18 Nisan 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

18 Nisan 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Nisan Londra Mektubu Ârsenal İngiliz ampiyonluğuna amzettir .. İngiltere - İskoçyayı gördük- Sonra dört beş gün kadar olaı Püsüsi / işlerimle meşgul Ş eem. Fatbollara gidememiş- 'azar günü ( Arsenal)ı Teyretmek Üzere cumartesi cve €u döndüm. — Sabahleyin “":"'5 açtığım zaman bar- 'an boşanır gibi yağmur Yağıyordu. ERE N Bu havada maç olmaz diye Yâtağımda dönmiye, tenbelleş- Hiye başladım. Odanın kapıst Uzli bizlı vuruldu. Bizim pan- Sİyonun küçük, yaramaz (Jaki)si, Mösyö maça gitmiyor miyiz? “ye yatağımın başına dikildi. Sahaya — gittiği Yret ettim, yer uk. İki misli para vererek Bir bilet aldık. Seyirci olarak fam 65,000 kişi vardı. O gün Chelsea İle Arselin Maçı vardı. O Chelsea ki, Ar- Seli kupa maçlarında yenerek (_Eumine) etmişti. Sahaya di- Zilen iki takımın en meşhur Oyuncularını seyrediyorduk. Bu €yecanlara Neller bile Tünüyorlar.. (Arsenal )in iki — meşhur Muhacimi ( Jak )la (Saruber) irbirine gülerek bakışıyorlar. Düdük çalındı. ( Jak ) yıldırım gibi ileri atıldı. ( Chelsea ) hafları ( Saruber ) le ( Jak )n Ombinezonunu - bildiklerinden Aralarına girdiler. Paslaşmala- Tni imkânsız kıldılar. Bütün ( Chelsea ) müdafaası bu iki Meşhur mühacim Üstüne çul- landı. Buna rağmen ( Jak ) Aralarından — sıyrıldı. — Arkasın- da kalan müdafiler kayarak kendilerini yere atmak suretile (Jak )ın hücumunu kesmek istediler, İşte o müşkül mev- kide harika bir oyuncunun (ne olduğunu anladık... Beklerin kabarak topu aça- tağını hisseden Jak topu iki Ayağı arasına sıkıştırarak - bir Metre sıçradı. Müdafiler bo- a düşmüş — oldular. (Jak) m İttiği zaman müdafilerin ayak- 'arı arasına düştü. (Hafbekler)de yetiştiler; beş kişiyi atlatmak lâzım geldi. (Lambere) pas Verecek gibi yapan (Jak) ken- di üstündeki tazyiki — aralttı ve hemen iki metrelik bir delikten — sıyrıld.. Mübalağa etmiyordum. Otuz beş metre Uzaktan doğru — kaleye — da- yandı. Okadar köşeye atmışki, İPplonjon) yapan kaleci başıni iz zaman bulamıyor- alışık — profesyo- bugün sinirli gö- Tefrikamız: No. 3 KUCAKTAN KUCAĞA — | mıyarak, Dsinde tekrar SERVER BEDİ tarmak — için çekiyor, fakat Muvaffak olamıyordu. Bütün kuvyetini topladı, bütün nef- tetini gözlerine doldurdu, yü- Zünü buruşturdu ve sordu: — Sen benden ne istiyor- tun? Nermin, farkında olmadan Okadar bağırmıştı ki bu sesten kadın da korktu, kendisi de. /Su Üstünde Sürat Rekoru Kırıl L İngiliz — mühendislerinden (Kay Don) bir gürat tecrübe- sinde Mmotörü yanarak ölen (Segrave)e ait rekoru kırmak için hususi bir motör vaptır- miştı. Yeni motörün saatte 160 kilometre kattedeceği tahmin ediliyordu. Tecrübeyi Ameri- kada yapmak Üzere motörile beraber Amerikaya mütevec» cihen bir vapura binen İngiliz mühendisi, yolda bir Amerika- | hnın yeni bir rekor yaptığını haber almıştır. Filhakika Amerikalı Gra- wood (Miss - Amerika IX ) is- mindeki motörile su üstü dünya sürat rekorunu 162 kilometre 788 metreye çıkarmıştı. yak basan İn- yaptığı — ilk Amerikalının reko- Amerikayı giliz — mühendisi tecrübede runu kırmış ve saatte 165 ki- lometre 36 metre bir sürat yapmıya muvaffak olmuştur. Yugoslavya Şampiyo Dört oyun oynamak üzere — şehrimize ( Beogrodski ) takımı tam kadrosile kale direğine vurduğu halde top girdi. Ahali daha ilk | dakikalarda yapılan bu haki- | katen üstadane gölü dakika- | larca alkışladı. İngilterede bir gol yapmak partiyi hemen hemen kazanmak- tır. Kalecilere kolay kolay gol yapılamaz. Bunu çok iyi hisse- den ( Chelsea ) hlar son gay- retlerile çalışmıya başladılar. Görmelidi; ne tatlı, ne fevka- lâde bir futbol seyrediyord uk. Çekinerek — etrafa — baktılar. ] Kadın - toplandı. Etrafına bir | daha - baktıktan kıza | ve yavaş sesle sonra eğildi dedi ki: — Yavrucuğum, ben senin | ğ doğru | eyiliğini - istiyorum. Nermin, zor gizlenen bir ölke ile: — Sen kimsin? Dedi, ben SON POSTA mühendisleri motörlerinde 3 gelecek olan Böyle oyunları on beş saaf | palı gol yaptırmıyacak bir sis- seyretse insan doymıyacak. (Chelsea) lılar da hlriknıâ(ıig bir gol yaptılar. Bu beraberlik göolünü kafa ile yaptılar Şampiyonluğun — tehlikeye gir-iğini gören (Jak ) alevlendi. Bu sefer de (Lnn_ı- ber ) arkadaşından aldığı bir pâası uçuyor. gibi sürdü Gine otuz metreden gözle görülemi- yecek bir şut.. İkinci gol- On. dan sonra (Arsenal) lılar ka- yine seni - tanımıyorum. — Yavrucuğum, tanırsın amma unutmuşsun. kadının — yüzüne istediği halde baka- bir —merak ettir sen beni Nermin, bakmak yeni — Tanımıyorum. — Sen Dilnüvaz kalfanın ve hacı Faik Beyin kızı Ner- min. Hanım değil misin? — Evet, — Bak ben seni tanıyorum, — Ben seni tanımıyorum. — Ah, zaman Üç yaşında, —minimini bir sarı papa idin. Sen benim nu Geliyor yavrucağzım, sen o | Rekoru kıran Amerikan |(Bu Bayram ! Oğnıyacağız Bayramda dört maç yap- | mak üzere şehrimize gelecek |.Beogrodski takımı hazırlan- mıştır. Bu takım - esasen çok bir takımdır. -Bulgar önünde nasıl mağlüp İduğumuzu gördük. Gelecek tbolculara vakıa çok çalışsak ta yetişemeyiz. Fakat biç ol- ümüzün akile çarpr | kuvvetli takımı mazsa yi şalım. Beogrodski ile çarpışacak kulüplerimiz bugünden tedbirli davranmalıdır. temde oynadılar ve maçın so- nuna kadar rakiplerine adım attırmadılar. Romanya Kıralıçesi Maçta Mevsimi geçirmek üzere Nis ve Kan şehirlerine giden Ro- manya - kıraliçesi bir futbol maçına riyaset ve bütün hanedan erkânı ile yağışlı bir havada ( Sain - Ser- ven) fatbol turnuvasına riyaset etmiştir. elimde büyüdün. Bohçacı Hüs- viye Hanımı nereden caksın? Rahmetli — anneciğin sağ olgaydı beni eli üstünde tutardı. O Yeşiltulumbadaki evinize ben gece gündüz ge- Dlirdim, tanıya- Nermin bu “Bohçacı Hüsniye | H, adını hatırlıyor gibiydi. Bu isim ona yabancı gelmiyordu. | de? Nasıl? Bunları bilmiyor. Ne olursa olsun içine bir em- | niyet geldi. Ailesinin hayatına bir korkmuya lüzum yoktu. Hatta, karışmış kadından - fazla ona, oksüz etmek üzere | gençlerin ricasını kabul etmiş | | Fakat ne münasebetle? Nere- | olmadığı günlerin | ı.;ederasyon Reisi Hamdi B. Bir Mülâkat Hamdi Emin B. Türk fut- bolunun hergün biraz daha gerilediğini, yeni çareler bu- hanmadığı takdirde daha fena bir mevkie düşeceğimizi eve- den görmüş idarecilerimizden biridir. yeni elemanlar yetişmediğine, fatbolumuzun muayyen bir sis- temi, —çalışmamızın müstakir bir. şekli olmadığına daima işaret etmiş olan Hamdi Emin Bey bugün iş başına geçmiş bulunuyor. Sabık Federasyon tarafın- dan Türk Milli takımının an- trenörü olarak İntihap edilmiş olan Çek futbolcusu Kolonati elmiyeceğini bildirdikten sonra damdi Emin B. başka bir antrenor bulmak üzere faali- yete geçmişti. Kendisinden bu hususta ma- lümat sorduk. Antrenör hak- kında sorduğumuz suallere ha- rici temaslar meselesini de ilâve ettik. Her iki iş hakkın- da Hamdi Bey bize şunları söyledi: — Yeni çocukları yetiştir- mek Üzere ehil bir antrenör bulmak için her tarafa bilhas- sa İngilizlere müracaat ettim. Müracaatlarımıza bir İngiliz cevap verdi. Eski bir futbolcu aymı zamanda iyi bir hakem olan o zata noktai nazarımızı mufassalan — bildirdim henüz bir cevap gelmedi. Berlinde inikat edecek futbol kongre- sine kabil olursa gitmek niye- tindeyim. O zaman bizzat bu işle daha çok meşgul olaca- ğım, Beynelmilel — temaslara ge- lince; ilk fikrimde devam ediyorum. Çalışmadan harice çıkmak bir faide temin etmez kanaatindeyim. Her seyahatta yenilen — milli takımlar bir zaman sonra hiçbir taraftan istenmez olurlar. Bazı kimseler ecnebilerle tema- sın faide vereceğini söyliyorlar. Kulüplerimiz kâfi derecede bu vadide faaliyet gösteriyorlar. Sık sık ecnebi takımlar - geli- yor. Bu da ecnebi teması de- ğgilmidir ?... — Mutlaka milki orma ile temas yapmak şart doğildir. Hamdi Emin Beyin kanaat- | lerine hak vermemek mümkün değildir. Olimpiyatlardan birşey | kazandığımızı ispata delil mevcut değildir. Biz evvelâ kendi mem- leketimizde çalışmayı — öğren- meliyiz. mes'ut aile havasını getiren bu kadına karşı, hafif, müphem, fakat tatli bir alâka hissetti. biraz evvelki muamele- sinden utandı ve ilk nefretinin sert aksülamelile, Hüsniye Hanıma karşı, ket gösterdi: — Affedersiniz, sizi tanımıyordum lüzüumundan fazla neza- dedi, ben Hasine Nerminin istifade Hanım, | bu ederek, zafından hemen bir ısırgan yaprağı | gibi yakıcı ve pürüzlü avucu- nun içine kızın elini aldı: -—A. dedi, üzülme ne evlâtcığım, var, sen, ziyanı Federasyon reisi olmadan, | Sayfa 5 ——— — a Kadın Ve Kalp İşleri ( SPOR,KISMI Gençler, Kendi Kendilerine Evlenebilir Mi? Gençler bemen evlenmeyi düşünüyorlar amma, ne mali vaziyetleri, ne sinleri, ne içtimal şerait buna müsait değilmiş, bunu göremiyor ve düşünemiyorlar. — Çünkü aşk gözlerini kör etmiştir. Gaye visaldır. Bu gayeye varmak için onlarca aşılamıyacak mâni yoktur. Zaten böyle olmasaydı belki kimse evlenmezdi. — Nitekim otuz. yaşını bulmuş, dünyayı anlamış bir adam, yirmi ya- şında bir genç kadar. kolay- hıkla evlenemez. İşte size bir AH yazıyor: İki senedir bir hanım kız« la sevişiyorum. Bu sene İise tahsilimi bitiriyorum. Mektebi bitirir. bitirmez bu kızla şanlanmak — istiyorum. Fakat ailemin ne vaziyet Biz beraber yaşa- Fakat ailem reddederse ne yapayım? Oğlum, evlenmek için lâzım gelen evsafı tam haiz görün- Bir defa gençsin, bilmiyorsun. Mesleğin ve kazancın taayyün etmemiş, askerliğini bitirmemişsin. Bütün bu meseleleri halletmedikçe evlenmeyi doğru bulmam.Amma nişanlanır da, birbirinizi bekle- razı o vakit bu işte reyi ve volll olamaz. İnsan evlenirken aile- sine değil, kendi şahsına, kendi kabiliyetine güvenir. Sen ken- dinde bu kabiliyeti görüyor musun? sevişince, misat: rumuzile bir genç n alacağını bilmiyorum. kadar mak — kararını hayatımızin sonuna verdik. müyorsun. hayatı miye olursanız ailenin * Antalya R Siz köpeği kadına tercih eder- siniz değil mi? in? Çünkü köpek derhal emrinize itant eder, kadın etmez. Hatta bu yüzden bazan kadından nefret edersiniz. Fakat kadınsız olamazsınız. Öyle bir. kiz. bulunuz ki, evlendikten sonra sizden romantik olmanızı beklemesin, size bir para maki- nesi nazarile bakmasın. BHanımteyze adı nzi Fahir B -— TAKVİM — Göz30 18 - Nisan - 931 Kasımı 61 Arabt * Zilkade Ruml $ » Nizan Vakıt-Erani-Vasatt Akşan/12— (18 49 Yataı 188 (X 28 İmsak |96 58 / 3. 28 - 1509 - 147 Güneşi 10:77 | $ 17 Öğle | S 2 1218 Ticindi! 9, 06 15.59 elbet sen beni tanımazsın. Nermin — kendini — biraktı. Hüsniye Hanım, Nerminin an- nesine ait, kısa, rabıtsız, başı ve sonu olmıyan bir takım his kâyeler anlatıyordu. Nerminin — dilinin ucunda hep bir sual vardı: “Peki ama benden ne istiyorsun? beni niçin takip ediyorsun?,, fakat bunu bir türlü soramı- yor ve Hasine Hanımın bahse kendiliğinden girmesini bekli- yordu. Hüsniye Hanım biraz durs du, sonra Nerminin gözünün — kuyruğile devam etti: bak Arkası var

Bu sayıdan diğer sayfalar: