8 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

8 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

_ğ Dünya Hüâdiseleri ! Dünyanın Büyük Zenginliklerini Gören Adam Düsyanın en büyük zengin likleri — elinden term.| geçen adam, ih- Sajatet için tiyar ve gefil bir de Ötdü | kalde — dünyaya kapamıştır. — Hâdiâe, birkaç — hafta — evvele &ittir. ve düşünüldüğü zaman, hayatta hiçbir şeye güvenmemek icap ettiğini bize sarahatle ilân Geçende gözlerini bundan ve ilâm eden bir ders mahiyetioi alıyor. Ba adamın İsmi Rober Hendersondur. ve bir İngilizdir. Birçok insanlarca adı, şanı meç- bul olan bu adam, bir zamanlar, Amerikaaın şimalinde, Klondik koşfedilip te yüz binlerce insanı oralara koşturan altm — madenlerinin — kâşifidir. Fakat bu keşfini müteakip pe- şine takılan birtakım macerape- tarafından kovak geçirdiği mıntakasında rest insanlar muş, her defa zengin damarlar elinden alınımış, vefil ve"kimsesiz kalmış, nihayet bir han köşesinde hayata veda etmiştir. Fakat onun bu keşfi ile zengin olanların ededi, bugün, binleri bulmaktadır. * aponyada, büyük ve siyasi bir davanın görülmesine başlanmıştır. Bu davanın mazaum- ları “kan kardep- leri,, ismi altında çalışan ve geçen kabinenin Ma- liye Nazırı ile Japonyanın meşbur maliyecilerinden Baron Takuma Dan'ı öldüren gençlerdir. Maz- munların adedi on dörttür, Yedisi yüksek mektep talebesidir. Ce- miyetin reisi ise, eski bir rahiptir, Bu rahibin adı İnuye'dir. Kırk yaşına kadar her türlü macera peşinde koştuktan sonra Buda papazları sınıfına girmiş ve vkir- Japonyada Siyasi Bir Dava lik etmiye başlamıştır. Bu sırada, | memleketi idare eden kimselerin, eski Japon an'ane ve dürüst- lüğünden uzaklaştığı kanaati ile “kan kardeşleri, cemiyetini tesis etmiştir. Bu cemiyet, prehnsiplerini hâkln kılmak - için Japonyanın en mümtaz insanla- rından on beş kadarını öldür- miye karar vermişti. Fakat bun- lardan yalnız Maliye Nazırı ile Baron Dan öldürülmüş, diğerle- rinin katline vakit kalmadan polis bunları yakalamıştır. Fakat Japon efkârı umumiyesi, memlekete zaaf ve müsamaha göstermektedir. * ikago Darülfünunu tarafın- dan İranda araştırmalar ?;P:'lk_l Iıuırı K nderilen Eserlerin Eeyetin gayet ı:l;-' Keşfi — | bim iki keşifte bulunduğu haber veriliyor. Bu keşifler şunlardır: Persepoliste, meşhur Dürü ile Kihusreve ait saray ankazlarile bu saray civa- rında altı bin senelik bir köy. Amerikan üsarı atika âlimleri, bu keşiflere son derece büyük bir ehemmiyet atfetmektedirler. Bu keşifleri yapabilmek için iki sene mütemadiyen toprak kazıl- mış, ve on beş metre derloliğin- de toprağa inilmiştir. 'randa eski | elbette.. bu | siyast katlllere şayanı hayret bir | İçinde sakallı bebekler - sallanır. | doldür da çıkarken SON. POSTA PARKLARIMIZ VE BAHÇELERİMİZ.. Milletin Malı Değil Mi? Bir Çiçek Koparmaktan Ne Çıkar ?.. Umumi Bahçeler Müdürü Reşat B. Anlatıyor: “Halk, Park Ve Bahçeleri Kendi Malı Gibi Korumadıktan Sonra Ne Yapsan Nafile!...,, Üst üste iki keskin — düdük sesi: — Efendi... Çayırdan — geç- mek yasak! Başını çevk | rir: —- Noden ya- sak oluyor? — Baksanı- çimlere ba- sıyorsunuz. Basarım Burası milletin malı de- Gülhane Parkindan bir Kış manzarası Oturduğu kanapenin tahta ar- kalığını bıçakla yontan bir ser- Beriye: — Efendi ne yapıyorsun ? Biçağını cebine soktur — Hiçt. Ban gördüm.. — görürsen gör.. altından değil | ya bu. Üzerine adımı yazdım ! Kopardığı çiçeği — avucunun içine saklıyarük. yörüz. Bekçi seslenir: — Efendi, yazık değil mi? O çiçeği neye kopardın ? Başm hiddetle sallar: — Topu topu bir çiçek ko- pardım ? Bahçeyi alıp götür- Gülhane parkında bu kabil muhavereler sık sık - kulağımıza çarpar. Geçen gün parkta dola- şirken bahçeler müdürü Reşat Beye rasladım. Reşat Bey acı acı dert yandı: — Park —muhafara ne demek olduğunu gelip bir kerre de bana — sorsunlar... Sabahın saat yedisinde, işimin başına gelirim.. Dairem, işte şu gördüğünüz bina... — İçeri girdiğim zaman, parkla daha kimseler yoktur. Neden sonra bekçiler gelir. Bir gün gecikecek olsam biç birini İşlerinin başında etmenin bulamıyacağıma eminim Halkımız, bahçeye — hörmet etmesini bir türlü öğrenemedi. | Bekçilerden hergün yüzlerce şi- küyet dinlerim. Parkta bir çocuk bahçesi var. Etrafını demir telle — çevirdik. Kapısının Öönüne polis noktası koyduk. Hiç biri fayda etmedi. Sabahları, parkta — temizlik yaptırırım. Çıkan — gübrelerin dörtte üçü, fıstik ve çekirdek kapuğudur. Ne olur a Allabın kulu? Yediğin fıstiğın kapuğunu cebine bir kenara bırak.. Hayır! Mutlaka, çayırların Üstüne aşırma endaht usulile avuç avuç fırlatacak | Park, temiz durmuyor, diyor- lar, Niçin temiz durmuyor, onu da bir tetkik etseler ya.. Gülhane parkında her şeyden evvel yol yok. Park, düz bir yer olmadığı İçin azacık yağmur yağdı mı, te- pelerden aşağı — sözülen sular, bahçenin bütün çimlerini barap ediyor, patika yollarn ara ye- rindeki çakılları alıp yolun stüne parça parça yığıyor. Ertesi gün, bakıyorsunuz kl her taraf molor- larla dolmuş, Siz, lstediğiniz kadar Öözene bezene bahçe yapın.. Halk, bunu kendi malı gibi ko- rumadıktan sonra, bütün emekler boşa gider. Üzerine bindiği ağacı balta- hyan adam vaziyetinden bir türlü kurtulamadık. İki adım fazla yü- rümemek için yolu bırakıp çayıra saparlar. O canım çiçekleri ayak- ları altında çiğnerler. Yasağı dinliyen kim acaba? İstanbulda, umuma mahsus 14 kadar bahçe ve park var, Bunların hepsinden ayni şikayet- leri dinlerim. Beşiktaşta Vişnezade bahçesi, Üsküdardn biri Doğan- cılar parkı, öteki Kısıklı bahçesi, Yoğurtçuda bir bahçe, Yıldızda çiçek fidanlığı, Beyarıtta havuzlu bahço, Taksim abidesi etrafındaki bahçe, Fatihte belediye karçısın- daki park, Bakırköyde, Yeşilköy- deki bahçeler, Gülhane va Sul- tanahmet parkları.. Çok Gazip Ü Bunlara ilâve- ten, — Ayasofya karşısındaki mey- danlıkta bir bahçe daha tanzim et- tiriyoruz. Parklar, şe- birde her yer- den evvel uyanır- lar. Bu mevsimde sabahın saat ye- disi henüiz karan- hk olduğu halde park ve bahçe- lerin kapıları ha ka açılır. Gülhane parkı, yazın çok kalabalık — olur. Kışın nisbeten sakin ve tenha geçer, Reşat Beye göre mevcut park- lar, şehir halkının ihtiyacına kâfi dir. Yeniden parklar ve bahçeler vücuda getirmek, şimdilik batıra gelemez. Bahçeler Müdürlüğü, bugün- lerde — Sultanahmetle Ayasofya arasındaki bahçe iİle meşguldur. Reşat B. diyor ki: — Bu bahçeye yüksek boylu ağaç diktirmiyeceğiz. Bodur boylu dekoratif fidanları tercih edeceğiz. Çünkü, yüksek ağaçlar, ilerde camilerimizin güzel manzarasını bozabilir. Yeni tanzim edilen bahçenin muhafazası Reşat Beyi şimdiden düşündürüyorı — Bilmem bisiklet meraklıla- rile nasıl başa çıkacağız? Akşam ektiğimiz çiçekleri ertesi sabah yerlerinde bulamıyoruz, çiçeklerle beraber kazıklar da gidiyor. Ya- rın bahçe haline geldikten sonra korkuyorum ki, ne çiçek kalacak, ne çim. Ne de yaprak.... * * ç_Ölüm Üç Maznun Arka Arkaya Ölüp Gitti İzmir, 7 ( Hususi ) — Manisa Adliyesi bir müddettenberi çok mühim ve cararengiz bir cinaye- tin tabkikile meşguldür. Çok karışık ve mühim #safhalar arze- den bu cinayetin Üç ma: son ©on gün içerisinde biribii takip ederek ölmüştür. Hâdise etrafında aldığım malümat şudur: — İki ay evvel Demirci'nin Okçular karyesinde Hacı İsmail Efendi Isminde bir zat esrarengiz bir ölüme kurban gitmiştir. Hacı İsmail Efendi Okçularda namusu ile tanımnmış halük ve çok zengin bir sattı.. Bu zatın parasına tamaan öldürüldüğü zannediliyor idi. Hacı İsmail Efendiyi öldü- renler okadar kurnazca hareket etmişlerdi ki, bütün tetkikat ve taharriyata rağmen en ufak bir ipucu bile şimdiye kadar elde edilememiştir. Yalnız, bundan bir müddet evvel Hacı İsmalil Efendinin oğlu zabıtaya müracaat ederek Kürt Mustafa, Molla Hüseyin ve Nuri isimlerinde üÜç ki ettiğini bildirmiştir. Bu ihbbar üÜzerine bu üç kişi yakalanmış ve tahkikata başlan- mıştır. Bu üç maznundan kürt Musta- fa, bir rivayete göre muhitinde iyi tanınmamıştır. 20 sene evvel Yu- nanistana giden bu rzat, bir müd- det evvel Gürdosa gelmiştir. Kürt Moustafa on gün evvel Borluya lsticvap edilmek Üzere getirilmiş avdette Gürdosa nakledilirken yolda ölmüştür. Bütün zanların ve İp uçları» mın Üzerinde toplandığı bu ada- min Ölüsü cinayetin esasen kas rışık olan safhalarını biraz daha karartırken ikinci şabıs olan Nuri ve Üçüncü mazoun molla Hüseyin ikişer gün Fasıla ile ölüyor. Bu Üç maznunu böyle garip bir tesadüf eseri olarak ölmesi ci- varda birçok dedikodulara sebe- biyet veriyor. Maznunların refika- ları Manisa müddelumumlliğine ve alâkadar vekâlete mürracaat ode- rek biribiri arkasına vukubulan bu ölüm hâdiseleri hakkında tahki- kat yapılmasım lstemişlerdir. Adnan Bekleyoruz ! Efendim, Şehzadebaşında Fevziye ead- desi üzerinden Akasaraya giden yangın yerlerinden ve caddelerim den akşam ezanından sonra bü- rada oturan halkın ve geçmek mecburiyetinde bulunan İş güç sahiplerinin emniyetle geçmeleri mümkün değildir. Bütün köşebaşlarında ve arsa- larda bir takım kadınlarla karşı- laşmak mecburiyeti vardır. Evlerin duvar diplerinde ve boş arsalarda halkın gözü Öönünde pek çirkin vak'alara tesaüf etmemek mümkün değildir. Ba vaziyetin buradan geçen halkın ve çoluk çocuğun ahlâkı Üzerinde pek fena tesirler birakacağı şüphesizdir. Buralarda bazan ufak tefek kavgalar da olmaktadır. Muhterem Emniyet Müdürü Beyefendinin, gayyur ve yazife şinas zabıta memurlarımı- zın bu kadınlarla ciddi bir müce- deleye girişmesi halkın kendile- rinden beklediği bir. haktır. Bu hususta muhterem — gazetenizin tavassutu beklenmektedir efendim, Yusut Kesar (Siyaset Ve Dünya Piyasasi geçen haftanın umul yotlal gu süretle hulâsı Geçen hafta birçok vekayil hes saba katmıştır. Daladye kabinesinin teşokkülü, Hitlerin Alman Başvekils liğine tayini, | kânunsani ayında Ce- nubi Afrika altın madenlerinde elde edilen neticeler. Bu vakaylin tesirleri, 1<muhtelif haroketlerle tezahür etmiştir. Cenubi Afrika grupları müstema ehemmiyoltulz olmuştur. Fakat hiçbir dakika plyasanın mukavemeti rafa uğramamıştır. Siyas! tehavvülün me- ticesi olarak Franmz — milli esbamı; a yükselmiştir. Bilhassa Fran” vıx rantlarında bir kalkınma hares keti görülmüştür. Hitlerin iktidar mevkline gelmesi yüzünden Parit borsasında hasıl olan kar'gıklık, tah« min edildiği kadar fazla olmamıştır Bilhasa, piyasa ancak Barlin piyasasi müter olduğü zaman mütecasif olmuştur. Bunun mahaus tesiri, yale mız Yung ve Dawos istikrazları üze" rinde görülmüş ve bu İslikraz tabt villeri mühim mikdarda düşmüştür. Alman vakaylinden sonra Parlf boranlarında görülen tam sükünel borsanın mücssir mukavemetinin e© büyük delilidir. Geçen hafta zarfır” da Cenubt Afrika altm — madenler! grupunun muamelâtında büyük bi heyecan görülmüştür. Bunun da 6 bebi. Conubi Afrikada kânunu ayında elde edilen ve «ski netlcr' lerin bazen iİkl misline çıkan V hatta geçen meticelerdir. Diğer beynelmilel «shamlar, New” York borsasında pek © kadar em niyet verici olmiyan vaziyeti dolay” sile mütereddit kalmıştır. Aylık tasfiye muamelesi geç çarşamba günü ufak bir müşki tesadüf —olunmaksızın — yapılmıştir Vadeli — tezahhütlerin temdidi gümüş miktarı yenidti Şu halde piyasanın ı.»: salim ve umuümi ahval gersit müsalt bir şekil aldığı _ı:.' yeniden — vukun gelecak / kallitiy haraketini Işkâl değil, teşet edi mahiyettedir. Tan gazetesinin İktısat muharriri,

Bu sayıdan diğer sayfalar: