11 Temmuz 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

11 Temmuz 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Hürriyetten Sonra Herşey Değişti. Acaba Bizim Çocuklar İs-| tanbulda Rahat Duracaklar Mı ?,, NAKİL! | Her hakkı mahfuzdur Bahusus, hürriyetten sonra, | herşey değişti. Acaba bunlar, rahat duracaklar mı?.. Hele Abdürrahim Ef, kafesten uçan bir kuşa dönecek, ne yaptığını bilmiyecek, Başlarında kuvvet- lice bir baskı yok. Biraderin hali malâmyal. O, benim gibi değildir. Rapt ve zapt husu- sunda gevşekçedir. Zaten ya- radılışı da halim, O selimdir. a ki 3 çocuklara baka- ilecek mi?. Birşey değil, ab- lâklarını besmele kor- kuyorum... — Müsterih olunuz efendim, onların damarlarında cevelan | eden hanedan kanı... Evet | efendim; hanedan kam. Zeki Abdülhamit, kurudan nem kapmıya alışmış bir ta- vırla, yüzüme bakmakta devam ederek, bıyık altından güldü. ve ei gülüşle de, (ne demek istediğini anlıyorum ) dedi ve bana da boş boğazlığınla ce- zasını verdi. 8 Şubat 325 Dün gece, sabaha gittiler ve giderken de epeyce gürültü ettiler., Sultanlar ayrılırken ellerini öptüler. Abdülhamit te onların gözlerinden (o öptü. Hepsine nasihat verdi: — Etliye sütlüye karışmayın Ayrılırken, sultanlar ağlıyor- du. Abdülhamidin de dolmuştu.. Ayşe sultan çok müteessirdi. Hem anasından, hem babasından ayrılıyordu. Biran evvel yola çıkmak istiyen (OAbdürrahim Efendi, sabırsızlanıyor. Mütemadiyen: Treni kaçıracağız.. Bu, ne bitmez veda?.. Diye mırıldanıyordu. Hatta; Efendinin bu hali, Naciye Ka- dın Efendinin çok gücüne . Yanında duran Hazine- ra: — Allah böyle evlât kim- seye vermesin. (Babasından ayrıldığına, zerre kadar İçi yanmıyor... Dedi. Naciye Kadınefendinin bu sözleri: Bana yine (Amelya) yı hatırlattı. Derin derin içimi çektim. Gidenler, şunlar: Abdürre- him ve valdesi, Refia Sultan ve valdesi, iye Sultan, Ay- şe Sultan, Mehmet Paşa, Ce- naniyar, Nevber, Melekcihan, Nevrestan kalfalarla isimlerini hatırlıyamadığım Oüç kalfa, Sonra, Hakkı ve Sıtkı EF. lerle er ağa ve aşçı Mustafa. Şimdi Alâtini köşkü, suyu çekilmiş değirmene döndü. Bugün Abdülhamidi gördü- ğüm zaman sordu: — Aceba İstanbula kaç sa- atte vasıl olabilirler?.. Cevap verdim: — Her halde yirmi dört, yirmi, beş saat sonra İstanbul- dadırlar... Abdülhamit, bugün çok en- dişeli idi. Sanki kendi kendine söyleniyormuş gibi, dalgın bir tavırla; — Aceba onları bir daha görebilecek o miyim?.. Hayat, 9 kadar acayip oldu kil. 9 Şubat 325 ia, EvBün, Abdülhamitte bir yan ve feveran var, Gözleri ZİYA ŞAKİR j Abdülhamidin çok iltifat ettiği Ermeni Patriği Ormanyan Ef. bile garip bir vahşet manasile parlıyor. Kaşları çatık. Dudak- ları tekallun etmiş ve dişsiz ağzının içine doğru çekilmiş... Her halde, yalnızlığın te olacak... Senelerce en kalaba- hk bir muhitte Oo yaşadıktan 16 sonra dağdağasından ayrılan.. Şimdi de burada (on beş kişi ) den ibaret bir ev halkı içinde kalan AÂbdülha: m bu asabiyetini tabii gördüm. Gidenler burada iken köşkün hali biraz daha başka idi. Sultanlar, az çok şen ve neşeli idi. Alelekser babalarile görüşürler ve ona vakit ( geçirtirlerdi. (e Halbuki onlar gittikten sonr, Abdül. bamit, Müşfika, Naciye Kadın- Efendiler ve beş yaşındaki Âbit EF, ile burun buruna kaldı. Günde yüz kişi, iki yüz kişi ile görüşen bir adam için ne elim bir mahrumiyet... Uzun uzun bana şikâyet ediyordu : — Bilmem ki, bana niçin gazete veremiyorlar... Sanki gazete okursam ne olur? (Ahvali âlem) den beni ba- berdar etmemek, pek manasız bir şey... Öyle değil mi ya? Cevap bekliyen gözlerini, gözlerime dikmişti. Onun, bo- xuk asabına acıdım. Belki teskin edebilirim diye cevap verdim: — Efendim, dünyanın her yerinde matbuatın hali malâm- dur. Habbeyi, kubbe yaparlar, Bahusus bizim matbuatımız henü: sakin bir mecraya girmemiştir. (Ar Çocuk Bilmecesinde Kazananların Listesi Muhtelif Kıymetli Hediyeler Eyüp O Babahaydar © mahallesi Galip B. bir fotoğraf o makinesi, Yozgat Muallim Şevki Dogan B. kın Jale Gönül H. bir ipek mendil, Kın toprak Samim Ayten H. bir ipek men- dil, Ankara İmalât harbiye tüfek fab- rika mütenevvi şubesinde 472 Nuri B, hemşiresi Munllâ H. bir güzel albüm, Kımlteprak Hüseyinpaşa çıkman Nejat B. bir kutu şeker, İzmir Kargı” yaku Mefharet sokak 21 Yusuf Zıya B. bir löyat kitabı, Taksim Gümüşsuyu Dunluk sokak 2 Suavi Ziya B. bir güzel albüm, Kasaba bulvar 101 Ahmet Safter B. bir roman, o Kınlteprak o Hüse- yiopaşa çıkmazı 14 Sedat B. bir dolme kurgan kalem, Fatih sencirlikuyu Lodos sokak 4 Orhan B. bir kutu şeker, Kırkağaç Alay 64 Tabir 7 kumandı Bin bman 1 Ahsen H. bir şişe kolonya kazanmışlardır. Zarf Kitap Kazananlar Ankara İmalâtı harbiye tüfek fabri- kası 444 Nihat, Ankara Hacettepe Yağlı dede sokak Bukkal Süleyman Efendi evinde Ömer Lütfü, Kırdtopruk Hüse- yinpaşa çıkmazı Hacer, Kasımpaşa bah» riye caddesi 4? Ahmet Kemal, Edirne Gari i Mektebi Müdürü Rubi B. kızı Ayaei, Balıkesir Erkek muallim mektebi müdürü Samih B. vamtasile | Efsar, Kınltoprak Hüseyinpaşa | çıkmazı 14 Neriman, Muğis orin mektep talabele- rinden Koca handa 136 Yumuf, Edirne belediye reisi Ekrem Beyin evi Nevin, Halıcı oğlu çift sokak 15 Al oğlu Haliç, Kemerburgaz mektep Nec miye İsmali, Ankara Sar Sinan mahak lesi Geçik mescidi yanında 87 Kema" lettin, İzmir İki çeşmelik Cam mahallesi haffaf sekâk 7 Ahmet, Ortaköy dere- boyu Cavltağı maballesi 33 Behzat, Nişantaşı kız orta mektebi 173 Mürü- vet H ve B.ler Birer Albüm Kazananlar Gemlik eczacı Ali Hikmet Bey oğlu Burhan, o Haliç feneri Çavuş Hamdi Çilingir sokak 168 Safiye Sumi, Ankara Ulucanlar Anafarta mahallesi $ Nimet, Adana Reşstbey maballeni 14 üncü s- kak No. 6 Al Nazilli orta mel” tep 306 Mehmet Lütfü, Cümhuriyet lar orta mektebi Dalme All, Edirnede Kı- yıkta dersamların 286 No. evind lat, Adams Kalekapısı aktar oğlu Mahmut, Beşiktaş Uzumenova Türk Ali mahallesi 29 Sabahattin, Uzunköprü hahveci İbrahim mahdumu Sabri, Ban dırma dava vekili Hüsnti B. oğlu Kemal, Teksim Ayaspaşa 36 sokak 35 Nigâr, Eskişehir Demirciler çarşısı 105 Yaşar, Edirne Ayşekadında kahveci Salih oğlu Arife Nişantaşı kaz orta mektep 480 Zehra Ali, Uzunköprü tayyare cemiyetine Ahmet Efendi kerimesi Mes'ude, Salihi Gaffur ende Ali Osman mahdumu N. Ferdi, İzmir Karşıyaka Dilsiz ve sağır lar mektebi (o talebesinden (Vicdan, Ankara Hacettepe Yağlıdede sokak 45 Sabiha, Beşiktaş Mazharpaşa sokak 8 Solmaz Sabri, Konya Kürkçü oğlu mahallesi 423 Cemal Beyin oğlu Mecit, İzmir AlPaşa mehahesi eski mahkeme #nü 129 berber Necmi, Eylip Alacaçer me Defterdar 22 İrmali Ekrem, Tekir dağ Ahmet Talât Bey kütüpanesi Ak met Hilmi Beyler ve Hanımlar, YEDİNCİ No. 7 Gazetemizde yelecek perşembe günl çıkacak Patronu bedava ak mak istiyorsam, bu kuponu kesip İsyınız. ve perşembeye kadar şıkacak kuponları toplayınız. Pat- Tonlurımızdan pek memnun ol caksınız, Patronlar neşredildikleri güm den itibaren İrtanbul karilerimiz Mir hafta, otaşın karilerimiz om kuponların gönder- nl Sin mez. Bu müddet « kuponlar kabul e o muhitin görülü ve | Kur'amız Bu Pazartesi Sabahı Çekilecektir Tertip ettiğimiz müsaba- kaya iştirak eden karileri- mize, kuponlarını tebdil için verilen mühlet, İstanbulda bulunanlar için geçen hafta bitmişti. Taşrada bulunanlar için de dün akşam bitam buldu. * Bu müddet zarfında, (Son Posta ) kuponlarını tebdil için matbaamıza müraacat eden her kariine küçük birer hediye tadim ettiği gibi, taşradan işlirak eden karile- rine de posta vasıtasile birer hediye göndermiştir. * Maamafi taşrada bulunan karilerimizin o hediyelerinin son kısmı postaye bugün tevdi edildiği cihetle hedi- yelerini henüz almamış olan karilerimizin merak etme- melerini rica ederiz. Dikkat. Taşra karilerimizin numa- | ral biletleri | kendilerine 5 taktim edilen hediyelerin içindedir. Hediyelerini açarken dik- kat ederek düşürmemelerini rica ederiz. Kur'amız... Büyük hediyelerimizin tev- ri için çekilecek kur'a pa- zartesi sabahı saat dokuzda matbaamızda Notor tarafın- dan çekilecektir. İstiyen kari- lerimiz hazır bulunabilirler. Meclisteki Bu Sütunda Hergün Türkçeye çeviren: Ş DAA değ Bu sefer çavuş dik sesile işe karışt: “Birisi söylesin, sonra (OMortonu göstererek: “Siz, devam edinizl,, — Dediğim “gibi, kadehi doldurdum.” Şarabı kokladım; iyi buldum.. O kadar iyi bul- dum ki rengini görmeği öz- öte” Ve birdağı” ıçığ * tat tum. Tam içmek için indir. mek üzere iken, parlak küçük bir şeylerin dipte toplandığı gözüme ilişti. Yazıhane Üze- rinde bir pertavsızla baktım. Bunların o billörlar (olduğunu anladım. Şaraptan tiksindim. Buna ne diyeceğimi bileme- dim. Fakat henüz böyle şeye rastlamamıştım; hakikati öğ- renmek istiyordum. Bir iskemleye çıktım. Küt diye kendimi bıraktım ve ye- re yatım. OKımıldamaksızın bekledim. Hareketsiz yattığım sırada Harlovun Locker ismin- de tetkikler yapan bir kimya- ger arkadaşı olduğunu hatır- ladım. Harlov onun lâbratua- rına uğramıya alışmıştı. Onun Harlova veya herhangi biri- ne zehir vereceğini ummamsa da lâbratuvarda (o olduktan Son Müza- kerenin Zabıtlarını Aynen Yazıyoruz © (Baş tarafı 1 inci sayfada ) İstizahın diğer mevzuu, reyan eden ahval, mevcut olan tedbirlerin (oo kâfi olmadığın meydana çıkarmıştır. Bu hu- susta hatiplerin müşahedeleri- ni dinlemek isterim ki, bizim de birçok (o müşahadelerimiz vardır. Eğer Meclis mutabık olursa alınması lâzım olan ted- birler hakkında uzun uzadıya izahat arzederim. Söz Alanlar Reis — Efendim, bir kere daha evvelden istizah için söz almış zevat (o vardır. Bunları okuyacağız, bunlardan sonra da şimdi söz istiyen arkadaş- ları sırasına göre yazacağım. Sıra şudur: Süreyya Bey, Ahmet İhsan Bey, Mazbar Müfit Bey, Ziya Gevher Bey, Yunus Nadi Bey, Ali Saip Bey, Şeref Bey, Re- fik Bey, Refik Şevket Bey, Emin Bey, Hamdi Bey, Mustafa Tur- gut Bey, Yusuf Bey, Nazifi rif Bey, Necip Asım Bey, ih Bey, Galip Bey, Fanl Ahmet Bey. Reis — Başka söz fstiyen var mı efendim? Süreyya Bey Kürsüde Ahmet Süreyya B. (Aksara' Çok iaelıizlar efendiler; Ye kümetinizden yaptığımız istizah takriri altında imzası bulunan arkadaşlarınızdan birisiyim. (İşi- temiyoruz sesleri). İşittiririm, Fakat evvelâ takririmizin manasını ve onunla istihdaf “il ettiğimiz gayeyi teşrih ve tav- il zih etmiye lüzum görmüyorum. Himayei Etfal Balosu 23 Temmuz 1931 'Takrir kat'i bir vuzuhla yazıi- mış ifadesi sarih, matlabı çek il meydanda olan bir istizah tak- al de Yalnız bizi bu fakririn yazı- verilmesine, istizahın yapıl masına icbar eden esbabı, te- celliyatı, vekayii, gidiş tarzla- rını teşrih ve tahlile iptidadan ve Heyeti Celilenizi bu husus- ta bir karar almazdan evvel bütün beşeriyet tarihinin bil- hassa yüksek Türk inkılâbı tarihinin müvacehesinde ya cağım teşrih, tahlil ve tesbit- ten evvel bugünün bir hâdi- sesine temas etmek mecburi- yetini hissettim, Efendiler; bizi istizah takri- rini vermiye mecbur eden bazı zetelerin neşriyatı meyanında, bogünkü makalelerinin mün- derecatının içerisinden bir iki fıkradan © bahsedeceğim. Bu telerden birisi diyor ki: als vesileler deil hürriyetinin boğulmasına kâfi gelecek mi?, Diğer birisi diyor ki “Bugün cümhuriyet tarihinde matbuat hürriyetinin son günü olmiyacaktır. Mat- buat hürriyeti (© padişahların elinden cümburiyetle beraber alınmış bir haktır. Ona kimse iişemez. erine İnanma- dığımızı iftira ettikleri inkilâp- çıların, o birkaç yretkeşi iddialarile eümhuriyetin paz hatlarından geri döneceklerine İnanmıyoruz. ,, Efendiler; fena vesilelerle matbuat hürriyetinin boğulma- sına karar verilecek midir? Diye bir şöphe gösteren bs fırka karşısında kat'i ve intihal bir hüküm ve karaat olmak Üzere çok kısa bir şey arzedeceğim: Biz tskririmizle, (o yaplığımız istizakla ne mutlak bir mat- buat meselesini ne de mutlak bir matbuat werbestisi mese- lasini kastetıniyoruz. Takrirk Ng Ya ME İİİ a lid sonra kendisi bakmadığı sıra. da alınabilir. Herne isel. Son- radan siz Harlova geçen üç gün içinde “Locker, i görüp görmediğini daha iyi sorabilir sinizya.. Harlov soluyarak haykırdı, — Yalandır! Çavuş elile işaret eti: — İkinizin de süylerken dikkatli olmamızı tavsiye et- miştim. Mortone: — Sonrasını söyleyin! — Bitirmek üzereyim. Ora- da yatmaktan yorulmıya baş- lamıştım. İçeri geldiği zaman onu iyice ogörünciye kadar beklemek, ondan sonra haki- kati öğrenip onu korkutmak istiyordum. Fakat beni bıra- kıp gitti, Onun yaptığını size söylediğim üzere kâğıda yaz- mak şurada aşağıya başka bi- rini atmak oldu. Harlov birden atıldı: | — Yalan, yalan. Hepsi ya- lanl, Kendini toparlamıştı. Sesi eskisinden daha kuvvetli, daha sertti. — Eğer herhangi bir yerde zehir varsa sonradan konmuş- tur. Ben size bunun şarabında olmadığını göstereceğim. Me- mur Ef. bana karşıdaki oda- dan bir bardak getirebilirsiniz! Memur onbaşıya baktı. O da başile işaret etti, Harlov hemen elinde bar- dakla tepsiye yaklaştı. Üçü de ona bakıyordu. Şaşıran me- murlar sabırsızlıkla bekliyor- lardı. — Size şimdi göstereceğim! Sürahiyi kaldırdı, bardağ doldurduktan sonra (yerine bıraktı ve bir iki adım geri- ledi. ni arkaya atıp bar- dağı kaldırmasında o canlilik vardı. Morton bir fenalık ola- bileceğini hisseder gibi oldu; Harl atılırken çavuşa ba- pon Onu bırakma!,, Çavuş unun OÜzerine © afallıyarak Harlova doğru: içmiş gibi Bırakınız ; oldunuz.. Söylendi. Fakat Harlov vahşi bir gü-. lüş güldü... Ve içti. Şarabın yarısını yuttuktan sonra durdu, Yüzüne tuhaf bir mâna çöktü. Elini hızla ağzına götürdü, dü- şen bardağın kırıkları döşeme üzerinde yayıldı. Çirkin bakış | r gide daha ziyade korkunç- aştı. Esniyen ağzından anla | gılmaz sesler di, © ihti- lâçlar geçirdi, tekrar gerindi. Ve gi bir halde memurun kolları arasına düştü! Hayretten donan çavuş bo- şuna ileri atıldı; O boşuna “Allahım, adam ölüyor., De duyulamaz bir sesle hay Yanılmıştı. Çünkü adam şimdi ölmüş bulunuyordu. Bir dakika | sonra gelen olr için iş kal- kalmamıştı. SON — ——— m m mize esas ittihaz edilen madde bu değildir. Böyle bir tevsim ksek Türk inkilâp tarihinin | arşısmda hakikatten o uzak, noksan ve yanlış bir telâkkiye delâlet eder, Bizim bugün Büyük Millet Meclisinde ke- nuşmekta olduğumuz ve konu- şacağımız şey - çok açık. ve | kat'i bir lisanla ifade ediye- rum (arkadaşlar - bötün bir milleti ifsat ve idlâle uğraşan, bütün bir memleket kuzur ve emniyetini münasip kıluzga | çalışan şeni bir düöşmenli sefii, menfur bir hiyanet haki- ki inkilâp ve cüwhuriyet hain- liği o meselesidir. | (Brave sesleri) NEM o la Devumi ver) Pa ' Mİ e

Bu sayıdan diğer sayfalar: