8 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

8 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ye > di emma oonpmna onama aym mayapımnape SANEM A AM egEz ALENEN MMNMMNMMMŞENMN SON POSTA > v £ Ağrastos 8 GÜL HANIM Bela Mücahitler, Fedailer Arasında Yazan: Ömer Rıza Allah, “Allahi. Demek Biz Orümcek Ağına Düşmüş Bir Sinek Gibiyiz Mesrure * civardaki (o tepeleri dolaşmak üzerinde durdu ve — Tepelerde işiniz nel Bu tepeler vahşi hayvanlarla, kan döken insanlarla doludur. Orada gezenlerin ele düşmeleri, esir edik meleri muhakkaktır. Çünkü o ha- valide Cebel Şeyhi hâkimdir. Doğan sordu: — Bu şeyhin adı nedir? — Sinandır. İki kardeş dikkat ettiler, Mes- rure bu ismi telâffuz ederken dört tarafına bakınmış, sanki baş- ka bir kimsenin bu ismi duyma- dini istemediğini göstermişti. Doğan tekrar sordu: — onun başka bir ismi yokmu? Mesrure cavap yerdi: — Ona “Cebel şeyhi,, derler. — Onun yaşadığı ve ikamet ettiği yere ne derler? — Masyef! — Biz, burasını ziyaret etmek #stiyoruz. Mesrure, geniş gözlerle iki gencin yüzüne baktı ve sordu. — Evlimisiniz siz? Mesrare ellerini çirparak hiz- metçiyi çağırdı, zenci köleye sof- rayı kaldırmasını emretti. Sofra kalktıktan sonra iki kar- deş şehre çıkmak istediklerini söylediler. Mesrure zenci köle- sini (Oonların yanma katmak istedi ve: — Yalnız gitmeyiniz! dedi, belki yolu şaşırırsınız! kölem size ğiniz yerlere götürür. Kurt: — Teşekkür oederizl leri biraz açıldı. | Doğan onun kendilerine bu derece alâkadar olmasından hayret içinde idi. Kendini tutamadı: — Hanım! dedi. Neden bize böyle bakıyorsunuz! Mesrure cevap verdi: — Benim gibi hancı bir dul kadma türlü türlü yalanlar söy- lemeniz tuhafıma gidiyor da ondan. Halbuki ben sizin asıl adlarınızı biliyorum. Birinizin adı Kurt Bey, ötekinin Doğan Bey! ikiniz de Duman Beyin birader- zadesisiniz! Kurt bir kahkaha koyuverdi. Fakat Doğan donakaldı. Mesrure “ilâve etti: a — Nasıl? iç yüzünüzü biliyor- | müyum bilmiyor muyum? Kurt cevap verdi: bu derece yayılmasından iftihar duyarlar. Yalnız acaba bu malü- matı nası! edindiğinizi sora bilir miyim? — Sizin geminizde bir adamım vardı. Yemeğinizi hazırlarken bu- raya uğradı. Ve bana bu malü- matı verdi. Sultanın çifliğinize gönderdiği adamlardan bahset, Onların size ne yaptıklarını, sizin onlarla nasıl döğüştüğünüzü an- lattı. Nihayet onların amca zade- niz Gül Hanımı nasıl kaçırdıkla- namı nakletti. Doğan sordu: — O halde bu adam size Gül ve bayret kaplamıştı: Hanımın da nerede bulunduğuau, nereye vardığını söyledi mi? Mesrure: — Hayır! dedi, ona dair bir şey söylemedi. Aziz misafirlerim! Siz beni dinleyin! Benim size dair bu kadar malümatım olması sizi hayrete düşürmesin... Çünkü sizin gibi büyük bir hâdisede büyük roller oymyan iki asil kahramanm hali saklı kalamaz. Herhalde on- ları yakından gözetleyen bulunur. Benim de vazifelerimden biri bu çeşit malümatı toplamaktır.. Bunu size anlatmak hiçte doğru değil fakat bilmem neden.. Bu sözleri ağzımdan kaçırdım. Herbalde sizin gibi asıl, mert, kahraman iki genci sevdim de ondan.. Sizin macera- nızı beğendim de ondan. Sizin bir kadını müdafaa için yan yana yaralanmanızdan, yan yana yere yuvarlanmanızdan, sevdiğiniz ka- dını bindiği atla koyun sularma sürüp onu kurtarmanızdan hoş- landım da ondan.. Bu yüksek kahramanlığı, kim beyenmez, kim takdir etmezki. Hâlâ yüzüme dik dik bakıp benden şüphemi ediyorsunuz. .. İe ise anlatayım. Ben rıhtunda sizi beklemiyordum. Demin kavga eder gibi görün- düğüm hammal eşyamzı alıp bu- raya gelirmiyecekti, Sizi yola çıktığınız andanberi hiç bir casus | gözetlemedi. Yalnız demin oda- nıza girip çıktım. eşyanız ara- sında birkaç kitap vardı. Dikkat ettim. kitapların üzerinde asıl isminiz yazılı idi. Kılıçlarımzı çekip tetkik ettim, Birinin üzerin- de amcanızın, birinin — üzerinde babanızın ismi yazın idi. Sizi biribirinizle konuşurken dinledim. Biribirinize Kurt, Doğan diye hitap ediyordunuz. Kurt: — Allah, Allah! dedi. -Biz' örümcek ağına düşmüş. sinek gi- biyiz. Bu ağ sizsiniz, Mesrure Hanım! Şimdi ne yapmak gerek?. Doğan söyle. Bu ağ sahibesi ile dost olabilir miyiz? — Olabiliriz gibi.. Doğan, Mesrarenin yüzüne baktı ve : — Hanım! dedi. Demin hamalla kaga ediyordunuz. Size Cebel kızı! Dediğini hatırlıyorum. O ne demekti ? Mesrure kaşlarını çattı; — Demek ki dikkat ettiniz.. Fakat size bundan ne? — Hiç! Yalnız biz de Cebel şeyhine gitmek istiyoruz. Onun kızlarından birine raşi geldiğimiz- den memaunuz!, —Siz demin de bunu söyledi- niz, Gemide gelirken de buna işaret etmişsiniz. Size açıkça soyleyeyim; | | Cebele doğru atacağınız ilk adım- | da bepiniz de mahv olursunuz. Doğan : — Yaniliyorsunuz ! dedi. Sonra - elini cebine attı. Bir yüzük Çikardı. Ve onu elinde evirip çevirmiye başladı. Mesrure yüzüne dikkat etti. Sonra sordu: — Bu yüzüğü nerede ve na- sıl buldunuz? Kadının gözlerini korku ve Doğan cevap verdi: — Bunu bize yüzüğün sahibi verdi ve bunu Cebel şeyhine gö- türmemizi söyled. Hamm beni dinleyin. “Sizinle açıkça konuşalım. Siz bize dair birçok şeyler bili- yorsunuz. Bizim sizden gizli ka- lan bir şeyimiz yok. Onun için hanınızdan ayrılacağız. Kendimi- ze başka bir yer bulacağız. Sizin hüviyetinizi ifşa edece- ğiz. Zannederim ki o zaman sizin de burada barınmanız güçleşir. Kadın dikkatle dinliyordu. Do- gan sözlerini bitirdikten sonra o da cevap verdi: — Anlaşılan, dedi, siz, ge- çenlerde içimizden birinin sibir- baz diye diri diri yakıldığını bi- liyorsunuz!! Kurt ile Doğpn bunu ilk de- İn duyuyorlardı. Fakat biliyor- muş gibi: — Evet! dediler. Kurt ilâve etti: — Bunu bilmiyen kalmadi.. — O balde benide diri diri yakmalarını mı istiyorsunuz? Fa- kat emin olunuz ki siz bana bir şey yapamadan ben ikinizi de haklarım! » Arkas var) SON POSTA Istanbul 7 -8-1983 Parmlar ( Satış ) Sorej huri 1 m'arlin 12 | 0 kuran 120,— 1 dolar 155,00 | Tarim Avam 2500 0 bn Fenamn İİİ peneta im 70 Erat 12i,— | 3 Mark s00 20 #r. Belçika o İİ) izleri 21,0 20 desti 2,0) 1 Pengö 31, 20 ör. berlçre o 2, leş 24 10 teva 5,00! 20 dine SN 1 ayla Böy? Çervemay Çekler Lozdea o 00 | Peag BEZ Ner - you (SAS | Viyana 423 Faris 1206 Madra 6,4475 Milano oç 3D | Beni VT Bilsar 8825 | Varsora o 423 Alima Si | Pepe 38525 Cenerr» 4 Büsrop © 956 tofya G1 | Keigrai IŞ Asta dam İŞİTEZ5 | Miossoru © Ody Hisse Senetleri rn | İçPank.(Nama) “Ü , Abiâmileş (O I.lra Annde'u 5 10OV. 37,59 İşerk BY, , me s)il— | iye, Tramvay 51,30 Coa banu, vi | Ünketiene 44 10g Şami Hayriye Cİ > “0? Haş O D— Anadolu «MV. 25,1 “alalan 130) » MOP, İ dyamal “0 Estiam vs Tahvhat Lira Lira 1933 teremiyeli DED | eği 300 istikraz Tramvay 4 let'keranı Dabi 51,30 | Ritun 18,00 Uüyunu Ma 5400 | Üseeirea Oi. bağdat imtipT HZ | Te we “0 © , 1173 | Hektiie te BORSA HARİCİ Tahviiat - Meskükar Vira, Lira Tür Ahım 220 | apak an İM 10,55 | Van öy) Bez ör İnce başlikieitik alsa Lİ ” CL nbaiye; didi hn | lı e Mek Şİİ nk vok MEDİNE aye e hal başlbir ik siten | ovası, . zam riy ei 23 | Baler Keen 188 630 ei di | e Gö Yanl) “|, . .'W4 sig 4) Yaldız iyaretliler büyün muamele Üniversite Mahallesi Beyazıt Ve Civarı Bir İlim Metki Halini Alacak 1 inci sayfada ) alimlerle talebeler için bu civar- da mubtelif ucuz evler yaptırılınası mevcut tasavvurlar arasındadır. Ecnebi Talebeler Üniversitenin ecnebi ve liya- katlı profesörlerle takviye edilmesi kora devletlerde, lihade bak kan memleketlerinde alâka ile takip edilmektedir. Halen dişçi ve eczacı mektebi ile Üniversite- nin. muhtelif şubelerinde okuyan ecnebi talebe miktarımn birkaç misli artacağı anlaşılmaktadır. Bu sene bilhassa, Bulgaristan ve Romanyadan mühim miktarda talebe geleceği haber verilmek- tedir, Yeni Müracaatlar Üniversite ıslahat heyeti. ça- lışmalarına devam (o etmektedir. m. Vekili Reşit Galip (Bey dün evinde meşgul (olmuştur. Emin Neşet Ömer Bey muhtelif profesörlerin ziyaretlerini kabul Münhal profesör muavinlikleri için müracaat edenlerin yekünu 50 kişiye baliğ olmuştur. Bu istidalar tetkik (edilmekte ve münasip görülenler kadroya alın- maktadır.' Telif Ve Tercüme Kadrosu Telif ve tercüme heyeti kad- rosu tamamen hazırlanmıştır. Bu- günlerde Vekil Beyin tasdikine arzedilecek ve alâkadarlara bil- Resminizi m al Ecnebi Profesörler Kendilerile mutabık kalınan 30 kadar ecnebi profesör Eylül içinde şehrimize gelmiş olacak- lardır. Bunların büyük bir kısmı bir müddet daimi olarak çalışa- caklardır. Bunlardan birçoğunun mukavelelerinin uzatılması ihti- malleri çok kuvvetlidir. Yeni Profesörlerin İlmi Hüviyetleri Cahit Arifi Bey — Pariste Sen Lui lisesinde birinciliği ka- zanmıştır. Ciddi müsabaka ile talebe kabul eden Paris Yüksek Muallim * mektebi Oile Pötite Cbnigue 'in müsabakalarında ka- zanmıştır, Yüksek Muallim mek- tebinden muvaffakıyetle mezun olmuştur. Yüksek Muallim mek- tebi Fransanın en yüksek ilim müesseselerindendir. Şimdiye ka- dar bu müesseseye pek az talebe girmeye muvaffak olmuştur. Ca- hit Bey mektebin ilk Türk tale- besidir. Aldığı sertifikalar şun- lardır: Tamami ve tefazuli tahlil, umumi fizik, yüksek riyazi tahlil, riyazi mihanik, Mehmet Bey — Poitiers lise- sinin felsefe sınıfmda, felsefeden Lyon Darülfümunundan şu ser- tifikaları almıştır: 1 — Psikoloji. 2 — İctimaiyat ve ahlâk. 3 — Umumi felsefe ve lojik. 4 — Pedagoji. evren Bize Gönderiniz, Size Tabiatinizi Söyliyelim... Rönminizi kuyoa ile gönderiniz. Kupon diğor sayfamızdadır. “56, Ankarada, K, 5. Hanım:;(Fotoğ- rafinın dercini istemiyor.) Manalı ve esrarlı kalmayı tercih eder. Hususiyetlerinin harice sızmaması için İâzımgelen tedbirleri alır. Herkese uyar gibi davranır; Fa- kat sevdiği ve samimi olduğu kiğnseler pek azdır. Giyinmesini ve ber giydiğni kendisine yakış- tırmasını bilir. Arkadaşlarını ve kendisini tanıyanlar üzerinde hu- susi bir tesir yapan durgunluğu gizli bir elem ve emelin ifadesi olabilir. a “01. Fatma Nihat Hanim: (Fotoğ- rafimn dercini istemiyor.) Kafa- sını ve zekâsını işletir. Kadınların nmumiyetle rağbet ettiği süs, tuvalet vesaireye karşı hususi bir istiğnası vardır. Erkekler gibi hareket etmekten daha ziyade baz duyar, ve prensiplerini bu esasla telife çalışır. Okumaya ve kitaplara meraklıdır. £ Gardıro- bunda takım takım elbiselerine zengin bir kütphaneyi tercih ede- bilir. Bs “62. Polatlı N. M, Hanım; (Fe toğrefının — dersini İstemiyor.) Sü- se, şıklığa ve zerafete meraklı- dır. Günün birkaç saatini ayna karşısında geçirebilir. Dik ve sert muameleye karşı hazimkâr de- ğildir, olgunluk gösteremez, ol duğu gibi görünür, içindekini ha- rice taşırır, ve mukabeleye tema- yel eder. Bazen neş'eli olur, ve linde devam edel a meleye gelemez, kızdığı zaman tok sözlü ve kırıcı olur. Fazla 55 Eskişehirde Kadri B, (Fofoğra fının dercini istemiyor.) Şıklığa ve gösterişli bir hayata üzenir, sami- miyetini herkes hakkında ibzal etmez. Birşeyi çabuk sever, ça- buk bıkabilir. İşlerinin arızasız devamını arzu eder, müşkülât karşısında çabuk sinirlenir. Sevgi, macera ve kadın bahsinde kıs- kanç davranir, n “5D, İamirde Ah, Necati Bey: (Fofoğrfinım odercini istemiyor.) Herkesle iyi geçinmiye taraftar- dır, gurar, kibrü azamet gibi da- vaları yoktur. Tevazu ve sade liği tercih eder, Maahaza: işini bilir ve menfaatlerini idrak eder. İntizam bahsında dikkatli dav- ranır, “ 90Eskişeh rde M, K Ef; (Fotoğraf nin derdini istemiyor) . Cür'etkâr ve azimkârdır. kin şek- mua” lâübali olmıya gelmez; tahakkü- 31 (8 AĞUSTOS 033 95 Arabi Rumi 16 Reblillahır 1352 (28 - Temmuz - 1340

Bu sayıdan diğer sayfalar: