16 Mayıs 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

16 Mayıs 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

JN00 —WR AM Fw L Ça A a a <S Ma Kişi Önün- € Ayvusturya - Macar Takımları “Usturyalılar Gayretli| İzmüir “JYunlarına trabere — Kaldılar ||A|_ "'îpının—zn mühim spor 4." ü teşkil eden Avus- k * Macaristan milli takım- ğ löcanın — tafsilâtını, — spor k 'hjıııirı çok büyük alâka a P edeceklerini bildiğim gönderiyorum. 4“'000 Seyirci Önünde, T rya-Macaristan Millt ekımlar Müsabakası aha üç hafta evvel mer- Mkvhıpmın en kuvvetli larından olan Çekleri bü- ir oyun faikiyetile (1 - 2) Jtnen Ayusturyalılar, Ma- a karşı çok güzel bir Oynadıkları halde, talisiz- heticesi berabere kaldı- Şdem de sıfıra karşı sıfırla. Beticeye Avusturya - Ma- bol tarihini — karıştıra- “y;tı:ık (1905) te tesadüf h Avusturya milli — ta- tin merkez muavini Hoff- B Tabatsız olduğu için oyu- #tirak edemiyor. ı._%. Macarlar çok — sert —,'ıkmlı başladılar. Avus- A müdafaası çok canlı hlııı' ve Macar hücumları 4 en bu müdafaa karşı- D bozuluyordu. Jımı.r teknik — oyunlarını b__:ynımıkh yürütemiyecek- anlıyarak kısmen daha mf fakat çok seri bir oyuna M:Yurlır. Avusturyalılar da hei " #eneki mağlübiyetlerinin &ba ıııeıı almak ve kendi rında Macarlarara yenil- Bnel için canlı ve düzgün Wy üN oynuyorlar. İlk devre Sıfıra — beraberlikle - bitti. haftayma — Avusturyalı- bir akını ile başlanıyor. k:..'hi akını takip eden akın- tak gerek Macar kalecisinin Ay,, Süzel oyunu ve gerek alıların şansızlığı yü- B'fed neticesiz. kalıyor. Bu hıı le Macarlar da Avustur- İR lesine akınlar yapıyorlar- Mç * Pek te tehlikeli - olm- k,' Oyun Avusturyalıların fa- N;hıe neticeleniyor. Avus- * Alıların bu maçı kazanma- '!k,,—'mpı kupasındaki dere- Üzerinde iyi bir tesir “Pacaktı. Çok faik bir oyuna .Nl beraberlik.. hakikaten *rine gitti. — G Bedi Ziya üyanda Sergüzeşiler Arasında AAA eee ile Rağmen| Arnkara Maçı Muhabirimizden : İzmir sporcularile muhtelif şubelerde yapilan temasları- mızdan çok memnunuz. Atle- tizm ve bisiklet müsabakala- rında İzmirin spor varlığını ispal edecek neticeler aldık. Futbolün ikinci maçı hadi- sesiz, sızıltıya meydan verilmi- yecek şekilde cereyan etti. Birinci maçta maatteessüf | bazı vak'alar oldu. İzmirlilerin hakeme itiraz mahiyetinde ya- pılıyor zannile düştükleri mü- him bir hatayı kaydetmeden geçemiyeceğim. Altay - Muhafızgücüne — ye- nildikten sonra sahayı terke- derken misafir takımın şere- fine bağıracağı yerde, istihza olsun diye hakemin şerefine Yaşal diye bağırdı. Halbuki Ankaralı kardeşle- rimiz sahayı terkederken fut- şerefine mutat merasimi etmişti. Böyle vaziyetlerde beynetteşkilât me- ihmal etmek doğru bolcülerimizin ifa rasimi olmaz. En ziyade ve dedikodusu meşgul - olunan hâlâ — devam eden Altay-Muhafızgücü maçını bütün - tafsilâtile bildiriyorum. Bu suretle İstanbullu kardeş- lerimiz hakemin neticeye ne kadar müessir olduğunu anla- mış olurlar. Atletizm müsabakalarından sonra 'tekimil sporcuların- çok alkış topladığı geçit resmini müteakıp Ankara - İzmir şam- piyonları hakem Ankara mımn- takasından İhsan Ali Beyin idaresinde maça başladı. Güç- lüler A. İmalâtı Harbiyeden Bilâl ve Apdi, Gençlerbirliğin- den de Halidi - takımlarına almışlardı. On dakika zarfında Muhafız vaziyete hâkim oldu. Çok seri olan açıkları İla Altay kalesini tehdit ediyorlar. Altay müda- faası seyirci vaziyetinde. Sağiç Ahmet bu vaziyetten istifade ederek hafif bir burun darbe- sile ilk sayıyı kaleci Fehminin hatasile yaptı. Altayın — yekdiğerini takip eden hücumları Muhafız kalesi önünde eriyor. Altay forvetleri mütemadiyen No. 4 GAZETECİ ALTIN PEŞİNDE - Şerüben şu geçeceğimiz Nd'h adı ne? Yanımıza aldığımız balıkya- gı kokmıya başladı. Pirinç ise Tüben, can sıkıntısı - ile Uiliı!cnmekle. Bütün — madeni " silken Kargoya baktı: S Bilmiyorum. — Nasıl? nerhaı cevap vermediği za- İti (Şerüben) i daha ziyade B:İP etmek faydasızdır. İ d: fas alarak sandalın di- h'“ı biriken suyu boşaltmıya başldım, Tentenin üzerinden İlzyp! kaldırmıyorum bile. Ne .,.-y"'n Var? Artık hiç değiş- Manzarayı belledim. | eşyamızın Üzeri de geniş bir pas tabakası ile örtülüyor. Çünkü boğucu bir su buharı içinde yaşıyoruz. Bereket versin silâhlarımızı mütemadiyen yağlıyoruz. Yok- sa onlar da kısa bir zaman içinde — kullanılamıyacak — bir hale gelecekler, Geçidi atladık. (Şerüben) çatal deyneğini bir kenara bırak- tıktan sonra bana dönerek : SON “POSTA |Olimpiyakos Takımı Çarşambaya Geliyo Gelecek cuma karşılaşacağımız Olimpiyakos takımının muhacim hattı.. Galatasaray - Fenerbahçe kombinezonu tarafından davet edilen Yunanistan şampiyonu Olimpiyakos takımile önümüz- deki cumaya Resimlerini koyduğumuz hü- karşılaşacağız, ] cum hattındaki dört kardeş, | şöhretlerini - Balkanların her tarafına yaymış usta oyuncu- lardır. Ayni hücum — hattında- ki kardeşler Yunan Milli Ta- kımında çok oynamışlardır. Bu vaziyet karşısında Fener ve Galatasarayın galip gelmesi ok iyi oynamaları lâzımdır. azırlık itibarile de onlar bizimkilere faik vaziyettedirler. İki aydır. İstanbul maçlarına hazırlanan Olimpiyakos maçla- rı. arifesinde (form) itibarile Hizöz " boğak ohişeeet * hdi haklı bir endişeye düşürüyor. Daha bir hafta olmadı; Gala- tasaray Beykozla berabere kal- dı. Sarı kırmızılıların o günkü oyumu, Yımkallie! hüfgmuda da tekrar etmemelerini bilhas- a temenni ederiz. için izmir ve Ankaralı Sporcuları hep bir arada Vahapla oynuyor, neticeyi on- dan bekliyor. Vahap ta tama- — Demin atladığımız ber- zahın adı Boni - Doro idi. — Fakat biraz evvel bilme- diğini söylemiştin. — Tehlikeli yerlerin adını geçmeden söylememeli, şeamet getirebilir. Elinin tersi ile üzerinde ter damarları parlıyan alnını sildi: — Bu geçidin adı vaktile (Kırk Ok ) tu. Fakat sonra- dan değişti. O vakit, altın to- zunun — kürekle — bulunduğu, sandalların tıklım tıklım altın ile dolu olarak geri geldiği zamanlardı. Fakat bir gün geçidin bir kenarında Doro adını taşıyan bir zenci peyda oldu. Sandalda- ki yolcuları tüfekle öldürüyor ve altınlarını saptediyordu. İki ——— mile marke edilmiş bir vazi- yettedir. Muhafızın bir. hücu- sene müddetle memleket deh- şet içinde kaldı. Haydudu tut- miya çalıştılar. Fakat herif bir heyeti seferiyenin yola çıktı- ğimı her dafasında nasılsa - işi- diyor ve derhal ormana iltica ediyordu, orada da tutulması mümkün değildi. Vaziyet ohale geldi ki Holanda hükümeti bu haydudun kafasını getirecek olana bin Fflorin —mükâfat vermeyi vadetti. Üstat: Hiç Üscü Löraân ) m — karjiaim- da Holanda toprağına geç- tiniz mi, orada Albina adını taşıyan bir gebir vardır. Gi deydiniz bu şehirde böyük bir nüfuz sahibi olan dostum Con Dubba çavuşu görürdünüz. Bahsettiğim tarihte Dubba basit bir askerdi ve Holanda lİzmir ryAnkara Maçı mu esnasında hakem penaltı veriyor. Herkes hayrette... Sa- lâhattin tarafından çekilen sıkı bir şüt Fehmiye çarpıyor, bir iki metre ilerisine düşüyor. Fehmi bu vaziyette seri bir çıkış ile gole mâni olabilirdi. Lâkin bunu yapamıyor, Salâ- hattin yetişiyor, ikinci bir şüt ile ikinci golü yapıyor. Biraz sonra da devre bitiyor. Sahada hakemin idaresizliği görüşülür- ken soyunma odalarında da hakemin tebdili müzakeresine girişilmişti. Hakem kararlarında isabet edemedi, fakat, ne de olsa hakemin hükmüne tâbi olmak zarureti Çok şayanı memnuniyettir ki maç yine aynı hakemin idaresine tevdi olundu. İKİNCİ DEVRE Muhafız çok serbest ve favullu oynuyor, Hakem müda- hale etmiyor. Bu hal Altayın oyununa ve oyuncalarının asa- bına da tesir ediyor. Muhafız, Apdinin şahsi gayreti ve tutu- maz bir şütü ile üçüncü sayıyı da kaydetti. Altay ise muha- cim hattında ufak bir tebeddül yaptı. Baron Feyzi top sürer- ken düşüyor. Hakemin kara- rında gene bir isabetsizlik var. Penaltı.. — Altaydan İ. Hakkı sıkı bir şütle Altayın ilk ve son gölünü yapıyor, biraz sonra da oyun bitiyor. TAKIMLARR VE HAKEM Muhafizgücü; bu — şeklile Altaya, müdafaa ve muavin hatlarında faikti. Muhacim hat- larım müsavi addebiliriz. hafızdan müdafi ve cenah haf- larile açıklar çok güzel vardır. oyun oynadılar. Sağiç Ahmet istikbalde çok şeyler vadediyor. Altay fena oynamıştır. Müda- faasında —Hilmi ve — Niyazi, muhacim hattında da Sezainin çalıştığı görülmüştür. devrede — muvaffak çok Kaleci olmuştur. Hakem: Oyunun tarzı cere- yanında her nekadar hakemin kabahati varsa da tarafgirlik etti diyemeyiz, yalnız karaı 1 da isabet yoktu. -— sahilinin, şüphesiz en güzel kızı olan Lusi isminde melez bir kızla nişanlıdı. Fakat kızın ebeveyni, Dubba meteliksiz bir asker olduğu için evlenmeleri- ne rıza göstermiyorlardı. Bu akşam Dubba ile Lusi uzun uzadıya konuştular. Bu | kotuşma neticesinde Dubba mülâziminden on beş gün me- zuniyet istedi, Lusi de sanda- lma atlıyarak yalnız başına nehir boyunca seyahate çıktı. Genç kız hareketinden üç gün sonra geçtiğimiz geçidin 'anında Doroyu buldu. 'e yoluna devam edebilmesi için ondan biraz yiyecek iste- di ve geceyi haydudun kolübe- sinin civarında geçirdi. Fakat sabahleyin yoluna devam et- medi. Sandalı da on gün müd- detle sahilde bağlı bulunduğu Mu- ; bir j Kadın Ve Kalp İşleri Sevdiğimle Ev- lenmek İçin Ne Yapmalıyım? Sevilmeden Sevmek Faciadı Maçkada Rubat isminde bir genç kız yazıyor: “Mahallemizde bir gençle bir senedir sevişiyorum. Fakat ailem müteassıp olduğu için sokağa yalnız çıkamıyor ve tabil bu gençle görüşemiyo- rum. Yalnız mektuplaşıyoruz. Son günlerde bana izdivaçtan bahsediyor. Bir taraftanda bir çok taliplerim var. Ailem beni bunlardan birile evlendirmek istiyor. Ne yapayım şaşırdım. Beni tenvir eder misiniz?,, Kımm, sevdiğin gence bir mektup yazar, vaziyeti anlatır, birçok taliplerin çıktığını, aile- nin #seni bunlardan birile ev- lendirmesi muhtemel olduğunu söyler ve kendisinden biran evvel ailenize müracaat ederek | seni istemesini tavsiye edersi- niz. Bu genç hakikaten ev- lenmek - niyetinde ise ve seni hakikaten seviyorsa, © vakit muracaatta gecikmez. Siz de talipler arasından onu tercih eder ve bu suretle meseleyi halletmiş olursunuz. * Ankaradan M. İ rümuzile bir genç kız yazıyor: *17 yaşında bir kızım. Küffüm elan bir genci son derece sevi- yorum. Fakat bu genç beni sev- mediğini ve bazı tabiatlerimi beğenmediğini söylüyor.., —Öyle ise ayrılalım alâkamızı keselim, diyorum. — Hayır ben senden ayrılmı- yacağım, diyor. Bu genç ne demek istiyor, meden böyle hareket ediyor, bir türlü izah edemedim. ,, Kızım, bu genç senin aşkını istismar —etmek — hevesindedir. 'nin sevdiğini biliyor, bundan istifade ediyor. Fakat bu falâka- nın bir izdivaca müncer olmama- ni temin için seni sovmediğini ve beğenmediğini söylüyor. Bu gence verilecek cevap — derhal alâkayı kesmek ve bir daha gö- rüşmemektir. Sevilmeden sevmek kadar büyük bir facla olamaz. Kendinizi bu faciaya kurban yap- mayınız. Hanımteyze e— TÂAKVİM — Gün 31 16 -Mayıs- 931 Himr 1 Rumt 3- Mayis < Si? yakıl-creni-vasati Akşam'iz.—| Yatsı lmsak yakit-ezanl-vasati Güneşlös.12 Öğle — 4.s0 f1210 İkdndi / 847 İ16:07 192) ne 287 noktada kaldı. On birinci gü, evvelce takarrur ettiği vechile Dubba geçitin yanma geldiği zaman — haydutu - salıncağında uyür buldü. Lusi bir gece evvel heri- fin yeyeceğine uyutucu bir ilâç karıştırmıştı. Dubba bu süretle — zahmetsizce adamın başını kesti. Bir sepetin içine koydu ve iki nişanlılar sanda- la atladılar. Dubba geçidi ge- çerken neş'e içindeydi, bin florini cebinde farzediyordu. Fakat bir dakika sonra ne genç kız kaldı. Ne kesik baş. Ne de sandal, Geçit inti- kanimı © almıştı. — Dubbay: gelince <o, tvücudu kayalara çarptığı için yaralı bir halde baygın bulunmuştu. (Maabadi yarın)

Bu sayıdan diğer sayfalar: