9 Kasım 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

9 Kasım 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa SON POSTA Göze Görünmiyen Ada PROFESÖRÜN HİLEK ÂRLIĞINI MUAVİNİ ANLAMIŞTI Profesör Bunun Farkına Varır Varmaz, Ne Yapıp Yaptı, Muavinini İmha Etti —'15 — Grantam ile Grey evvelâ bu normalin - tertibatını vücuda ge- tirdiler ve bir yolunu bulup, pro- fesörün ccsamı görünmez bir bale koymak sırrımı keşfettiği havadisini ortaya yaydılar. Tabil herkeste ve bilhassa gazetecilerde müthiş bir meraktır. uyandı. Aralarında dostumuz Karton da olduğu halde buraya koştular. Bunun üzerine Grantam nazlana nazlana bunların önünde bir tecrübe yapmağa razı oldu ve Normalin oyununu oyna- izi de, cc- | dıktan sonra, onları da, sizi de, c | şurken benim bulabileceğim bir samı görünmez bir hale kayabile- ceğine tamamile ikna etti. Bu, onun ilk büyük ve mühim adımı idi. Maksadı evvelâ sizin gibi şa- yanı itimat şahitlerin dimağında kendisinin hakikaten ecsamı gö- rünmez bir hale koyduğu kanaa- tini yerleştirmekti ve bunda da muvaffak oldu. O gün öğleden sonra Grantam ile Grey arasında ne geçtiğini kat'iyyetle tayin etmek kabil de- ğilse de tecrübe esnasında mü- temadiyen somurtan Greyin, tec- rübeden sonra bu sahtekârlıktan vazgeçmiş olduğunda şüphe yok. İhtimal ki bu kararında daha ileri giderek, profesör de vazgeç- mediği takdirde sahtekârlığı ifşa edeceğini — söyliyerek Grantamı tehdit bile etmiştir. Grantam da böyle bir skandal karşısında şöh- ret'nin ayaklar altında kalacağını görünce, Greyin itirafatına mâni olmak için muavinini öldürmüş ve burada, lâboratvarda bu su- retle cesedini imha etmiştir. Şüp- hesiz ki Grantam bunun usulüne vâkıftı. Zaten tahkikatım da bu- nu müleyyittir. Ogün profesör ambardan külli miktarda asit al- miş ve bunu cesedi ortadan yok etmek için kullanmıştır. Velhasıl ber nasil imha edildiyse, Gre- yin cesedi ogün öğleden sonra bu Jâboratvarda — ortadan kay- boldu. Bundan sonra Grantam, yeni şeraile göre plânını tadil etmek- le beraber, yine onun esasatı dahilinde hareket etti. O gece tahtadan mamul bir cisim ile kendi kendisine oldukça zahmet- li ve Ffakat (ehlikesiz bir darba ARR n aa n Profesör esasen bir şey yapmış indirdi - hatırlıyorsunuzya doktor yan taraftan demişti - ve siz Mü- dür efendi buraya geldiğiniz va- kit kendisine bayılmış süsünü verdi. Polis ifadesini alırken iste- miye istemiye ve sureti haktan görünerek bütün mesuliyeti mu- avini Greyin Üzerine attı ve bir insanı görünmez hale koyan ale- tinin de mütecaviz tarafından ça- lındığını işaa etti. O, zaten gö- rünmez adam tarafından kendi- sine hitaben yazılmış olan müstezi mektubu da evvelden hazırlamıştı ve hep beraber burada konu- surette masanın üzerine koymuş- tu. Kapıdaki polisler kimsenin içeri — girdiğini — görmemişlerdi. Bize gelince, biz de elinde ken- disini görünmez bir hale koyan makine ile birlikte bir ada- min mevcudiyetini biliyor veya bilmiyor — zannediyorduk. — Ta- biatile profesör Grantamın bu mektubu bizzat bıraktığını kat'iy- yen aklımıza getirmiyor ve gö- rünmez adamın, ya Grey veya başkasırın göze görünmeden lâ- boratvara girip bıraktığımı — zan- nediyorduk.., “ İşte bu da Grantamın ikinci mühim adımı idi. Yani kendisini görünmez bir hale koyan bir alet | dimağımızda ile mücehhez bir adamın, her cina- yeti işlemiye kadir bir görünmez şabsın — ortada — dolaştığıfikrini yerleşiirmek — isti- yordu. Birkaç gün içinde, gazeteler vasıtasile hakikalen bu fikir hal- kın zihninde tamamen yerleşmiş bulunuyordu Hattâ yaptığı tec- rübe ile telkin ettiği kanaat oka- dar kuvveli, mühim bir fen adamı olarak — şöhreti okadar — sağlam idi ki görünmez caninin mevcu- diyetinden kimse şüpheye düş- medi, ,, Şuhalde, bütün —bir - şehir halkı böyle görünmez bir adamın, bahusus bir caninin mevcudiye- tine kanaat getirirse, bundan çıkacak en tabii netice ne ola- bilrdi? Fırsatı fırsat bilerek bir- çok kimselerin — cinayet işleyip bunu görünmez adama hamletine- lerinden daha tabii ne olabi- tirdi? Siz de pek âlâ bilirsi- niz ki böyle büyük bir şehirde hirsizlik yapmak, adam öldürmek isteyen ve fakat şüpheyi ve kaba- hati üzerine atacak diğer bir adam bulmak fırsatını ele geçirmedik- leri için bu cinayetlere cesaret edemeyen yüzlerce, hatta binlerce insan vardır. (Arkası var) | asabi ÂYE Bu Sütırıfr;daWHergün Muharriri: Necati Yusuf AVDET Sayfiyenin uzun ve sıcak güleri artık canımı sıkıyor. Yakıcı güneşin altında, ağaç- | ların gölgesini emerek bomboş uzanan yoldan artık — kimseyi beklemiyorum. Dörbünüm bana gizli bir âlem buldu. Karşımızda meyva ağaçları arasına gömülen mavi köşkün | penceresi. Buradan iyi döşenmiş bir odanın mühim bir kısmı gö- rünüyor. Hergün, tam öğle za- manı odaya genç bir ka lın giri- yor. Pencerenin karşısına gelen kırmızı kadife kaplı — şezlongun üzerine seriliyor. Bir müddet, be- yaz sabahlığının ipek dalgalarına şeklini veren o'gun — vücudunu dinlendiriyor. Soara, kolunu, tem- bel, tembel, üstü bir sürü tuvalet levazımı ile dolu olan komidine uzatıyor. Bunlardau her hangi birisile uzun uzadıya acelesiz ve itinasız meşgul oluyor. Nihayet, biran geliyor ki; mavi köşkün bu uslu sakini elindeki madeni parçayı odanın bir köşesine fırlatarak, hareketlerle, — şezlongun üzerinde — gerinmiye, kıvranmıya başlıyor. Köşelere itina ile yer- leştirilen kuştüyü yastıkları bir yerden koparır gibi — çekerek kollarile göğsünün gergin adalâtı arasında ezmiye uğraşıyor. Bu didinmelerden — sonra mustarip ve meyus ayağa kalkıyor. Bir ha- yali kaçırmaktan korkar gibi, kol- larını odanın boşluğuna uzatarak, ağır ve hesaplı adımlarla pence- renin önüne geliyor. Burada, göz- leri ufukta bir noktaya takılı, bir heykel gibi hareketsiz, mağmum ve düşünceli saatlerce duruyor. Ancak, akşam üstü, ağaçların arasından hışırdayarak esen rüz- gâr saçlarını dağıtmağa başladığı zaman, yorgun ve halsiz adımlarla sendeliyerek odadan çıkıyor. * Komşulardan ihtiyar bir banım onun hakkında malümat verdi. Gülhane Hastanesinde Meccani Muayene Gnllııı(ı;e nlîuııneıindı meccani muayeneler için bir liste bazırlanmıştır. Listeyi aynen yazıyoruz: ünler Cumartesi Pazar Pazartesi Sal Citt Hastalıkları Kulak, boğaz, burun hastalıkları ldrar yolu hastalıklari Göz hastalıkları Dahili hastalıklar Akıl ve sin'r hastalıkları Hariciye hastalıkları Kulak boğaz burun haz. Masaj ve tedaril miha Kadın ve doğum hastalıkları Dabili hastalıkları İdrar yolu hastalıklar Hastalıklar Akıl ve sinir hastalıklar Çarşamba Perşembe Rontken muayenesi Göz hastalıkları Cilt hastalıkları Masaj ve tedavil mihaniki Hariciye bastalıklari Kadın ve doğum hastalıkları Muallimlerin İsimleri Muallim Muallim Sani Yaver Bey Muatlim Fuat Kâmil Bey Muallim Niyazi İsmet Bey Muallim Abdülkadir Bey Mualim Nazım Şakir Bey Muallim Murat B. Muallim Sani Yayer B. Muallim Şemsettin B. Muallim Refik Münir Bey Muallim Süreyya Hidayet Bey Muallim Fuat Kâmil Bey " Narzım Şakir B. » — Şükrü Emin B. Muallim Niyazi İsmet B. Muallim Talât B. Muallim Şemsettin B. " M. Kemal Bey » — Refik Münir Bey Talât Bey Evvelce çok kalabalık olan bu köşkte şimdi, emektar - dadısile yalnız başına oturuyormuş. Oldukçı zenginmişler. Bir kaç sene evvel buralarda meçhul bir — gençle beraber — görünmeğe — başlamış sonra, onunla sevişerek evlen- dikleri ve beraberce bir Av- rupa — seyahatine çıktıkları du- yulmuş. Fakat, bu yaz ansızın, senelerdenberi metruk kalan köş- ke tekrar gelmiş. Kimseyi kabul etmiyormuş. Kendisi de bir yere çıkmıyormuş, Ö genç ne olmuş bilen yok. * Yaz geçti. Deniz gölgeli ka- barcıklarla dolmaya başladı.Şehre dönenler bile var. Fakat, Mavi köşkle güzel sakin, bütün bun- lardan bihaber. Ayni çılgın inizva- sına devam ediyor. Onun hak- kında evvelce bildiklerimden baş- ka birşey öğrenemedim. Fakat, köşkümün kunturatını bütün kış için temdit ettirdim. Sonbahar, aramızdaki ağaçların yapraklarını da — dağıttı. Onun hiçbir şey görmeden bakan göz- leri bazan benceremde dinleniyor. Beni görmesinden ve kendisini seyrettiğimi anlamasından kork- muyorum. Şuurumu uyuşturan bir harekeisizlikle gözlerim gözlerine takılı, saatler geçiyor. O, neya- parsa — istemiyerek bende onv yapıyorum. Bir dafa, onunla be- raber yumruklarımı sıkarak boş- luğa salladığımın — farkma — var- dım. Fakat, bu tesirden kurtul- içimde bir arzu yok. sadece için yaşıyorum. mak için Sanki görmek onü pencereden Büt n diğer alâkalarım bu saatleri h - zırlıyan — ehemmiyetsiz teforr gibi. Gittikçe — soğuyan g 2 hiçbir şey değiştiremiyor. (Sonu Yarın ) BUGÜN — 9 teşrinisani 6o1, Pazartesi, Rumi 27 teşrinlev -l 1347, 27 Cemaziyelâhir 1350. GÜNEŞ — Doğuşu 6,40 Batışı 16,58 NAMAZ VAKİTLERİ — Sa- bah 4,58, öğle 11,58, ikindi 14,40, akşam 16,58, yatsı 18,32. İÇTİMALAR — Tıp Talebe Cemiyeti senelik birinci kongre- sini 13-11-931 cuma günü saat 13te sabık Türk Ocağı binasında aktedecektir. Aza arkadaşların teşrifleri rica olunur. ALKAZAR — Manvelâ ALEMDAR — Aşk ve para ARTİSTİK ASRİ EKLER -— ELHAMRA — Milyan peşinde ETUVAL — Viyana kşıkları FERAH — Konser, varyete GLORYA — Aşk harrelleri KEMAL B. MAJİK MELEK — Miyon p eşlnde MİLLİ — Kurt şarkısı OPERA — Plân ŞIK — Çılgın macera Üsküdar HALE — Bonjur Hökim Ef. DARÜLBEDAYİ — Dokter İhsan

Bu sayıdan diğer sayfalar: