynalardaki kendi akisleri birer birer gözüne çarptı. Bun- ların hepsi, onun yapacağı işi' görmek için sanki sabırsızla- nıyorlardı. Gülnibal yutkundu, medet arıyan bakışlarını bir daha kızların, ağaların ve ken- di akislerinin üzerinde dolaş- tırdı, Sonra melül ve müşteki bir nazarla hünkâra baktı. Oh, yarabbi! o, ne kadar zalim ne kadar müstehzi ve. Ne iğrenç idi. Zavalı kızın gözleri" bu sakil çehre üzerinde durmadı. Hafız Beşirin yüzüne kaydı ve onun zeki bir hareketle topu gösterdiğini gördü. (Arkası var | Bugünün Meselelerinden (Baş tarafı 1 inci sayfada | ismi mineli bitirerek İzmire avdet etmiştir. Kanalda hata olsa dim Beye ait değildir. Çünkü 8 kilometrelik bir başlangıç evelce kazılmıştır. Onun yaptığı iş renin nihayetinden muntazam bir meyille, halde Nedim Bey, murhazeden ziyat türmektir. ir edilecek bir gc ınçtir, işmek istediğim ikinci nokta, kanalın, köylünün işine lüzu- Bem yaramamasıdır. Bu, pek hakikattir. ğ Si kilomet- gidebileceği yere tak- ir Çünkü doğru bi 5 kanalın baş taraftaki sekiz Eğometrelik kısmından köylüye su verilemiyecektir. Su verilecek kısım sekizinci kilometreden son- raki yerlerdir. Halbuki kanala 15-20 metre mesafede akan seklikte tutan ve baş taraftaki haldı i gelen Köyln suyu ayni yük- sekiz kilometre de dahil öm kanalm sulıyacağı arazinin kâffesini sulamıya kanalı mevcuttur. o Bundan başka köylüler kendi kanallarının üst kısmında bulunan bahçelerini ufak ark- larla getirdikleri dağ sularile suluyorlardı. Şimdi yeni kanalın ii bu arklar battal olmuş ve esasen kanaldan da istifade edemiyen sekiz kilometrelik arazi dağ suyundan da mahrum edilmiştir. İşte, şu izahat ile hatanın jli mühendise değil, belki her nedense işlerine lâkayt olan büyüklere ait olduğu pek güzel anlaşılmaktadır. Kolej mezumu Mühendis Memduh Üç Soyguncu | Seyrisefainin Yeni Yozgat, 26 (Hususi) — Son hafta içinde vilâyet dahi- linde köylünün rahatını kaçıran üç yorgmasıi haydut yakalan- > Fr, İttihatçılar Bir Şirketi Seyrisefain idaresi “ Türk gemi kurtarma limtet şirketi, isminde bir şirket vücuda ge- | tirmiştir. Bu teşekkül Türkiye sularinda, Karadeniz, Akdeniz- Son Posta'nı Bilmecesi Bilmecemiz 7891011 Soldan sağa: 1 — Bir nida (2) sonu selâmet olan (5) kırmızı (2) 6 3 — Demiryolu (3) basit (3) 4 — Nota (2) mefi edatı (2) $ — Temiz (öz Türkçe)(3) 6 — Havaya uçan (5) mezar 5 A Kn $ — Evet (7) teessür nidası (3) 9 — Pişmemiş (3) düşmanlık (3) 10 — Kirli (3) lâkardı (3) 2 — Bir hayvan (3) göz rengi İğ gesç metresi rolünde 11 — Yuva (2) rasathane mü. | Juğunun dürü (5) bir hece (2) Yukardan aşağı: 1 — Yama (2) sedakat göste- | asri hamamlar ve oteller yapa- | ren (5) hendesede bir tabir (2) 2 —Dost (3) Asyada bir hü- kümet çi deri (3) anlayış (3) 4 — Yemekten emir siyası (2) balık tuzağı (2) 5 — Ansızın (3) 6 — Su dumam (5) sağlam değil (9) 7 — Beraber (3) 8 — Zaman (2) eski zaman silâ (|) 9 — Dur (3) bir hayvan (5) 10 — Erkek ismi (3) istiğna (3) Tl — Nota (2) satıcı (5) nota © İzmirde Bir Ziraat Mücadele Kursu İzmir, 28 (Hususi) — Bur nova ziraat mektebinde ziraat müdür ve muallimleri için bir mücadele kursu açılmıştır. Ted- risat, şurayi devlet azasın- dan başarat mütehassısı Sü- reyya Beyin idaresinde ve İk- tsat vekâleti başarat müte- hassıslarından Süreyya ve Re- cep Beyler tarafından yapıl maktadır. y Teriip edem N, F. Tashih ve İtizar | Dünkü ( Fethi bey kimdir?) ' tefrikamızda: “ Fethi bey ber| devirde en sakim icraatin münekkidi olmuştur, cümle- sinde “ münekkidi , kelnesi, yanlışlıkla “ müdafü ,, şeklin- İde çıkmış ve tamamile ters bir mana ifade etmiştir. Tas- hih ve itizar ederiz. Her Halde Sinema İşi Sinema Sinemacılık, bu san'atta ileri giden memleketler için büyük Ül bir servet menbal teşkil e- diyor. Para miyet veren e çok ehem- merika, Fransa, İtalya ve diğer memleketlerin vaziyetleri ma- Tüm, Hatta Amerika bu yüz- den hazine varidatna mühim surette ilâveler yapıyor. Bu sütunlarda, bu rakamlardan defeatle bahsedildiği için tek- rar (istatistik O cetvellerine avdet o etmiyoruz. Fakat bütün dünyanın alâkadar ol- duğu bu para getirici mesele Sİlile bizim neden meşgul ol İşi Olmalıdır Ama Kime Anlatırsın.. Sütunu Bir Devlet madığımızı, olmak istemediği" mizi düşünüyorz da hayret ediyoruz. Bize kalırsa yeni ka" binenin Maarif ve İktisat por gramında bu işe mühimce bir yer vermek icap eder. Çünkü diğer (o memleketler, sinema meselesini terbiyevi noktadan maarifle, sanayi noktasından iktisat işlerile alâkadar görüyor” lar. Maarif de tercüme işle- leri diye bir takım mütekait ve mütefekkir geçinen insanlars lüzumsuz iş verip tahsisatımız! heder edeceğimize bu işle meşgul olmayı vazife edinsek çok kazanırız. Çok kazanırız, ama lâf anlıyacak nerede? Önümüzdeki Çarşamba akşamı OPERA SİNEMASINDA (HANRY BATAİLLE) in şaheserinden mukteb SERKA m Tamamile Fransızca sözlü ve şarkıh filim gösterilecektir. TOULOUT, akademi azası rolünde kusuruz ve MAR N COHN CELLE geikatli ye muhabbetlidir. Bu şaheseri temap göz yaşı dök, İKİMİZ YALNIZKEN Fransızca sözlü filim Bostancıda Asri Ha- | 2 Teşrinievvel Perşembe mam Ve Otel İ MELEK Bostancıda, Sadi Bey koru- SİNEMASINDA yanındaki © araziyi Alman Fon Şitrenbel ve arka- daşları satın almıştır. Burada | Bugün: caklarmış. YENİ NEŞRİYAT | Muhit gününden evvel çıkmak suretile iki senedenberi muntazaman neşredilen bu yegâne aile Sözlü, garkılı, danslı ve, renki "für HAYAT DALGALARI Mümena)lleriz NANCIi CAROLL ve HAL SKELLY mam Paramınt filmidir MUSİKİ MERAKLILARINA MÜJDE Şişhanede J lokata ve birakanesi kâin meşhur nezih bir surette zir ege yı Hafız BURHAN B. kii ir Makbule, Şüküfe, ve Melâhat hanımlar dahi iştirak edeceklerdir. Her akşam saat 18 den yarıma kadar muh- telif fasıllar ve fantazi parçalar terennüm edilecceğini mub- terem bedayiperverana arzetmeyi bir vecibe addederiz. Müdüriyet VERESİYE mecmuasını ciddiyetle tavsiye | ederiz. eni ve Tiftik ve Skoç paltolar Muflonlu Krem Trençkotlar Fantazi ve Kostümler ocuk Kostüm ve Paltoları Spesial Kostümlüklerden ısmarlama için hususi Salos Kadın için ısmarlama Manto ve Tayörler meşbu” Haki ve biö Pardesülef Za amam amam men pan İngiliz Kauçuk Muşambalaf, Podö peş mantolar spor tayörle A

Bu sayıdan diğer sayfalar: