10 Aralık 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

10 Aralık 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 179 — Yazan: Ceneral Oglander Türk Askerleri Hiçbir Suretle Sarsılmamıştı Saat bire doğru liva ilk he- definin kısmı azamını elde etti. Yarı kazılmış olan H 12 işaretli Türk siperi zaptedilerek iki yüz elli kadar da esir alındı, Bu esir- lerim arasında bir Alman makineli tüfek zabiti ile maliyetinde birkaç Alman neferi de vardı. Livanın diğer bir kısmı yüksek arazide bulunan ve oldukça ehemmiyetli olan H 14 işaretli sipere kadar bile ilerlediler. Faka müteferrik müfrezeler — tarafından yapılan muvaffakiyetli harekât liva karar- gülmca nazarı itibare alınmadı ve H 14 siperine kadar sokulan müfreze takviye edilmediğinden bir müddet sonra geri çekilmiye mecbur. — kaldı. - Worcestershire kıtaatı da Zığındere - tepelerinin üstündeki Türk siperlerinden yan Ateşine maruz kaldı ve H 12 s- perini muhafaza edemiyerek ter- ketti, Halbüki bu mevzilerin sa- gındaki kısım, düşman ateşine daha ziyade maruz olduğu halde burası iki gün müddetle mütte- fiklerin elinde kaldı, Mürettebatının bütlün cesaret ve hevesine rağmen zırhlı oto- mobiller, arazinin arzetmekte ol- duğu müşkülât yüzünden hiçbir şey yapamadılar. İhtiyata alındı- lar ve vefer devam ettiği müd- detçe Gelibolu — yarımadasında hiçbir harekete iştirak etmediler. Bunların zayiat verdi. Otomobiller de her ne krdar ağır ateşe marux kal- dilar ve bazıları da siperlere yu- varlandılarsa da ciddi bir hasara uğramadılar. 88 inci livanın solda bulunan Hindistan livası, Zığındere üzerin- de bulunan 14 üncü Sikh, mer- kezde ve Ziğindere - sırtlarında bulunan birinci Lancashire Fu- silliers ve kayalıkların alttarafında bulunan G incı Gurkha taburlarile | , ,L L l hücuma kalktı. Bu kısma, ilerdeki düşman siperlerini bombardıman etmek Üzere Howitzer topu gön- derilmemişti. 88 inci Tivanın önün- deki Türk siperleri daha mühim ve daha müstahkem bir halde bulunduğundan elde bulunan top- , ların mütebakisi kâmilen bu cep- heya sevk ve tahsis edilmişti. Hatta Hindistan livasının taarru- zunu takviye etmek üzere gönde- rilen sahra toplarının kısmı| azamı bile son dakikada H 12 siper hattındaki müstahkem bir mevkil bombardıman etmek Üzere yok- dan çevrildi. Bu yüzden Zığındere sırtlarındaki Türk siperleri hücum dakikasına kadar bombardıman- dan masun kalmış ve buraları işgal eden Türk askerleri de hiçbir suretle sarsılmamıştı. De- renin şark yamacında bulunan Sikh taburunun bazı küçük müf- rezeleri Worcestershire taburu ile birlikte ileriye gidebilmişti. Fa- kat — derenin — garp — sahilinde ve ta dibinde bulunan efrat ko- layca ilerileyemedi. Hattın merkezinde birinci Lan- cashire Fusilliers taburu tüfek ve makineli tüfek ateşile geriye püskürtülmüş ve her ne kadar sol cenahta;Gurkha taburunun bir bölüğü kayaları siper ittihaz ede- rek )J: 10 işaretli Türk siperlerine mürettebalı gayet ax | kadar vasıl olabildise da bu bö- lüğe de yardım — edilmediğinden pek az bir zaman sonra rüc'at etmiye mecbur oldu. Binasnaleyh saat 1,30'da müt- tefikin cephesindeki vaziyet aşağı yukarı şöyle idi: Her iki cenah- tan yapılan hücum inkişaf ede- memiş, Hindistan livası, bahriye fırkası ve Fransız kolordusu ağır zayıat verdikten — sonra eski mevzilerine rüc'at di. Sol tarafında 88 inci liva ken- tekrar disine tahsis edilen ilk hedefin | kısmı azamını zabtederek H:14 işaretli Türk siperlerine dahil ol- muşlardı. O sırada bu siperlerle Kirte köyü arasında da pek az Türk kuvveti vardı. Fakat maale- sef liva karargâhında H:14 gi- perlerine girildiği ancak rüc'at edildikten sonra haber alınabi- mişti. 42 inci fırkanın cephesinde | Territorial efradı 1200 — yardalık ' bir cephe üzerinde kendine tayin edilen bütün hedefleri zabtetmiş, hatta küçük küçük Kirteye üç rubu mil mesafeye kadar sokulmuşlardı. Fakat bü fırkanın her iki cenahı da açıkta Idi ve kanlı dere ile Kirte deresi taraflarından Türklerin mukabil bir taarruza geçmeleri ihtimali vardı. Binnenaleyh her iki cenahta da maglübiyete uğranılmasına rağ- men merkezde, Türk hattı müda- faası geniş bir cephe üzerinde yarılmıştı. Lancashire Territorial kıtaatı harp ede ede düşman mü- dafaa hattını geçmişti ve ileride- ki efrat ile Ahibaba sırtları ara- sında hemen hemen başka bir müdafaa hattı kalmamıştı. O günkü muharebenin kazanıl- ması veya kaybedilmesi ihtiyatta mıilacağına bağlı idi. Bu tabur- ların 12 si Jeneral Hunter Wes- ton'un ve 6 sı da Jeneral Gow- raud'nun emri altında yordu. Binaenaleyh vaziyeti saat 2 raddelerinde, yani en hât bulunduğu bir zamanda geride bulunan iki Kolordu Kuman- bulunu- danına gönderdiği cihetten tetkik | etmek İâzımdır. Muhabere ve münakale vesaiti | mükemmeldi. 88 inci liva cephesi müstesna olmak — şartile cephelerden arkaya etmişler- | müfrezeler | diğer | gönderilen | 'SON POSTA, Şehir Tiyatrosun'da — Bu ne fena piyesi Anlaşılan müharriri hayatı hiç bilmiyor! — Neden? — Birinci ve ikincl perı sında iki sene geçmiştir. Halbuki piyeste görülen hizmetçi hep ayni | hizmet etmektedir. Bu, hiç görülmüş şey midir ? evde Gençler Ne Düşünüyor ? Sorduğumuz Sualler: 1 — Türk düştinü hakkında no bu Inkılâbı inkılâbı Orsunuz, — ve nasıl anlarsınız ? yetin geçirdiği bul t kendinizi musunüz 7 3 Dindar Âlle . kuvvetli — hişi Mızınız 2 bakkındaki - Hayattan korkuyor — mu- || G — Nasil bir İştersiniz yaşımak — istorsiniz ? hayat ve na karilerimiz doğrudan doğruy dermek suretile ( Baştarafı 1 inci sayfada cakları yorgun, gözlerindeki istı- rap kemiklerine kadar işlemiş !. İşte bunun içindir ki gençliği hasta görüyorum ve korkuyorum. Türk çocukları hayata dinç ve O vakit, | iradenin sağlam — çıkartılmalı.. çelikleri eritecek — bir sahibi oluruz. Asırları bir nefeste devirecek zekâ, gençlikte o vukit tecelli edecektir. ve © — vakit gözlerimiz, — hedefleri — delecek kadar parlıyacaktır. Çok yazık ki bugünün genç nesli, ıstırap mücadelesini başa- ramıyor. Fakat yine eminim ki bugünün hasta gençliği yarın yaratacak ve yaşatacaktır. Şunu da 'unutmiyalım ki — bugünkü gençliğin damarlarında, inkılabı | coşturacak ve koşturacak kan | eksiktir. — Adapazarı'nda Şark Suyundan Elektrik İstihsal Edilecek raporlar ve malümat şayanı dik- kat bir derecede tam ve mufas- saldı. Kararçâh —iki cenahtan yapılan hücumun akim kaldığını, fakat 22 iuci fırkan n bütün he- | deflerini İ biliyordu. | ( Arkası var) *»LL) Salihli'de Manisa Kulübile Bir Maç Yapıldı Salihli (Hususi) — Manisa Altun ordu. kültbü ile kazamız | Gürbüzler Yurdu ikinci takımları arasında bir maç yapılmıştır. Gürbüzler Yurdu bire karşı üç l golle galip gelmiştir. —— Adapaza'rı (Hususi) — lediye son içtimamda mlhim bir karar vormiştir. Bu karara naza. ran şark suyunun seviyesi bir met- ru yükseltilecek ve hasıl olan kuvvetten kilovatı 2 kuruşa mal olabilecek ucuzlukta istihsal olu- | nacaktır. Halka (20) kuruştan sa- | tılmakta olan elektirik -o zaman | ucuzlatılacaktır. | İGençler Birliği Yeni Hilâli Yendi Adapazarı (Husüsi) — Genç- ler birliği ile Yeni Hilâl nrasında yapılan — müsabakada — Gençler |-Birliği iki sayı yaparak galip gel- | miş, Yeni Hilâi hiç gol atama- t miştır. | Mehmet | Kuyruğunu - sallıya sallıya Rana HİKÂYE Bu Sütunda Hergin Yazanı Naci Sadullah Bir Polis Hafiyesi Telâşlı insanların etikete az | riayetkâr halile içeri girdi. Ar uyku ile geçmiş yorucu bir ge- cenin kırıklığından daha kurtu- lamamış olan memurun önünde | dikildi: — Kürkümü çaldırdım Polis | Zötlodi, Efendi, dedi.. O polis onu bir başkasına gönderdi, o da sordu: — Ne zaman çalındı?. — Nereda çalındı?. — Nasıldı ?. — Kimden şüpheniz var?. Bu dördüncü sual ötekilerine tereddütsüz cevap veren adamı | birar düşündürdü. Nihayet : — Ali Mehmet Beyden! dedi. * bu iptidat devirde Vak'ayı | geçiyor zannetmeyin. Fen böyle | emeklemiyor, gemi azıya almış. | Neler keşif olunmamış, nelere ça- | re bulunmamış. İşte şu - kürkü çalınan adamın yanında yürüyen polisin peşinden yürüyen koskoca | köpeği görüyor musunz? Tamam... | O polis köpeğidir. Ve onda öyle | bir kabiliyet vardır ki bin kişi- | nin içinden hakiki mücrimi bu- lur çıkarır... * Polis meclistekilere: — Telâş etmeyin dedi, bir meseleden dolayı - içinizde biri- nizden şüphemiz var. Bu gördü- | günüz köpek, koklıyacak, tetkik edecek, içinizden kimin mücrim olduğunu anlayıp çıkaracakl.. Herkes hayret telâş - içinde idi. Köpek köşede oturan Ali Beye — bakmadı bile... Kâmil Hanıma doğru yürüdü, sokuldu, koklamıya başladı. Rana Kâmil Hanımın benzi esrarkeş yüzü gibi kansızlaşmıştı. Heyecandan ve korkudan rüzgâra tutulmuş söğüt yaprakları gibi titriyordu. Nihayet dayanamadı: — Aman polis efendi diye haykırdı... Rica ederim, herşeyi itiraf edeceğim, rakı çektiğimiz | kazanları da gösterip teslim ede- ceğim, fakat lütfen şu ejderha gibi mahlüktan beni kurtarınız... Şaşkınlık sırası polise ge- mişti, fakat o hiç bozmadı: — Ya, dedi. Demek sizin öyle bir marifetiniz vardı, asıl başka bir meselenin f arıyorduk, bu vesile ile sizide elde ettik, şöyle geçin... * Köpek biraz ortada dolaştı, esner gibi ağzını açtı, kapadı, sonra çingene diplo- matları gibi derin derin düşün- dü, tüylü kalın kuyruğunu salla- dı, Vesile Şadi Hanıma doğru i. Onun otrafında dolaşmı- biz | ya, onu koklamıya başladı. Bir aralık onunla alâkadar olmayı, ön ayaklarını onun dizine atmıya kadar vardı. İşte o zaman, Vesi- le Şadi Hanımın sabrı tükendi : — Aman, de herşeyi — söyliyece; tarınız! Elimde bulunan bütün morfin — paketlerini, şeriklerimi, nerelerden, nekadar kaçırdığımı, hepsini hepsini söyliyeceğiml.. Herkes ağzı açık bakıyordu, polis: — Hep sabıkalılar içine düş- müşüz, dedi, ben sizi de aramı- yordum, fakat ne iyi tesadüf ki yakayı ele verdiniz! Şöyle geçin... Uzatmıyayım, köpeğin kokla- dığı bütün misafirlerden herbiri | umulmadık cürümler ikrar ettiler. Ortada namuslu adam kalmamış- tı. Fakat kürkü çalan bulunama- di. O sırada köpek, “ kürküm çalındı!,, diye şikâyet eden ada- min etrafında — dolaşıyordu, o, sapsarı oldu, sonra bütün renk- lere girdi çıktı: — Aman memur Efendi! Dedi, varzgeçtim, söylüyeceğim, beni kur- tar bu canavar hayvanın elinden. Ve anlattı. Meğer o da kürkü kardeşinden çalmışmış... Polis karakola telefon etti, yardım İstedi, bir müddet sonra bir. cemmigafir elleri kelepçeli karakolun yolunu tuttular... * Karakolda, köpek, kendisine bakmıya memur olan süprüntü- cünün etrafında dolaşmıya baş- ladı, bu sefer onu da korku a- mıştı, iğildi, köpeğin kulağına: — Sen, dedi, peygamber gibi bir mahlüksun; senin iİaşen için ilen parayı tamamen sarfetme- diğimi anladın, Fakat bundan sonra yapmıyacağım, beni ele verme... .. Roma Sokaklarında Tank Sulhten, silâhlazın tahdidinden bahseden memleketlerin sokakla- rındaki şu manzaraye bakınız. |Ölüm arabaları birer ejder gibi so- kakları istilâ etmiş, insana harp havasını ve darut kokusunu hatır- - İatıyor. *

Bu sayıdan diğer sayfalar: