20 Nisan 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

20 Nisan 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gâvur Mehmet Yedi (Aşık)lar Şirketi İ Her bakkı 20- 4-934 No. 100 mahfuzdür Tefrika Karmen'in Evinde.. Gâvur Mehmet ile _H.ıiın_u Ef., Yedi Âşıklar çetesinin hazinesini arıyorlardı.. İki zabıta memuru, bu demirci ocağile pota kırıklarını muayene ettikten sonra Rus Çarının hedi- yelerinin Antakyalı Salih tarafm- dan burada parça'anıp burada eritildiğine hüküm vermişlerdi. Hüsnü Efendi, boşa giden bu- kadar yorgunluktan biraz öfkeli bir halde sormuştu: — Bu iş, fos çıktı. Şimdi ne olacak Gâvur Mehmet. — Hakkın var ustacığım.. Bu iş fos çıktı. Her zaman Güâvur Mehmedin dediği olmaz ya.. Ba- zan da Allahın dediği olur. — Ulan, sus., Sahiden Gâvur olacaksın . — Yooo, Hüsnü Efendi.. A- lahla benim arama girme.. Bizim biribirimize nezımız geçer.. Şimdi lâfı bırakalım da, yapacağımız işe bakalım, — Neecee?, Daha yapılacak iş mi var? — Evet, ustacığım, Bir işimiz daha ka'dı.. Şimdi buradan doğ- ruca Karmenin evine gideceğiz. Usullacık içeri gireceğiz. Sabah olmadan evvel orayı da elden geçireceğiz. Hüsnü Efendi duraladı. Ve sonra, düşüne düşüre: — Eh.. Orada” biraz ümidim var,. Keşke doğruca oraya gidip de evvela işe © canavar karının ininden başlasaydık. Diye mırıldandı. * Gâvur Mehmetle Hüsnü Efen- di, Karmenin evinin kapısına ge- dikleri vakit gece yarısınmı geç- mişti. Kapıyı maymuncukla aç- mış ve içeri girmişlerdi. Hüsnü Ef., caketinin altındaki hırsız fe- nerini çıkarmış, etrafa gezdirmiş- t. O zaman bu iki arkadaş, ha- ffçe titremişlerdi. Bu mermer taşlıkta- herşey olduğu gibi de- rayor; kapının önündeki keniş mermer levha üzerinde Antakyeli Salihin vücudundan sızan kanlar, kıpkızı| bir leke gibi duruyordu. i zabıta memuru, hiç bir şey söyliyemiyerek merdivene doğru ilerlemişlerdi. Fakat her nedense, ayaklarını merdiven basamağına koyar koymaz, birdenbire irkik mişlerdi. Gözleri bomboş mer- divenin lst katına — ta- kılmış kalmıştı. İkisinde de )ul(ırı çıkıp çıkmamakta bir hı- SON POSTA İLÂN FİATLARI KAALAATRARARARARARARADADADI 1 — İlânın tek sütun * satırı gazelenin metin yazısile vasati 6 kelimedir. 2 — Ayni yazının 2 satırı ? santimdir. 8— Diha kalın ve daha ince yazılar #antim ile hesap edilir. 4 — Sayfasına göte ilânlar aşağıdaki Santimi reddüt vardı. Âdeta, bir korku devresi geçiyorlar çibiydi. Fakat Gâvur Mehmet, birdenbire kindi : — Yukan çıkmıyacak mıiyız Hüsnü efendi?.. Dedi. Hüsnü efendi, sesle cevap verdi: — Bilmem,. Taharriyata ne- reden başlıyacağız?.. Ancak ©o zaman Gâvur Meh- met kendine geldi: — Vay canına. Âdeta, kor- kuyormuşuz - gibi Halbuki — Hayır efendim.. Korkacak ne var?.. Furacan içimize bir so- gukluk geldi de. Hay domuz karı hay.. Kurşunu bana, tam şu- rada iken yapıştırmıştı. Ne ise, hadi bakalım.. Vakit geçirmiyelim. Gâvur Mehmet, omuzundaki sil- çuüvalın ucunü koltuğunun altına | kıstırmış; iki elinde tabancaları olduğu halde yavaş yavaş merdi- venden çıkıyor, Hüsnü efendi de bir elinde tabanca diğer elinde hırsız fenerile arkadan geliyor; arasıra fenerin ışığını etrafa gez- diriyordu. Gâvur Mehmet, - biribirinin içine açılan iki odayı geçmiş; iç tarafında yaralandığı kapının önü- ne gelmişti. Kapı daha hâlâ olduğu gibi duruyor, kırık tahta- lar, sallanıyordu. Gâvur Mehmet parmağile açılan deliği gösterdi: — Buradan - gireceğiz. Asıl ümidim, aşağıda... Dedi. Hüsnü Efendi: — Pekâlâ.. inelim. Cevabını vermekle beraber daha ihtiyatla hareket lüzumunu hissetti: — Yalnız bir mesele var, Gâvur — Mehmet.. — yeniden bir tozağa tutulmamak için tedbirli davranalım. Evvelâ şu evi güzelce arayalım. — Olabilir ki bunların henüz bilmediğimiz arkadaşları vardır. İhtimalki buraya gelip birer köşeye — saklanmışlardır. Sen, merdiven başını tut. İhtiya- tarafı dolaşayım. — Eh.. Bu da fena fikir değil, Hüsnü Efendi. Yalnız, davranalım. Evin aranması pek uzun sür- memişti. Hüsnü Efendi, her odayı ve her köşeyi aradığı halde hiç- bir tarafta canlı bir mahlük gör- memişti. Artık hiç tereddüt et- meden o kırık kapının altındaki delikten girmişler; üzeri kemer örülü taş merdivenden inmişler.. Tavanı ve duvarları mozaiklerle işlenmiş —olan mezarlı — odaya gelmişlerdi. Gâvur Mehmet, tabancalarını yan yana yere koyduktan sonra sırtındaki çuvalı yere indirmiş: — Şimdi ver - bakalım feneri bana, Hüsnü Efendi. Demiş ve mezarın her tarafını tetkike başlamıştı. Hem bu tet- kikte devam ediyor, hem de: — Zannınıda aldanmıyorsam, bu hazineyi saklıyacak en emin yer, burasıdır. Lâkin,. burası nasıl açılıp kapanıyor acaba?.. ( Arkası var ) çabuk hafif bir | davranıyoruz. | ten kendini sipere al Ben de her | SON- POSIA Mirasa KRonmak — Hayat çok uzundur oğlum, bitip tükenmek bilmez. — Aman, büyükanne, onu ı Dünya İktısat Haberleri | Fransız İtalyan Ticari Münasebatı Fransa ile İtalyanm Hicari Vaziyet münasebatı gitt.k- | çe azalmakta ve adır. | nazik bir hal ak Bu komşu memleketle- rin biribirile olan ticaretleri bü- yüktür ve bu işin bir an evvel halleddlmesi her iki memleket iktisadiyatı için elzem eddediliyor. Bu hususta şimdiye kadar yapılan teşebbüsat müsbet bir netice vermediğinden Fransa nazırların- dan M. Lamurö Fransız ticaret mukaveleleri müdürü ile birükte bugünlerde Milanoya gidecektir. Miânoda bu işlerle meşgul olan Korperssiyon Nezareti Müs- teşarı M. Askini'nin riyasetindeki bir heyet Fransız murahhaslarile müzakereye girişecektir. Alâkadar dairelerin en büyük- leri arasında vukua gelen bu temasın müsbet bir netice vermesi ihtimali — çoktur. Buyüzden iki memleket iktısadi mahafili Milâno toplantıları neticelerine merak ve ümitle intizar ediyorlar. Burada alımacak kararlar netlicesinde ge- rilemekte olan Fransız - İtalyan ti- cari münasebatı gaip kaybettiğini kazanacak ve inkişaf imkânlarını yeniden elde edeceği alâkadar- larca kuvvetle tahmin edilmek- tedir, * İsviçre vekiller heyetinde bir değiş.klik — oldu. ö Sağlam ma.ıye Vekili — is- M ? ifa etti ve yerine idır başka bir zat geldi. Ajansların bildirdikleri bu kısa havadis Avrupa mali meha- filinde dedikoduları mucip oldu. Hattâ bülün mali buhranlara rağmen harbıumumiden evvelki altın para mikyasını terketmeyen nadir memleketlerdenbiri — olan İsviçrenin de bu yoldan ayrılacağı söyleniyordu. İsviçreden gelen bir telş:f bu dedikoduları tamamen tekzip'” etmektedir. Bernden bildirildiğine göre İsviçre nümuncler seryisinin açılışı münasebetile bir nutuk söyleyan İsviçre İktısat — Vekili M. Şultes bu meseleye temas ede- rek: “ İsviçre Federal hükümeti şimdiye kadar tatbik ettiği mali siyaseti bügün de tasvip etmiştir. Lerisi için de programımız şim- diye kıdır olanın aynidir. Hü- kümet büıçe muvazenesini temin etmek ve sviçre frangını bugün- kü rayicile altın esasına dayalı olarak muhafaza eylemeyi kendi- sviçre Para-| ne borç bilecektir.,, Demiştir. Umuma hitaben vaki olan bu beyanat üzerine köklaş- meye başlayan bu yanlış ha- berler şimdilik bertaraf edilmiş bulunuyor. — — —e Kemalettin Sami Paşa İçin Berlinde Muazzam Bir Cenaze Merasimi Yapıldı Berlin, 19 (A. A.) — Türkiye büyük elçisi Kemaleddin Sami Paşanın cenazesi bugün bü- yük merasimle kaldırılarak yola çıkarılacaktır. Merasimde süvari ve polis müfrezeleri alayın başın- da gidecek, bunları muzika ve : silâhlı tabur, merhumun nişanla- | rını taşıyan Üç zabit takip ede- cektir. Cenaze meresiminde Türk erkânı, — Reisicumhur mümessilleri, millt müdafaa nazırı, sefirler heyeti hazır bulunacaktır. sefareti | İstasyonda milli sosyalistler tara- fından havaya üç el silâh atılarak | tazim resmi yapılacak ve tren saat 13,35 te hareket edecektir. (Son Posta: Buü telgraf dün geldiği için merasim şu dakikada yapılmış demektir. ) Başvekil Paşanın Hisli Bir Yazısı Başvekil İsmet Paşa Hz., Ber- lin sefirimiz merhum Kemaleddin Sami Paşa hakkında Hâkimiyeti Milliye gazetesinde çok duygulu bir makale yazmıştır. Buraya aynen alıyoruz: “Kemaleddin Sami,, «Sevgili ve heyecanlı günleri- mizin en canlı hatıralarını trşıyan candan bir varlığımızı kaybettik. Yüreğinin ve dermanının bütün kabiliyetlerini muharebe meydan- larında vere vere bitip tükenen Kemalettin, artık her insanın maruz bulunduğu sıhhat arızala- rına karşı koyamıyacak bir hale gelmişti. Onun göçmesinin asıl sebebini vatan uğrunda oluktan akıttığı kanların erken neticesi saymalıyız. Kemalettin genç zabitliğinden beri fedakâr ve kahramandı. Balkan harbinden yarım vücutla çıktı. İstiklâl savaşında ikinci İn- önünün en çetin bir sahnesinde idi. Yüksek kabiliyetle düğüştü ve yarım kolundan yeni bir yara aldı. Sakaryanın 21 günü esna« sında Kemalettin Paşa hemen arasız, duraksız vuruşmak - vazi- yetinde bulunmuştur. Gazi Baş- kumandan savaşını idare ederken muharebe meydanında onun en yakın emirlerini almakla bahtiyar oldu. Kemalettin Paşa son yirmi senelik harplerin içinde yetişmiş- tir. Harpte fedakârlık ve kahra- manlık, bir kıta için ve bir ku- mandan için asıl meziyetlerin başında bulunduğuna daima misal olmuştur. Yınm vücudunu. ynk- ——— Merhum Kemalettin Sami Paşa ler gibi, güçlükle eyer üstüne attıktan sonra tek elile atını şid- detle sevkeder ve bubranlı nok- talara azmini ve canlılığını yetiş- Hrirdi. Şeref hissi ve vatan sever- lik hırsı bütün mevcudiyetine hâ- kim kalırdı. Sulhten — sonra Cümhuriyeti Berlinde temsil etti. Son hasta- lığına kadar bu büyük vazifesinde de yüksek kabiliyet göstermiştir. Bulunduğu memleketi hulüs ile severek vazife Almanya- daki Türk cemiyetleri ve Türk talebesile yakından alâkadar ol- du. Pu itibarla da kaybımız çok acıklıdır. Kemalettin Paşa e - sinirlertn çok gergin olduğu müstesna zaman larda beraber çalıştık. Kemalet- tini daima ve samimiyetle sevdik. Bu satırlar onun yüce hatırasına karşı eski bir arkadaşının derin acı'ar sızan yüreğinin vefa, hay- ranlık ve saygı duyguülarının ifa- İSMET yaptı. desidir. Himayeietfalin Lüks Kâğıtlarını Kullanınız 23 Nisan milli bayramı yaklaşıyor. Bu bayramda da tebriklerinizi;. dost- larınız ve büyüklerinizin Himayei Etal Cemiyetinin “Lüka, telgraf küğatları üzerinde okumalarını iaterseniz çeke- ceğiniz telgraf müsveddesinin üzerine “Lükea,, kelimesini ılâve etmeniz ve on beş kuruş fark vermeniz kâfidir, Lüks telgraf kâğıdı kullanmakla hem muhatabınıza fazla hürmet hem de zaraletinizi göstermiş oluraunuz. <a —7 Senfonık Konser Konservatuar muallimlerinden Seyfeddin Asıf Beyin teşkil ettiği mu-ikişinaslar grupu tarafından bugün saat 4 te Fransız tiyatrosunda bir Senfonik konser verilecektir. Konsere konservatuar muallimlerin- den Sezai Asaf, Mehmet Ali, Cemil Cevdet Beylerle M. Lasinski, M. Lı:miş ve talebeler iştirak edeceklerdir. Buradaki resim son provular esnasında alınmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: