14 Aralık 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

14 Aralık 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aydında Kıymetli Paralâr Karilerimizden Aydın Reşadiye mu- Hamdi Orhan Beye: Resnini — gönderdiğiniz aekl para, “ Sütehassısına tetkik eltirilmiştir. ÇAM bir yüzünde : (PHIUPP * V * D * G) yanılıdır. Birlaci kelime (Filip) tir. (V) beşinci (D) Dev — Allah, (G) Gratiya — Lütüf ve yet, İspanyol kelimelerinin ilk harf- DAllahin Kütfüne mazhar - olan açi Filip) demektir. Ortadaki resim armasıdır. Diğer yüzünde de: AHISPANLA RUM * REX) yazılıdır. Reks — Kıral — demektir. Cümlenin Münaar İspanya karalı demektir. Ortada bf timsalt ölan resimler vardır. Bu düs cümleleri bugünkü İngilit altın- İstında. vardır. Para” (207) seneliktir. L"'!I kıralı Beşinci Filibe alttir. Sene Tübarile biraz daha eeki İspanya para- İnma içinde madirleri ve çok kıymete Üleri yardır. - Fakat slizdeki - paranın ancak gümüşünün iki üç misli Kadardır. Masmafih bulunduğunuz yer *eki dünya medeniyetinin bir kayna- Ü olmak hasebtle çok kiymetli paralar Yürdir. ve Çıkmıştır. Kadim (Lidya) nn Hir ehi olan ( Tiralles — Aydın ) da “kteriyetle —üzerinde aslan, — kaplan, Yüçh kaz başı ve çifte yılan ve- Smleri Obulunan — Arhalk — sikkelerle karallarının — Gaki paraları, Jigil- Teti denilen Napoli meskükâtı — var. d, Aydın, —Menteşe — ve — Saruhan *fullarının Litin harflerile — bastırdığı İgülyatiler de çok luymetlidir. Dünya Bir Mübaşir Dert Yanıyor Adana — Adiiyesinde — otur — sena Sehtelif kütipliklerinde bulundam. İi Sene eyvel Adliye taşkilâtında açığa Bikarıldım.” Sonra mübaşirlik teklif — Dökur yüz kuruş maaşla bunu da kabul ettim. Geçen sene almış ol- bir ay meruniyetimi dört beş Rün geçti diye maaşır altı yüz kuruşa İndirldi. Alh yedi kişilik bir ailenin (tlslyim, Bukadar bir para Üc bün- İn uanl geçlndireyim? Otuz senelik Ai Yanşsiyerum. Kine Mürecesi yorumM. mi İ '4'#-7 SÖON POSTA — Adliye vekületine ediniz. Adana Adliyesinde mübaşir Fuat HEEH Cevaplarımız - , Müşahit Imzal karlimizec Şehremini Ylanız me yapardınız? Ünvaâh anket SPey zaman evvel bitti. Bu itibar ile Sektubumuzdan maalesef İstifade et Mik imkâm - kalmamıştır. “Zengin Olanlar: Paralarını Nasıl Biriktirirler? Hasislikle Demiyoruz, Fakat Tasarrufla Zengin Olmanın Yolu O Derece Sarp Bir Yol Değildir.. 1 — Biz, birkaçımız bir- Rkte bir sinemaya, bir tiyat- roya gitsek bir kahveye, bir lokantaya girsek ekseriya içi- mizden ağırlığını hissettiğimiz halde — toptan hesap görmek, arkadaşlarımı - zın — masrafını çekmek için ayrı ü ayrı — tehalük C # gösteririz. Herkesin - kendi — masrafını ödemesini tabil telâkki euıııyı çıh'ılllll. — Biz — trende bklnci mevkide seya- hati, lokantanın otelin en lük- süne — gitmeyi, tiyatroda sine- mada en pahalı yerlerde - otur- nişanesi addederiz. İkinci üçüncü —mevkilerde L ahati, temiz ve sıhhi, fakat lüks olmıyah bir otelde otur- mayı, bir lokantada yemek yemeyi, tiyat- roda, sinemada ucuz mevkilerde oturmayı hiç te küçüklük, hiç . te sıkılacak bir hareket addet- miyelim. 3 — Bir, elbise yaptıraca- ğımız zaman en lüks mağaza- dan en pahalı kumaşı” ve en pahalı terziyi ararız. İyı kumaşların lüks olmıyan daha ucuz satı- ;)lacağını, maruf olmıyan, fakat zeki ve müstait terzilerin ya- kıştırmak, beyendirmek kay- güsüu ile daha itinah elbise Vasıf Beyin Bir Telgrafı Dün Denizlide bulunan İzmir meb'usu Vasıf Beyden şu tel- grafı aldık: İzmirdeki - tüccarlar içtimar hakkında muhabirinizin çektiği telgrafta “anladık ki fırkamızın on senelik icatı müsmir değil- miş “gibi bazi sözler beyana- tıma yanlışı olarak idhal edil- miştir. Beyanatımın zaptedilebilen kısımları nisbeten doğru ola- rak Hizmet ve Anadolu gaye- telerirde intişar etmiştir. Tas- hihini rica ederim. ası: 5 PEYAMİ SAFA — SON POSTA'nın Edebi Romanı FATİR - HARBİYE T-Irıl:a numarası : 53 tağa girdi. Hiç bir şey muha- keme etmeden, hadiselerin bir anda hesabını. yapmışlı. Ye- “ütiyah büyük şiltesi üstünde, | künlar onu tatmin etti. Gale- r, büyük hırslar, insan- | besinin şerefinden ziyade ra- R :n.ı. * hayvanlar ve taşlar, yek- ı hatlığını tadıyordu. Ve kaçan sinek gibi, karan- R: sokakların derin sükünunu Ucıklyor. Bu saatte, Fatihin O çakitki müt iş korkusu pare pare: bliç külçe halinde, sızmış | '“ azabı ile viedan | gibi, ayılmıyacakmış gibi, öl- Tabatlığı farkı bir | müş gibi, dırilmiyecekmiş gibi | det gibi (kabul etmiye ça- | uykuda. İs;»an “duygularını takip | — Evvelâ Şinasi ve Nezahat İçlen bu intibak, henüz baş- | indiler. YoRA Dgcında olduğu için, ona Şinasi yatak odasına girdiği A ğ?'m-s.(_ görünmiyor ve yeni | vakit çok yorulduğunu hissetti. 'T his veriyordu. | Muayyen hiç bir şey düşün- Bütün Fatih uykuda. Oto- | meden ve zihnine uzun bir 9bil, uyuyan bir adamın gen- | tatil vadederek, soyundu, ya- | dikeceklerini, iyi - giyinmenin |.bol para vermekle değil, an- cak zevki selim ile mümkün olacağını artık anlıyalım. 4 — Biz, kendi ev, mutbak masrafımızı kes ndimiz görmek- ten, bakkal ka- Bap, zerzeyatçı g ile temasa ge- mekten sıkılırız. İnsanın yiyeceği içeceği şey: leri bizzat kendisinin itina -ile seçerek almayıp ta odacıya hizmetçiye aldırmasının sıhhat ve zevk namı- na bir hata a- duğunu bilelim. Ü $ — Taşına- ç bıılıı:k yar p etimiz, ufak bir yi bavulumuz, bir Haa çantamız — olsa hemen — bir hamal ararız. z İnsanım kendine “âit' olan şeyleri gücü yettiği kadar ken- disinin taşımasını — daha - tabil görelim. © — Biz, üfak bir yola gide- cek miyiz, -he- mep bir otoma- E bil — araştırırız. // Bir yolun yürü- yerek, yıhutdıohi veya lrıın. vay ile de pekâlâ katoluna- bileceğini unutmıyalım. 7 — Lokantada, gazinoda, otelde, dül a eli ımâ hesap puslasını sıkıştırdılar wi sanki büyük bir kabalatişliyorduğuk gibi sıkılarak hesabin — altına bir göz atar ve hemen cebi- mize — saldırıp — parayı — toka odenı # M ğ ansaree A lli Zirai Rapor Tasarruf Cemiyeti İstedi. Ve Gönderildi Milk iktısat ve tasarruf ce- miyeti merkezi tarafından Ârr | karada toplanacak olan birin- ci ziraat kı için Âli ti- caret mektel nı“umlırın- den Salih Zek'ı Beyden isteni- len raporlar dün gönderilmiş- | tir. Bu raporlar ziraat © rına, ziraat şirketlerine, ziraat | tedrisat ve neşriyatına, ziraat | ambalâjlarile Standartlarına ve tavukçuluğa aittir. Salih zeki B. raportör sıfatile kongreye çağrılmıştır. On ghııdur, her gece, s.ı:ıi- ler geçmelden - uyuyamıyordu. Bu gece, * başını yastığa ko- yunca hemen uyudu. | Neriman da yatak odasına | | girdiği vaki çok yorulduğunu hissetmişti. İlık bir ruhi boşlu- uyandırmamak . İçin muayyen hiçbir şey hatırları > ve yatağa girdi. Bütü vücudu kendi yayıldı, namıya çalışlı sanki şiltenin uzatıdı, pamuğile karışarak — yuğuruldu ve isindi. tat- gece, $ On günd di e do- lu bir boşluğa kayarak derhal ayudu; 0 üeü n ğa doğru hazla giden 2zihnini Parşuya kapıldı. inden | , yük- | Herkesin hesapta yamlabi- leceğini, bu yanılmanın lehte ve aleyhte olabileceğini düşü- nerek hesabı. kalem kalem tetkikten ve cemileri kontrol- iden * çekinmi- fıü—— Biz bir çgarsona, — bir vhpıcıyı bah- “şiş verirken bol olnııııı. bah- _q'q verdiğimiz adamın sevi- nip defalarca teşekkür — et- “mesine ehemmiyet veririz. Bahşişin fuzuli bir masraf olduğunu, mü- tamil olandan fazla — bahşiş vermenin — lü- zum suz luğu nu ve garsön ve- ya — kapıcının defalarca — te- Ha gZ se. l nel 'ı hıa eş n?ükumşı k bir paraya ehemmiyet #ermeyiz. Onun cebimizde bu- kunmasile har- e canmasını savi addederiz. Paranın kü- çüğünün de bü- yüğü gibi kıy- met ifade etti- ,ük :neıfenn. Iıoçtıı pas ;alann birikmesinden , doğ- |di yik — bulümalım. İ Nıe,e olursa olsun !*şırı— Vyı sarfederken, —bunu -niçin Bürdkdığımızı, bu masraflan çe- kinmenin kabil olup olmadığını iyice düşünelim ve lüzumuna ail olmadan paramızı sarfet- - » Mualbinler Birliği ( cu Muallimler — kooperatil kooperatifin serian ü ıeiı müteşebbislerle - milştere- ken çalışmıya karar vermiştir. Kooperatif için halen mevcut - |.625 lira 2500 liraya iblâğ edi-” lecektir. IGE dx 14- Kâlevvel-930 — Kasım 36 Arabıt Rumi ARecp 1300 | 1-Kününuevyel-13i$ — ayena Vakit-Ezaak- Vasatı | Vakıt-Erani-Vasatl Güneşi 2 367 17 | Akşam|12.— '1641 | Öğtel7, 271128 Pyam | 139 1820 'ıuıal $. 671429 | İmaak (1249 53 0 Faiz- Bey yatağa girince, | | her geceki itiyadına kapıla- rük, başucundaki dolabın üs- | tünden bir kitap aldı. Gaza- linin bir terelimesi. Her hangi | bir sayfasını açarak, sağ taraf- | taki ilk satırları kendi falı addetmek gibi çocukca bir Gazali diyor ki: “Harp bitti. Maktüller harp | Meydanında yat Bütün çığ- Jıklar, çin çığlıkları | sustu. Her beşeri kasırgayı ta- kip eden süküt, bütün bu şey- | lerin ne kadar boş — olduğunu * ne çiyi gösterirl,, Vaiz Beyin göz kapakları | aĞ yor ve düşüyordu. Bu g u çabuk geleceğe | benriyor; fakat okudu. | Gazali diyor ki: “Cihan, o icünun bizi çok -evlenebilir ve mes'ut olabilirsiniz. —| yüzük veya herhangi birşey Kadın Ve Kalp İşleri: Kocanızı Seçerken Bize Sorunuz * Genç Kızlar Kocanızı Nasıl Seçeceksiniz? lan Su; LEREE. FTAT DA Sorulan Sualler Cağaloğlunda Rahime Hammı Muhakemeniz -okadar 'hisle- Finizin esiridir. ki, kocanızı seçerken, sözüne ve görüşüne itimat ettiğiniz kimselerin fikir ve nasihatterine müracaat edi- miz. Sizmüsrif değilsiniz. Yalnız aile hayatınıza çok karışılma- masını İstersiniz, Cağaleğlunda Feyziye Hamım ; Siz övlenmiye hazır değilsiniz. Henürz birçok hayaller içindesiniz. Şümdiki halde kocanızın yalmız size verebileceği şeyleri düşünü- yor, ve sizin vermeniz İâzım ge- len geyleri nazarı dikkate almı yorsunuz. - Binaenaleyh - izdivacın mütekabil - fedakârlık istiyen bir iş olduğu kanaatine gelinciye kadar evlenmeyiniz. * Cağaloğlunda Nimet Hanımı Siz | gilrülü ” ve "parüyül kkat tunsunuz. Bu ikisine de namzet bir erkek söçüniz. Bunu Arlamak için de sizi istiyen erkeğin teşeb- büslerinde muvaffak olup olma- dığına dikkat - ediniz. Muvaffak GÜY Go billir “ARENR ” pi "gi temin edebilir. Böyle bir erkekle “Ankarada, Hıı:hı*y—dı Cemile H. : Siz zengince ve oldukça Mubafazakâr “bir ailenin oğlu ile evlenmiye çalışmız. Zaten erkekleri — tanıyıp — seçmekte hüsusi »bir kabiliyetiniz. vardır. Kendi “intihabınıza itimat edi- niz ve başkalarının sözlerine “ehmümiyet vermeyiniz. “Aksarayda C. : C. hanımı Siz kendinize ait bir elbise, Mevsim için bu manioyu çok zarif — buluyorlar. - Sizin zevkiniz acaba ne diyor? yalci kızlarlan değil almıya gittiğiniz zaman İnce | temeller üzerine kurul bi eleyip sık dokur, en Iyibiui lânlar yapar ve bülün, iş) zi Ona göre görürsünüz. Bu işini *bilen bir tücea almıya çalışır ve muvalfak olursunuz. - Binaenaleyh kaca- İ : 'ut” bir yuva a seçmekte de ayni derecede :ıî:: z ğınız erkek te tabi tuvaffak - olabilirsiniz. — Elbise | , zcmelidir. alırken ne yaparsanız, rengini, | Cinsini, fiatımı filân tayin eder, | - Aksarayda S $- Hasımı Öyle alış verişe gidersiniz de- ğil mi? — Kocanızı ihtihap ederken de aradığınız. mezi- yetleri bir tarafa kaydedin ve kocanızı ona göre arayın. Bu şartları kimde bulursanız ko: canız odur. Müteşebbis; :- eşraf oğullarından biri — sizin için mükemmel bir koca ola- bilir. Zaten siz kocanızın vasıl bir adam olması lâzımgeldiğini kararlaştırmışsın zdır. rınızda isabet vardır. uyan erkekle evienebilirsiniz. Hanımtoyze * Aksarayda M.N. Hanım: Siz İspanyada şato yapan ha- aldattı: — Fakat, | ler. | teşkil eden hafif rüya. | tağım ye yastığımdır: gözlerimizin ! önünden şekillerin, güzel tayf- | ların geçtiğini gördük ve onları temaşa ederek hulyalara dal- dık.,, Faiz Bey gözlerini kapadı. Parlak noktalar ve renkli he- lezunlar halinde süratle deği- şen birtâkım ince çizgiler görüyordu. Sonra dünyadaki şekillerden hiçbirine tamamile benzemiyen canlı birçok hayâ- Uykunun mukaddemesini Fakat yine gözlerini açtı ve okudu. Gazali diyor ki: “Evet, ölüme mahküm ol- | duğu için, her şy boştur. Bu cihanın kâşanesi Kum üstü- ne yapılmıştır. Mazi ve - istik- bal, taraf tarafa uçurumdur. ,, “ Hararet ve su, benim ya- yanmak ve boğulmak, işte benim ayi- nim! ,, Ve gene Gazali diyor- du ki: e * Arz, kayalr, denizler, hatta parlak - yıldızları, ve — ilâhlan, ve emelleri, ve dehası veya le, beşerin r_ıhu cüm- kapadı. Aymı p ve renkli belezunlara nun mukaddemesi olan hafif rüya. Fakat, kulağında ruba- inid il€ kelimeleri: “Arz, kaya- lar, denizler, hata parlak yıldızları...,, On gecedir, saatlerce uyu- mıyordu. Fakat, bu gece, göz- leri tamamile süzüliverdi: Ki- tap elinde kalmıştı. Kendini bırakıyordu. “Arı, kayalar, denizler, batta parlak... SD SON n

Bu sayıdan diğer sayfalar: