15 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

15 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v Sayfa ' Dünya Hâdiseleri ı ——— Bir Japonun Şayanı Hayret Fedakârlığı Japonya'da Tokyo civarında eturan İosio Yağuçi İsminde bir genç Yazıkıuni —mabedine girmiş larca dua ettikten sonra g çıkardığı çakı ile sol ük parmağımı kökünden losio Yağuçi, kestiği üzerinde “Kahramanlar ibaresi yazılı bir zarfın içine koyduktan Bsonra ibadet edenlerin içine para atmak için mabedin bir köşesine konulmuş olan küçük kutunun içine atmıştır. Mabedin kapısı önünde dolaş- makta olan bir polis eli kanlar içinde mabetten çıkmakta olan losio'yu görmüş ve yakalıyarak karakola götürmüştür. losio Yağuçi şu ifadeyi ver- miştir: “Ben bir zenginin oğluyum. Çinliler ile harbe — başlandığı yakit askere alındım ve 25 nisanda Şanghaya gönderildim. Bizim kıtaatımız Şanghaya gel- diği vakit harp bitmiş ve Çinli- lerle sulh imza edilmiş olduğun- dan harbe iştirak — edemedik. Bunun için fena haâlde canım #ıkıldı. Vatanım için canımı feda edemedim. Vatan için canlarını feda eden kahraman vatandaşla- rim iİçin hiç olmazsa vücudümün azasından birini feda — etmiye karar verdim ve parmağımı ke- serek katuya attım.., Polis tahkikat yapmış ve losio — Yağuçinin — anlattıklarının doğru olduğunu anladıktan sonra ıınıını pansuman ederek serbest urakmışlardır. * on zamanlarda Madritte hırsızlıklar çoğalmış — ve zabıta, bu şayanı hayret hâdiselerin - faillerini bulmakta Bir. Hırsız | âciz kalmıştır . Çetesi Hemen — bergün şehirin bir köşesinde bir kuyumcu dükkânı soyulur, bir zengiain mücevberatı çalınır ve bir sinyo- ritanın pırlanta gerdanlığı sr olurdu. Geçenlerde bir polis memuru Üstü başı temiz beş altı çocağun bir eve girdiğini görmüştür, ço- cukların hal ve tavırları, eve giriş- leri hiçbir. şüphe uyandıracak mabiyette olmamasımna — rağmen polis memurunun içine kurt düş- müş ve evi tarassut altına almış- tır. Biraz sonra çocuklar yine aynı serbest tavırlarla — evden çıkmışlardır. — Polis — memurları evin kapısını çalmışlar, fakat bir türlü —açtıramamışlardır. — Biraz #onra eve girdikleri zaman küçük bir mücevher — kasasının - kırıldı- ğını ve muhteviyatının boşaltıldı- gını hayretler içinde görmüşler- dir. Bunua üÜzerine küçük hırsız- lar yakalanmışlardır.. Son za- manlardaki esrarengiz hırsızlık- ların bu küçük hırsızlar tarafın- dan işlendiği anlaşılmıştır. Hır- gızlar 8 ilâ 15 — yaşındadırlar, Çetenin reisi 10 yaşında Alfred isminde bir çocuktur. Zekât Ve Fitre Münferit yardımlar — istediğimiz netlceyl vermez. Bıyram münasebe- tile vereceğimiz zekât ve fitceleri- mizl şu veya bu fakire vermek dağınık va faydasız bir. yardımdır. Fakat bunu Hilâjahmer, Himayei- etfal ve Tayyara Cemiyeti gibi üç hayırlı mücssesenin eline teslim edersek azami yardımı vapmış ve en büyük sevabı kazanmış oluruz. Bu sene zekât ve fitrenizi Tayyare Cemiyetl tarafından toplıyan teşki- lh. a veriniz. 'ocuklardın Mürekkep eee aam a aramennanan ee ae aa a e L ae CA 1 KÖY AĞALARI 'STA ARASINDA... Çok zaman oluyorki bir köy ağasnı kendi ocağının başında görmemiştim. Geçen akşam, Bü- yük çekmece de yapılan #amimi bir eğlentide onları bir arada tetkik etmek fırsatı hâsıl oldu. Köy ağası, eski devirde köy- lüyü inek gibi sağan adamdı. Benim Büyükçekmecede gö- rüştüğüm ağalar, köyüne ve kö- yünde yaşayanlara öyle candan bağlıki, onları öteki köylüden ancak yaşça ve biraz da dünyalık itibarile ayırt edebilirsiniz. Bunlar arasında bana nur yüz- lü, beyaz top sakallı bir ihtiyarı tanıttıları Büyük çekmecenin en ileri gelen yerlilerinden İbrahim ağa... İbrahim ağa, doğma, bü- yüme Büyük çekmeceli.. Vatan muhabbetini, gelip bu sevimli ihtiyarda görmeli... Adeta tatlı birşey yiyormuş gibi damağını şaklatarak bana Büyükçekmece- yi öyle bir anlatışı varki bayıldım. İbrahim ağanın yaşı kaç? bu- rasını kendi de pek bilmiyor: — Yetmişinde mi desem, yet- miş beşinde mi desem?.. Fakat hatrlabığı şeyler çok., Büyükçekmecenin bundan kırk elli sene evvelki bolluğunu söy- liye söyliye bitiremiyor: — Âşârımız, senede seksen bin lira tutardı. Şu Köprübaşın- daki ambarin ağız ağıza doldu- ğunu bilirim.. İli dönümden yirmi beş kile buğday alırdık... Ne bereketli senelermiş onlar... İbrahim Ağaya sordum : — Toprak yine © toprak değil mi ? İbrahim Ağanın yerine Bü- yükçekmecenin en yaşlı adamı Sait ağa cevap verdi : — Baksana, efendi.. Biz © insan mıyız bir kere.. Nerde kaldı gençliğimiz ? Toprak ta bizim gibi... İnsanlar çürüyor da toprak çürümez mi ? İbrahim Ağa devam etti: — Büyükçekmecelilerin zen- ginliği bir zamanlar dillere des- tandı. Hovardalık, bizi yedi bi- tirdi. Kilise meydanında — Tanaşın meyhanesi bir. — Köprübaşında LAmbonun meyhanesi iki.. Bu iki meyhane, Büyükçekmecenin canına kandil astı. Ermeninin açtığı oteli de unutmiyalım, vur patlasın, çal oynasın.. Sabahlara kadar.. Yoksa, bu kasaba topla yıkıl- mazdı. — Bolluğun en çok olduğu seneyi hatırlar mısın? Beyaz sakallarının telini ka- rıştırdıktan sonra anlattır — Balkan harbi koptuğu e- ne idi. Allah, bir bereket verdi, bir bereket verdi. Ne söyleyeyim sana, dağda taşta mahsul bitti. Eylâl ayı girdiği halde biz tar- ladan çkamadık. Teşrinevvelde, daha yerde mahsul vardı, Başını mütcessirane salladı. — Bir daha ne öyle bereket görelim, ne de.. — Şimdiki halinizden mem- nun musunuz? Köşede oturan 'Çatalca kay- makamı Cevdet Salih Beyi gör- terdi: İbrabim Ağa — Nasil memnun olmayız ya.. Bak, ko...8 koca kaymakam Bey, bizimle beraber oturuyor. Bir der- dimiz olsa, gidip söyledin mi bir iki demeyip yapıyor. Kostakiye Pavlakiye mi benzer a efendi.. Ben anlamadım: — Nasıl Kostaki, nasıl Pav- lâki ? İbrsahim ağa çubuğundan bir nefes daha çekti: — Ahmet, Mehmet adlı kay- makam göndermezlerdi ki bize., Urum çok buralarda, diye nerede bir azılı Türk düşmanı varsa, kaymakam yapıp başımıza sa- larlardı. O sırada, Büyükçekmece na- hiye Müdürü Kenan Fevzi Bey yanım:za sokuldu. İbrahim ağaya hayran hayran baktıktan sonra bana döndü: — Tammazsınız, bu mübarek ihtiyarı... Büyükçekmecenin vücu- dile iftihar edeceği Lir adamdır.. Ve izahat verdi: Akıl Yaşta Değil, Baştadır Üç Yaşında Bir Çocuk Mükemmel Hesap Yapıyor Emil Dürn henüz Üç yaşında bir İngiliz çocuğudur. Fakat 20 yaşında bir lise mezunu gibi mü- kemmel hesap yapmaktadır. Bu çocuk, mürebbisinin tesiri ve kendi zekâsının — fazlalığı saye- sinde cem, tarh, zarp ve taksim gibi ameliyeleri sühuletle öğren- miştir. Emil bugün en karışık hesap meselelerinin altından şey- tan zekâsile hiç müşkülât çek- meden çıkıyor. 'Büyükgekmeceni;ı_ihtiyar Köy Ağası İbrahim Ağa Anlatıyor: | Kilise Meydamndâ'Tanaşın Meyhanesi Bir, Köprübaşında Lâmbo'nun Meyhanesi İki... Büyükçekmece'nin Servetini Bunlar Silip Süpürdü.. — Köyümüzde, ihtiyaca kâfi su olduğu halde muntazam bir çeşme yoktu. İbrahim ağa, kendi kesesinden 800 lira sarfederek bir çeşme yaptırdı. Şimdi bu çeşmeden ber su içen İbrahim ağaya dua ediyor. Sevimli ihtiyar, gözlerini yere indirdi. Bundan bahsedilmesine memnun olmamış gibi idi. Kenan Fevzi B. halâ heyeca- nını zaptedememişti. — Büyükçekmecede iki büyük adam var. Biri bu İbrahim Ağa.. Öteki de şu köşede oturan Sait Ağa... Ben bu iki ihtiyarın na- mına köyde birer heykel dikti- receğim... Çatalca Kaymakamı Cevdet Salih Bey; gözlüğü altından zeki gözlerile bize bakıyordu. Sordum: — No Bey? Dedi ki: — Hayır sahibi insanların bey- keli, arkada bıraktıklarının gö nülleridi.. Onlar heykelde değil, bu köy halkının gönüllerinde ya- şıyacaklar... Büyükçekmecenin bir kısım halkını Nasliç mübadilleri teşkil ediyor. Bu çalışkan vatandaşlar, köylerinin manzarasını az zamanda tanınmıyacak kadar değiştirmiş- ler. Nahiye Müdürü Kenan Fevzi Beyin imar yolunda sarfettiği emek boşa gitmemiş, Büyükçek- mece, - değil yalmız İstanbal ci- varının, bütün —Türkiyenin en temiz köyüdür. Parke döşenmiş geniş caddeler, her tarafı badanalı bembeyaz evler, şirin, güzel bir cami.. Kusursuz bir İlkmektep... Büyükçekmece'ye tabi 19 par- ça köyün tahsil çağındaki çocuk- ları, pek yakında bu mektepte okumıya başlıyacaklar., Nasıl? Nahiye Müdürü bunun da kolayını bulmuş. Bir araba köy köy dolaşarak çocukları alacak ve mekteba getirecek. Akşam dersler bittikten sonra yine bepsini toplayıp köylerine dağıtacak. Büyükçekmece, sinemayı kendi ayağına getiren ilk köy olmak şerefini de pek yakında kazana- cak. Radyoyu, İstanbul haricin- deki köylerin hepsinden evvel, Büyükçekmece — dinlediği — gibi, sinemayi de ilkin ©o seyredecek. Mimar Sinanın meşhur köprüsü ile hâlâ nakışları bile bozulmıyan Kervansaray da gösterir ki, Büyükçekmece, vaktile büyük bir konak yeri imiş. Çekmecenin, içine para konulan çekmece ma- nasına mı geldiğini düşünürdüm. Köy ağaları, bu müşkülümü hal- lettiler, Vaktile, kervanlar her iki gölden de salla geçerlermiş. Bu sallar, büyük halatlarla çekildiği için küçük göle Küçükçekme, büyük göle de Büyükçekme ismini vermişler. Gitgide çekme, Çekmece olmuş... Her iki Çekmece halkının içi para dolu birer çekmece sahibi olmalarını temenoi edelim | * »4 dersiniz. Kaymakam — Künunusani l5ü- at Maapar || Fıkaraperverin Teşekkürü Topkapı Türk Fıkarapet Hayır müessesesinden: Kış bayram münasebetile bucağımll| tarafından giydirilmekte olan kir ve yetim çocukların - giyli masarifine karşılık olmak üzert Koprübaşında eczacı Haydar Yenibahçede mukim Hasan Basf Beyefendiler tarafından onar İi ve Beyoğlunda Hilmi Beyle Samt sunda AÂvni Beyler tarafındı beşer lira ve ismini zikreylem?” yen bir zat tarafından iki lira Tütün İnhisar İdaresi Çapa d posunda çalışan erkek ve kadılf lar tarafından mezkür müessese mevzu kutulara atılan paralard 31 küsur lira ve Katırcı oğl hanında manifatura tüccarı Ma tafa Asım Bey tarafından tebe edilmiş olmakla bu yardımcı hayrı seven zatlara teşekkür e| lemeyi vazife telâkki eyledik. Bir Yolculuk Hikâyesi Derince'den İzmit'e gita için trene binecektim, Bi almak için İstasyona gittiği! zaman trende Üç saatlik rö olduğunu ve şimdiden bilet lemiyeceğini öğrendim. bir kah vede bekledim. Tren - geldiğ! zaman kahveden — çıkıp — tekrifi bilet almıya gittim, İstasyon 1 mürü tren geldiği ve gişe pandığı için bilet veremiyeceği biletin trende alınacağını ıöylo, Fakat trende bileti beş kuruş!! ceza zammı ile vermek istedilef almadım. İzmit'e geldiğim zam İzmit istasyonunda hâdiseyi #f) lattım. Bana, şikâyetinizi, gikj defterine yazınız dediler ve ile beraber 35 kuruş para bir makbuz verdiler. Bilet alt makta benim kabahatim yok” Derince'deki memur, iki k istediğim halde bana bilet memiş ve bileti içeride alacağ!! söylemişti. Buna rağmen almak doğru mu? Yusut Coaifl Tamiri Lâzım Bir Cami Tarihi ve mimarl kıymeti Beşiktaş'taki Abbas Ağa camil kubbesi ve kurşunları eskimi$'” Cami akmakta ve binnetice © ziyade çürümektedir. İleride lerce lira sarfına lüzum ki mak Üzere şimdiden tamiri ( faydalı olacaktır. 4 Ortaköy Derebayundat 9# | Lâmba İstiyorlar Üsküdarı Kuzguncuğa b Paşalimanı - caddesinin aydınlamıya ihtiyacı vardır. bu cadde çok işlektir ve gel lıkta buradan goçulJ güçtür. ; çol a Yeni Neşriyat: İçki Olşmanı gazete — Hilki Cemiyeti,, “ İçki 10 Müe kemi altında aylık bir mecmüf rine başlamıştır. Birinci nüshası bu hafta ©' tır. Gazetenin gayesi, içkinla Y3 fenalıkları bütün etrafi'e a9 ve yarınkl nesli olduğu * günkü nesli bu - tehlikeli kurtarmaktır. Ayrıca halk ht hamaa, ve bhayat b lyisins lar da — bulunacaktır. Bu ;» birçok kiymetli yaz.lar vaf ğ 5 kuruştur. İstanbul T. 8. Odasi ü ası — 48 inci cildla 12 * neşredilmiştir. Yunanistanif ticareti, oda mecl'si 3a karreratı, Misir. ile olll' ticareti ve mahsu'd'ı icaret murhed' metli yazılar vardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: