14 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

14 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- AA P. A W NON Şuna güzel; buna değil dedi- lor.. şu güzelim diye sevindi. Bu ne yapayım güzel değilim diye biraz müteessir oldu. Nihayet olan oldu torba doldu. Meğer torba lüzumundan fazla dolmuşki birdenbire taşmıya başladı: — Göüzel değil. — Çirkin. — Bu çirkin, — Hayır o çirkin.' Güzel - kızlar güzellikle orta- dan kayboldular.. yerlerine bir tlay erkek çkıverdi. Biribirlerine giriştiler.. -o ona bir şey diyor, Öleki cevap veriyor.. bir kör dövüşüdür gidiyor. Gazetelerdeki fıkra mubarrir- leri, ıskatta, biri bitirmeden Göteki buşlıyan hafızlar gibi hepisi ayrı Makamdan bir şeyler söylüyorlar: Gazete satan müvezziler bağ- riyorlar: — Güzellik yazıyor.. çeyreği verip gazete alam lara — dikkat ediyorum. Yalnız müsabakasını * Büzellik müsabakasına ait kısmı "luyııp bırakıyorlar. Belediye için yeni vergiler mi konuluyot?.. Mançuriye muhtari- Yetmi veriliyor?. Hitler siyaseti kişafmı ediyor?. Hiç kimse bunlarla alâkadar değil Beş yaşım- daki çocuğumuzdan doksan beş- lik ihtiyarımıza kadar hepimiz bir güzellik derdine düşmüşüz. Seçilen güzeller beğenilmiyor. Üzümün çöpü var, armudun sapı Var tarzında bahaneler bulunu- Yor.. kusursuz güzel olurmu ya? * Bu bahisle niye biz erkekler Meşgul oluyoruz? Kadınlar bil- fssa - güzel kadınlar — meşgul Olsalar daha iyi değil mi? Birisi meydana çıkıpta ne o, he öteki: İşte ben güzelim bir de ni görün iddiasında bulunma- Yıp, yalnız - dedikodosile iktifa #diyor.. Naziro. Türkiye güzeli olar :ll mı?.. Kabul. Fakt bir şartla Feriha da olamaz.. haydi öyle kusursuz kadı. kızı meydana n. PAZAR OLA Mahalle Kahvesinde Oturan siz de bir gün, Mahalle kahvesinde.. Neler, neler vor görün, Mahalle kahvesinde.. Çırak dese, kahve yap! Cezve mi?.. Ne kirli sap, Sürülür küle bu kap, Mahulle kakhvesinde.. Ne hava var, ne güneş, Mikroplar gezer eş, ©şu Kokar sanki binbir leş, Mahalle kahvesinde.. Tavla bir yanda çat, çat.. skambil kirli berbat; Gu da mı acap hayat?.. 'ahalle kahvesinde.. Dişarı bak, ne güzel; Uzaklaş oradan, gel.. turma tembel tembel, Mahalle kahvesinde.. HASAN BEY yanan sobayı açıp içine attım. ,, —— Crtrer PAZAROLA HASAN BEY T cüzelik sansı || ÇFGT AAA TTT Böyyan SON POSTA” Gazeteciler — Hasan Bey, Şu reçeteleri karşıki eczaneden bize yaptırıverir misin ? Biz İçeri girmiye korkuyoruz, İstatistik Hasan Bey eline, bir İstatistik cedveli geçirdi. Bu cetvele göre: 1859 #senesinde Avrupada 535 kişideler, deli 1897 de 350 kişide bir deli ve 1930 da 150 kişide bir deli çıkryormuş. Hosan âey delilerin seneler geçtikçe daha ziyade arttığını ma- zari dikkate alarak, bir tenasüp meselesile şu neticeye varmıştır. 1977 senesinde yüz kişide bir deli çıkacak ve bir asır sonra aynı nispete göre bütün Avrupa- da bir tek akıllı kalmıyacaklır. Bir Mektup Hasan Bey bir muharrire mek- tup yazdı: * Azizim üstat, — eserlerinizi dikkatle okuyordum, Fakat o ka- dar ateşli yazmışsınız ki okurken ben de ateşler içinde kaldım. *Elimden bıraksam - belki bıraktı- ğım yer tutuşur diye korktum ve İşi tehlikesizce halletmek - için Eğlence » Hasan B. evini kiraya verecekti, tutmak istiyenler- den birine met- hettir — Gayet eğlen- celidir. efendim. Bilhassa istasiyo- na yakın olması tren — saatlerinde evin içini neş'eye garkeder.. — Ne münase- bet efendim.. Hasan B. izah etti: — Trene yetişe- meyip istasiyonda kalanları seyret- mekten daha hoş ne olur. — Merak edilecek bir şey yok, her şey Kendi kendina yoluna girer. Teleton Hasan B. süsleniyordu, sordum : — Bir yere mi ç“oakıiı Hasan Bey ? — Hayır, telefon edeceğim .. — İnsan telefon edeceği zaman süslenir mi ?« — Süslenirim ga güzellik kıra- liçesine telefon edeceğim.. — Azizim seni görür görmez Necatl Beyi hatırlıyorum.. -— ma yaplın Hasan Bey ben Necatiye hiç benzamem ki I.. a wı amma senin de onun gibi bana büş lira borcun var da. Hasan Bey komşusunu tebrik etti: — Azizim senin kızın İstan- bulda binde bir buluna bilir?. — Teşekkür ederim Hasan Bey, sen de takdir ediyorsun.. — Hay hay, hem bunu gaxze- teler bile yazdı.. — Sahi mi Hasan Bey.. — Tabil azizim, diyorlar ki İstanbulda bin kişiye bi? avukat isabet ediyormuş. Senin kızın da avukat kocaya varmakla bu bin kişinin biri olmuş.. Beraber Bir genç, sevdiği kızı babas sından istemiye gitmişti. Genci kolundan yakalayınca kapı dişarı attılar.. Ve arkasından ellerine geçirdikleri bardak, tabak, ve buna benzer eşyaları yağdırmıya başladılar Hasan Bey bu manza- rayı görünce: — Ne büyük bir nimet, dedi, © yalnız bir kız İstemiye gitmişti. bütün bir ev eşyasını da beraber alıp çÇikıyor. — Gider efen- dim siz bizim ka- dar Bilecek misi- niz?.. — Dağru söyle- miyorsunuz dedim ya bu mektup ilk trenle Ankaraya ü!'r'uu » - Çünkü zarfın üstüne Ankara deği! Kon- ya yazdım. l _l_lı!ı_ Vah Duyduğumu Hasan Beye an- Tattım: — Hasan Bey doktor Mazlıar Osman çocukları için bir Alman mürebbiye tutmuş, çocuklar Al manca öğreniyorlar.. Hasan Bey müteessir olmuş gibi.. — Vah, vab, vah, vah... Dedi merakla sordum.. — Niye vah vah diyorsun Hasan Bey.. — Çocuklara acıyorum da onun için babaları yalnız türkçe deli saçmasını dinlerlerdi. Oalar Ak mancasını da dinlemiye mecbur kalacaklar. Dört Bir Hanımefendi, bir mecliste Hasan Beye sordu: — Hasan Bey kaç çocuğumuz var?. — İki tane Hanımefenil. Bir az sonra yine aynı suali tekrar etti.. — Hasan Bey kaç çocuğunuz var?.. — ki İtane Hanımefendil.. Yarim saat arası medi.. Yine bir daha: BŞ AT — Hasan Boy kaç çocuğunuz var ?. — Dört tane Hanımefendi L — Nasıl olur Hasan Bey?, Bri ax evvel ikl demiştiniz.. — Öyle amma Hanrmefendi aynı adedi birkaç defa biribiri arkasına söylersem belki canınış sıkılır. diye bu sefer de dört dedim. Yetmiş Beş Hasan Bey anlaltı: Salamon ticrette çok fazla kazanır, fakat kazand ğınıda yak nz kendi nefsi için sarfeder. Bu seneki plânçosunda kendi hesa- bına alıp sarfettiği paranın ye- künu 8976 lira 75 kuruşa baliğ olmuştu.. plânçoyu — görenlerden biri. — 8976 lirayı anladık, dedi, fakat bu yetmiş beş kuruşu acaer ba ne için şarfettin.. Salomon biraz düşündü: — Ha buldum, buldum, fakir bir halam var; bir sene içinde kazancımdan bir miktar da ona ayırmıştım. Bu, o para - olacak.. Etmeyin Eylemeyin Değişti mi yine iş ?.. Etmeyin, eylemeyin.. İyi değil bu gidiş, Etmeyin, eylemeyin .. Söyle ne, derdin Aka; Yetişir artık şaku, Sanunda çıkar kaka, Etmeyin, eylemeyin .. Toplanan bir jürl var, Genç değil hep yaşlılar; Hem de ağır baştılar, Etmeyin, eylemeyin /.. Seçtilerse güzeli, Hakları varmış belli; Fazla şey dememeli, Etmeyin, eylemegin !.. Uzatmayım yok gyerim, Sizden dahi beklerim ; Yeter artık beylerim, Etmeyin, eylemegin |.. PAZAR OLA

Bu sayıdan diğer sayfalar: