6 Haziran 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

6 Haziran 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8ON POSTA Bizi ıDARE EDENLER... Abdülhamit Fıtratan İhtıyatkardı Mahmut Celâlettin Paşa, Kayınbıraderı Tahta Çıkararak Muharriri X4 Her Hakkı Mahfuzdur v0i Abdülâzizi hal'edenler, bu 'waziyetler karşısında endişe edi- yorlardı. Çünki halk — arasında Abdülâzizin — taraftarları — vardı. Dedikodu hergün büyüyor, Ab- dülâzizin kanlı ölümü, nefret veren akisler husule getiriyor, bu gayritabil vaziyeti ıslah etmek için bir daha tebeddülü saltanata lüzum görülüyordu. Bütün vükelâ, bu tebeddülü Arzu ediyorlardı. Bunların içinde bilhassa iki kişi, bu fikrin bir an evvel husul bulmasını istiyorlardı. Biri, Mithat paşa, diğeri de - o tarihte ticaret nazırı olan - Ab- dülhamidin eniştesi, damat Mah- mut Celâleddin Paşa idi.Gariptir ki ayni mesele üzerinde şiddetle ittifak eden bu iki zat, büsbütün ayrı maksatlar takip ediyorlardı. Mitbat Paşanın düşüncesi, şu noktada toplanıyordu: Abdülaziz | mahza Kanunu Esasinin ilânı için hal'edilmistir. Fakat Sultan Muradın buna imkân bırakmamıştır. Bu vaziyetten is- | tifade etmek istiyen Sadrazam Rüştü Paşa, naibi saltanat ma- kamına geçerek müstakillen ida- rei umur etmek — hissiyatını gösteriyor, Padişahın bu vaziye- tinden istifade etmek istiyor. Bü- tün tedavilere rağmen padişahın halinde salâh eseri görülmüyor. Bu hal devam ettikçe de, Kanu- nu Esasiyi ilân etmiye imkân hâsıl olmuyor. Binaenaleyh, Ve- Hiaht Abdülhamit Efendinin cü- lüs etmesi lâzımdır. Mahmut Celâlettin Paşa ise, büsbütün başka türlü düşünü- yordu. Onun maksadı, kainbira- deri olan Abdülhamidi tahta çı- kararak onu kendine minnettar etmek.. Ve sarayın bütün nüfuz ve kudretini ele geçirmekti. Bu plânı takip eden Mahmut Celâlettin Paşa, o esnada sık sık Abdülhamitle görüşüyor ve ekseriya da kendi köşküne da- vet ediyordu. Bir gün, yine Ab- dülhamit, Mahmut Paşa ile baş- vaziyeti başa vererek bu mesele etrafın- | da görüşürlerken yavaş yavaş kapı açıldı. Odaya, ufak tefek, kılıksız kıyafetsiz bir adam girdi. Abdülhamit, bu adamı görür görmez, birdenbire sözü kesti, hatta biraz da titizlendi. Fakat Mahmut Paşa derhal Abdülha- midi temin etti: — Efendim, Sait Bey kulunuz yabancı değildir. Ticaret Meeclisi azasındandır. Kuvvei kalemiyesi ise, — nadirülemsaldir. Ancak, Mahmut Nedim Paşa kendilerine | müştak | gadretmiştir. İnşallab, olduğumuz o devrei saadeti an- karibüzzaman idrak ederiz de, sayenizde hüsnü hizmette bulu- turlar. dedi, Abdülhamit, fitratan ihtiyat- Abbülhamidi Onu Kendine Minnettar Edecekti olııun, ve ilimat göstermek âdeti olma- dığından, lâkırdıyı kısa - kesti. Kalktı, gitti. İşte Abdülhamit ile Sait Paşanın ilk defa olarak kar- şılaşması ve tanışması bundan ibareltir. Ahiren hatıralını — neşreden Sadrazam mürtercim Rüştü Paşa Başkâtip Tahsin Paşa, Abülha- mitle Sait Paşadan bahsederken: (.... Sait Paşa, Mahmut Celâleddin Paşanın konağına de- vam ederdi. Mahmut Celâleddin Paşa ©o aralık şehzade bulunan ve Sultanın sarayına sık sık gidip gelen Ab- dülhamit Efendiye Sait Paşanın zekâsından, belâgatinden, istida- dından, kuüvvei kalemiyesinden bahsetmişti. Hatta Sait Paşa,Ab- dülhamit Efendi tarafından izhar olunan arzu üzerine Dolmabah- çeye ve Tarabyadaki daireye gi- dip dâaha şehzadeliğinde — ta- nışmışlardı. Sultan Hamit, tahta geçince bunu hbatırlıyarak Sait paşayı başkâtipliğe getirdi; diyorlarsa da, bu, doğru de- ğildir. — Sait paşa, Abdülhamit lıhl çıkmadan evvel Iıenduıle hemşiresi Cemile Merhum Cevat Beyin cenazesi musallâ taşında Varşova Sefiri iken vazifesi başında vefat eden Cevat Beyin cenazesi dün, saat on buçukta, Sabık Müzeler Müdürü Halil Beyin evinden büyük bir ihtifal ile kaldırılmış, namazı Beyazit camiinde | kılınmıştır. Merasime Vali Muhiddin Bey, Şükrü Naili Paşa ve şehri- ona birdenbire emnıyel t Merhum Cevat B.in Cena- zesi Merasımle Defnedıldı l ancak bir defa — görüşmlüştür. O da, mürettep bir mülâkat ol- mayıp, ancak tesadüften ibarettir. Sait Paşanm (Başkâtip) Jiği doğrudan doğruya Abdülbamidin intihabile olmuştur. Mithat Paşa ile refikası, Abdülhamidi tahta | çıkarmak için kendisile müzake- | | | | | | | | | j rata giriştikleri zaman, başkâtip- | Tiğe kimin tayin olunacağı damev- | zubahs olmuştu. Mithat Paşa ile : rüfekası, kendi adamlarından bi- rini Abdülhamide başkâtip vere- | rek bu suretle onu kontrol etmek istiyorlardı. Abdülhamit, bunu pekâlâ hissettiği için, Mithat Pa- şa ile rüfekasımın bıyık altından gülmüş, ve: Tabü, münasip görülen sır zat tayin olunur. Diye müphem bir bu teklifine | cevap | ermişti.Mithat Paşa, başkitabete, | liya Bey ile Kemal Beyin tayi- stiyor, — Sadrazam — Rüştü Paşa ise, Sultan Muradın baş- kâtibi Sadullah Beyin ibkasını ter- cih ediyordu. Damat Mahmut Paşaya gelincc, o, büsbütün ayrı düşünüyor; di plânile Abdül- hamidi tamamile ablok edebilmek için başkitabet makamına itimat ettiği bir şahsı yerleştirmek İsti- vini yordu. Arkası var Piyasamızda yeni bir Malzemei Inşaiye Yerli çimente - fabrikalarile alâkadar olan karilerimize — Kartal'da “ Anadolu Çimentoları Türk Anoaim Şirkeli ,, nin “ SÜPER YUNUS ,, Tesmiye olunan hususl bir çimento- nun imaline müböşeret eylediğini mem- nunliyetle beyan eyleriz. Mezkür — Süperalman çabuk tasallup eden ve yüksek bir. mukavemeti halz olan sun'i bir portland. çimcatosu olup, bilümum inşaat mütehassısları tarafından hüsnü kabul ve takdir göreceğini kaviy. mizde bulunan Ecnebi Sefir ve konsoloslarla, bir Polis ve Asker müfrezesi ve İzciler iştirak etmiştir. Cenaze, muazzam bir alay ile .» Jamdı. Her kim olursa | Şehitliğe götürülmüş ve oraya defnedilmiştir . | zamnamenin, | olacağını | varıncıya kadar kayıt ——— — — Haziyan 6 ——— İş Kanununun Son Hazırlıkları Yapılırken.. Elde Mevcut, Eskiden Kalma Eserler- den - ğ Istıfade Etmeyi Unutmıyalım Yazan: Ahmet Bu resim Gelik ocağının küşat resmine ait eski bir hatıradır. Resimde ecnebiler ve Karadağlılar mllfi kıyatetlerile görülüyor. sine ait son tetkikler yapılıyor. Zonguldak — mnuhabirimiz — Ahmet hu Zonguldak ına ait eski bir nizamname- Vaktile, kömür vzasının faydalı bir surette ça- asını femin eden bu nizamna- bir Mesai kanununun neticelenme- I münasebetle sbil etmiştir. yeni esaslar könacağı sırada mevzuu bahsetmeyi faydalı buluyoruz: Zonguldak ( Hususi ) Ni- “tertip ve istihdam amele hukukuna taallük eden faslı kadar ehem- miyetle takibi lâzımgelen — bir İ hsi “Ocaklar ile hukuk ve ve- | yan,, faslıdi. Dilâ- | asılda ocak aça- | madencinin | nizamı,, —gibi zaifi mader ver Paşa, bu cak kanuni merasime tâbi en hurda teferruata ve işaret ne gibi etmektedir. Bu meyanda, vaktile yine bu sütunlarda neşrettiğim bir. tetkik yazısında, © zamanlar madencilerin — kömürlerini — mirl idareden başka bir yeze satmıya mezun — olmadıkları - hakkındaki ifadatımı teyit eden maddeler vardır. Bunlardan, aşağıya naklet- tiğim kayıt, en güzel bir misaldir: “Madde 45 — Maadini hü- mayun, zatı hazreti şahanenin mülkü ve malı olduğundan ocak- lardan ihraç olunan kömürü hiç- bir. madencti — canibi — idareden maada bir mahalle füruht ede- miyeceği gibi fiati mukarrere- sinden zam ve tenzili dahi mut- laka emir ve iradei nezaretpena- hiye mütevâkkıftır. ,, Nizamnamenin en kuvvetli tarafı; amele hukukunda kanun ve mevcut talimatnamelere riayet etmiyen ecnebi. madenciler hak- kındaki kat'i ve sarih ceza hük- müdür. Unutulmamalıdır ki, Dilâ- ver Paşa, nizamnamesini yazdığı zaman Osmanlı İmperatorluğu da- hilinde “ Uhudu atika ,, en geniş manasile hüküm sürüyordu ve *“düveli mehamiye, bu hususta çok titiz ve basiretkâr davranı- yordu. Devrin bususiyetine rağmen Dilâver Paşa kitabında yer tutan © Meşhur Madde şudur: “Madde 53 — Madeni mez- kürda şimdiye kadar müstahdem madenciyan ve hazmaciyandan bazı- ları, Tebeayı ecnebiyeden mürek- kepise de Devleti Aliyye hizmetin- de istihdam olunmaları cihetile bir veçhile ecnebi nazarile bakıl- mıyarak kâffei muamelâtı Devle- ti Aliyye —kavanin ve niza- matına — tevfikan — rüyet — olu- nup bunlardan herhangişi niza- malı seniyyeye muvafakat etmiyecek olur ve işbu nizamname ahkâmı- nın haricinde olarak nihayet üç defa harekâtı na makulânede bulunursa ocağına ve mevcut kömürüne kıymet takdir olunarak idare tarafından bittesviye maden- den def ve tardolunacaktır. ,, 337 senesinde yapılan “Zon- guldak amele kanununun,, “9,,uncu maddesi ayni keyfiyeti şu şekil- ke söylemektedir. “Madde 9 — Amelenin ah- vali sıhhiye ve şeraiti hayatiyeleri- le hukuku umumiyelerine müte- allik işbu mevaddı ifa etmiyen madenci ve mültezimlerin ruhsat- name, şartname — ve imtiyazları fesholunur,,, “Ocaklar — ile vezaifi madenciyan — faslınn © zaman — için Çok kuvvetli ve dikkate şayan bulduğum bazı me- vaddını da aynen alıyorum: “ Madde 56 — Madeni mez- kürda müstahdem sunufu amele- nin küllisi ehli islâm ve cüz'isi hristiyan — bulunduğundan — bir ocakta bulunan üç nefer hristiyan için eyyamı pazarda talil olunup ta kırk iki nefer islâm amelenin ücret- siz tehi kalmaları ve bu sebeple de imalâta — sektei külliye ârız olması bir veçhile caiz olamayıp bunun için milleti yan ey- yamı pazarda icrayi âyin ettikten sonra ve ehli islâm dahi evkatı hanselerini bulundukları mahalde ve — salâli cumayı en yakın bulunan mesacitte — badelifa yine imalâta mübaşeret ede- ceklerinden — maden ocakları haftanın hiçbir gününde bu se- beplerle tatil olunmıyacaktır. Fa- kat, ehli islâm için ideyn ve hris- fiyan için paskalya günlerinde tenezzühleri için müsande oluna- caktır.,, “Madde 61 — Madenciyan- dan herkangi — biri ahvali şüp- heli ve serseri makulesinden ve bilâ tezkere gelmiş — olan kimseyi idareye —haber ver- miyerek kabul ve ihfa eylediği halde © makulü madenci - sari yatağı hükmüne gireceğinden ona göre mücazat olunacaktır. Madde 67 — Madenciyam dan birisi mürettep olan amele- sinden ziyade getirdiği ameleyi kendiliğinden geri iade — ede- miyüp mutlaka canibi idarey€e hukuk — ve | gelerek sebebi ziyadeliğini ifal etmek ve şayet amelci merkü” meyi istihdam etmiyerek hotbe- hot geriye göndermiye veyabut ocakta işsiz bırakmıya mütecasir olur ise yevmiyelerini güya itma” mı növbet etmiş gibi bitamamiba ita etmiye mecbur olacaktır. » f Bugün, Havzada maateessü! tatbik cdılemıyeın bu usul dc“ erinde düşünülmüş ve ci îıkdıre değer bir ıs.ıl.ıetlcl bulun- muştur. Gelecek mektuplarım' burfıııı sebeplerini izah edeceğisk

Bu sayıdan diğer sayfalar: