14 Aralık 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

14 Aralık 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA OKAN DALGASIİİİİ gi bdülhamit Oturduğu Yerden © Hakkı Mahfuzdur Sultan Hamit gülerek e) ? Verdi: 40 Hayır. Hayır, çek iyi Elsirin husule getireceği #i bildiği için Hayalin bu i Teketinden (o hünkâr, pek . Riyakâr terimlere " meşkedilmiş zarafetler * bıkıp usanan hünkâr, bu Mi saraylının (gösterdiği ME ve temiz ilantten memmun larak Ni ne boş bir kızım | Yal.. Gel bakayim yanıma. 1 Dedi ve hayeli, elinden irak şezlongu götürdü X Fazla alınan eksir, fazla İir göstermişti. Bir taraftan, İ > Haydi soyun Hayal... lava bu iradeye derhal vk Mest ve mahmur mazar- iy kendisine bakan hünkârın Küymda, soyunmuya başladı. | Şimdi bu sessir odada, ba- Uzun, bazan kısa fasıla- *la hışırdıyan tafta sesleri, | ta, kumlu bir sahili okşi- | i denizin hışıltı gibi ipek alar husule getiriyor ve “dalgalar, Sultan Hamidin sabını. gıcıklıyan heyecanlar Mİ ediyordu... Hayal, kısa ve kolsuz bir Hönlekle kalmıştı. Şimdi onda la ve lüzumsuz bir ismet- Hveriikten ziyade, mukadde: Ma muti ve saf bir bakirelik icabı vardı. İnce Mısır kete- hin çiğ beyazlığı, *mbe esmer cildini daha par- daha cazip ve daha şehevi tüsteriyordu, > Bana biraz dah verir Viin Hayal 7. Artık hünkânn sesi titri- Yordu, Gizli bir kuvvet, onun bütün yda geriyor ve dayanılmaz gerinme ibitiyacı veriyordu. Hayal; sağ elile tuttuğu ka Nehi takdim ederken dirse- pA den bükülen kolunun pa- * daha kalın, daha yuvar görünüyor... Tazim için Betin koyduğu se! eli, göğsünü daha dik, daha sert ve daha run gösteriyordu. inkâr, Birdenbire otur- e yerde doğruldu. Artık, ia damarlarını yakan ve ran © gizli ateş, sanki ç “9 bütün azamet ve haşme- Hi de yakmış ve kavurmuştu. «bir mantık ve şevket tan çi hiçbir şuur ve guru- “Y *itmda kalmiyan o büyük bu “zeli his ve ihtiyaç, şarkın a dar namdar ) ımı da nişi, ve iradesi (altında almak için uzanan Yan onun Kadehi nkü eli, Hayalin bileğin- e Çekti. Dizine oturttu. m önüne bakıyor ve titri- ha kür, kadehi aldı. İçme görmeden, © yanındaki Yıldızda Haşmetlu küçük geridonun üstüne bıraktı ve gittikçe taşan hislerinin son tuğyanile Hayale bir baktı. Şimdi Hayalin çehresi bambaşka “idi. Biraz evvel, bembe ve esmer bir sadef gibi “parlıyan yüzünde, şimdi nar renginde (o bareler yordu. Kirpikleri daha uzamış, ve gölgeleri daha derinleşmiş gi- bidi. Olgun bir kiraza bensi- yen dudakları, işihayı arttıran bir davetle kıvrılıyordu. Hüm- kâr, birdenbire sarıldı. Hayali, dalgalanı- Abdülhamidin Yaptığı Bir daha ; Garip X.. Selâmlık kollarının arasına aldı ve göz- lerini yumarak üstüne eğildi. Fakat.. o kırmızı ve kıvrık İ dudaklar" arıyan Sultan Hami- din ateşli dudaklarş ılık bir ıslaklıkla (karşılaştı... Hünkâr, Hayalin omuz başlarmı tutan ellerinin bileklerine dayımarak İ geri çekildi. Şimdi, Hayalin İ kalın ve gölgeli bir hat gibi İ görünen kirpiklerinin altından İ göz yaşları, sıziyor.. Ateşin | yanaklarında ince ve billöri izler bırakarak çenesinin alina | süzülüyordu. i (Arkamı var) Adananın İktisadi Vaziyeti Fena.. Zenginleri Şimdi Borçlarile Adına — Eskiden Adanada İ zenginleri servetile ölçerlerdi. Şimdi borçlarile ölçmekte dirler, | iflâsı, buhranı arttırmıştır. Alım Borcu çok olanlar o derece kredi sahibidir. Burada hemen herkes borçludur. Son iki sene zarfında Adanada buğday ok mamış, zürra bu sene tohumu- nu hariçten satın alarak temir etmiştir. Maamafih faal olan çiftçi yılmamış, tarlalar gene | kâmilen ekilmiştir. Pamuk geçen seneye nis betle bu sene noksandır. G>- çen sene dönüm başına 4- çeki iken bu sene 2-3 çe alınabilmiştir. İki ay sonra ye zeriyata başlanacaktır. Çifçil ezici bir borç altında çalışma" tadırlar. Son zamanlarda hüküm bankalara talimat vermiş, çif malının haczedilmemesi ve te - hilât gösterilmesi bildirilmiştir. en aşağı Üç sere tecil edilmesi lâzımdır. Ölçüyorlar ! Ortada esasen para kal İ mamıştır. Hacı Metozadelerin | satım durmuştur. Ziraat bam | kam tarafından icra suretile | satılan kıymetli bir tarlanın dö- İ nümünü 5 liradan banka açmış | 501 kuruş diyen olmamıştır. | Faizlerde çok yüksek oldu- ! gundan muhtacı tetkiktir. Ban- İ kalar resmen “12 faiz, “63 komsiyonla yüzde 15 faiz al maktadırlar. Halbuki (o senet tebdili meselesi halkı mabvet- mektedir. Bu muamele dolayı- sile faizler *625 e kadar çık- maktadır. v | bankaların bu faiz meselesi | hususunda da hükümet tedbir almalıdır. Bankalar O seyyanen muamele yapmalı ve müdür lerin şahsi musmeleleri ve te- İ sirleri hâkim olmamalıdır. Halk fırkası azaları tebdil edilmiştir. Eski azalardan biri evelce on parası yok iken beş katlı bir apartıman yaptırmıs! istifade ediniz 1 « İlin 8 satın geçmiyecektir. 3 çin sar elk ana de mer, in Sedat ün kuponu 4 — Her 3 sutrdan faslamna 2 kupon ilâve edümelidir. 3 — Her kı Ürerindeki tarihten bir hafta müddetle muteberdir. SON POSTA yı okuduktan #onra ilân kuponunu saklayı- nız, Bundan $ adedini ilânmiz ile birlikte bir zaffa koyarak ile idarehanemize gön- deriniz. İlânınızın gazeteye gir- #nesi için bu kadar kâfidir. — SON POSTA — BEDAVA İLÂN KUPONU 14- Kânunuevvel-1930 MANDARİN FİDANI — Beber acodi Mf kuruştan elli bin adet satılık yabani kapı Rasimpaşa hası 17 No. Telef İstanbul 4057. HÜSEYİN ZEYTİN YAĞINI — Dsir kullanınız. Yemeklerinizi nefis ve lezzet yemek ister misiniz? Bahemehal Hüsey: seğiim yağı He pişiriniz. İstanbu! Zinde kapım Babacafer türbesi karşımndaNo.3' 1 ven eb ml le ele UŞAKTA — Müskiret beyli Kemal Hilmi sade Mehmet Amım. Nefis rakı, şarap, konyak satar. SATILIK APARTIMAN — Tepebaşı Bristol oteli yanında (Özcan) apartımanı satılıktır. Kapıcısına müracsat. L HAGOPYAN — Erkek ve kadın terrihanesi Galata Kredi Liyone bankası #itlâalinde peştemnicı sokak Aleksiyadis haf No, 11 ia , Alman İşsizleri er Aile Bir İşsizi Sofrasına Alacak Ölene hafta Berlin. işsizleri bir. içtima yapmışlar © ve ( Brüning ) hükümetine karşı Bümayişlerde — bulunmuşlardır. # di dört yöz bini bulan bu n kafile halinde Berlin glerini . dolaşmışlar | ve Isun hükümet,,diye bağır- wışlardır. “Berlin mağazaları, yağma korkusımdan, kepenk- lerini kapamışlardır. Birçok teşkilât mümessilleri toplanarak bu meseleyi görüş- müşlerdir. Müzakereler netice- sinde sanayi erbabı ile, ticare- tane sahipleri elbise, çamaşır ve mevaddı gıdaiye dağıtılmak Üzere Obonolar (vermişlerdir. Bonolar işsizlere tevzi oluna- caktır. Her silenin de ayrı ayrı işsiz- lere yardımı düşünülmüştür. Her aile bir işsizi öğle yeme- ğinde şofrasına kabul edecek- tir. Bunu arzu etmiyenler buna mukabil 30 kuruş verecektir. Berlin işsizlerinin adedi 400 bine baliğ olmaktadır. Şehirde ayni miktar aile bulunduğuna göre her sofraya bir işsiz düşüyor demektir. Bülün bu muavenetlerden başkâ işsizler için 5 milyon mark iane toplanmıştır. Yeni Eserler Türkün “tabı Muallim Kâzm Nami B. hocamız “Türkün kitabı, is- minde, her Türk gencinin oku- ması lâzımgelen bir eser vü- cud# getirmiştir. Bu kitap, bir nevi vatan ve milliyet dersleri veren kıraat kitabıdır. Çok nefis bir tarzda basılmıştır. Naşiri Kanaat kü- tüpanesidir. | bu şekilde gelmekten memnun | Bu Sütunda Hergün Macar Edebiyatından. Nakleden: — Söfiye Peyman —İ Benim Yerimde Olsanız İki sene evvel ziyaretime geldi. Vücudu su, stü başı fırça, saçları tarak görmemiş bir adamdı. oYıkanmadıkça, fırçalanmadıkça, taranmadıkça bu eski mahalle komşumu ta- rımama ve hatırlamama im- kân yoktu. İsmini söyledi ve kendini tanıttı. > Saçlanmız yüzünden: sizi tanıyamadım, “ dedim. — Daha saçlarımı dün kes- tirdim, cevabını verdi. Aman Allahım! Bu saçları ke- silmeden evvel görmeli imişim ! — Emriniz nedir? Diye sordum. | — Hiç. Dedi, sadece ko- nuşmıya geldim. Şunları söy- lemek istiyorum: Ben dünyaya değilim. İnsanlar çok tuhaftır. Evlenecekleri zaman, bu işte en çok alâkadar olanın fikrini sormazlar; yani doğacak ço- cukların fikrini... Babam da evlenirken bana danışmamış. Belki benim istediğim bir ka- dınla evlenseydi, ben büsbütün başka bir şekilde dünyaya gelirdim, yahut annem başka bir erkekle evlenseydi... — Eğer kadınlar doğura- câkların arzularına muvafık bir tarzda evlenebilselerdi, milyo- ner Roçildin yüzlerce çocuğu olurdu! Ne ise.. Anlaşılıyor ki halinizden memnun değilsiniz! — Nasıl memnun. olayım? günde bir övühden fazla ye- mek bulamıyorum. Siz benim “yerimde olsanız ne yapardınız? —Evvelâ, hamama giderdim. — Bu lâkırdıları bırakın. Ben kendimi tepeden tırnağa kadar ihmal ettim, Çünkü vü- cudumda hiçbir uzuv yok ki < memnun (olayım. El & kızıyorum, çünkü çok beceriksiz şeyler; kafama kızı- yorüm, çünkü bende hiçbir şey öğrenmek kabiliyeti yok; saçlarıma (kızıyorum, oçünkü fırçaya isyan ediyorlar. Yüzü- mün güzel olmadığını biliyo- rum ve yıkamıyorum. Ben, bu şekilde bir insanın ciğeri beş para etmiyeceğine (o kanilm; hangi işe el atsam hatırıma bu geliyor ve cesaretim kır lıyor. Herkese gıpta ediyorum: Zenginlerin güzel elbiselerini, âlimlerin: dehasını, şairlerin ve romancıların şerefini, gençlerin endamını, amelenin (gürbüz kollarım, tüccarların servetini kıskanıyorum. Birçok evlilerin saadetinde, Yahudi çocukları- nın istikbalinde gözüm var. Birşey bilen, birşey yapan, birşey olan herkesi kıskanıyo- rüm. Çünkü ben bir hiçim, biçbir şeye muktedir değilim, hiçbir şeyim yok. Fakat ken dime bakmıya, yaşamıya mec- burum, Niçin o çalıstığım kendime soruyorum. Kendimi bırakmak, kunduralarımın yırtılmasına al- dırmamak, elbisemi hiç ilikle- mwemek, sokağa atılan süprün- töleri yiyerek doymak daha iyi değil mi? Hiçbir hakkım olmadığı halde kendi kendime niçin biraz ehemmiyet vereyim? ler — Peki, bana niçin geldi- niz? Size ne hizmette buluna- bilirim? Dünyaya gelmenizden beni . mes'ul eminim. — Şüphesiz... Dünyada kim- sem olmadığı için sizinle mü- nakaşa etmek istiyorum: Be nim yerimde olsanız ne yapar dınız? Benimle yerinizi değiş tirir misiniz? — Bir hafta sonra geliniz, size cevap veririm, dedim. Zengin dostlarımdan birine yazdım ve zeki bir kâtibe ihtiyacı olup olmadığını sor- dum. Bir hafta sonra müsbet cevap geldi. Eski mahalle ah- babıma güzelce bir iş bul- muştum. Fakat iki sene onu görme- dim; batta öldüğünden bile bahsettiler. Geçen gün bana geldi. Allahım! Ne mucize! Yı- kanmış, taranmış, fırçalanmış, tertemiz, taptaze bir adam olmuştu. — Oh, oh, maşallah... Bu ne İetafet! diye bağırdım. Sade bir tavırla “cevap * verdi : — Zannederim, dedi, çünkü nişanlandım. Fevkalâde güzel bir kizla... Hem de zengin bir Fakat mühimi de Beni seviyor! eni seviyor!, diyisindeki halini tarif edemem. Sordum: — Benimle yerinizi değiş miye razı olur musunuz? — Artık Çin imperatorile bile değişmem! dedi. tutmuıyacağınıza Kütahya Valisinin * Tavzihi Aldığımız varakadır: Gazetenizin 4 kânunuevvel 930 ve 130 numaralı nüshasi- nın dördüncü sayfasının üçün- cü sütununda (Balikesir - Kü- tahya hâttmda) serlâvhasile intişar eden yazının Kütahyaya ait olan kısmı berveçhi ati muhtacı tashih ve tavzihtir; 1 — Şoför Ali EK. sindeki kamyonun soyulduğu hakkındaki haber külliyen hi- lifi hakikuttir. Vilâyet dahilin- de böyle bir vak'a tehaddüs etmiş değildir. 2 — İkinci fıkrada zikredi- len ve 48-65 kilometreler ara- snda bir mühendis ile bir müteahhidin soyularak yirmi İngiliz lirasile 1300 evrakı nak- tiyesinin aşırıldığına dair olan hadise de: Tavşanlı kazasının Dağardı madenine" gitmekte olan bir madön müheudisile iki refikinin 21 İngiliz” evrakı naktiyesile 3 Mısır bankanotu- nun ve bir altın yüzük ile bir dürbün ve bir fotoğraf maki- nesinin tabancalı üç şahsı meçhul tarafınd: ı gasbedilme- sinden ibaret olup vak'a fail- leri #âmilen derdest edilerek ciheti adliyeye tevdi edilmiş ve mevkufen muhakemelerine devam edilmekte bulunmuştur. Keyfiyelin garetenizin ayni sütununda tavzih ve tashihini rica ederim efendim. Kütahya © Velisi A. Nusret idare-

Bu sayıdan diğer sayfalar: