15 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

15 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Bakalorca İmtihanları Ve Bir Mütalea Mekteplerimizin son sınıflarına tatbik edilen bakalorca imtihan- lart henüz temsil edileme İ he e bi göze çarpan bir Katihanların grup halinde yapıl- etmek için (Tarih ) gru- unu misal alalım: P Talebe bu grupa dahil olan her iki dersten de terfii sınıf edebilecek —bir not aldıktan sonra vasatileri alınıp ( Tarih ) grupu için not veriliyor. Eğer talebe coğrâfyadan kendini kur- tarabilecek bir not aldığı halde tarihten kurtaramazsa her ikisin- den de ikmale kalıyar. Mademki bu bir zümredir; birisinden (5) numara, diğerinden (2) numara alındığı zaman (5) numara (2) numaraya yardım ederek kurtarmalıdır. ( Nasıl ki birisinden kalındığı zaman diğeri de onun yüzüsuyu — hürmetine sürükleniyorsa ) Mademki kurtaramıyor, — hiç nlmıı.ıı (5) aldığı dersten geç- erinden ikmale kalmalı- öretiliyorsa ( Coğrafyayı bilen 'bir talebe tarihi bilmiyebilir) Acaba bunda bir wmlahat yap- mak kabil değil mi? Ankara, Gecih mahallesi No, 15 Tevfik Çölarlm Paso Meselesi Birkaç gün evvel gazetenizde trammvay şirketinin 15 yaşından yukarı talebeye paso vermedi- gı. dair bir. fikra okudum. irketi Hayriye, Seyrisefain, Ha- liç ve diler idareleri bil- cümle talebesine — sin- lerini mazarı İtibara almıyarak paso verdikleri halde Tramvay etinin kendine mahsus sakim usul ile 15 yaşından yukarı- paso vermemesi çok fena sına bi hınkel değil midir ? d Sahir Tehlikeli Rekabet İstihsal İ"ı—ı:lılîğı Zarar Vermiye Başladı Yapılan bir hesaba göre çorap ve ipek sanayiimizde istihsal fazlalığı tehlikeli bir şekle girmiştir. Bu fabrikalar hepsi ayni cins mal yaptıkları için fiatler hayli düşmüştür. İktısat Vekâleti son günlerde bu vaziyete bir çare araştır- maktadır. Vekâletin bu teh- liknın önüne geçmek maksa- Akvam Cemiyeti Kendisini Müşk il Vaziyetten Kurtarmıya Çalışıyor Birkaç gün evvel ııdıg mız bir telgraf haberin: Akvam Cemiyeti Çin - Japon ihtilâfını halledemezse iflâs muhakkaktır, demiştik. Son aldığımız telgraflarda ise Ak- vam Cemiyetinin bu tehlikeyi görerek uzak Şarktaki kanlı hâdise ile şiddetle alâkadar olduğunu okuyoruz. Cemiyet son içtimamı bilhassa bu me- selenin halline — hasretmiştir. Bu sebeple Fransa Harici- ye nazırı M. Briyan Paristen Cenevreye gılıııı ve içtimaa riyaset etıniştir. Müzakereye — başlandıktan sonra M. Briyan kııl,ı" ııuhâk söylemis, — müteakıben e Çıîı ve Japon murahhaslari karşılıklı beyanatta — bulun- muşlardır. a murabhası M. Yosi- ıığıp:luınçuridekî Çin - Japon münasebatının tarihçesini yap- makta tereddüt etmemiş, acı bir tehlikeyi defetmek için iki harpte mevcudiyetini mu- hataraya ilka etmiş olan Ja- pon milletinin Mançuri mınta- kalarını kendi mevcudiyetine sıkı sıkı bağlı telâkki etmekte olduğunu söylemiştir. Japon- yanın bu memleket arazisin- de gözü yoktur. Fakat orada hayati, siyasi ve iktısadi men- faatleri vardır. Japonya ©o mıntakalarda bütün milletle- rin iktısadi faaliyetlerinin mü- dafiidir. Sonra M. Briyan müdahale ederek iki tarafa da hitap etmiş ve şu İisanı kullanmıştır: “Bulunduğumuz noktada mü- zakeratı muahhar bir tarihe bırakmamız muvafık olur. İki tarafın izahatını dinledikten sonra gördük ki Japonya era- zide gözü olmadığını temin ve bu teminatını tekrar etmek- tedir. Ve tebaasının mal ve canlarının muhafaza edilmek şartile işgali altındaki araziyi tahliyeye amade bulunmak- tadır . ğ inliler de Japonlara T mukçlbelel bilmııö ve lnü= hisleri beslememektedirler ve her türlü tecavüz ve taarruz- dan içtinap edeceklerdir.., M. Briyan, ilâveten demiştir- Almanya — Nereye Gidiyor ? Alman Başvekili M. Brünning meb'usan meclisinde, ııbırıı:- lıkla beklenen nutkunu söy- l:ııhıiııhrB. . Brünning demi ki: *“Hali hazırdaki ııtırııı:lım vazi- yetimiz, devlet salâhiyetleri- nin teksif ve temerküzünü tahakkuk ettirmiye bizi mec- bur bırakıyor. Bu hal bilhas-; sa devleti tehdit eden bütüh teşebbüsler ve bütün mul lif cereyanlarla mücadele llıı Reisicümbur Hindenburg ta- rafından kararnamelerle em- redilen bususi salâhiyetlerin de — temerküzünü — kuvvetle h ettirmektedir.,, vekil, gerek dahilde ve gerek hariçte emniyetin teeş- süs edebilmesinin —ilk şarti Alman Hükümetinin otoritesi- nin kuvvet ve resanet bulma- 81 olduğunu beyan etmiştir. Sonra müsallâh kuvvetin ida- resi hususunun Reichstag'ın tesbit etmiş olduğu P'“'*Pl" dahilinde kalmakta oldu; ve bunun devletin en k aletin her zaman va: eılnl ifa edebilecek bir halde bu- İngilterede intihabat W“' Baldvin intihap nuatuk- larından IWMA_ e İngilterede İntihabı Kim Kazanacak ? İngilterede intihabat müca- delesi devam ediyor. Başvekil M. Mak Donalt ta dün hafta tatilinden dönmüş ve bizzat ııücıdeleye giriştiğini — ilân tmiştir. Londrı. 13 (ALA) — Nas- yonal - Liberallerle muhafaza- kârlar namzetlerinin müteka- bilen yekdiğerleri lebine vu- kubulan - feragatlerinin adedi 49 a baliğ olmuş olup her iki grup için hemen hemen müsavi miktardadır. Diğer taraftan Nasyonal-Liberallerin 14 yerde Amele Fırkasından rakipleri bulunmıyacaktır. 31 Simonistten 27 sinin kar- da muhafazahâr — rakip ulunmıyacaktır. Londranın 62 intihap dairesinde itilâf, yo- lundadır. Ancak 10 kadar Liberal namzet kalmış olduğu söyleniyor. —e adalet esasına müstenit bu- lunduğuna kani ve muvaffa- kıyete iktiran edeceğine emin olduğu zaman her türlü ağır fedakârlıklara katlanır. Hükü- Bir Kariin Acı Tecrilbesi Genç — okuyucularıma — bir ibret dersi olur ümidile Be- yoğlundan H. K. rumuzile aldığım bir mektubun baz parçalarını naklediyorum. Mektup sahibi hayli zaman evvel gençliğinde tanıdığı ve fena yollara düştüğünü bildiği bir kızı kurtarmıya karar ve- riyor. Kız da onu çok sevdiği için, fena hayatını terkedip beraberce yaşamıya başlıyor- lar, İki tarafta memnun ve mes'uttur. Kız tekrar ailesine kavuşmuştur. Artık meşru ve namuslu bir hayat yaşamakta- dır. Yalnız sevgililer mübadil oldukları için nüfus kâğıdı alamamışlar ve resmen evle- nememişler. Fakat gönülde muhabbet olduktan sonra res- mi muamelenin noksanı, saa- deti bozabilir mi? Şimdi genç anlatıyor: “ Aradan dört beş sene geçti. Bir gün yolda ayağım kaydı, düştüm. Bacağım bur- kuldu. Hastahaneye - gittim. Bir türlü tedavi edemediler, Üç dört ay hastahanede kal- dım ve nihayet topal olarak çıktım. * Fakat evime döndüğüm zaman ne görsem beğenirsiniz. Bizim karı yaşlı bir adama metres olmuş. Evdeki eşyayı da alıp götürmüş. Ben çır- çıplak sokakta kaldım. Mah- kemelere — müracaat — ettim. Fakat eşyamı alamadım. Her- şeyden vazgeçtim. Hayatımı İş Evlenirken, KarınızıT Nasıl Seçmeli Siniz? f sizlik Artıyor... ; Kış Mevsiminde İşsizlerin Adedi 100 Milyonu Bulacaktır Dünyada iş buhranı kalan amelenin miktarı rlikçe ır!mktıdır Bu yüzden baş döndürücü bir yeküna kazanmıya muvaffak oldum. “Fakat şimdi karım efen haber gönderiyor. Ne derm siniz ? , Ne diyeceğim a oğlum, bas şından geçen acı tecrübe kile fi gelmedi mi? Fena yola düşmüş kudınlas rın çok defa ahlâklarını dü« zelttikleri görülmüştür. Fakat ilk fırsatta evinden kaçan kadı bu kabiliyette olmadığını ispat- etmiş demektir. Artık onunla evlenilemez ve yaşanamaz. — Bu vesile ile bütün gençlere nasihatim ölsun: Bekârsınız. Türlü türlü kızlar tanıyabilir- siniz. Merhamete! gelip kendik nizi yanlış yola sürüklemeyiniz. Sizi bedbaht edecek kızlara karşı xaaf göstermeyinz. * Âdil imzalı karie: Bahsettiğiniz kız sizi çok seviyos, Fakat cilve yapıyor, sevmiyor hissini vererek, sizi daha ziyade bağlamıya çalı- şıyor. Demek ki kadınlığı ve cinsi cazibesi kuvvetli bir kız. x S. T. Ke rnmuzlu karie: Aranızda büyük bir yaş farkı yok. Filvaki ahenktar bir aile kurabilmek için er- keğin kızdan yaşlı olmasi müreccahtır. Fakat kız sizden — pek yaşlı görünmüyor. Yalnız kızların yaşlarını daima gizle- 3 diklerini, sizin de henüz at- kerliğiniti yapmamış olduğu- — 4 nuzu hesaptan çıkarmayın. d Hanımteyze . baliğ dile bir kredi bankası açmak | ki: “İhtilâfın bir fecaat ve | lundu; hususunda teminat | xç Z tasavvurunda - olduğu ınçllııl- felâkete müncer olmıyacağını ı.,uığu.m,u. bulunduğunu ühîikıt::ır::':_ :yı:::ıı:t: :l::k:;îı:d [:l:ı:uslexnevroden gelen bir telgraf bize şu kor- j maktadır. aPi a nmiBtn edıyobrum';'ı." Yuğesa IÖ)I'!""'W Kün Bnlk müzeyaka ve ıstırabinı istls- Cenevre, 13 (A. A.) — Beynelmilel Mesai Bürosu Meclisi, 1AKV|M r> Ak n Ceuıeti muhitinde ınır::uç:l'tnmzî(ılelşıln millet- | Mar etmelerine mâni olmak | Danimarka patronlar murahhasını dinlemiştir. Mumaileyh, bir ğ henîlıınlkı l:ıyhn uyuşmasına | lerin tesanüdü zaruretinden | vazifesile mükelleftir. beyanname okumuştur. Bu beyannamede meclisin 1933 senesi Gün S1 -15Tg.evel- DN Hisir 168 | imkân — görülmediği anlaşıl- | bahsetmiştir. Milletlerden hiç- M. Brünningin bu nutku, | konferansının rurnamesine sanaylin mükellefiyetlerini tevhit | Arabi Remt maktadır. Bununla beraber | birinin, diğerlerinin ufıln?l::î pazar günü büyük bir nüma- | edecek yeni meseleler ithal etmemesi talep olunmaktadır. 2 Cemaziyelah.350 | ? - Teşrinevel-1sı7 cemiyetin, bu iki ııık devle- | düşmesinde — bir mch ıol' yiş yapan milliyetperverlere | Birçok amele bu beyannamenin leh ve aleyhinde bulunmuşlar — ecri yakıt-esan!- vasatt h":ıl:ı'”"["“ü için var kuv- | yoktur. ıkh“mdımulık:blll“ şiddetli bir cevaptır. Alman | dır. Bunlardan bazıları patronların bu beyannamesinin cihan- aa DS | Ve a P .'.'.'ı'.:'.'ı,'.'f"'.:fııayı:ıı şimdiki | Başvekili bu nütkile — şunu | daki buhranın artmakta ve bu kış 100 milyon kişiyi işsiz Yata | LSİ| 1908 Acaba buna muvaffak ola- | vaziyete ilka dll“!d' demek - istiyor: Diktatörlük | bırakmak tehlikesi rzeylemekte olduğu bir surette meclisin — kasak JiLa0| <37 | bilecek mi? Alman milleti, gını ilen işin yıpıuğııııl fıılıyeunı tevkif eylıyeceiı mütaleasında bulunmaktadırlar. —a Bi — — — — aSi T cal li Fi ile uğ- eranı gel Tamdn STT | G GAT GAĞ | AUDAİA | S GSi ll nacaktı! Z. Hlknlıl te, YARIŞ YAZAN: * *« li Üç halkı, yanl serbatler aha . nı:belen seriğlinfial — Idiler. Fazla tazyik görünce parlıyor- lardı. Lâkin hükümetçiler, o kah- Taman mağdurları da ezmek yo- İsnu buluyorlardı. Hattat Hasan paşa, işte bu İnhitat devrinin Valilerindendi. kbale ermek için adam öldür- Müştü. O ikbali yaşatmak için de Hmdi koca bir Eyaleti terumar vdkuruu Gün başına yeni bir aX tarhederek çala kırbaç ve içak ahaliyi sızdırıyordu. Samafih İrat membaları tedri- "'U Uruyordu. dükça N çuvalına benzetilip vürul- L..ı.ı"'oı çıkaracağına kanaat len köylüler, rençperler: kemik kalmışlardı.. Ne dayak, ttenilen parayı temin edemiyordu. Ayni zamanda balk, dağılıyordu. Evini yıkan, sapanını bırakan ııvııçuyorılu Bir. kışını ayal lığa çıkmıştı:. Kârvan köy ve kasaba basarak 'ediyorlardı! Düşman, bu istifade ederek Eya» kadar küçük palan« ıııcz Işgal altına almıştı. Hasan P:o:. mi m,. değil, varidatın e lan - telâşa düştü. ındi I-ı:lıhlndı meş ıı: Nılı g biri di Mahmutla , Defiedi ytüfkâr / görünmeyi kararlaştırarak mutan .ııl z b name neşretti, Kanut e eyııı samanında mevcut İmı halkın sırtındaki yükün yüzde doöksanı kalkmış oluyordu. Beli kırıldıktan sonra da olllı yükten kurtulmak, balk için bir nimet idi ve herkese, İki Üç yıldan beri koca Eyaleti kasıp birden. hayret ediyordu. Hıllııılıl. ş yüzü yine bir gşenia idi. Val Defterdar alçakça bir plân çiz- mişlerdi. Bu plâna göre uzunca bir müddet köylüye, ıınü: ;“':: kavuran bu yaman Valinl bire — merhamet — göste huna - İlişmiyeceklerdi. lardı. muntazaman bu ""Tn]"d.n binlerce kese akçe macağını — umuyorlardı. Şu soygün işi, hakimane idare olunduktan sonra yüz geri edilip ftekrar köylüye, eznafa çullanıla. ; ! İlk kur'a, Eyaletin en bü; zengini olan Hacı Sinane dlıı Yusuf Çelebiye isabet — etmişti (onu soymak | bir şakavet hâdisesinden istifa sarlamışlardı. Bü yapmışlardı. mühim bir vak'a emsali görülen soygunculuklardan madut olabi- lirdi. Lükin haydutlar, vurdukları kervandan hacı Sinanın birka ük akçe kıymetinde eşya aldıkları: güü kâr de oğlena. erir etmişlerdi. Milyoner Bosnalı, işte bu sebeple telâşa düşmüştü. Sa- çını, sakalını yolarak hattat Ha- #an paşadan yardım dileniyordu. Bugün Amerikada bile böyle şekavetler - vukua geliyor. Hele | Meksikada hatır ve hayale gel- merz haydutluklar cereyan ediyor, mazırların — dağa — kaldırıldıkları ı ü : bekle- beti de gösterdi. Haydu! işen çocuğunu kurtarımak Sinanettin İle apaçık giriştikten, tam bin pazarlığa kese akça için aözleşip dörtte l birini de peşin aldıktan eşkiyar sonra cekti. Ciğerparasi eşkiya ellerinde sürünen zavallı milyoner, bütün servetini ortaya dökmüştü. Vali- nin fermanile ve sekbanların kamçısile eşkiya takibine banır- şevklendir. — 'dü. Gönülsüzlüklerine rağmen gör | nüllü sıfatını takınan yüzlezce Bosnalın.n buselinin her birine silâh, harçlık veriyordu. Fakat masrafın büyüğünü, Vali Hz.ne yapıyordu. 'mun, sebepsiz bir iğbirar ile eşkıyayı 4 Hacı Sinanettinin eşkıya ile doğ rudan doğruya Lâkin bu vaziyette valinin ni eşkiya yataklığile, hü- kümeti müülmsememekle ittiham etmesi mümkündü. Bu itâhamın neticesi Ise pek ağır olurdu. Bi- naenaley oğlunun kurtarılmasını hasren validen bekler görünerek kendisini bol rüşvetle okşıyor, el altından da çete relsalerile pas zarlığa girişiyordu. (Arkamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: