17 Ağustos 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

17 Ağustos 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r"""î—'—'.’— e Gorma : ÜĞi n Sarayın methal — kapısina gelmiştik. Kapının iki kenarın- da başlarına ay yıldızlı. fes geçirmiş, siyak üniformalı iki nefer nöbet bekliyorlardı. Ra- hat vaziyette tüfeklerini yana doğru uzatmak suretile selâm verdiler. Artık şimdi sarayın içinde- yiz. Kapıcıbaşı önde bir kapı gösterdi: — Emir Hazretleri burada- dır, dedi. İşaret edilen kapıya yaklaştık. Kapıcıbaşı ile arka- daşı kapıyı açtılar ve aynı za- manda yüksek ses ile: — Esselâmü aleyküm, diye bağırdılar. Bu sırada rüküa yarırcasına reverans yapmış- lardı. Biz — içeriye girdik, bizimle birlikte gelen heyet bulunduğu noktada kaldı. Emir Hr. içerdeydi. - Bizi görünce ayağa kalktı, birkaç adım — ilerledi, elini uzattı. Musafaha ettik. Sonra iki sandalye gösterdi, selâm vere- rek oturduk. Emir Hz. hatırımızı soruyor, rahat edip etmediğimizi anla- mak istiyordu. Türkçe konuşa- bilirdik. Fakat — muhavereyi dostum Bereketullah Ef. nin de anlaması için farisiceyi, btercih ediyorduk. —Muhavere dünya Aahvaline intikal etti, bittabi Rusyanın ismi geçti, İhtilâl hareketlerinden konu- şuyorduk. Emir bu husustaki düşüncesini bir kelime ile hu- lüsa ederek: — Bu ihtilâller neticesinde Rusya'dağıldı, dedi. Bu sırada söylediğim bir kelime çok ho- pana gitmiş olmalı ki ahenkdar bir kahkaha ile güldü. Hademeler çay tepsisini ge- tirdiler. Emir Hazretleri ken- disine mahsus olan altın fin- cani bana ikram etti. Kendi elile çaylarımıza şeker koydu. Fakat birdenbire siyas! mu- sahabe kesilmişti. Emir Haz- retleri: — Bugün hava çok güzel değil mi? diyordu. Göz ucile saatime baktım. Yirmi dakika kalmıştık. Avde- te müsaadelerini rica ettim. — Peki, dedi. Ziyaretiniz- den çok memnun oldum. Bu- rasını kendi memleketiniz far- zediniz ! Fırsattan istifade ederek: — Evet, yollar kapalıdır. Ahvalin inkişafına kadar mü- saade buyurulursa Buharada kalmak niyetindeyiz, — Pek güzel, olur, cevabı- ni verdi. Kalktım, — tekrar — müsafa- ha ettik ve içeri girerken yaptığım gibi askerce selâm vererek Bereketullah Efendi ile oradan çıktım. Kapıcıbaşı bizi bekliyordu. Önümüze — düşerek — istirahat odasına götürdü. Kuş Beyi lle hazinecibaşı orada idiler. Bi- Buhara Emiri, İstedîğimız Taşkent hükümet konağı rincisi yetmiş, ikincisi de elli | Bu Kuş Beyi Bubaranın sabık iki yaşlarındaymış, fakat hafif- çe ağaran sakallarını istisna ederseniz simalarında bukadar veziri azamı imiş ve rivayete inanırsanız bir ihtilâl esnasında en bin kişiyi idam etmiş imiş. Müsaadeyi Vererek Memlekette Kalmamıza Muvafakat Etti... YAZAN: M. KÂZIM POSTA lanmıştı. — İçeriye — girmemizi mütcakıp ta yemek geldi. Evvelâ çorba getirdiler. Bunu pata- tesli tavuk ile terbiyeli bir et, pilâv ve tatlı takip etti. Yemekten sonra dua ede- rek sofradan kalktık ve bir kenara oturarak bir ipek böceği gibi elbiselere bürünmüş olan ihtiyar vezirler ile bir müddet öteden beriden konuştuk ve nihayet saraydan çıktık. Asker elân bekliyordu, yine selâm | durdu: — Harman arkadaşlar, de- dim ve önlerinden geçtikten sonra rahat vaziyette kendile- rile konuştum. Buhara- Emiri bu askeri güya Türk askerine benzetmek için beyaz birer kalpak giy- dirmiş, fakat nedendir bilmem, bu kalpakların üstüne de birer yaşlı olduklarım gösteren hiçbir Biz daha emirin huzurunda | tane siyah püskül astırmışlı. yorgunluk eseri görülmiyordu. | iken bu odada sofra hazır- ( Mabadı yarın) Tayyarecilerimiz Israr Ediyorlar İstanbul Nevyork Sefenne Hazırız ( Baş tarafı 1 incl ııyfıdı) Sanayi başka, uçmak yine bağka geyikri Herti ae Garp cephesinden gelen Al- man tayyarecilerine sorardım : — İngiliz tayyareleri mi kuvvetli, yoksa Fransız tayya- releri mi? Avcı tayyareleri mevruu bahis idi. Daima İngi- lizler ustura gibi uçuyorlar di- ye cevap verirlerdi. Halbuki Fransız — tayyarelerinin — daha mütefevvik olduğunu da ilâve ederlerdi. Bence tayyare ve tayyareci ayni derecede haizi ehemmi- yettir. Bununla beraber birincisini elde etmek daha müşküldür. Ben Necmeddin Sadık Beye İstanbuldan Nevyorka kadar uçuşu bütün şeraiti fenniye dairesinde yapacak kabiliyette bir düzüne Türk tayyarecisinin (6) ay zarfında emrine ama- de bulunacağını taahhüt ede- bilirim. Acaba Necmeddin — Sadık Bey bize İstanbuldan Novyorka kadar tam bir emniyetle sefer yapabilecek — tayyareyi temin etmeyi taahhüt edebilir mi? u halde Necmeddin Sadık ey tayyarecilik hakkında ilk yazısını neyi İstihdaf ederek yazmıştır. Efkârı umumiyeyi tenvir et- mek için bu münasebetle Türk tayyareciliğinin tarihçesi ve in- kişaf kabiliyeti hakkında birkaç söz söylemek faydadan hâli değildir. Tayyarecilik Avrupa- da ancak (1910) senesinde ya- pılan (Cireuit de |'Est) müsa- bakasından sonra hakiki bir inkişafa başlamıştır. Halbuki(1911) senesinde Sü- reyya Paşanın memur edilmiş olduğu bir heyet Türkiyede tayyareciliğin ilk temelini Safra köyündeki karargâhta kurmuş ve bütün Balkan hükümetle- rinden evvel Türk — ordusu anı kayit bir tayyare teş- itına ve mütehassıs eleman- lara sahip olmııı!ı. Memlekette — sanayiin mev- cut — bulunmamasına rağmen Türk —mütehassısları Harbi Umumide Bağdat gibi uzak mer- kezlerde bile vesen tayyare pervaneleri ve birçok tayyare aksamını imale muvaffak nl- muşlardır. İstiklâl Harbinde ise ce- kidenberi bu sahada büyüli bir ihtisasa —malik bulunan miralay Lâtif Bey tarafın- dan — vücüda getirilen teş- kilât ile Eskişehirdeki fabri- kada — birçok — hurda tay- yareler tadil ve imal edilmek suretile kahraman tayyareci- lerimiz son sistem İngiliz tay- yarelerile gelen düşmana karşı çıkmış ve bunların bir çoğunu iskat etmiştir. Türkler bu sa- hadaki kabiliyetlerini çoktan ispat etmişlerdir. Yalnız dikkat edilmesi lâzım- gelen bir nokta vardır ki, o da bugünkü — tayyarecilik dünkü tayyareciliğe — nisbetle kabili kıyas — olmamasıdır.. Çünkü tayyare sanayii çelik ve ma> kine sanayiinin terakkisile mü- tenasip — surette ilerlemiştir. Ayni zamada bu terakkinin temininde ordu teşkilâtı kâfi görülmemiş, her — memleket kendi —sanayiinin — vaziyetine göre ufak veya büyük mik- yasta sivil tayyarecilik teşki- İ&tı vücuda getirmiştir. Romanyadaki veya Bulga- ristandaki bu gibi sivil teşkilât bizi ehemmiyetle — alâkadar edebilir. Motörsüz tayyarelerin bile günden güne taammüm ettiği bir devirde sivil teşki- lâttan variste kalmak doğru birşey olamaz. İşe —motörsüz tayyarclerle başlamak bile bu sabada ilk adımı atmak için faydalı olur, kanaatindeyim, Tayyare Cemiyeti Reisi Fuat Bey, geçen gün bu mevzu hakkında beyanatta bulunarak, cemiyetin, bütün mesaisini, or- dunun iyesine sa olduğunu bildirmişti. Bununla beraber sivil teşkilâtın da lü- zumunu takdir etmektedir. Filvaki sivil teşkilât ordu için de mübrem bir ihtiyaçtır. Ordu kadrosu taştıkça, her sene yeniden pilot ve maki- nist yetiştikçe kadro harici kalan birçok unsura mahalli istihdam — bulunamaz. — Ve bunlar hiç alâkaları olmıyan işlerde çalışarak tayyarecilikle olan — alâkalarını — keserlerse bundan yine memleket ziyan edecektir. Çünkü herhangi bir seferberlikte —bu unsur bir ordu için iyi bir ihtiyat hava kuvveti teşkil edebilir. Necmeddin Sadık Beyin yazı- sının esas mevzuu olan Amerika seyahatine — gelince: Halep orada ise arşın buradadır. ve bu İş Üç esasa iptina eder: 1 — İlim, 2 — Cesaret, 3 — AÂntrenman; Türk tayyareciliğinin teşek- külündenberi mesleğin bütün inceliklerini kavrıyan müte- hassıs unsurlar, ilmi kifayet bahsinde her hangi bir iddiayı ilzam edebilecek mevkidedirler. Gerek milli mücadele, gerek Umumi Harpteki hava menkı- belerimiz! bilenler ise cür'et ve cesaret bahsinde Türkün hiçbir. milletten geri kalma- dığına yakinen vâkıftırlar. Şayet Necmeddin Sadık Bey yazılarına sadık kalarak bir Türk — tayyarecisinin Amerika seferini yapmasını arzu edi- yorlarsa ben altı ay zarfında kendi emrine bir düzüne tay- yareci bulundurmayı — taahhüt ediyorum. Yalnız kendisi bize, İstanbuldan - Nevyorka kadar emniyetle sefer edebilecek tay- yareleri temin edebiliyorlar mı? Tayyareci: Mitat Sorunuz, Çocuğunuzu etmek Üzere bütün unutmayınız. Leyli İlk Tahsil Çamlıcadan Fikriye Hanım soruyorı Bu sene ecnebi İlkmekteplerin ilk kınmına talebe alınmıyor. Ço- cuğumu — ilkmektebe — vermek mecburiyetindeyim. Neresini tav- siye edersiniz. Çocuğunuzu — İleylt — vermek mecburiyetinde olduğunuza na- zaran, size Şişli Terakki, Feyriye ve Feyzlati mekteplerini tavsiye ederiz. Bu mekteplerde çocuklara hususl bir itina gösterirler. Her halde bu mektepler, sizi ecnebi mekteplerden daha ziyade mem- nun edeceklerdir. * İzmirde Enver Mustafa Bey İstanbul Ticaret mektebinin Izahat Alınız lSon Posta Karilerin Mektep Müşküllerini Hal İçin Kendilerine Delâlet Etmektedir hangi mektebe vermek istiyorsunuz? Bu sene tahsilinizi İkmal etmek üzere hangi mektebe girmek istiyorsunuz ? Gazetemiz gençlere ve ebeveyne rehberlik mektepler hakkında her türlü malümatı vermiye amadedir. Mektebinizi seçmeden ev- vel bize sorunuz ve girmek istediğiniz mektep hakkında bizden malümat isteyiniz. Yalnız cevap için (6 ) kuruşluk posta pulu İleffetmeyi ıstos 17 Mektebinizi Seçmeden Bize * *SEM x * kaydü kabul şartlarını aşağıya yazıyoruz. Mektepte okuduğunuz müddetçe dışarda çalışmak ve hayatınızı. kazanmak ta müm- kündür. * Adliye Vekâleti Zat rinde Nuri Beye: Suallerinize madde madde ce- vap veriyoruz Askeri San'at Mektebine bu sene taleba kabul edilmiyeceğine göre, mülki sanayı mektebini tercih zaruridir. 2 — Mülki San'at Mektepleri arasında da İstanbul Sanayi Mek- tebini tavsiye ederiz. 3 — Diğer suallerinize yuka- rıdak! cevaplar da ayal zamanda cevap teşkil etmektedir. işle- Resminizi Bize Gönderiniz, * * * Size Tabiatinizi Söyliyelim... j intizam vardır. Kanaatkâr de- 4 gildir. Her şe- Tej yi — kolaylıkla “ beğenmez. Halim, selim ve kanaatkâr- dır. Başkasından zarar gelme- mesi ve kendisinden bir zarar hususunda fazla dikkat gösterir, Yaratıcı kudretini israf etmez. Bir işte sadır. — olmaması önayak olmaz. HANIMEFENDi Niçin tereddüt ediyorsunuz? Müziç, nahoş tesirile sizi harap eden, yazın zevkinden mahrum eyliyen (ter' ipeklilerinizi de çürütmek ve lekelemektedir. Sü-DO-RONO PERTEV'in Bu mahzuru külliyen izale ettiğinden haberdaf değilseniz lütfen arkadaşlarınıza bir kere sorunut: Aldığımız teşekkürnameler bize, bu müstahzarı, sif* tavsiye etmek cesaretini veriyor. Idak Nafia Baş M"hendısliğinden: ; Bartın - Safranbolu yolunun 41--500, 42-4-300, 42 -- 600 kilometresinde yeniden inşa edilecek cem'an 17603 lira kuruş bedeli keşifli altışar metre açıklığında Üüç adet ıww' arma köprü 6 Ağustos 931 tarihinden 931 tarihine müsadif çarşamba günü saat 15 te ihale üzere 21 gün müddetle ve kapalı zarf usulile münl Zongu konulmuştur. İnşasına talip olanların tafsilât almak üzere Ztııııiı Nafia Baş mühendisliğine ve münakasaya İştirak için de Kfname yüzde yedi buçuk teminat akçesi ve baş mühendislik$? musaddak ehliyeti fenniye vesikalarile birlikte mezkür gübd” muayyen saatte vilâyet daiml encümeninde ispatı vücut etior leri ilân olunur. Hâlis bey (Foğrafının dercini wtemiyor) Ağırbaşlı ve mutidir. İş bo- nıılılı yapmaz, deruhte ettiği işi yarıda bırakmaz, herkesle ıhbıp olmaktan mücteniptir. Menfaatlerini yalınız nefsine bhasretmek taraftarıdır. li l a Ha itibaren 26 Aıb tek”

Bu sayıdan diğer sayfalar: