5 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

5 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POS'I'A GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında Yazan: Ömer Rıza Yüzzı"i Örtülü Bir Kadın, Çok Tatlı Türkçe Konuşuyordu Zaten birçokları da onlara nasihat onlara — tuta- gş%%re Z Ş % halli bir ailenin evlâtları imişler gibi hareket ediyor, yolcularla pek az konuşuyor, konuştukça çok mütevazı davranıyor, hakiki hüviyetlerini göstermek için elle- rinden geleni yapıyorlardı. Onların bütün bu dikkat ve ihtiyatına rağmen hiç kimse de onlara inanmıyor gibi idi. İki kardeşin boylu boslu arslan gibi birer genç olmaları, kibarlık ve ııılehı her hallerinde her ta- arında görünmesi, kılıçlarını hşıııldıh bünerleri her göze Nıhıyıilurıiı Lübnan sa- ımuxıaıun.ıcun kardeşinin anına ç gMuLlhıııı- Hleı-(gu—dl.Ar& ga kitabı bırak. — Bırakıyorum, anlat baka- hm, ne yapacağız? — Beruta çıkacağız.. — Sonra Şeyhulcebele gide- ceğiz.. Mevlidi Şerif Ağustosun yedinci pazartesi gü- nü öğle namazını müteakip saat birde Süleymaniye camiü şerifinde esbak Bahriye Nazırı merhum Celâlertin Paşanın ruhunun istira- hati için mevlithani şehir Hafız Kemal Bey tarafından mevlidi şerif kıraet edileceğinden merhu- mu müşarünileyhin dostlarile arzu buyuran — zevatın teşrifleri rica Ka — Aman, Doğan sus! Kurt bu sözleri söylerken, tüccar kılıklı bir adamın kendi- lerine yakın bir yerde durduğunu onların konuşmalarını takip etti- gine dikkat etmişti. İki kardeş, yolcular arasıma karışarak - sahili görmiye çıktılar. Fakat bu tüccar kılıklı adam, onların peşini br- rakmadı. Yanlarına yaklaşarak şehri gösterdi ve onun güzellikle- rinden bahse başladı. Şehrin et- — Şııııyı gidebilenler pek azdır, dedi. Doğan merak etti ve: — Neden? Diye sordu. — Çünkü Cebel şeyhinin hu- dudu oradan başlar. Müslüman, hıristiyan hiçbir kimse, davet olunmadan oraya gidemez. Fakat Cebel Şeyhi de pek az kimseyi davet eder, Doğanın Tekar sordu: — Neden?.. — Çünkü oraya giden canını tehlikeye koyar. Cebel Şeyhi, dünyanın en büyük sihirbazıdır. Şeytanlar bile onunla yarış ede- mezler. -Anlatıldığına göre onun kalesinin — etrafındaki bahçeler, dünyanın en güzel kadınları ile doh imiş. Fıkıl bu kadınlar bi- merakı — artmıştı. 'elâketmiş. Şeyhi, kan dökmekten yılmıyan bir adamdır. Şarkın en satvetli hükümdarları ondan korkuyorlar. Onun tarikatine gire - fedailerin herhangisi, kendisinden bir emir aldı mı onu mutlaka icra ediyor ve bu uğurda ölümden korkmıyor. Asil — delikanlılar! Gözünüzü açınız. Bu memlektte görülecek çok güzel yerler vardır. Fakat şu korkunç yere yaklaşmayın! Doğan cevap verdi: — Bizim öyle yerlerde işimiz Kurtla Doğanda eşyalarımı bir. kayığa yükleyerek rıhtıma çıktılar. Bu sırada Berut frenk- lerin elinde idi. Frenkler, iki kardeşi bir hayli üzdükten sonra bırakmışlar, onlar da alelade bir hana inerek zengin veya asil gö- rünmek istememişlerdi. Böyle bir hanı bulmak için etrafa bakın- yor ve konuşacak bir. adam arıyorken uzun boylu, yüzü örtülü bir kadın kendilerine yaklaştı, bir merkep sürükliyen bir adama iki gencin eşyasını taşımasını söyledi, © da pazarlık bile etmeden eş- yayi —almış, merkebin sırtına yüklemeğe başlamıştı, iki kardeş onu bu işten alıkoymak istedik- leri zaman o da yüzü örtülü ka- dına işaretle iktifa etmişti. Doğan kadına yaklaşarak: — Affedersiniz! — dedi, bu adam... Doğan farkına varmadan Türk- çe konuşmuştu. Yüzü örtülü ka- din da sözü Türkçe ile tekmilledi: — Evet, bu adam benim adamımdır. Sizi benim hanıma götürecek. Ucuz, rahat bir handır. Siz de bir han arıyorsunuz. Öyle değilmi? Kadının sesi pek tatlı idi. He- le onun Türkçe konuşması iki kardeşin h İLÖİ He bekarü çai kar nuştular. ( Arkası var ) İstanbul Tramvay Şirketi ve Şark Demiryolları Kumpanyası Muhterem ahaliye ilân Halkın deniz banyolarına de- vamını kolaylaştırmak maksadile 14 Temmuz 1933 ten itibaren, tec- rübe olarak ve diğer bir karara kadar İstanbul -Florya - Plâj tenzilâtlı bile satılmağa baş- lanacağı muhterem ahaliye ilân olunur. Bu lıılelloı tramvayla =kın her hangi bir mahallinden kesi siz seferle Eminönü veya Sirke- Demiryolu ile Sirkeciden- Fz'l'yl)'ı. :-hülçıük Çehmebn n ) azi- “e Sekmece plğp’fıle Kâçük pı:lı: lan birine girmek ve demiryo- hu ile Sirkeciye ve Sirkecidı ayni araba içinde şebekenin her bangi bir mahalline tramvayla avdet için mutebrdir. TARİFE Naküiye vergisi .. köprüler rüsumu dakil Jduğu buldı : '4'en 10 Büyükler yasına kadar içib 2ocı kuruş kuruş Tramvayıt her 98,75 50 hangi mevkiü ve Demiryolu 1 noi mevki Tramvayın her 8075 DA hangi mevkiü ve Demityolu 2 inci mevki Tramvayın her 642 83 bangi mevkil ve Demiryolu B üncü mevki v plâjdan her ha ohıı— dört g ıılihıy vu-iğı—ı ibi ıı nııl::?u erinden *6 20 ve K&çük Çekmecedeki İstasyon bü- fesinden *& 10 tenzilâta dahi sa- lâhiyet verir. İşbu biletler Sir- keudıen geçen veya Eıunöıü: aran tramvay ıcu;iıu tarafından verilir. Ahali mezkür biletleri tramvay hatları müntaha noktalarının bir GEH) Kimler Evlenmeli, Kimler Evlenmemeli Fena Hastalıklar Aşılı- yanlar Ceza Görmeli Mi? ( Baştarah 1 inci sayfada ) larını sızıldatan ani bir feryat iç- lerine epi devam edebilecek bir ürperme bırakabilir. şini bitirip te yanıma doktorla karşı karşıya muz zaman sordum: — Eğer evlenecek yaşa gelmiş bir kızınız veya oğlunuz olsâydı, damadımz. ve - gelininiz. olacak kızda veya erkekte ne gibi sıhhi evsaf arardınız? Jak Bey cevabım şöyle verdi: — Evleneceklerin emrazı sa- riyeden, bilhassa iden, ve- remden, belsoğukluğundan ve cüz- zamdan masun olmaları mutlaka len ğü- bılımıııy—e vermeme- niz ıçlı ıe'bep var mı? — İşte tle ya bu hare- lıeüır:r =n-ıl- ım! — Bu mesele bir kanım eğil vicdan işidir. Ben kendi hesabı- ma söylediğiniz tarzda muraca- atlarla karşıl. 'Mumu mdu; ayene eîıeıı rapor vermem. Bu prensibimi bildikleri için dostlarım bana is'af edemi- üme kani bu kabil lıunıılı bır kanun yıphlır ivaçlarda ayni zamanda bir milletin akibeti sıhhiyesi mevzu bahistir. Takim, birçok irsi ve sari hı_ılılıldınıı sirayetine, akli illet- lerin üre)ip çoğalmasına mani ol- mak suretile sağlam nesiller ye- tiştirmek — için — kullanılan bir usuldür. Gayesi sağlam bir istikbal nesli yetiştirmek olan bir usul, tabiidir ki musip ve makuldür. — Hangi hastalıklarla malül olanlar takim edilmelidirler? — Cüzzam gibi, ilerlemiş verem g'ıln. mühim akıl malüliyetleri gi- tedavileri mümkün olmadıktan memlekete Wyım herkesin ' kadar YAZ TARİFESİ BERLİTZ'te BÜYÜK TENZİLÂT

Bu sayıdan diğer sayfalar: