5 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

5 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ SON POSTA ,ITTIIIAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. Nasıl doğdu?. Nasıl Yaşuı!ı b Kinışııuunı b DıElomatlara Hukmed;— GızlıKuvvetler Komiteciler Kadının Çan: Tefrik No 26 Nasıl Öldü?.. Mahmut Paşa Mi teessırdı, Artık. İş İşten Geçti Diyordu Mahmut | kemali Bu esnada » Damat Paşa Parise gelmiş azametle ( Grand otel ) e yerler mişti. Ahmet Rıza Bey, Damat Paşanı ne ihaksatla Parisi teşrif ettiklerini , hentiz, hilmediği için | bidayeten bu. meszeleye hiç ehem- ve miyet vermemişti. Bilâhare takım safahat : geçirdikten sonra, (Jön Türk ) lere etmek | istediğine dair , kendisine yazdığı Buna Paşanın ; aç kle bir- | iltikak mektubu alınca düşüpdü. bir lenbire cevap. veremedi. Çün- kü, (hürriyet mücahedesinde tek başına ) kalmak istiyen Ahmet R za Bey, Murat Beyin avdetile geniş bir nefes sonra, ortaya böyle mühim bir şahsiye- tin pek höş görme- mişti. Pek aşikâr olan bir haki- katti ki: Bundat sonra bütün | nazarı dikkat, Damat Mahmut | paşanın Üzerine çevrilecekti?.. Birkaç 'gün düşünüldü, taşı- mıldı.. Damat Mahmut paşanın yardığı mütevazısne mektup Üze- rinde tahliller yapıldı. Nihayet, Damat paşaya karşı hâkimane ve Ostadane bir variyet alınarak ve direktif altında çalıştırmak - bararlaştırıldı. Damat Mabhmut paşa, henliz bu işin pek acemisi idi. Buna binsen, Ahmelt Rıza Bey gibi âlemi siyaselte nam ve şan almış bir zati muhteremin yüksekten gelen hitabı; onun pek okadar gücüne gitmedi. | Henüz (prens) ler (hazeratı) da (ufku siyasette tulu edecek dere- cede nuru irfan -ile edememişlerdi. Binaenaleyh, bu (tarikı hakkuhakikatte, bir mür- şidi mütekâmil ) derecesine varan Ahmet Riza' Beyin İrşadına tâbi olmak ve: — Tevekkeltü alelllah... Diyerek sahâi cidale atılmak- tan başka çare yoktu. Çünkü.. | Artık hiçbir lokanta enlara vere- aldıktan çıkmasını onu Paristö lenevvlir ) | siye yemek vermiyor, hiçbir otel de, parasız yatırmıyordu. İstanbulda, Seniha Sultan ter ter tepiniyor, ikide birde Abdül- hamide haber ; öndererek: — Yazıklar olsun ona.. Koas- koca bir Âli Osman Padişahı ola- cak.. Benim fidan gibi iki evlâ- dimi, dört boçuk frengin elinden kurtaramıyor. Ben evlâtlarımı is- terim... | Diye feryat ediyordu.. Halbuki bu inadında sonuna kadar sebata karar veren Abdülhamit, bütün bu sözlere karşı kulaklarını tıkıyor, * (hanedanı saltanat arasında kor- kuuç bir çığır açmamak için ) eniştesini büyük bir mağlübiyete duçar etmek istiyor. Bunun için de, İstanbul'dan ona para gönderilmiyor; emval ve emlâkini haciz altına aldırıyor; hatta, gerek Damat Mahmut Paşayı ve gerek oğullarını (di sizlikle itüham ettiriyordu. Damat Mahmut paşa, çoktan nedamet getirmişti.. Paris s0- | kaklarında aç, her - türlü şeref ve mümtaziyetten mahrum bir halde dolaştıkça; İstanbul'da | iken debdebe ve saltanatla geçen sefil, hayatını — düşünüyor, hasretle o yadediyor.. Ve hatta, her zaman | ihmal ettiği zevcesi bile, şimdi | onun gözünde tütüyor.. Büyük | | | mühteşem — günleri bir pişmanlığın acısile burulan kalbi, —stıraplarla duğu halde : — Geçti. geçti. Diyordu.. Ve, hakikaten de iş geçmişti. İlk ok malâmal Artık, iş işten işten zamanlarda gerek vefir vasıtasila ve gerek diğer vasitalarla onu iknaa ve avdete çalışan Abdülhamit, artık açıktan açığa ona husümet göstermiye başlamıştı. Bu vaziyette İstanbula dönmek, bile bile kendini felâ- kete duçar etmek demekti, Bu- ralarda sürünmek ise, kolayca tahammül edilir. şey — değil Vakına Ahmet Riza Beyle irtibat peyda ettikten sonra, Damat Muahmut Paşanın hali birax düze- lir gibi olmuştu. Çünkü, artık ( Jön Türk ) lerle temas ediyor, akşam saat 21,30 da Mum Söndü Yazan: Musahip Zade Celâl Bey Tariht Komedi $ tablo Umuma İstaadul Belediyesi —| ŞehirTiyatrosu D L D Süflt kabarede bir facia... kadının kara gözleri için erkek pençeleşiyor... İşte bu; Frınıızcı sözlü ve şarkılı GÜNAHKÂR KIZ filmidir. Bıı ıkıımdan ASR [ Sınemada Harbi umuümiye ait bir safhanın bütün ruhu ve harp #senelerinin bütün iht'raslarını müsavver BÜYÜK | RESMİ GEÇİTİ Mümeleri. JOHN GİLBERT ve RENEE ADOREE hâveten: Mickey Moute görülmemiş bir film. Bir iki ELHAMRA *« derin bir | ara sıra | istifade | mete | istediler. bunların eyliyordu. Fakat bu va- ziyet, onu ne öldürüyor ve nede | | sekizinci konferansı.. onduruyordu... Bu hal, orada bulunan Ermeni komitecilerinin nazacı *-dikkatini celbetti. Zaten bünlârın arası Ahmet Rıza Beyle de İyi değildi. Bunlar Ahmet Rıza Beyin aka- mahküm — etmek paşadan istifade Buna yavaş — yavaş Gizli ve aşikâr gerek Mahmut paşanın ve gerek oğullarının hayatına biraz refah verdiler. Ermenilerin bu hareketi sadece — onların — minnettarlığını celbetmekle kalmadı. Gün geç tikçe aralarındaki anlaşma kabi- liyeti arttı... Nihayet öyle bir gün geldi ki gerek damat Mahmut paşa ve gerek oğulları, Abmet Rıza Beyden tamamen ayrıldılar bir taraftan İstanbula, diğer ta- raftan da Ahmet Rıza Beye karşı ayrı bir cephe aldılar. istediği damat etmek tökâarrüp — ettiler. CArkası var ERTUĞRUL SADETTİN T. A.T. Kuşdill Tiyatrosunda Bu gece: Rakibe piy 3 perde İ SON GÜNLER! Üç hafta binlerce insanı hangi film, hangi sinema hayret ve heyecanla topladı? BiİR MiLLET UYANIYOR! Artık Anadoluya gidiyor. Bu tarih günlerini görmiye Koş, gör, son haftadır. ALEMDAR Sineması Matine 2,30- 8 Gece 8,15-10 GLORYA'da 11 İkinci Kânun, Çarşamba akşamı Sinema ve MÜNİR NURETTİN KONSERİ Yeni ve güzel programile masının misilsiz programı misilsiz bir muyaffakıyet kazandı. DENİZLER DEYVİ (ERKEK EVLÂT) Mümessili; GEORGES BANKROFT Fransızca sözlü büyük film. 2 — 25 üü ahi İ ARAC Ö E c 1000 metroluk ve yarım sa, İPEK FİLM at süren bu film STUDYOSUNDA ÇEVRİLMİŞTİR. —TAR ZAN Muazzam filminin G z OR YA Sinemasında görmekte olduğu fevkalâde rağbet hasebile, sinema müdiriyeti; herkesin görebilmesini te: minen işbu harika filmini Bir kaç gün daha gösterecektir. yardımından | binaendir ki ona | muavenetlerile | | sekizinde ( Baştarafı 1 inci sayfada )| P. — Liyapçef - İfkoviç hu- dudundaki ateş teatisi karşısında vazifelerimiz.. z. z. — Ferdinand mıntaka- sındaki son — eylül kıyamı bundan aldığımız dersler.. Komintera ve şubeleri.. ve Balkan Komünist Birliğinin Balkanlardaki vaziyetle mevcut hususi vaziyetlerini kat'l bir suret- te tayin edebilmek için bunun, umum! — siyas! başta İngiltere bulunmak üzere | Sovyet Rusya'ya karşı hazırlan- makta olan harp noktai nararın« dan tetkiki icabeder. Bulgaristan'ın askerlik tabi- yesl cihetinden kıymetini ve Bal- kan milletleritin *bir harp karşı- sında bu harbi besliyebilecek ganlı malzeme teşkil eyliyebile- ceklerini —nazarı dikkate alan İngiltere, Sovyet Rusya'ya karşı mevcut imperyalist birliğe, Bal- kan heyetini bir blok halinde ilti- hak etmiye uğraşmaktadır. İngil- | tere ile Fransa arasında vücuda getirilen son anlaşma, bu mese- lenin hallini tacil edecektir. Birbirine karşı düşman ve ra- kip vaz'iyetinde bulanan Balkan milletleri, büyük bamilerinin taz- yiki Me İngiliz ve Fransız şart- | larına boyun eğmeye — mecbur olacaklardır. Bu itilâfın hedefi maball! düşmanlıkları kaldırmak, | İtalyan - Yugoslav geçimsizliğini hafifletmek ve böyle bir. Sov- yet Rusya düşmanlığı ve harbi yaratmaktır. İlâh... “ Makedonya Davası ,, İsimli gazeteden... Davidka Nasıl Öldürüldü ? Son ulshamızda, Cramada | köyünden ve Protogerof taraftar- larından Davidko Jorjiyefin İvan | Mikaylofun adamları tarafından Gorna Dujumaya köyü civarında natıl — ödürüldügünü — bildirmiş- tik. Bu hususta da 8 tarihli Vardar — gazetesinde — tesadüf ettiğimiz — bazı — tafsilât — var- dır. ki, bu. malümat, —Make- donya komitecilerile resmt hükü- met memurlarının elbirliği yap- tıklarını gayet güzel bir surette | göstermektedir. Cinayet - biliyoruzkl ayın on işlenmiştir. O — gün, Davidko için şehre inmek mec- buriyeti vardı. Bu malümatı alan Mikaylof'un adamları, Davidko'yu takip ve münasip bir fırsatta öldürmek — vazifesini almış ve bütün şehre yayılmış | olan fedaileri haberdar ettiler. Jorjüyef'in önüne, yolda iki adam çıktı ve kendisile konuş- miya başladılar. Bunların maksa- di, nazarı dikkatlerini üzerlerine | çekmekti. Az sonra bunlara, o mıntakanın Mikaylof taraftarları reisi Yordan Gurkof ta iltihak etti. Tehlikeyi anlıyan Davidko derhal tabancasını çekerek ateş etmiye başladı. Diğerleri, buna şiddetle mukabele ettiler. O sı- retle ki ortada hakiki bir müse- deme vukua geldi. Davidko'nun bu sırada yaktığı fişek miktarı kırktan fazladır. Tam bu sırada, civar evlerden birine saklanan düşmanları Davidkoyu — şiddetli bir ateş altına aldılar, ve ağır surette yaraladılar. Ayni millete | meşhuda | mobile Balkan yarımadasında | memleketlerin ayrı ayrı | | diğer | teslim edilen mahpuslar az Bzerlerine | | sonra %tasında Nek_a_r Buldular ? mensup kardeşlar arasında vukua bu boğazlaşma, az sonra mahalline gelerek cürmü- | hükümet gelen vak'a yetişen me- | murlarının burnu dibinde cereyan | etmişti. Maamafih gerek Yordan Gurkof, gerek arkadaşları hâdise | mahallinden — uzaklaşmıya — bile lüzum görmediler. j Fakat iş bununla bitmiş de- gildi. Komiteci katiller bir - oto- atlıyarak Grama'da | köyüne gittiler ve Davidko'nun evini aradılarr. Davidkonun küçük kardeşi ile bir arkadaşını yakalayıp Dujumaya köyüne kadar sürükle- diler. Bu sırada bir asker! müf-« reze dae gelmişti. Katilleri tuta- cağı yerde onların esirlerini tev- kif etmekle iktifa eyledi. Fakat şehre götürülüp askeri makamata mra serbest — bırakıldılar. -Katillerin yerine maktulün kardeşi ve do tunu tevkif etmekteki — manayı şimdiye kadar hiç kimse anlıya- bilmiş değildir. Bir Başka Vak'a Ayın yedisinde, Makedonya komitesinin kanlı bir — vak'ası daha kaydedilmiştir. petriç mt- takası posta ve telgraf memuru Mil Stanof, hiç beklemediği bir sırada katledilmiştir. Bu adam, epoy zamandanberi Makedonya kömitesinin — muhtelif — teşkilâtı içinde çalışınıştı. Son zamanda, | Protogerofla sıkı bir münasebeti vardı. Onun ölümü de Davidko- nun katlini andıtıyor. Bir müd- dettenberi, bu memür da - İvan Mikaylofun taraftarlarından teh- dit mektupları — almakta — idi. Tehlikenin — yakınlaşmasını — his- setmesi Üzerine zabıtaya şikâyet- te bulunmuştu. Petriç mıntakası polis amiri bu hususta tahkikata girişmiş, ortada hiç tehlike mev- cut olmadığını bildirmişti. Fakat bir kaç gün sonra vak'a vukua geldi ve akşam saat yedide, mu- avini Krostefle beraber evine dö- nen Stanof, tabanca kurşunlarile öldürüldü. Birkaç gün sonra da Stanofun eski hizmetçisi Melnik tevkif edilmiştir. Fakat kaçmıya teşebbüs eden mazaun bir. polis —memurunun attiğı kurşunla ölmüştür. Bu vak'a: dan çıkan netice şudur ki Melnik katte Stanofun katili değil, ylofçuların bir muarızı idi. Yakalanması ve öldürülmesi, bir taşla iki kuşun vurulmasını temin etti. * Pervofla, Poçef kadının el çantası içinde buna benzer daha birçok vesikalar buldular. Bütün bunlar, Bulgar Komünistlerinin yakın bir atideki faaliyetlerine aitti. Onlar bu kâğıtlara göz ger- dirirlerken kadın da yattığı yerde kıvranıp duruyordu. Çünkü ken- disini tuzağa düşüren adamların Ağram polis memurları olduğunu zannediyordu. Bu sırada Bulgarların aklına, kadında daha başka da kâğıtların bulunabileceği geldi. Üzerini aradılar ve gömleği ile teni arasına saklanmış bir zarf buldular, onu da — aldılar, kadını muayene - ettiler. Bağıramaması, fakat serbestçe teneffüs edebilmesi için ağzındaki tıkacı düzelttiler, sonra elektiriği söndürerek çıkip gittiler. ( Arkası var;

Bu sayıdan diğer sayfalar: