Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
21' Temumz' Kari Gözile Gördüklerimiz Sarayburnu Maktel Oldu Sarayburnu önünde mütareke | senelerinde bir vapur batmıştı. Bu vapurun direkleri senelerce reklâm lâvhalarına mesnet oldu. Binbir şikâyet üzerine Liman dairesi bunu dinamitle parçala- miya karar verdi ve sözde de vapuru tamamen batırdı ve teh- likeyi bertaraf etti. Halbuki va- purun baş kısmı hâlâ suyun Üzerindedir. ve Bogaza meyil süratle akan cereyanları İikiye bölmekte ve anaforlar yaparak sandalları, motörleri tehlikeye düşürmektedir. Geçenlerde bir Amerikan mo- törü battı. Ertesi günü Gemlikten gelen büyük bir çektirme parça- landı ve mürettebatı — denize döküldü. Ayın on dördünde Mal- tepeden gelen sebze motörü ma- kinesi bozulduğu için cereyanla buraya gelmiş ve anafora kapıla- rak batmış ve sebzeleri mahvol- muştur. Ceçen sene de üç kişi boğulmuştur. Ahırkapı balıkçı- ları müteaddit defa Liman idare- sİne müracaat ederek bu müthiş tehlikenin kaldırılmasını istemiş- ler ve fakat aldırış edilmemiş. Bu müracaatlerini tekrarlıyarak şonları söylemişlerdir: İdare bizi amele diye çalıştırsın. Esasen vapurun alt kısmı çürüdüğü İçin bir Iki dinamitle tamamen batı- SON POSTA Hayata Yeni Gizecek ençler Va Aileleri Dkuüşun Hayatı Kazanmak İçın Riayet Edilecek Şartları Öğreniniz İmtihanlar bitti. Bugün memlekette orta veya yüksek tah- silini bitirmiş birçok gençler var. Bunlar hayata atılmış bulu- nuyorlar. Fakat hayatın daha ilk kademesinde kendilerini şaşırtacak birçok tümseklerle karşılaşacaklardır. Hele meslek meselesi hepsinden mühimdir. Hangi mesleğe girmeli? Mes- lekte nasıl muvaffak olmalı? İşte hayata atılan her genç için cevap vermesi çok müşkül iki sual. Biz gençlerin bu müşkülle- rini halletmek azmile hayatta ve meslekte muvaffak olanlara, ilerliyenlere müracaat ettik, gençler için tavsiyeler topladık. Bugün, âsarıatika sahasında muvaffakiyetler kazanan Ahmet Tevhit Beyin tavsiyelerini neşrediyoruz. Ahmet Tevhit Bey diyor ki: — Ben Erzincanlıyim. Erzu- rum ve Erzincan (Subiyan) mektebinde okudum. Trabzon ruştiyesinden şahadetname al- dım. Bir gün babamın kitap- larını karıştırırken elime (93) senesine ait bir sâlname geç- 'ti. Bu sâlnamede —mektebin programını okurken âsarıatika dersleri nazarı dikkatimi cel- betti. Galatasaraya girdim. O senelerde de (Âsarıatika) mek- tebin programından kaldırıldı- rılabilir. Biz bedava çalışacağız ve yahut bize dinamit nrılnıuı batıralım. Dairelerdeki Pis Kokulardan Şikâyet Ediliyor Muhterem efendim, Bizde “Nezafet imandan gelir,, diye bir darbımesel vardır. Evlerimizde, sokak kirlerini, tozlarını eve taşımamak için ayakkabı ile 'gezilmesini İstemi- yen birçok aileler vardır. Buna mukabil, pek çok Eevlerin bir türlü — temizlenemiyen — umumi mahalleri mevcuttur. Arzettiğim bu hal, aramızda gizli kalan «bir kabahattir. Fakat İstanbul gibi Türkiyenin belli başlı bir şehrinde, hükümet dairelerindeki - afedersiniz - ab- destanelerin hali nedir? Yemin ederim ki bazı hayvanlar bile tahammül edemez. Ceçen gün bir ecnebi dostum, Adliye dairesindeki pis kokudan şikâyet etti. Ben bir hafta evvel buna şahit olmuştum amma, bir ecnebinin o çirkin hale vakıf olacağını İstememiştim. Bu hususta, — temizlik — için komşu memleketlerini misal görz- | termiye lüzum yok, Kendi pisli- imizi görebilecek iki göz haki- ati anlamıya kâfidir. Karilerinizden : , Halit —— TAKVİM — Gün 31 21-Temmuz-931 Hızır 77 ği için öğrenemedim. Bir gün babamın metrukâtı arasında elime bir torba eski tarihi paralar geçti. Trabzona gittiğim zaman da bir zat ba- na beş on eski -para hediye etti. Bunlar benim çocukluk- tanberi zihnimde — taşıdığım hevesi tahrike kâfi geldi. Mü- zeye devam ederek meşhur kumandanların, — cihangirlerin paralarını gördüm, tetkik et- tim. Bunlar arasında bilhassa işlâm meskükâtı üzerinde dur- dum. Fransızca bildiğim için bu hususa ait eserleri tarihi ve bilkaâassa eski coğrafya kitap- larını okudum, Esatir öğren- dim, Üç Tavsiye Esasen — âsarıatikaciı — olan gençlere de tavsiye edilecek başlıca üç ilim vardır: 1 — Tarih 2 — Eski coğrafya 3 — Esatir Eski eser ve bilhassa mes- kükât tarihin — yaşıyan eser- leridir. Bir meskükâtçı şöyle bir iddia serdetse doğrudur: “ Bana bir avuç eski para ile bir genç veriniz. Size ada- makıllı bir tarihçi yetiştireyim.,, Topraklarımız - bilhassa küçük Asya yerli ve seyyar eski me- meraklılarını Arabi Ruml $-Rebülevvel-13s0 | 8- Hazirag - 1347 | deniyetlerin bir beşiği olmuş- vakit-ezani-vasati | vakıt-ezani-vasatl — | tur. Bu topraklarda milyonlar Güneş|09.10 | 446 | Akşamlız.— 1936 | değerinde eski eserler gömü- ögı.! 443 (12.20 | Yatsı | 1.55)21. 33 lüdür. — Bunlar İkindi| 841 1618 | İmsak (6 .59| 2. 36 maddeten va- müânen zengin —— z — Tefrikamız : No. 8 KUCEKTAN KUCAĞA SERVER BEDİ Nermin omuzlarını silkti: — Neden korkayım? — Niçin gizledin ya? — Nezaketen.. Atıf Bey Nermine döndü: — Oğlanla aşna fişne yap- mak niyetinde miydin? Kim- miş bu? Ben tanıyor mıyım? Nerede? Nadire cevap verdi: — Fahir,'dedi. Nuri Paşa- nın: oğlu,.. İşte, şu cazbandın Yanındaki masada oturuyor. Atıf Bey o tarafa doğru bir göz attı: —İşitmişliğim var amma ta- nımıyorum, dedi. Eh, haydi, bir işmar edin de bizim masaya gelsin, ben de yakından gö- reyim, bakalım bizim Nerminin beyendiği tip ne imiş, anlı- yalım, Nadire birkaç defa Fahirin tarafına baktı ve nihayet ona işaret etti. Atıf B. ağır bir adam de- ğildi. Fahirle tanışması hiç sıkıntılı olmadı. Çabuk sami- Ka | | Alfons'un edebilir. Halkımızda garip bir zihniyet vardır. Âsarıatika de- nince aklına ilk defa define gelir, kazmasını da yere altın ve gümüşlere kavuşmak için vurur. - Tılsım Bozuldu! Bir çömlek içinde çıkacak altın veya gümüşten ziyade * kadim devirlere ait meselâ | resimli veya yazılı bir toprak kap binlerce altın ve gümüş- . ten maddeten ve mânen daha kıymetlidir.. Bazan bir yer. kazılırken zamanla kömürleş- miş veya çürümiye yüz tutmuş bir takım şeyler çıkar - ve kazmayı vurunca parçalanır. Derhal şu hazır söz tekrarla- _ nır. ( Eyvah tılsım bozuldu, altın kömür oldu.) Âsarıatikada tılsım Şimdi kafa ve irlan devri | açılmıştır. ş | Âsarıatika Dersi — | Memleketimiz âsar itibarile | bütün dünyadan zengindir. Bun-. lardan- istifade edebilmek için | mekteplerimize | Âsarıatika )' dersleri konmalı. Eskiden biz- | de âsarıatikaya — şimdikinden daha ziyade ehemmiyet veri- | Yalnış Haber İspanya- da Heycana Sebep Oldu San Sebastien, 18 (A.A.) — Geçen gece San Sehbastien'de rahibelerin manastır önünde büyük bir gürültü kopmuştür. Bu kargaşalığa güya Kıral kadın — kıyafetine girerek bu manastıra iltica ettiğine dair ortaya çıkarılan yanlış bir haber sebep olmuş- tur. Milis muhafızı müdaheleye mecbur kalmış, fakat manastır önüde toplanan ahali dağılması için verilen emri dinlememiş ve kapıları kırmıya teşebbüs etmiştir. | Bu . vaziyet karşısında en ziyade telâş ve asabiyet gös- terenler manastıra alınmış ve %_—____ ve | sihir- devri çoktan kapanmıştır. * | zırlanmadığı !ı bahisleri Ahmet Tevhit Bey, memleketimizde adet- leri çok az olan asa- rıatika — müntesiple- rinden biridir. Bu İl- me küçük yaşta me- rak eltmiş, çok uğ- raşmış ve muvaffak ta olmuştur. Bilhassa eski tarihi paralara ait tetkiklerinden çok istifade edilmektedir. Naklettiğimiz hatıra- ları, bu mesleğe inti- sap edecekler için bir rehber mahiyetin- dedir. lirdi: Darülfünunda müteveffa doktor M. Mortman bir zaman- âsarıatika — dersleri — verdi. Kablettarih âsar — okunmıya bqlmdl. Memlekette — yetişeceklerin nazarı dikkatini celbedemediği için muvaffak olamadı. Sonra, Aguri âsarı mütehassısı Mösyö Muhar tedrisata başladı, bir de kitap bastırdı, fakat bu da nafi olamadı. Çünkü pek az kitap bastırmıştı. — Faydasını neşredemedi. Şimdi — Mösyö Gabriyel senede muayyen za- manlarda Darülfünuna — ders kveriyor. Fakat iyi esaslar ha- için bundan da istifade edenler pek — azdır. Darülfünunumuzda bir kürsü tesis edilmeli —ve âsarıatika sınıflara — ayrılarak okutulmalıdır. Bence iyi tarih bilmek için iyi âsarıatika ta- nımak İâzımdır. Eski eserleri Şampiy;)n Amerikalı Bir Genç Yeni Rekor Kırdı Nevyork, 18 (A. A.) — A- merikan yüzücülerinden Helen " Madison açık denizde yüzme amatör şampiyonluğu için ya- pılan müsabakada — yeni bir dünya rekoru daha kazanmış- tır. 18 yaşında tanınmış bir yüzücü olan Helen Madison 10600 yardalık bir mesafeyi 13 dakika 23 4/5 saniyede yüzerek —geçmiye — muvaffak olmuştur. Kıral Alfons olduğu iddia edi- Ten şahsın Kırala pekçok ben- ziyen alelâde bir kimsed-<n Abaret olduğu kendilerine gös terilmistir. -tariht hikâye olmaktan kurtarır. KEERR | » <T8 * ZL üğea Manastıra Hücum! v . l Kadın Ve Kalp İşleri I Kendini Aldatan Kız Bir genç kız, bulüğ çağın- dan sonra ihtiyari, gayri ihti- yari erkeklerle alâkadar olur. dar gayri kabili ihtiyaridir ki, bu çağda bundan —mahrum olan kıza anormal nazarile bakârlar. Evlerinde kapalı bir hayat yaşıyan, zahirde uslu ve toy görünen kızların bile biricik alâkası erkeklerdir. Bu alâka, s*evvelce ayıp addedilir- di. Bugün tabii görülür. Bazan bu alâka tecrübelerle yıpranır, nasırlaşır. Genç kız erkeklerden uzaklaşmıya, on- lardan nefret etmiye başlar. Bu nefret, alâkanın muhtelif şekilde tezahürüdür, lâkaydi demek değildir. Bugün erkeklerden nefret nefretin sebeplerini soran Ze- kiye isminde bir genç kız tecrübelerini şöyle anlatıyor: “ Yaşım yirmiyi geçmiş ol- makla beraber, hayatımda an- Yalnız benim sevgim, arkadaş- larımın segilerine hiç benze- miyordu. —Onların — sevgileri alelâde, basit birşey. Bense aşkı bütün şümulile yaşadığımı sanıyorum., Fakat şimdi bu iki insanı da unuttum. Artık karar verdim, —alâkadar — olacağım Üçüncü erkek ancak kocam olacaktır. Bugün birçok erkek arka- daşlar arasında — çalışıyorum. Fakat bunların hiçbiri beni alâkadar etmiyor. Onlarla alâ- kadar olan kız arkadaşlarıma şaşıyorum. Bu hayretimi onla- a da söylüyorum da: “Haklı- sm amma, ne yapalım, alâka- sız yaşanır mı7,, Diyorlar. Ben de buna şaşıyorum, ben neden onlar gibi düşünmiyor ve duy- mıyorum Hanımteyze? Senin erkeklere karşı alâka duymamanın iki sebebi var kızım: — Birincisi, kendilerini unuttuğunu zannettiğin o iki eski sevgiliye karşı kalbinde hâlâ ufak tefek izler bulun- masıdır.. Ne vakit alâkadar olabileceğin bir erkekle karşı- laşsan, küller eşelenir, altın- dan kıvılcımlar - başlarını gös- terir. Ürker . ve kaçarsın. İkincisi, alâkadar olduğunu söylediğin insanlar, şimdi gör- düğün ve kendilerine karşı alâka duyduğun erkeklerden bambaşka kimseler olsa ge- Bu alâka o kadar tabii, o ka- | ettiğini söyliyen ve bana bu. cak iki erkekle alâkadar oldum. â Bir Genç Kız Alâkasız Yaşıyabilir. Mi?.. Sayfa 5 — Her Ev Kadını Neler Bilmelidir? Cildinizi korumak için: Yazın cildi güneşten, deniz banyolarında tuzlu sudan kö- rumak için her kadın ihtiyatlı bulunmak — mecburiyetindedir. Fazla güneş ciltte çil yapar. Cilt yanarsa, kışın fazla zah- met verir. Tuzlu su deriyi ya- kar. Onun için denize gitme- den evvel cildinize bol krem sürünüz. Denizden çıktıktan sonra bu kıremi yıkayınız ve teninize pudra sürünüz, * Cildinizin güzelliğini muha- faza için bazı umumi tedbirler daha — vardır. Meselâ yemek esnasında fazla su içmeyiniz. Suyu'sabah kalkınca -ve ye- mekten - sonra " bol- bol ve ılık olarak içiniz. Soğuk suya pek rağbet etmeyiniz. Yalnız cildi yağlı olanlar 'yemek esnasında bol su içebilirler, * İpekli kumaşlar: İpekli kumaşlardan yapılmış elbiseler yazın terden falan çabuk — kirlenir. Yazın kirle- hen ipek elbiselerinizi benzine batırıp çıkarınız. Ne ütü ister, ne bir şey. Benzin kuruyunca elbise yeni gibi olur. rektir. Sen herkıeste onlaı;Ğâ bulduldarını ararsan — elbette kimsiye karşı alâka —duya- mazsın. Fakat insanlar aşkta tecrübe yapa yapa yükselir ve incelir- ler. Çok seven, sevgi kabiliyes tini çok inkişaf ettirir. Bu iki tecrübe sana aşkı öğretmişse, * onu — başkalarında — bulduğun gün yine tanıyacak, yine seve- ceksin, * Hamide H.: İsminizi ve adresinizi sak- lamamı söylediğiniz için size isimle cevap veriyorum, Bulunduğunuz muhit itibarile tanıştığınız gençle münasebe- tinizi bu şekilde uzatmak müm- kün değildir. Gizli görüşme- lerden — çekininiz. Hislerinde samimi olduğunuzu söyleyiniz ve bu münasebeti de derhal meşru şekle dökmiye çalışınız. FHanımteyze PATRON KUPONU Karilerimizin gösterdiği ar- zu Üzerine — (7) inci nakledilmiştir. Oradaki patron kuponunu toplayacaksınız. mileştiler, Fahir, Atıf Beyin Nerminle ne alâkası olduğunu anlamamıştı, gözlerile ona bir çok şeyler soruyordu : * “Bu adam kim ? Niçin bu- raya iyalnız gelmedin ? Bana ne cevap vereceksin ? Biliyor- | sun ki benim işim acele... ,, Atıf B. gevezelik ediyordu. Bir aralık cazbanda kulak ver- di, dans edenlere baktı ve gençlere dedi ki: — Haydi Bu teşvik Fahirin cennet canma minnetti. Hemen ayağa kalktı ve Nermini dansa kal- dırdı. Uzaklaştılar. Atıf B. Nadireye dedi ki: — Eğer ben kırk - yaşını dans etsenize... saçlarımı değirmende ağart- mamışsam, anladığım doğru- “dur: Bunlar mercimeği çoktan fırma. vermişler. Nadire bağırdı: — Ne içi fesatsın, — Hayır, iki gözüm, hayır.. — Nereden bükmediyorsun? — Bakıştan. Hiç şaşmaz. Biribirile münasebette bulunan bir kadın ve erkeğin bakışları daima çırıl çıplaktır. Ya onlar sendep gizliyorlar, ya sen ben- den gizliyorsun. Nadire — önüne masanın — Üstündeki alarak kulbile oynadı. Sonra birdenbire başını kal- dırdı : batkı ve çantazını geçmiş bir adamsam, eğer — Mercimeği fırma ver- mişler, diyelim, kızar mısın ? .— Viız gelir? — Fahir Nermine mühim bir *eklif yapıyor, onu Avru- peva götürmek istiyor. Nermin cevap verecektir. — Atıf Bey öğrendiği şeylere hiç hayret etmedi, biraz dü- — şündü, felsefi bir tavırla başını salladı: ise evlenmiye hazır sayfaya | — V DiKiŞ MAKARALARI Sağlam ve ucuzdur. /i Arayınız. SI ae yaa d -