28 Ekim 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

28 Ekim 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v F a Ai “Son Posta ,, nın Tarihi Tefrıkası. HAREM nr.nı.lzı.ı:nmnı AMAN AZİZİM, DİKKAT EDİNİZ: AŞKSIZ ŞAİR YAĞSIZ KANDİL KADAR DA KİYMETİ YOKT [hgıı—lıgı Kıymet Veren Bu Güzel Kadının, “Gelse Alı.ıııı Öpecektim. Şirâdi hamımı ben de " la- j mxmş olüyordum. Fakat hay- ranlığım da çoğalmıştı. Babası : Şeyhülislâm, dedesi Şeyhül- islâm, kardeşi de Kazasker olan bu hanımın yabancı er- keklerle diz dize aturup çÇene Çalmasını bir türlü havsalama siğdiramıyordum. Bu hayretle ne dediğimi bilmeden sordum: — Hamımın kocası da var mı? ruştu : — Tel kırdın komşu! di - Bu sözün yeri değil! Hanım biraz kızarmıştı, ö- nüne bakıyordu. Ben de eni- kuunü utanmıştım. Güya özür dilemek - istedim: — Hoş görün - dedim- ser- de ihtiyarlık var. — Hanımın henüz evlenmediğini bilmiyor- dum. Bu sözüme Fıtnat Hanım cevap verdi: bir gün sevebilmesini mümkün- | eder. Titrek > ayaklara - ibti: — Evim var, Efendi baba, ,_şğğ;o,j_'f"','__':ğ;"'m";*ı'l':k';__ at : Süünee B Titaden. Ba e Tllar Kış (4) bir çift (4) ama evim yok! cak herif, neş'emi kırmakta şıdığı kalbin metaneti ne ola: 2 — Varidat (4) askeri — Anlamadım Hanım kızım. | gecikmedi: bilir ki yıkıcı, devirici, rüzgüre — Bizde kocaya varmıya, — Fıtnat Hanım, Fıtnat larıni sarsıntısına dayanabilsin?) 3 — Yemek kabi (5) kü- yahut kadın almıya evlenmek diyorlar. Demek ki çiftin ni- kâhla birleşmesi Üüzerine bir ev, bir ocak teşekkül ediyor. Zaten nikâhın hükmü de budur: Yeni bir ev yapmak, yeni bir n dı, iki Sahiller (7) yuva kurmaktır. Halbuki ben aş Bu bahis uzadı, uza: ler ere vardım, ev yapamadım. :'; ıhhyıı;i. î"ı.Parç[a b:u.h'.n şairi de asabileştirdi. /| Fakat 8 — Sayı (3) tarihi bir — Niçin sultanım? ıu e Şüneği ııııpkıo a Hi 'İ,'." kuvvet — ve hakimiyet, Fıtnat | kavim (3) sopa (3) KN ğ ** | ölüm güneşi bekler. içbir eie — Erimi beyenmedim, evini N . aK .»: | Hanımda idi. Sevgisiz yaşıya- 9 — Kuş kolu (5) lüzumlu biraktım. kuvvet, ona' tabiatin bahşettiği | pp K icin — tahtelhaytap ) — Yıldızlarınız. mı madı? — Yıldızların insanlarla alâ- kası olup olmadığını bilmiyo- rum, Erimle ruhumuz uyuş- barış- madı. Molla Haşmet, züme baktı: — Sözün kısası - dedi - Fıt- dik dik yü- Molla Haşmetin yüzü bu- | -de: | İhtiyarlığa kıymet veren bu güzel kadının, elimden gelse, ağcını öpecektim, Çönkü keli- me kelime yüreğime ümitler dolduruyordu, Gülfidanın beni Hanım - diye bağırdı - tabiat sa- ğırdır. Ne şiirden mütehassis, ne feryattan mütcessir olur. Siz. güzel sözlerle beşeri aczin, ruha yapışan rüküdetin zail olacağını mı umuyorsunuz. bu hüviyeti değiştiremez. Fıtnat hanım, — sükünetle sordu: — İstiareyi" bırakın da açık konuşun. — İhtiyarlığın - hayatta hakkı ve vazifesi yok mudur? — Hakkı düşünmek, - vazi- fesi de ölümü beklemektir. —Demek ki ihtiyar sevme: sevemez? j — Aşk, kuvvetli bir rüzs gârdır. Ancak genç yürekler onun sadamesine tahammül — O halde siz de, sekiz, on sene sonra aşka elveda di- yeceksiniz. Aman azizim, dik- kat ediniz; aşksız şairin yağsız kandil kadar da kıymeti yok- tur. bir hüviyet almak lâzımgele- ceğini, her uzvun bir ihtiyacı olduğu -gibi ruhun da bazı şeğ- lere muhtaç ve müştak öldu;. ğunu okadar güzel müdafaa ediyordu ki hayran olmamak kabil değildi. b ( Arkası var )' -— ... 12.345617. So!duıı Sa]a. Yukardan Aşağı: çük bir hayvan (5) 4 — Erkek ismi (3) Rume- li şivesi (3) isim (3) 5 — Gam, keder (7) 6 — Bir mahalle (5) 10 — İlletler (4) dizi (4) Vi — Akıllı (4) eyvah ! (4) DARÜLBEDAYİ TEMSİLLERİ saat 21,30 da Bılmecemıı 91011 ISîlIlllll MIYBİ talnız muallim talebelere mahsus TOPAZ <4 perde Fabrikatörlerin Dünkü Içtımaı Muamele Vergisi İçin Ankaraya Bir Heyet Gönderecekler — * en büyük — musibetini g&en N me“d. bile — Puankare kabinesi zamanında mali ihti- barınabilir. mi? Bu söz, gerçi bena tariz idi. Lâkin Fıtnat H., benden ziyde alındı: — İşte - dedi - bunda yı— niliyorsunuz. Ben, zevcim Der- viş efendiyi ihtiyar - olduğu için terketmedim. Çünkü kısa görüşlü bir kadın — değilim, Ak saçların, binbir macera terennüm eden ilâhi teller ol- düğünü — bilirim. — İhtiyarlık, taazzuv etmiş bir mazi, tekellüm m e U Yazan: Terceme edenler: Mi Pagnol- İ. Galip, H. Rasim Çarşaâmba akşamları üniformalı zabitan ve cumartesi akşamları nmuma biletlerde tenzilat var. Cuma matine saat 15,30 dadır. Dün sabah sanayi bırlıgınde fabrikatörler toplanarak hususi eden bir tarihtir. Derviş efen- di, ihtiyar bir adam değil, eski — bir odundu. — Düşü- nün ki duvağım henüz ba- şımda idi, gelin yatağı ilik bir intizar içinde bizi bekli- yordu, — bütün — benliğimde ilk muhabbet teranesini dinle- mek için alevli bir hassasiyet dolaşıyordu. Öyle bir anda, öyle bir va- ette zevcim ne yaptı?.. k Hanım! - dedi - göğ ıümdckı fındık yakısını de.ğış- tir !, <:. Bu emirle o, ruban beni tatlik etmiş oldu ve ben evi terkeyledim. Görüyorsunuz ya, aramızda gençlik — ve ih- tiyarlık davası yok!.. Eğer © zevat, geçkin yaşına, bozuk zhenkli göğsüne, porsumuş de- risine rağmen oyniyan . ve his- seden bir kalp taşısaydı. ben bugün mes'ut olacaktını. ——T ee Demokreside hakikat projektörleri ? ? ? ? 4 ü ktir nataH. gençti; kocası ihtiyardı. İlkbahar ile karakış ' bir yerde komisyonda hazırlanan muas mele vergisinin lağvı hakkın: daki raporu teilniv ve kabul etmişlerdir. Millet Meclisi açıldığı zaman bu rapor münderecatını şifa- han de anlatmak ve müdafaa etmek — için Ankaraya bir heyet gbnderileeeküı. Dahili sanayiden — alınman — muamele vergisinin senelik yekünu iki milyon dokuz yüz bin liradır. * Dün bu içtimada bulunan bir zat bize şu izâhatı verdi: — Sanayi erbabı bu muamele vergisinin lâğvını 927 den beri bekliyor. Küçük sermayelerle vücuda gelen ve yaşamak için Avrupar kredisine muhtaç olan sınai müesseseler iktısadi müşkülât karşısında — devamı fanliyetleri "müşkülleştiği gıbı her an peşin olarak vermiye mecbur olduğu bu vergi yü- zünden de bir çok iflâslar olmuştur. Avrupada — hiçbir. memle- kette — yüzde altı muamele vergisi yoktur. Umumi harbin yaca tekabül için ancak yüzde ihdı geçen sene de tamamen lâğ- vedilmiştir. İşte raporumuzdâ bu hususları tamamen izah ettik. TEŞEKKÜR, |* Sişli Sıhhat Yurdunda bi kanseri bermutat muvaffak l,::n::.hyd Y cerrahiye ile tedavi edem yalmik Türki- yenin değli; bütüm beşeriyetin mabı. hüliftiharı hocamız o,ınırceııırı,ı Hazretlerinin — hazakatlerine — medyunu Şükranım. İnsanlığa hizmet yollarında çok şerefli bir mazi ve hal taşıyan Paşa Hazretleri — uhtelerindeki — minnet Ve teşekkür hamulesine benim şükranlarır mı da ilâve etmişlerdir. Şişli Sıhhat Yurdu'nda gördüğüm intizam — eserini ve hastalara kaşı ibrar edilen gamimi şefkat hareketlerini bilhassa zikretmeği bir vetibe sayarım, Gerek Cemll Paja” Hazretlerine ve gerek — Şişli — Sıhhât Yurdu'na kalbi teşekkürlerimin iblâğıma gazetenizin tavassutunu höre rdifen rica ederim efendim, Bodrum Belediye Reisi Doktor Mümta?z | MİLLET TİYATROSUNDA Naşit B. temsllleri DENİZ KORSANLARI — sine- mada Ölüm tangosu Şehzadebaşı Ferah sinema tiyatrosunda *28 Teşrinievvel Salı günü akşamı Sahir öpereti tarafından KADIN Fahri ve Rıfkı Beyler kumpanya ları tarafından (Kay- yseri Bülbülleri) Sinema: Güzeller güzeli Billi Dov tarafından (Gençi kız kalbi) Tafsilât el ilânlarındı şaheserinin iraesine başlıyor. CHARLES VANEL ve HENRY BERNSTEİ! GABY MORLA İlâveten: Sözlü ve sesli FOX JURNAL Müösyö VENİZELOS nutuk söylerkel, Rol Yapıyormuş Genç sinemâ - yıldızlarından | yapyacak ve tekâmül dı-" S. Cerdanın garip bir âdeti var: bu san'atkâr, bütün rolle- rini kendi kendine prova eder- ken hep çırılçıplak soyunur, banyoya girer, — karşısındaki duvara asılı aynaya bakarak tavırlarını daha açık ve ber- rak bir surette tetkik imkânımı bulurmuş. Şarlo Ve Sesli Filimler Meşhur. komik Şarlo, baştan sonuna kadar, yani yüzde yüz sesli olan filimlere aleyhtardır. Dünyanın en büyük sineması- nın sahiplerinden olan “Roksi,, de diyor ki: — Sesli filimler şüphesiz, Doroti Uranje, Amerikan - sinema - âleminde yüu'ğ başlıyan yıldızlardan biridir. (Şarl Şet)- ile birlikte- (H Birkaç Sinema Haberi / Bir Yıldız Ç , | isminde bir filim bazırlyof - Çırılçıplak Ür. Fakat bugünlerde yapılf yüzde yüz sesli filimlerin d tadan kalkacakları da I’J kaktır. Greta Garbonun Yeni Filmi... Grata' Garbo yakında T bir film çevirecektir: Hati sek İsveç san'atkârı, o M Mata - Hari — rolünü — oygül” caktır. Mata - Hari, büyük barf” kurşuna dizilen bir Aloir casusu idi. Greta Gâarbo şimdi “İbet' Bu akşam ELHAMRA sinemasınd" Dilber ve sehhar Heyeti Bu akşan MELEK sineması Üainin! c ibüşük! Frspoka södü Müttehem... Kalkınız: ıe.mww ANDRE ROAN, CAMILLE in eserlerinin dilber ve ANNY ONDRA nn ilk Almanca süperfilmi olan JAZZ ' KIZI (DIE VON RUMMELPLATZ ) Lüks ve ihtişam sahnelerile yete numaralarile pek güzel bir şaheserdir. İlâveten: Sözlü ve sesli FOX JURNAL: Mösyö sAİ'“ zelos nutuk söylerken ve Parisli büyük artist ( GRANIER) “ Otomobil Satıcısı , son derece Fransızca skeçte (MAURICE CHEVALİER) ve CE ROSTAND) ı taklit ediyor. fevkalâde eğlen“n . dolııW Y

Bu sayıdan diğer sayfalar: