15 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

15 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HDTT T — SON POSTA Ağales 15 GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında A Ce pi Yazanı Ömer Rıza Gül Hanımın Kamarasına Silâhlı — Nöbetçiler Dikildi Seninle birlikte gitmekten ise Blümü tercih ederim, — Benimle sözü kesiniz! benimle tekrar ko- nuşmayınız! Gül Hamm ayağa kalkarak kamarasına döndü. Zaloğlu onun arkasından ba- karak: — Hayır, dedi. Sözü kesmi- yorum, Sizin acı sözlerinizi hiçbir vakit unutmıyacağım. Sizi efime geçirerek gönlümün — dilediğini yapacağım ! Gül Hanım kamarasına dön- “dükten sonra Haydar Beye haber göndererek onunla konuşmak is- tediğini söyledi. Haydar Beyin benizi sapsarı idi. Zayıftı. Fakat kalktı, geldi, Gül Hanımın emrini sordu. Gül ona Zaloğlulunun — söylediklerini nakletti. Ve Haydar Beyip hima- yesini diledi. Haydar Beyin göz- leri alev saçıyordu. Demek ki Zaloğlunun maksadı fena idi. Haydar Bey Gül Hanıma: — Kalk, dedi. Ve onu alıp göverteye götür- dü. Sonra Zaloğlunu çağırttı ve Gül Hanıma: — Bana söylediklerini tekrar eti dedi. Gül Hanım aynen nakletti. Haydar Bey, Zaloğluna baka- rak sordu: — Ne dersiniz? — Bir şey demem. Gül Ha- mimi sevdiğimi kendisi de bilir. Ona daha evvel de talip olmuş- tum, — Sen mi talip oldun? Seni hain! Haydut! Seni, sen - sultanın hemşire zadesine lâyık mısın? Seni şimdi parçalarım. Sultanın emri olmasaydı, seni tuttuğum gibi denize atardım. Haydar Beyin eli, kılıcının kabzasındaydı. Zaloğlu, Haydar Beyin dedi- gini yapacak adam olduğunu biliyordu. — Fakat Gül Hanımın karşısın- da korkaklık göstermek istemiye- rek cevap verdi: — Aramızdaki davayı ilerde bellederiz! — İleride ve sultanım bhuzu- runda, bu cinayetin cezasını gö- receksin! Zal oğlu sordu: — Haydir. 'Bey, beni niçin hain sayıyorsunuz?!.. Gül Han.- i ma sevmek hiyanet mi? — Evet — hiyanettir.. Çünkü bizim vazifemiz —onu dayısına iletmektir. Sense onu kaçırmayı kurmuşsun! — Hayır ben onu kaçırmayı kurmadım. Bilâkis Gül Hanımın kendisi bana bu işi açtı ve kaç- mak istediğini söyledi. Ben razı olmadım ve kendisini sevdiğim hâlde bu teklifi reddettiğimi an- lattım. Bana varacağını söyliye- rek beni kandırmak yolunu tuttu. Ben yine razı olmadım. Haydar B. Gül Hanıma baktı. Ne dediğini duydunuz? Prenses! Ne dersiniz? * — Bu adam kendini kurtar- mak için yalan söyliyor, derim. Ben onunla kaçmaktansa- ölmeyi tercih ettiğimi söyledim. Ka tırım! Dedi ve gitti. Gül Hanım Haydar Beye baktı: Haydar Bey: — Sizin doğru söylediğinize kanüm! Sen Zal oğlu, çok fena bir adamsın! Sultan Salâhattine Cevap vereceksin! Zaloğlu: — Ben sultana derdimi anla- — Haydar Bey! Dedi, Suriye sahillerine selâmetle varırsak çok iyi olacak! — Ne demek istediğinizi an- hyorum. Göül Hanım! Benim de aklımdan bir sürü şeyler geçiyor. Bu heriften bize zarar gelecek. Ona karşı pek sert davranmamalı idim, Bu adamı öldürmek daha doğrudur. Fakat bu gemiyi idare eden de odur. Meseleyi olduğu halde bırakmalı ve Üüzerine var- mamalıyız. Ondan sonra iş de- öi Gül Hamm: — Siz bilirsiniz! Dedi. Haydar Bey o günden itiba- ren Gül Hanımın kamarasına si- lâhlı nöbetçiler dikti. Bunlar ge- celi, gündüzlü onu bekliyorlardı. Gül Hanım göverteye — çıktığı zaman da iki muhafız onu uzak- tan yakından gözetlemekte idiler. Fakat Zaloğlu da Gül Hanımı bir | daha taciz etmedi. Yalnız onun Hacı Mehmetle çok görüştüğü, Hacı Mehmedi bir kenara çeke- rek onunla uzun uzadıya müza- kerelere giriştiği görülüyordu. Bir akşam ortalık altına bo- yandığı zaman, Kıbrıs Adası gö- ründü ve gemi demir attı. Limazol şehri, bembeyaz bir kütle halinde seriliyor. Bahçe arasında burma ağaçları göke yükseliyordu. Gül Hanım, bu- ye- şil, bu güzel sahile hasretle baktı. Kâşki oda bu — sahile — çıka- bilseydi! — Zaloğlu — da onun sahile — baktığını — ve — içini çektiğini gördü. Sonra kayığa atlayarek kıyıya doğru giderken ona baktı, teklifi tekrarladı: — Gül Hanım, dedi, bâlâ aklın başına gelmedi mi? Kıbrıs impelatoru benim — dostumdur. Onun sarayı ne güzel, ne şirindir, bilsen! seni orada izar ettirece” ğim. Venüsün dalga köpükleri içinden çıktığı yerlerde seni gez- direceğim! hâlâ beni dinlemiyerek gemide kalacak mısın? Gül Hamım cevap vermedi, Zaloğlu da sahile doğru ilerledi. Kıbrıslı kayıkçılar,| saçlarını çi çeklerle süsleyerek kürek çektik- çe şarkı söylüyor, yolcuları kıyı- ya ulaştırıyorlardı. Gemi Limazolda tam on gün kaldı. Halbuki hava müsaitti ve hareket mümkündü. Suriyeye git- mek için en güzel havalar estiği halde gemiyi yerinden kımıldat- mak mümkün olmamıştı. Gül H. niçin hareket etmediklerini sor- dukça Haydar Bey ayaklarını yere vuruyor ve Kıbrıs impera- torunun hareket için müsaade vermediğini, gemiye lâzım olan gıda — maddelerinin — tedarikini müşkülleştirdiğini söylüyordu. ( Arkan var ) Ktizar Ayın Dlincl günü tayyare piyangosu münasebetl e ikinci tabı yaptığımız zaman “GUl Hamım, tefrikasım çıkarmış, yerine mumara | stesin! koymuştuk, Birinci tabı aüshalarını görememiş olan bir kusm kar lerim x w dikkatımızı / celbatti'er. Kendilerinden özür dileriz. O gün birinci taba girip te ikinci taha girmiyan tefirikar nn kışmı şuduri *Mesrure devara ediyordu. Arap size atlarını satmıyacak, Vakat | dara edecektir. Delikanlılar ba teklifi kabul etti'er, ve ogln vak'tlerimi at ü e mde dolaşı le geçirdiler. Ertesi gün Mesrura tokrer yanlarına geldi, kendilerini Cebel: mekten yazgeçirmiye çalış'ı, fak, Ukanlı'ar kararlarından döamediler. rüre bu israrın sebeblal sordu: — Amcamız ödürken vasiyet etmişti, gideceğlii, şayktaen yardım . İsteyecegir, cevabını aldı. Bu vaziyet karşımada bhes rure di u'ara refakat etmiye karar verdi Ve bu maksatla erkek kıyaletina girdi, bir sabas bir kadın ve iki erkek Berut- tan çııtılar, akşama kadar yürüdüler ve geceyl sarp hir toprakta bir mağaranın kenarında geçirdiler., T.frikanın bu kısmindan son- munta: demiştir. Mete tuğundan: Bir borçtan dolayı — mah- cuz ve paraya çevrilmesi — mükurrer müstamel mobilya 20 - 8 - 918 tarihin de pszar günü — #aat 12 den itibaren Beyoğlunda Asmelimesçitte 31 No, lu mobilya dükkünında açık aritırma st- retile paraya çevrileceğinden taliplerin yevmi mezkürde ve saatte mohullinde nazır bulanmaları ilân olune. — (6391) ——— z ea Bugün Serginin Son günüdür İstanbul İkinci lcra Memur- Fen Fakültesi Reisi Ke- rim Bey istifa Etti ' yabancı kıld;ğını yazmıştık. Dün ( Baştarafı 1 inci sayfada ) dan ve fikir değişmelerinden sonra Darülfünunun Üniversiteye inkı- lâbı esnasında kadro harici kal- mış olan bazı müderrislerin ziya- retlerini kabul etti. Bu müderrisler vekil beyden ne istediler, tabit mutlak olarak söylenilemez, fakat — Üniversite mahafilinde mevcut kanaat, vazi- yetleri üzerine nazarı dikkati cel- bettikleri merkezindedir. Ricaları kahul edilecek mi, edilmiyecek, mi? unutmıyalım ki kadroda he- nüz münhal bazı kürsüler vardır. Ve bu itibarla suale belki ceva- bını vermek te mümkündür. Akşam geç vakit Vekil Be; ziyaret ederek mütalecalarını mak istedik, bunu yaparken bili- yorduük ki söylenecek ve yazıla- cak fazla bir şey yoktu. Zira 'niversite meselesi şahıs mese- lesi değildi, devlet meselesiydi ve vekilin değişmesile de esas hatla- rında — değişecek bir — vaziyet yoktu. Filhakika doktor Refik Bey de bu kanaatimizi teyit etti. Vekil Bey Diyor ki: Vekil Bey bize dedi ki: — “ Arkadaşım doktor Reşit Galip Beyefendinin sıhhi sebep- ler - dolayısile — istifası üzerine Maarif Vekâletini idareye vekâ- leten memuriyetim dün Reisicum- hur Hazretlerinin, yüksek tasdik- lerine iktiran etti. Üniversite teş- kilâtı dolayısile bir müddet İs- tanbulda çalışacağım. Malümdur- ki Darülfünun ıslahı. hakkında Büyük Millet meclisinin izhar et- tiği arzu üzerine hükümetce iki senedenberi bir ecnebi mütehas- sıs vasıtasile yaptırılan tetkikat bitmiş ve neticede Darülfünunun ilgası ve yerine kuvvetli bir ilim mücssesesi — vücuda — getirilmesi şahsi bir siyaset olarak değil, bü- yük — Millet —Meclisinin kabul ettiği — bir. kanun ile bir devlet siyaseti olarak takarrür etmiş ve Sişe — başlanmıştır. Başlamlan bu ıslahata devam edilecektir. Vatanımızda kuvvetli ve her cephesinde bugünün ihti- yaçlarına tamamile uygun bir ilim merkezi vücude getirmek husu- sunda bütün alâkadarlardan yar- dim beklerim. ,, Fen Fakültesi Reisi.. Dün Üniversitenin geçirdiği değişikliklerden bahsederken: " — Beş fakülte reisinden dör- ğnün — istifa ettiklerini, sonra alarını geri aldıklarını kaydet- tiğimiz sırada bu harekete sadece Fen Fakültesi reisi Kerim Beyin öğrendik ki Kerim Bey bu hâdi- seden sonra ve başka bir sebeple çekilmek arzusunu göstermiş, isti- fanamesini vermiştir. İstifası habul edilmiştir. Fakat yerine başka bir reis seçilinceye kadar vekil sıfa- tile mevcut muameleyi idare ede- cektir. Reşit Galip Beyin Mfışınllyıthrl Dün Üniversite muhitinde bir mesele mevzubahs oldu: — Sabık Maarif Vekili Reşit Galip Bey inkılâp kürsüsünde tedrisatta bulunacak mı acaba ? diye düşünüldü. Biz bu suali biraz da lüzumsuz gördük. Filhakika Reşit Galip Bey rahatsızdır. İstirahate muhtaçtır, binaenaleyh Maarif Vekâletini yapamıyacağı bir sırada tabiatile tedrisat ile de iştigal edemiye- cektir. Esasen az sonra işittik ki; Kendisi de bu vazifeden ayrı- İdare Heyeti Toplandı Doktar Neşet Ömer, faktilte reislerinden Köprülü Zade Fuat, Hukuk fakültesi reisi Tahir Bey- lerle Tıp fakültesi reisi Tevfik Salim Paşa bir toplanış yapmış- lardır. Bu toplanışta — birtakım idari meseleler görüşülmüştür. Üniversitede İmtihanlar İkmal imtihanları 15 eylülde başlıyacak 15 teşrinievvele Ldı: devam edecektir. Talebe Birliği Umumi Kâtibi Milli Türk — Talebe - Birliği Umumi — Kâtibi doktor Şükrü Kaya Bey İstifa etmiştir. .—a BİR ÖLÜM Sabık Kerkük sanayi mektebi müdürü Kıbrıs'lı Hüseyin Cemal Beyin oğlu Vefa orta mektebi sekizinci sınıf tale- besinden Nevzat Bey bir haf- tadanberi duçar olduğu — mide hummasından kurtulamamış ve dün ölmüştür. Allah Rahmet eylesin. ( — TAKVİM — SALI Hızıt 15 AĞUSTOS 033 102 Arabi Rumi 5 06 | 14 18| Yaı usladi. | B 59 | 18 00 Güneş |9 S0 |3 10) Akşamı H İnhisarlar Umum Mâ;lü'rlüğü;den: İdaremiz ihtiyacı için Pazarlıkla “15000,, metre yerli Amerikan bezi satın alınacaktır. Taliplerin nümune ve şartnameyi gördükten sonra azarlığa iştirak etmek üzere ** 7,5,, teminatlarını hamilen 26/8/9;3 Cumartesi günü saat 15,5 ta Galatada mubayaa komis- yonuna müracaatları. “4081,, Sümer Bank Paviyonunu Serginin iki müsabakasında da birinci gelen bu paviyonda yerli malların en güzel ve sağlamları teşhir ediliyor Mutlaka ziyaret ediniz Tokat icra memurluğundan: ı 'Tokadın Cedit mahallesinde telgraf mü- | Gürlüğünden mütekait Ali Rıza Elöndi- ye Tokat Aslıye hukük mahkemesinin 28-5-930 tarih ve 357/238 esas karar numaralı ilâmile ezgayri masraf 66 madeni lira ile 4 beşibirlik altını borçlu İstanbulda Topkapı sarayı memurların- - dan hafız Mehmet elendi hanesinde misafir Tokadın Cedit mahallesinde Sı- vasın Ganem mahallesinden Derviş oğlu köseleci hacı Ali elendinin borcumun ise tifam içib ikemetgühi meçhül olmasına binaen icraen tebligat ifa edilememiş ve hukuku usul muhakemelori hakkın- daki kanunun 141 inci maddesi muci- bince ilânen teblizat ifasına lüzum gö- | rülmüştür tarihi ilândan itibaren bir a: | zarfında mumaileyh hacı Ali efendi işbu borcu ödemez borcun tamamına veya bir kıamma veyahut alacaklının takibat icramı hakkında bir itirazı varsa istida ile icra dairesine bildirmek bil- dirmediği taktirde tarihi İlândan bir ay içinde icra ve iflâs kunununun 74 üncü maddesi mucibinci mal beyanında bu- lunması lâzımdır beyanda bulunmazsa tebligat yapılmış nazarile bakılarak ve cebri ioraya devamla emvali antılarak meblağı mezbür. tahsil olunacağı ilân olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: