2 Kasım 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

2 Kasım 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Gördüklerimiz AÇIK MEKTUP MİLL? MÜDAFAA VEKİLİ MUSTAFA ARDÜLHALİK BEYEFENDİYE Muhterem Efendim! Tekaüde sevkim hakkındaki muame- Yüksek makamınızca malümdar. 'di meşrutam kolordunun e 14006 numaratlle gönd ülde, 'yimdiye kadar tekalt maaşım olunmadı. - Variyetimi — yüksek Sükamımza takdim ettiğim 5-16-930 Yarihli taahhütlü mektubumla da arrei- Biştim. Keza şimdiye kadar müsbet bir Betlce çıkmadığından bu suretle müre- Sasta mecbur kaldım. Orduda geçen 15 senelik bir emeğe kay bugün maalesef tese'il derece- Sinde bir selaletin zebanuyum. Mazalle Mlda mahküm kalmak Üzere bulunan '—4-—-. müktesebi bulunduğum teka- Mhakkım her neden iberetse, <aürati İhekini ve terfihimi vicdamı devletle- Tkdin hürmet ve sadakatle dilerim endim, Bi Kadıköyı Acıbademı, Osmaniye mahallesinde mukim mütekalt birinci mülâzim 335-23 M. Selâmi Müstahdemin Ve Ücretli Eşhasın Vergisi «7 Vizde seneye kadar gerek müstah- ve gerek Gcretle çalışan öşhas Gw beş karanç vergisi veriyordu. Senesi karzancı yüzde yediye Iblâğ '::" ize de netice Ücretli kısımdan oli ikisi İlade olundu. an yüzde İstabdemin kasmı yüzde yediden veri- a. Ücretlilere yapılan İade keyfiyeti Mlkin müstahdiminin günahı nedir? Aslıyamadım. Hikmet Def'lerdarlığ'ın Nazarı Dikkatine 'tala dokur ayımı marangor fab- :ııııa. çalışmakla geçiriyorum. Birin- Yeşrinde (abırikada muamele vergisi :—ı.... montaj edilmek Üzere başka İşliyorum. Bu (ç esnasında vergi memurları altı =ı—"u kazanç vergisi istiyorlar ve l AYA verdiğimiz kazancı tanımıyore * Ne yapalım? Yoksa bütün kazan- kazanca mı vereyim? Üszküdar Paşaliman Mehmet Ya Bu Enkaz Ne Olacak ? Haliç şirketi Balat tskelesi * Zazino yaptırmıştı. Civarında Ktşein O mavnaların — tergâhlarından Anış . Tdlen sift dumanları — mühitin 'Manı ı.._%mıı ettiğinden hiç kimsenin t anlıyan — şirket aihayet Sldu, hedmine karar verdi. İsabet _L"'— Bazlaoyu yılmasını düşünne M ÇAtam da derhal / kaldırmasını aa *“Yetle hallan mürur ve uburü« daha SON POSTA'nın Meşhur Fransız San Dorzya Bir Garp 'âıesîqin Takdir Ettiği İki Erkek Artist Tei Beraberindedir. | Darülbedayide — duydukları zevki, biraz da ecnebi tema- şası ile tamamlamak istiyenler îıer sene kış mevsiminin hu- lülünü sabırsızlıkla beklerler. | Fakat tiyatroyu sevenlere ha- ber verelim: Bu sene şehrimizde fazla miktarda ecnebi tfupu görmek belki mümkün ol- mıyacaktır; filhakika bu daki- kada ancak bir kumpanyanın gelmesi tekarrür etmiştir. Bu kumpanya, Fransız - tiyatrola- rının çok — tanınmış san'atkâr- larından Matmazel Gabriyel Bir çok Çocuk Mektepsiz Dolaşı yor Maarif Bunların Sesini İşitecek H İdarehanemize on beş yaş- larında Recep isminde bir mektepli çocuk geldi. Üstü başı perişandı. Kastamonulu imis, babası İstiklâl harbinde şehit olmuş. Anası, akrabası da olmadığı için sokaklarda kalmış. Fakat sokaklarin ço- cuğu olmak istememiş. Mek- tep aramış. İsmet paşaya ka- dar çıkmış. Darüşşafakaya kabul edilmesi vadolunmş, fa- kat olmamış. Şimdi bu çocuk okumak istiyor, fakat mektep bula- mıyor. Çünkü — mekteplerde meccani leyli talebe için yer yoktur. Ağlıyarak bize derdini an- Tattı: — Babam bu memleket için öldü. Ben de onun oğ- luyum ve bu memleketin ev- lâdıyım. Başkalarının çocukları mektepte okuürken ben niçin sokaklarda kalayım? diyordu. Biz bu çocuğa verecek ce- vap bulamadık. Fakat mem- lekette bu çocuğa benzer daha binlerce çocuk bulundu- alde Midir ? Küçük Recep Ş v olduk. Maarif vekâleti bu ço- cukların seslerini işitebilecek halde midir ? Yeni Şurayi Devlet Aza Mülâzimleri Hukuk fakültesinin bu sene mezunlarından Sebati ve Ne- cati Beyler Şurayi devlet aza mülâzimliklerine —tayin — edik Bf e ğunu düşündük ve müteessir | mişlerdir. * Balatta Levi Hanımteyze Katndi | 900 | a7 | Lmsak eri PEYAMİ SAFA Edebi Romanı FATİH -HARBİYE # Matndan, bararetle ilâve — ı.hııcdecek perşerabe Pora- Tüzel h gelirsiniz. olmaz mı? Relini, ” balo var. Muhakkak Tt '__ÇUk eğleniriz. Ben Ve k'“' Nerimanla beraber pnl:_d'? götürürüm. ait 'İYe cevap — vermedi. < Üerimena döndü: W Ol No, Ğ ğ:l:'ı'" da cevap vıremu-! Gene babasmı ab- Ydlet, k Mazmı Neriman Ha- ç Şihasi meselesi. Tu- Sadi — Nerimanın — yüzünde Sok barizdi. Kendini toplıyarak zorla gülümsediği halde vakit gecikmişti. İtiraf etmiye mecbur oldu: — Vallahi, Macit Bey, bili- yorsunuz ki... bizıim için bir gece evden ayrılmak ne kadar güç! — Siz isterseniz her şeye muvaffak olursunuz. — Çalışırz. Gelecek perşem- be mi dediniz? Evet, o vakta kadar gene görüşürüz, ya.. Balol Neriman löbondan çıkıp Fatihe gelinceye kadar hep bunu düşündü. Balo! Mu- hakkak gitmeli. Fakat izin meseli, para meselesi, tüvalet meselesi, — Şinasi meselesi... Onu en çok para meselesi düşündürüyordu. Babasına tekrar nasıl müracaat edebi- lir? Daha bir ay evvel, yeni mantosunu, yeni iskarpinlerini yaptırmak için babasını ne bü- yük fedakârlıklara sevketti : Fatihteki ev rehine konmuştu ve bu ağır faizli borcu ödemek için, babası, her ay, tekaüt maaşının bir kısmını ayırmıya mecburdu. Hele son hadiseden sonra, bir balo tuvaleti için babasına yeni bir fedakârlık teklif etmiye hiç cesareti yok- tu. Fakat Neriman, sımsıkı, açılmamak üzere kapanmış im- kân kapılarının hepsini kurca- hyordu. Bu baloya muhakkak gitmesi lâzım. Saydı: Dokuz gün var, S?N P(?_ŞTA_ ü 'atkârı Gabriel Ay Sonra İstanbuldadır | mazel Dorzyaya Magnier OynıyacağıPiyes- ler Arasında Beş Tanesi Bilhassa Görülmiye Değer Dorzyanın riyasetindedir. Mad- ve Roland gibi iki tanınmış erkek san'atkâr da refakat etmektedir. İlk temsil teşrinisaninin yir- mi birinci günü verilecektir. Kumpanyanın repertuvarında: “Le proc& de Mary Dugan,, *“İsrael,, “Comedienne,, *“Le beguin,, *Maman Colibri,, *“Le rosaire,, “Les ailes bris&es,, Piyesleri vardır. Konyada Ekmek Niçin Pahalı? Konya — Burada buğda- yın okkası 3 kuruşa satılıyor. Fiatlarda son senelerde misli kaydedilmemiş bu rağmen ekmeği 11 kuruşa yiyo- ruz. Anadolunun buğday ambar. olan Konyada buğdayın bu tenezzüle kadar ucuz olmasına rağmen ekmek fiatlarının kıyas kabul etmiyen bu pahalılığının sebe- bi nedir? Öyle zannediyorum ki Kon- yada bu sualinize muhatap olan her vatandaş verilecek Gevabı gayet iyi bildiği halde mühim bir sırdan bahsediliyor- Mmuş gibi susacaktır. , Bu hale gülelim mi, ağlıya- hm mı?... Cemal Tahir MÜKİN KATIRAR Rus Zabıtasının sabık Şark şubesi - müdürü Agabekofun Hatıraları Enver Pş. Nasıl Öldürüldü? Bu mühim ifşaat silsilesinin neşrine yakında başlıyoruz. Son hadisenin fena tesirini silmek, babasının itimadını ye- niden kazanmak, onun zaafla- rını yeniden uyandırmak için bu müddet ona kâfi göründü. Bu baloya gitmeyi o kadar çok istiyordu ki muvaffak ola- cağını ümit etmiye başladı. Hayatında bu kadar çok iste- diği şeylerin hemen hepsi ol- muştu. Bu düşünceler onu yolda susturdu. Fahriyenin baloya gelmesini istemediği için ona bu bahsi hiç açmadı. Fakat Fahriye ona ne dü- şündüğünü sordu. Neriman: — Hiç... dedi, bugün Şi- nasinin hali gözümün önüne geliyor... Fena oldu, çok fena oldu. Şinasi, o akşam da, Neri- mandan ayrılmca, günün son Kadın Ve Kalp İşleri Aile Teşkilîıîâ: Ezeli Dert... ! V | | 'Bugün İçin Kızla Erkeğin Farkı Nedir ? Evlenme Meselesinde.. Bizde anne ve babaların en büyük arzusu, kızlarını veya - oğullarını istediği gibi yeliştir- | mek ve sonra gene onları is- tediği gibi ve istediği kimse ile evlendirmektir. Kızlarının veya oğullarının kendi başla- rına, kendi istediklerile evlen- mesi bizim anne ve babaları- mızin ekserisinin kabul edemi- yeceği birşeydir. Erkek evlâ- da- bir dereceye — kadar müsamaha edilebilir. Fakat kız evlâda —asla. — Hatta ana ve babanın bu hususta kendi- lerine hak verdiren bir de darbı. meselleri vardır: “ Bir kızı kendi başına bırakırsan ya davulcuya varır veya zur- nacıya. , Bugünkü vaziyet eskisinden | çok — farklıdır. Eskiden kız veyahut erkek kendi pek yakın akraba kızlarından veya oğul- larından başka kimseyi tanı- madığı için annesinin veya babasının kendisine bulduğu kız veya erkeği memnuniyetle can arkadaşı olarak kabul edebilirdi. Halbuki bugün kızi veya erkek, muhtelif kimseleri tanır. Ve bu tanışma nihayet bir gün sevgiye müncer olur. İşte o zaman ebeveynin vesa- yeti tanınmaz ve yahut pek ağır gelir, Erkek kendi hayatını kazan- dığı için ekseriya bu vesayet zincirini kırar ve istediğile evlenir. Halbuki yaşaması ba- basının ekmeğine bağlı olan kız için vaziyet böyle değildir. Bir felâket karşısında tekrar babasının evine ve belki de çocukla dönmek endişesi kızı çok korkutuyor ve bu zinciri kırmak için iyice düşündürür. Bu esaretten kurtulmak için kızın da kendisini hatırlaması ve her felâkete göğüs gerecek mukavemet edeck bir hale gelmesi lâzımdır. Tufeyli bir kıza babası kendi malı gibi baktığı için onu ancak kendi istediği tüccara satar. | bir iki saatini zahmetle geçir- | di ve hava kararınca döndü. Kapıyi açan kızkardeşinin ve merdiven başmda duran annesinin yüzlerine bakmadan hızla yukarı çıktı ve odasına girdi. evine gelmiş ve ona lâmba getirmiş- ti. Biraz durdu ve Şinasile ko- nuşmak istedi: — Nerimamı iki gündür görmüyorum, uğramıyor. Dedi, fakat Şinasiden ce- vap alamadı, biraz daha dur- du ve odadan çıktı. Onunla konuşulamıyacak günler oldu- ğunu annesi de, kızkardeşi de bilirdi: Fena geçmiş günler. Şinasi o vakit yorgun, bitik | bir halde eve girer, kaçar gi- bi bızlı yürür, derin ve çok mahrem kederini gizlemek i- Arkasından kız kardeşi de | |K ihtarları D Kadın Pardesi Sonbahar mevsimi için za- rif bir pardesü. Bel hattına bilhassa dikkat edilmelidir. Tayyare İle Tevkif Amerikada (Detroit) şehrin- de M. Jerry Dakley'in katili olan bir haydudun tevkifinde bir tayyarenin büyük bir rol oynadığı ibtimal tarihte birinci defa vuku buluyor. Bu haydut cinayetini ika Gtükten soara, Nevyorka - ilti- ca etmiş ve oradan İtalyaya firar etmek üzere bir vapur beklemekte idi. (Detroit) gizli polis memur- larından M. LT. Hoffman, üç motörlü bir Ford tayyaresinin fenerleri sayesinde 5 saat bir çeyrek zaman zarfında Nevyor- ka vâsıl olmuştur. Bu seyahat trenle yapılmış olsaydı 14 saat sürecekti. Mu- maileyhin muvasalatından bir- kaç saat sonra katil bir ban- kada yakalanmıştır. Tayyarenin yardımı olma- ' saydı haydut her halde polisin pençesinden — kurtulmuş — ola- caktı. -— TAKVİM — Gün s1) -Teşrinisani -930Hzır 180 Arabi Rumi 9- Cem.elahar-1349 | 19-Teşrinlevvel-1346 Vakit»Erani- Vazatı | Vakıt-Ezani- Vacat! Güneş 128 | 6.50 | Akşam 1.— (17. Öğle | &ı | 11.58 çin kimsenin yüzüne bakmaz, halbuki zafını bu halile daha çok ifşa eder, belki bunu bil- mez, belki de çok iyi bildiği için — büsbütün — kederlenir, hızla merdivenleri çıkar ve odasına çekilir, o akşam ye- mek yemezdi. Bir kenarda durdu ve lâm- banın — aydınlattığı — odasına baktı: Darma — dağnık. Her şey biraktığı gibi; ve şiddet- üzerine — hiçbir şeye el dokunmamış: Bir ka- nape Üüstün yığılı notalar. Bir koltuğun —üstünde kemençesi. Torba yere düşmüş. Yerdeki halının bir ucu kıvrılmış. Ma- sazın Üstünde bardak, diş Ar- çası, tarak, kitap, bir tabak, Masanın kenarından sarkmış bir nota yaprağı... LAr kası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: