16 Mayıs 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

16 Mayıs 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kapısıdır. İstanbul, Karadeniz arasın: | “aki bütün seferlerin uğrağr: | dır, İstanbul, Kale - Bağdat; Ka İ€ - Şam ekspreslerinin geçidi- ir ! Her sene İstanbula binlerce | İhsan, her çeşit insan gelip gi | den ve hiç biri İstanbulda tiyenin yenileştiğini : ve garip- lileştiğini ve değiştiğini göste- en bir escre tesadüf edemez. İstanbulda bir çöküş, bir yı nlış, bir terkediliş manzarası Körür, İstanbulda cümhuriyet ku- ) ulduğundan beri Türkiyenin Venileştiğini, garplileştiğini ve değiştiğini gösteren eserler ya- Pabilmek imkânsız değildi. Yeni yapılar için İstanbul 'âtandaşları milyonlarca lira İârcetmişlerdir; birbiri arkası- Ya gelen Şehreminleri, Tüzum- 812 yollar, hesapsız kanalizas- Yin, gelişi güzel ümran taslak- ge için milyonlar sarfetmişler ir, Vatandaş kesesinden ve bele iye hazinesinden çıkan bu mil Yonlar İstanbulu güzelleştirme Miş, çirkinleştirmiş; topla- Mamış, dağıtmış; düzeltmemiş bozmuş: canlandırmamış, yor- Muştur. ! Bunun bir tek sebebi plânsız ilktir, İ Nişantaşı İstanbulun kibar Ve sevimli bir caddesi idi; ev- er ve konaklar bahçe içinde i- di. Şimdi bu caddede Beyoğlu- Wun bir kopyesi yapılmaktadır. ki Nişantaşı * bir daha diril- Memek üzere ölmüştür Eğerya Dlar için muayyen bir yüksek- konulsaydı, eğer cepheler trol edilseydi, eğer her ya- Binin önünde bahçe bıraktırıl- Miş olsaydı. Nişantaşı mahvol- Mayacaktı. Belediye kendinde bu hakla- Mw olmadığını söyleyebilir. Fa at-hu hakları istemiş olduğu” | Mu söyleyemez: Ankara şehri- he veriten bu haklarm, İstan- Mİ şehrine © verilmemesi için ir sebep yoktu. İ » Hayır, bunun sebebi, İstan- 4 bulda şehircilik denen ilimden | Mlayan bir tek mütehassıs in- | Sihin mevcut olmamasıdır. Taksim meydanı, her kesi bi * güldüren bir maskaralık ol- Mustur, Taksim meydanmı ya bir belediye mühendisi, Meydan denilen müessesenin günkü lügat mânasını bile İmeyen bi rzattır. Eski İstanbul ( Brendizinin &n güzel profilli şehirlerinden- di. Hattâ bu profil bugünkü şe ciler için ideal telâkki olun Maktadır. Şehrin estetiği ve ka Muhları vardı. Eski mahalleler iş sldıkça, bütün şehrin profi » Upkı Nişantaşı caddesi gibi, zuldu, Çünkü İstanbul için Plân yapılmak, ve san'atin ve Mtüsas kontrolu kurulmak is gememiştir; akla gelmemiş. İ i İstanbulu şehircilikten ve Sanattan arılamayan mühen- islerle yapı kalfaları tahrip tiler, Bu tahrip durmamıştır;; de- etmektedir. Dört odalı bir evin arsaya, Küneşe ve daha bir çok şartlara #öre tamam bir plânı yapılmak | izim olduğunu düşünmeyen | yetur. sekiz yüz bin nüfuslu şehrin gelişi güzel, her mü Yendisin keyfine, her yapı kal | Atının zevkine göre yanılaca ' 6 ncı sene, NUSHASI $ KURUŞTUR İ şehirler kadar, daha fazla fakir İder İ tılmış bir paradır. İ dığımız mahallelerini, meydan olabilir Cepheler sokaklar ve mey- danlar şehrin çehresidir, man- zarasıdır ve bu hiç kimsenm malı değildir: San'atin zevkin ve ihtisasın malıdır. Yapı yap aran bir adam ancak evinin ik çine, yemek odasına, yatak 0- dasına ve salonuna bi bilir. Geben hükmedemez ; hükmedemez. “Size ba satırları bir şehirci değil, fakat şehircilik diye bir ilim olduğunu bilen bir insaf sahibi ve İstanbulun bir âşıkı yazmaktadır. Plân, bediidir. Plân, iktısadidir. Plân, içtimai ve sıhhidir, Plân, ucuzdur; plân, zengin şehirlere lâzımdır. Şişhane karakolundan yuka rı kvrılırken bir mezarlık var- dı. Satıldı. Şimdi orada altı katlı bir yapı yapılmıştır ve ta karşında eskiden yapılmış o kadar yüksek bir yapı vardır. Bu iki yapımın arasmdaki 80- kak olduğu gibi bırakıldığın- dan, şimdi eski ve yeni iki ya- pınm da on aşağı üç katı ışık ve güneş almamaktadır. Arsa- nın hepsi yapıldıktan sonra, o rası, Nişantaşı gibi Beyoğlu kopyesi de değil, Beyoğlunun çirkin ve iğrenç arka mahalle- in kopyesi olacaktır. Hiç kimsenin bir şehirde otu ran insanların bir kısmını işık- sız, güneşsiz bırakmağa hak- kı yoktur. Bumın sebebi plânsızlıktır. Plândan evvel program ya pılamaz. Program, bir masraf- tar; plânsız program sokağa a- İstanbula ihtisas ve san'ati getiriniz ve onun emirlerini dinleyiniz. ei Paris ve Berlin gibi şel ri değil, Balkan şehirle! al addediyoruz. Bilir misiniz, otomobil çıktıktan sonra, $€- hircilik fikirleri o kadar değiş | ti, ki şimdi Berlinin ve Parisin | eski, hani bizim tanıdığımı: kartpostallarını duvara mallı larmı ve caddelerini beğenen hiç kimse kalmamıştır. i Çocuklarımız Türkiyeye hiç olmazsa plân fikri girdikten ra, bütün ümran ve inşaat işlerini durdurarak, şehrin plâ nım yaptırmamış olanları hür metle anmayacaktır. Bir şehir plânmın uzun süre ceği, bu kadar müddet şehrin inşaatsız b srakılmayacağı SÖY- lenebilir. Doğrudur: Zaten plâ nın az zamanda umumi hatları na karar veren mütehassıs, her sene için inşa ve ümran mtakaları gösterir. Plâna başlamak demek, hesabın dur ması demek değil, tabrip Ve imhanın ve çirkinleştirmenm durması veee ime Başka herşey, her ” her ii iddia boştur. Biz İstanbuldan dolayı yal nız onun ezeli ve ebedi sahibi olan Türk milletine karşı de- gil, bütün milletlerin hayalin- | de yaşayan bir cennet olduğu için bütün insanlığa karşı Mes ulüz. | Bu mes'uliyet acemi hende- se perkerine ve bürokrasinin ; keyfine teslim edilmeyecek ka dar ağırdır. Bütün nefis san'at adamları: nı, İstanbulun dostlarını ve hemşehrilerini plân ve ihtisas mücadelesine davet ederiz. Kuponlar meselesi Hâmiller mümessille- İriletemaslara başlandı zakere başlıyor. Mümessillerle Sara- Tı ayrı görüşmüştür! ş : Müzakeratı hükümet idare edecek olan Saraçoğlu Şiikri Bey ANKARA, 15 (Teletonla)— Buraya gelen kupon hâmilleri namına İİİ İİ Ensmaharriri: Siirt Mele VE A EEMEEE Hâmiller mümessillerile müzakereye Istanbul yok yere mahvolmaktadır Belediye meciisi Azalarına açık #mi İstanbul, Türkiyenin cümle | gını zannetmek nasl mümkün İMü: coğlu Şülrü Bey ay mürmessilleri ile temaslara baş Janmıştır. Müzakeratı - hükü- met namına Saraçoğlu Şükrü Bey idare edecektir, Ankara- nın ecnebi mahatili buraya ge- Jen mümessillerin mahdut 5€- lâhiyetlerle geldikleri iddiasın dadır. Mümessiller kendilerine tat- silât ile izah edilecek olan Türk tezi etrafında hazı ista- tistik ve rakkam isterlerse bu rakamlar kendilerine verilecek tir, Dün gece Fevzi Paşa Har retleri tarafından verilen süva rede Başvekil İsmet Paşa hâ- miller mümessillerile görüş - müştür. Bundan başka mürah hasımız Saraçoğlu Şükrü Bey- Je mümessiller arasında ayrı, ayrı mülâkatlar devam etmiş- tir, Şükrü Bey bana, müzükere- yarın başlayacağını söyle li, Gazininetrafında toplanalım Her zaman, her yerde o bozguncular.. Müstakillerden Halil Bey yakın tarihi. mizde kara bir leke gibi sırıtan adamlardan bahsetti ANKARA, 15 (Milliyet) — Meclisin dünkü celsesinde söz alan hatiplerden mustakil meb us Halil Bey (İzmir)in beyana tanı bildiriyorum. Halil Bey (İzmir), mühte- rem arkadaşlar, Reisicümhur Hz. bu telgrafların meclise ar- zedilmesini tensip buyurmuş- ! ialil Bey üetliste 803 süylerken lar, Buna hürmet ederek söze başlıyorum. Bu adamlar ayni #ihniyeti, ayni emelleri gö'en adamlardır. Bunların dabile ve harice karşı tartemiyle ma- Meb'usiar hatiplerin intibaatını dinlerlerken xp g0 hiyetlerini tebarüz ettirmek i- çin tarihimizin biraz gerilerine doğru gitmek ve meşrutiyetin iptidalarından işe başlamak ve tarih içinde bu adamların oy- nadıkları rolü birer birer tes- bit etmek lâzımdır zannediyo- rum. Meşrutiyetin ilânı sıraları Efendiler! Meşrutiyetimiz beynelmilel vaziyetin memle- ketimiz için çok gayri müsait | bir cereyan aldığı bir'srada i- â işti. O sırada Avrupa iz bilirsiniz ki, büyük in istihzaratı başlamış - tı, diyerek o zamanki Rus ve İngiliz siyasetini Türkiyede ve bilhassa İstanbulda gözü o- lan devletlerin siyasetlerini i- zah etmiş ve niçin İngiliz ve Rus siyasetinin biribirine pek yakın olduğunu anlattıktan sonra İstanbul yolunu beynel- milel bir muharebe ile açmak üzere giriştikleri itilâfları kay vamla: Meşrutiyetimizin dünyada u yandırdığ: büyük heyecan bu tertibatı muvakkaten ıskat et- mişti, 1326 senesi Makedonya- da çeteler toplanmış her taraf ta istiklâl hareketleri uyanmış ve Arnavutlukta, Arabistanda | ibtilâflar başlamıştı. Bü sırada (Devasnr 5 inci sahifede) detmiştir ve beyanatma de- | çoşgunlukla takdir sesleri yük Dördüncü dün sabah Taksim stadyomuün da çok parlak ve muazzam te- zahürat ve merasimle yapıldı. Sabah erkenden Sabahleyin havanm bulutlu olmasına rağmen şehrin her ta raimdan halk kitleleri saat ye diye doğru stadyoma gelmeğe İ başlamışlardı. Saat sekiz buçukta bu alâka tehacüm halini aldı. Bütün tri bünler jimnastik ve balkon an bini mütecaviz “halkla tama- men doldu, taştı; hattâ kalaba hık o kadar arttı ki polisler bir kısımı hi şenliklerin ce reyan edeceği sahaya geçmesi ne mâni olamadılar. Stadyo- mu ihata eden binaların dam- larında bile bir çok meraklılar toplanmışlardı. Balkonda bulunan dâavetli- ler arasında üçnücü kolordu kumandanı Şükrü Naili Paşa, şehrimizdeki erkânı askeriye, vali Muhiddin Bey, mektep müdürleri talebelerin velileri şehrin güzide- tabakasına men sup bir çok aileler de bulunu yorlardı. Saat dokuza doğru Saat dökuzda şenliklere işti rak edecek kız ve erkek mek tepliler Jimnastik o sahasına muntazam bir yürüyüşle gele- rek kendilerine tahsis edilen Hiz muallim mektebi geçerken yerleri almağa başladılar. Kız ve erkek her mektep ta- | lebesi sahaya çıkarken şiddet le alkışlanıyor ve büyük bir seliyordu, Dinç ve şen Her mektep kendisine mah- sus renkte kıyafetile sahanın etrafını birer çiçek yığını halin de çevirdiler. Hepsi o dinç ve şendi. Saat onu geçmiş ve ha- va tedricen güzelleşmişti. Dikkat! Saat on buçukta beden ter- BUGÜN bütçesi 1— ilân 2 3 üncü sahifcds İstanbül cama günleri #leniyo, İdin Bey sahanın ön tarafına konulan kürsüye çıkarak kuv- vetli ve-sert sesile ilk kuman- dayı verdi: — Dikkat! Hazırol! Bütün mektepliler yekpare saflar teşkil ettiler. | Bunların iki bini erkek, bin ri Rus sefiri M. Suriç dün An- || karadan şehrimize gelmiştir. Bugün Rusyaya hareket etme- si muhtemel olan M, Suriç bir muharririmize demiştir ki: “© — Memleketime mezunen gidiyorum, Rusyada iki ay kal dıktan sonra Türkiyeye tekrar geleceğim. | Türk - Rus münasebatı çok iyidir ve günden güne daha zi- yade inkişaf etmektedir. İki dost hükümet arasında müteka bil menafi nazarı itibara alma- rak aktolunan yeni ticaret mu / ahedesi yakmda iki tarafm mil ilet meclislerine tasdik edile- | rek meriyete vazolunacaktır. | da artık halledilmemiş hiç bir mesele kalmamıştır. Yeni ticaret muahedesinin | iktisadi münasebatımızı tak « viye edeceği kanaatindeyim. Rusyanın Türkiyeye ka şda dumping siyaseti takip ettiği söyleniyor, doğru mu- dur: — Hayır, bu dumping hikâ- yesi tamamen asılsız ve uydur madır, Bü yâlanları düşmanla rımız çıkarıyorlar ve aleyhimi ze açtıkları mücadelede o bir anda silâhı olarak kul- lanıyorlâr, Sovyet Rusyanın, bir kalp halinde sahada çelik | | Türkiye ile Rusya meyanm- # Düyunu umumiye © #lmali mes'ileri ar bugün başlanıyor. Dünkü idman şenlikleri geçen senelerden daha parlak oldu.. Şenliklere 2 bin erkek ve 1500 kız talebe iştirak etti. Gençlerimiz halk tarafından şiddetle alkışlandı idman şehlikleri | biye kursu müdürü Nizamed- | beş yüzü kız talebe idi. Evvelâ kız talebe kolordu bandosunun marş havası içinde büyük hiz resmi geçit yapmağa başladı- lar, Başta Erenköy lisesi olduğ halde sira ile Feyziâti, İstar bul Hsesi, kiz muallim mekte. bi, Cumhuriyet, Çamlıca, Eyip (Devamı beşinci sahilede) | Türk Rus münasebalı M. Suriç Ankara'dan geldi. Rusyaya gidiyor Sefir, Rusyanın Türkiye'ye karşı dumping yapmadığını söyleyor M, SURİÇ büyük bir faaliyetle inkişaf et mekte olan Türkiyeye | karşı hiç bir sahada müşkülât çıkar ması varit olamaz, Türkiyenin terakkiyatını çok kuvvetli bir dostluk rabıtg ve alâkasile ve Ki » takin ediyoruz. 4 j / - 4 j

Bu sayıdan diğer sayfalar: